MEB kafa karıştırmaya devam ediyor. Örneğin bu yıl anadolu liseleri ve kolejlere iki farklı yöntemle öğrenci alınacak. Anadolu liseleri, fen liseleri ve özel Türk kolejlerine Seviye Belirleme Sınavı SBS ile öğrenci alınırken, yabancı okullar farklı bir sınavla öğrenci kabul edecek. Bu çelişkili durum, daha şimdiden mahkemelik oldu. MEB, uygulamanın sadece bir yıla mahsus olduğunu belirtiyor. Ama kalıcı da olabilir. Çünkü, daha önce geçici dediği pek çok uygulama, sonradan kalıcı oldu.
Yabancı okulların 6, 7 ve 8’inci sınıflarda yapılan SBS’nin dışında öğrenci alıyor olması, kendi açılarından takdire şayan. Çünkü bu sayede MEB’in “sınav manyağı” ve “sınav yorgunu“ haline getirdiği öğrenci yerine, ne istediğini bilen öğrenci seçme olanağı bulacaklar.
Özel Türk kolejlerinin de isteği bu yönde. Peki o zaman devlet okullarına girmek isteyen öğrencilerin kabahati ne? Hem de üstelik Başbakan Erdoğan, çocuklarımızı sınav belasından ve dershane garabetinden kurtaralım derken.
Milli Eğitim Bakanı Çelik’in işlerine akıl sır erdirmek zor. Her defasında insanı şaşırtan uygulamalara imza atıyor. Tıpkı bu uygulamada olduğu gibi.
SBS ile yabancı kolejler sınavı arasındaki tek farklılık elbette sadece sınav sayısı ve başarı puanı uygulamasında değil. Yabancı dil soruları konusunda da garip bir durum yaşanıyor. Örneğin SBS’lerde yabancı dil sorusu da yer alırken, yabancı okullar sınavında yabancı dil sorusu yok. Başarı puanı da SBS’ye eklenirken YKS’ye eklenmiyor.
Peki ne sorulacak? Daha önceki OKS’lerde ne soruluyorsa onlar. İşte soru dağılımı: Müfredat dahilindeki soruların yüzde 70’i 8. sınıf, yüzde 30’u 7. sınıf kazanımlarından olacaktır. Sınav toplam 100 sorudan ibaret olup, 25 soru Türkçe, 25 soru Matematik, 20 soru Fen Bilgisi, 20 soru Sosyal Bilgiler, 10 Soru Dil Öğrenme Yeteneği olarak belirlenmiştir. Sınav süresi 120 dakikadır ve tek oturumda yapılacaktır.
Kılavuzda yer alan bilgiler bu yönde. Başvurular dün başladı, 16 Mart’ta sona erecek. Sınav ise 31 Mayıs’ta. 8. sınıfların SBS’si ise 6 Haziran’da.
YKS’ye katılan okullar şunlar: Alman Lisesi, Amerikan Robert Lisesi, Galileo Galilei İtalyan Lisesi, İstanbul Saint-Joseph Fransız Lisesi, İtalyan Lisesi, İzmir Amerikan Koleji, İizmir Saınt-Joseph Fransız Lisesi, Notre Dame de Sion Fransız Lisesi, Saint-Benoit Fransız Lisesi, Saint-Michel Fransız Lisesi, Saint-Pulcherie Fransız Lisesi, Sankt Georg Avusturya Lisesi, Sankt Georg Avusturya Ticaret Lisesi, Tarsus Amerikan Koleji, Üsküdar Amerikan Lisesi.
Tek sınav, tek tercih
MEB’in ve Özel Okullar Derneği’nin farklı amaçları nedeniyle, ortaöğretim kurumlarına, yani liselere giriş sistemi bir türlü rayına oturamıyor. Oysa yapılacak olan iş çok basit. Tıpkı ÖSS’de olduğu gibi, devlet ya da özel okul ayrımı yapmadan tek bir sınav ve sonrasında gerçekleşecek tek tercih listesi, bütün sorunları ortadan kaldırır. Ama nedense, bakanlık bunu bir türlü kabul etmiyor. Çünkü özel Türk kolejleri buna yanaşmıyor.
Yabancı okulların şimdi bu sürecin dışına çıkıp çok daha kontrollü bir şekilde öğrenci almaları, onlar için önemli avantajlar sağlasa da yine binlerce velinin o okuldan bu okula koşuşturmasının önüne geçemeyecek. Çünkü pek çok öğrenci yine her iki sınava da girip, hem devlet hem de yabancı okullardan tercih yapacaktır.
Bu arada keşke özel Türk liseleri de ayrı bir sınav yapsaydı da kaç öğrenci başvuracaktı, hep birlikte görseydik.
Kontenjanının çok üzerinde tercih edilen özel Türk liseleri yok mu? Elbette var. Ama sayıları o kadar az ki?
Şimdi bakanlık temcit pilavını yeniden ısıtarak, normal koşullarda kontenjanının yarısını bile dolduramayan bu okullara, devlet kesesinden öğrenci gönderecekmiş. Bu savurganlık olur. Bu, okul kurucularını daha da zengin etmenin ötesinde bir işe yaramaz.
Özel okulculuk teşvik edilmesin mi? Elbette edilsin. Ama mutlaka kaliteyi artırıcı kriterler ortaya koyarak. Yoksa, devlet okullarına kılı kırk yararak gönderilen kaynaklar heba edilmiş olur.
Özetin özeti: MEB hâlâ deneme/yanılma yönteminde ısrar ediyor. Oysa bu öğrenme şekli ilk çağlarda kaldı.