Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

MİLLİ Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam, kendi yarattığı zamansız fırtınanın önünde, kuruyan bir sonbahar yaprağı gibi uçup gitti. Yabancı dille eğitim konusunda, en son söylediği: "Gerekirse eski sisteme (yani mevcut sisteme) devam edilir".
Bir siyasi için Sağlam'ın bugün içerisine düştüğü durumdan daha kötüsü olamaz. Durduk yerde hem kendini, hem hükümeti, hem de oturduğu makamı yıprattı. Çevresinde hiç mi kurmayı yok? Kendisini hiç uyarmadılar mı? Böyle bir konuya, böyle yanlış bir yaklaşımın, kendisini yıpratmaktan öte hiçbir işe yaramayacağını kimse hatırlatmadı mı? Daha önceki bakanların gündeme getirmelerine karşın, "cısss" diyerek, niye ellerini kaçırdıklarını kimse kendisine söylemedi mi?
Eğer bu kadarını da yapmıyorlarsa, ne diye boş yere maaş alıyorlar? Yok eğer söylediler de, Sağlam dikkate almadıysa, gerekçesi nedir? Gerçekten öğrenmek istiyoruz.
Sağlam, giderek yıprandığı böylesi bir ortamda, "yabancı dille eğitimi kaldıracağız" diye ortaya çıkacağına, yabancı dille eğitimin zaaflarını ortaya koysa, daha da önemlisi, artık bir zorunluluk haline gelen yabancı dili neden öğretemediğimizi tartışmaya açsa, bugün başına gelenlerin hiçbiri gelmediği gibi, arada bir söylediği doğrular da, gümbürtüye gitmez, dikkate alınırdı.
Bir siyasi olarak, böylesine tartışmalı bir konu yerine, öğrencisiyle, velisiyle, öğretmeniyle herkesin şikayetçi olduğu sınav sistemini, vurkaç yönetmiyle değil de, ciddi bir şekilde tartışmaya açsaydı, bırakın eleştirilmeyi, el üstünde taşınırdı. Üstelik, kamuoyundan da, umduğundan çok daha fazla destek bulurdu.
Türkiye'de yabancı dil öğretiminde bir sorun olduğu kesin. Veli ve öğrencilerin, onca isteği ve gayretine rağmen, Milli Eğitim Bakanlığı, yabancı dil öğretmede yetersiz. Dahası, bu konuda iyi işleyen kurumları sulandırmada da üzerine yok.
Türkiye bugünkü altyapısıyla en fazla 100 Anadolu lisesini kaldırabilecekken, bu sayı, 400'e yükseltilerek, yabancı dil öğretmede yeterliliğini kanıtlamış Anadolu liseleri de öldürülmüştür. Yani iyide değil, kötüde eşitlik sağlanmıştır.
Hazırlık sınıfı ve daha sonra da yoğunlaştırılmış yabancı dil dersleriyle İngilizce öğretme yöntemi daha önce defalarca denendi ve pek başarılı olamadı. Boğaziçi, Bilkent ve ODTÜ yabancı dille eğitim yapıyor. Hacettepe ve İTÜ ise hazırlık sınıfından sonra yabancı dil destekli Türkçe eğitim yapıyor. Hangi mezunların, daha iyi yabancı dil bildiğinin takdirini de sizlere bırakıyorum...
Bu arada ısrarla bir yanlış yapılıyor. Anadolu liselerinde sanki bütün dersler yabancı dille okutuluyor havası estiriliyor. Halbuki, fen ve matamatik derslerinin oranı, hiç aksatılmadan yapılsa bile yüzde 25'i geçmiyor. Durum böyleyken, "Müstemleke ülkelerinde bile başka bir dilde eğitim yapılmıyor" safsatısıyla kafaları karıştırmanın ne alemi var.
Başta Mehmet Sağlam olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı'nın tüm yetkililerinden rica ediyoruz:
Yıpranan sadece sizler değil, eğitim ve eğitim kurumları da oluyor. Çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için lütfen biraz daha dikkat olun!