YÖK'te yeni bir dönem başlıyor. Yeni Yürütme Kurulu, dünden itibaren görevde. Listeye bakıldığında, YÖK kurulduğundan bu yana, oluşturulan en güçlü yönetim kadrosu denilebilir.
Bu köşeye sık sık konuk edip, zaman zaman zehir zemberek eleştirdiğimiz Kemal Gürüz, sanıyorum artık çok daha tutarlı davranıyor. Yeni kadroyla, özellikle islami çevrelerden gelen, tehditlere ve seviyesiz tepkilere kulak tıkayıp, işe koyulurlarsa, hem YÖK'ün yıpranmış imajını düzeltir, hem de her açıdan tıkanma noktasına gelen üniversitelerimize yeni bir heyacan kazandırırlar.
YÖK'ün başkan vekilliklerine, Gaziantep Üniversitesi'ni kuran ve uzun yıllar rektörlüğünü yapan Prof. Dr. Uğur Büget ile bilim dünyasının önemli isimlerinden ODTÜ'lü Prof. Dr. İsmail Tosun atandı. Yürütme Kurulu'nda ayrıca, YÖK'ün kuruluşundan bu yana görev yapan tecrübeli isim Durmuş Yalçın, İsmail Akınaltuğ, Prof. Dr. Didar Eser, Prof. Dr. Mümin Köksoy, Emekli Hava Korgeneral Erdoğan Öznal, Prof. Dr. Atilla Sezgin bulunuyor.
Korgeneral Öznal'ı Hava Harp Okulu komutanlığı döneminden tanıyorum. Genelkurmay temsilcisi olarak onun seçilmesi büyük bir isabet. Umarım, Hava Harp Okulu'nda sağladığı çağdaş, yaratıcı, dinamik öğretim ortamının, diğer yükseköğretim kurumlarımızda da oluşmasına ön ayak olur.
YÖK'ün yeni dönemde yapacağı çalışmalar, YÖK'ün geleceğine de yön verecek. Ya kaybolan imajını yenileyecekler ya da yok olup gidecekler.
REFAHYOL tarafından hazırlanan ve üniversiteleri hükümetin emirkulu haline getiren yasa tasarısı, şu günlerde alt komisyonda inceleniyor. Ortamını bulunduğu anda meclise getirilecektir. Akıbeti ne olur, o malum. Ama, Milli Eğitim Bakanı Sağlam gibi önünde profesör ünvanı taşıyan bazı isimlerin, üniversitelerin, siyasilerin oyuncağı haline getirilmesine alkış tutmalarını da anlamak mümkün değil.
Prof. Dr. Ayhan Songar, YÖK'e verip, veriştirdiği Türkiye gazetesindeki yazısını, bakın nasıl noktalıyor:
"YÖK kanun tasarısını, hiç yaygaralara aldırmadan bir an önce gündeme getirip bu işin icabına bakmak gerekir. Yoksa çok geç olacaktır, değerli Başbakanımız ve Milli Eğitim Bakanımız..."
Ne garip tesadütür ki bu satırları yazan da, bu tasarıyı hazırlayan, hükümetin Başbakanı, Başkan Yardımcısı ve Milli Eğitim Bakanı da bir profesördür!
Bilindiği gibi Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Servet Armağan, önceki ay, dini kadrolaşma nedeniyle YÖK tarafından görevden alındı ve iki hafta önce de seçim yapıldı. Seçimlerde, o güne kadar Şanlıurfa'ya ve üniversiteye hiç yolu düşmeyen ve seçimlerin yapıldığı gün aday olan Remzi Sağlam oyların yüzde 50'den fazlasını aldı. Yani, bir merkezden Remzi Sağlam'ın adı üflendi ve öğretim üyelerinin çoğu da hiç tanımadıkları, bilmedikleri bu isme oy verdi.
Atama için Cumhurbaşkanı Demirel'in onayı gerekiyor. Cumhurbaşkanı, bugüne kadar YÖK tarafından kendisine önerilen üç aday arasından, seçimlerde en fazla oy alanın atamasını hiç beklemeden yapardı. Ama galiba Harran'da sıkıntısı var ki, bir türlü atama yapmıyor. Anlaşılan uzaktan kumandalı seçimler, onu da rahatsız etmiş...
Cumhurbaşkanı Demirel, bu arada, en fazla oy alan ikinci adayın neden safdışı bırakıldığını da soruşturup, YÖK'ten yeni bir liste isterse hiç şaşırmamak gerekir....