SİBEL'in dünkü röportajıyla yakından tanıdığımız İdil Kaymakamı Hüseyin Parlak gibi mülki amirlerimiz olduğu sürece geleceğe çok daha umutla bakabiliriz.
Türkiye'de kaç tane doktoralı kaymakam, vali var? Bilmiyorum. Ama, sayıları çok fazla olmasa gerek. İşte bunlardan biri de İdil Kaymakamı Hüseyin Parlak.
İdil'i öylesine benimsemiş ki, sanki doğduğu büyüdüğü kent. Herkes doğu ve Güneydoğu'dan, hele hele Şırnak'tan Cizre'den, Midyat'tan, İdil'den kaçarken, o, oraya sımsıkı sarılmış.
İstanbul'a geldiğinde gazetemize de konuk oldu. Saatlerce İdil'i anlattı. Öylesine içten, öylesine inandırıcıydı ki, Eğitim Servisi olarak hepimiz İdil'e gidip, İdil için bir şey yapma arzusuyla dolduk.
Demek ki insanlar, hiç gitmedikleri, görmedikleri, adını bile hiç duymadıkları, oradaki, ta uzaktaki bir ilçeye gönülden bağlanabiliyormuş. Bunu gördük, yaşadık, hissettik...
Bize bu duyguları tattıran Hüseyin Parlak gibi görevine canı gönülden bağlı eminim yüzlerce kaymakam var. Onları da bu vesile ile canı gönülden kutluyoruz.
Hüseyin Parlak'la sohbet ederken Güneydoğu sorununun neden oluştuğu, neden bugüne kadar çözülemediği ve nasıl çözülebileceği, bir sinema şeridi gibi gözümüzün önünden geldi geçti.
Şu sözleri çok önemli:
"O bölge için en büyük tehlike, en büyük terör nitelikli eleman yokluğudur..."
Güneydoğu terörü, bu güne kadar hastalığın gerçek teşhisi yapılamadığı ve uygun tedavi yöntemi uygulanmadığı için çözülemedi. Ama, Hüseyip Parlak, ilk kez olaya farklı bir açıdan yaklaşıyor.
Terörün, açlığın, işsizliğin, susuzluğun kol gezdiği bölgede, "İlçenizin en büyük sorunu nedir?" sorusuna bakın ne cevap veriyor:
"Eğitim, eğitim, eğitim."
Nasıl demesin ki! İlkokula 12 - 13 yaşında başlanıyor. Türkçe konuşanlar parmakla sayılıyor. Ortaokulu bitiren zor çıkıyor. Üniversiteyi kazanan ise yok gibi.
İşte İdil'in bugünkü durumu bu...
Fazla değil 3 - 5 yıl sonra, çok farklı bir İdil'le karşılaşırsak hiç şaşırmayalım.
O uzaktaki kaymakamın bir hedefi var:
Sadece okul çağındakileri değil, bütün idillileri okur yazar yapmak.
"Okuyan insan, kendi işini yaratır. Aç kalmaz" diyor.
O, eğitime, sosyete dernekleri ve kendine mürit yetiştiren ikiyüzlü tarikatlar gibi önyargıyla değil, "Önce insan" mantığıyla yaklaşıyor. Çölde bir vaha yaratıp, sınırlarını bütün bölgeyi içine alacak şekilde genişletmek istiyor.
Ve, o, bunu başaracak...
Gelin, bu idealist kaymakamlarımızı, valilerimizi yalnız bırakmayalım. İdil gibi ta uzaklara gitmenize de gerek yok. Nerede olursanız olun, mutlaka çok yakınınızda bir İdil vardır. Osmanlı'ya ve bugüne kadar Türkiye'yi yönetenlere işte bunun için kızıyorum.
Atatürk gibi, kaymakam Hüseyin gibi biraz olsun insana, eğitime, doğaya, emeğe değer verilseydi bugün hala İdil'i, İdil'leri konuşuyor olur muyduk!
İdil'de Hüseyin Parlak'ı yalnız bırakmayalım. Sizin için çok önemsiz ufacık bir şey onu çok mutlu edecektir.
Hüseyin, Sezen Aksu'nun şarkılarında dile getirdiği gibi, ışığı doğudan yükseltmeye çalışıyor. Yarattığı aydınlık, pek çok karanlığı yok edecektir.
İdil Kaymakamlığı Tel: 0. 486. 551 20 01 - 551 25 56 Faks: 0. 486. 551 20 02