Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dünya eğitim literatürüne önce kazandırıp ardından da yok ettiğimiz köy enstitülerinin 61. kuruluş yıldönümü, bugün yine çeşitli etkinliklerle kutlanıyor.
Köy enstitüleri olayında çok net görüldüğü gibi tarih boyunca pek çok konuda çok ciddi girişimlerimiz olmuş. Ama nedense bu görkemli projeleri aynı heyecanla sürdürememişiz.
Türk gibi başla Alman gibi bitir sözü herhalde bu yüzden çıktı. İyi başlıyoruz. Kötü bitiriyoruz. Oysa biraz istikrarlı olabilsek, bugün çok farklı noktalarda bulunabilirdik...
Köy enstitüleri neydi? Neden dünya eğitim literatürüne girdi? Bu soruların cevabı; kuruluş felsefesi olarak rehber alınan Atatürk'ün şu sözlerinde saklı:
"Bilgi, bir süs, bir hükmetme aracı veya bir uygarlık zevkinden çok, maddi hayatta başarılı olacak pratik ve işe yarar bir vasıta olmalıdır..."
Günümüzün hayattan kopuk eğitiminden vazgeçip 61 yıl öncesine yeniden dönmek elbette mümkün değil. Ama bugünkü trajik konumdan da mutlaka kurtarmalıyız. Hayata yönelik eğitimde köy enstitüleri modelini yaratan Türkiye, bilgi çağının eğitim kurumlarına da ev sahipliği yapabilir. Yeter ki inansın!..
Köy enstitülerine yönelik etkinliklere ilgi duyanlar için:
İstanbul Üniversitesi: 61. Yılında Köy Enstitüleri ve Cumhuriyet Eğitimi. 17 / 20 Nisan (0212 / 526 22 65)
Maltepe Üniversitesi. Köy Enstitülerinden Kent Enstitülerine Eğitim Sorunları Kurultayı. 17 / 19 Nisan. (0216. 442 74 98)

Bugün özel bir gün. Köy enstitülerinin doğuşunun, Özal'ın da ölümünün yıldönümü. Biriyle üretmeyi, ötekiyle tüketmeyi öğrendik.
Özellikle son on yıldır mirasyedi gibiydik. Değirmenin suyu hiç bitmeyecek gibi har vurup harman savurduk.
Özal'ın her okula bir bilgisayar laboratuvarı hayali de bu hovardalığın bir sonucu. Bilgisayar Destekli Eğitim Projesi için yüz milyonlarca dolar harcandı. İhalesi ve bilgisayar öğretecek formatör öğretmenlerin yetiştirilmesi yıllarca sürdü.
Ankara'nın hantal ve at gözlüklü bürokrasisi yüzünden Dünya Bankası'ndan alınan krediler heba olma noktasında. Hantallık yüzünden bilgisayar modelleri ve yazılımları demode oldu. Norm kadro yüzünden de formatör öğretmenler, tıpkı ameliyathanesi olmayan hastanelere atanan cerrahlar gibi bilgisayarsız okullara gönderildiler...
Özetin özeti: Yine onca sıkıntıya giriyoruz. Hiç olmazsa bu kez kredi olarak alınan her bir doların nereye ve nasıl harcandığının takipçisi olalım. Şeffaflık isteyen Derviş'ten dört gözle beklediği 12 milyar doları nereye ve nasıl harcayacağını öğrenmek istiyoruz!!!