Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Her ikisi de yaşamımızın olmazsa olmazlarının en ön sırasında yer alıyor. Her iki konuda da çarpıcı açıklamalar var. Ama hala kafalar karma karışık...
İstanbul'da musluklardan akan su içilebilirmiş. Dahası içme suyu olarak dünya standartlarının üzerindeymiş. Açıklayan da öyle sıradan birisi değil İstanbul Anakent Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna...
Kendi açısından haklı olabilir. Ama vatandaş olarak bizim de gördüklerimiz var. Ömerli Barajı'nın çevresinden sık sık geçiyoruz. Musluktan akan suları da biliyoruz. O konuda da diyorlar ki, su temiz ama evlere su taşıyan hatlar bozuk. Anlayacağınız sonuçta onlar da haklı, biz de...
Gürtuna'nın samimi olduğuna inanıyoruz. En azından Çernobil'in patladığı dönemde radyasyondan hiç etkilenmedik diye çay yudumlayan dönemin politikacılarıyla kıyaslanamaz. En azından su kesintilerini önlediler. Ama inanmak için daha çok veriye ihtiyacımız var...

Üretici firmalara sorarsanız sigara gibi cep telefonlarının da hiçbir zararı yok. Ama ölçümler ortada. Telefonla konuşurken kulak hizasında volt / metreye düşen radyasyon güvenlik sınırı İtalya'da 6 v/m, İsveç'te 4 v/m. Avrupa Topululuğu ülkeleri ve ülkemizde benimsenen limit ise 42 v/m. Ama Türkiye'de kullanımda olan cep telefonlarından çoğunun yaydığı radyasyon oranı 100 v/m'nin üzerinde. 177'ye kadar çıkanlar bile var. Bunlar hangileri? Sanıyorum yakında üniversite bir basın toplantısıyla bunları açıklayacak. Tabi bir yerlerden baskı gelmezse. Aslında kötülerin yüzünden iyiler de etkileniyor. Telefon şirketleri bir araya gelip aralarındaki çürükleri neden kendileri açıklamıyorlar ki? Ha bir de tüketici dernekleri vardı. Onlar nerede? Sağlık Bakanlığı mı? Onlar hala kadrolaşma peşinde. Böyle ıvır zıvır işlerle uğraşmazlar!..
Okul yöneticilerinin bu konuda neler yaptıklarını ise hiç sormuyorum. Onlar öğrencilerini benzeri zararlardan koruma konusunda ne zaman ne yaptılar ki!..

Milli Eğitim Bakanı Bostancıoğlu çok sulu gözlü. Duygusal bir sahne gördü mü, hele bir de karşısında kameralar varsa ağlamadan edemez. Medyada kendisiyle ilgili çıkan haberlerin önemli bir bölümü bu yönde. Reklamın iyisi kötü olmaz diyenlerden. Şimdi de şiirden etkilenip gözyaşlarını tutamamış. Böylesine duyarlı birisi on milyonlarca öğrenci, veli, öğretmen ve öğretmen adayı gençlerin sorunlarına karşı neden bu kadar ilgisiz, anlamak mümkün değil!..

ÖNEMLİ HATIRLATMA:
SAYIN BAŞBAKAN, BİZ ECEVİT'İ HEP SÖZÜNÜN ERİ OLARAK TANIDIK. EMİNİM Kİ HEP BÖYLE TANIMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ. HOCALARA VERDİĞİNİZ ZAM SÖZÜ İÇİN SON 4 GÜN!!!