Ali Eyüboğlu

Türkiye’de sosyal medyadan uzak duran birçok yöneticinin yanı sıra bu mecraları çok etkin kullananlar da var. Adba Analytics, The Brand Age için Twitter’ı en etkin kullanan, en çok etkileşim yaratan yöneticileri araştırdı.

Siyahi Amerikalı George Floyd'un beyaz polis memuru Derek Chauvin tarafından boğularak öldürülmesinden sonra bir kez daha anladık ki ırkçılık, asırlardır nesilden nesile geçen genetik bir hastalık. Covid-19'un çıktığı yer Çin, bu hastalığın ana vatanı da Amerika Birleşik Devletleri...

Corona virüs nedeniyle ölenlerin sayısının 100 bini geçmesini bile gölgede bırakan ırkçılık ve ırkçılık karşıtı gösterilerin yangın yerine çevirdiği ABD'deki bu hastalıkla ilgili en doğru tespiti George Clooney yaptı. Clooney, thedailybeast.com adlı haber sitesindeki "Amerika'nın en büyük salgını ırkçılık" başlıklı makalesinde özetle şunları yazdı: "George Floyd'un öldürüldüğünden kimsenin şüphesi yok. Dört polis memurunun elinde son nefesini vermesine tanıklık ettik. Başka kimsenin öldürülmemesini umuyor, bunun için dua ediyoruz. Ama aynı zamanda biliyoruz ki hemen hemen hiçbir şey değişmeyecek, Bir kez daha sokaklarımızda dışa vuran öfke ve hüsran, ilk günahımız kölelikten beri ülke olarak ne kadar az

Twitter’da #çocukistis-marıyoutubeda kampanyası birkaç saat içinde 25 bin paylaşımla Türkiye gündeminin ikinci sırasına yükselince şikayet edilen kanala baktım. Söz konusu video’ların başlıkları tüylerimi ürpertti... YouTube’da çocuk istismarına yönelik bu kadar yerli yapım animasyon video olduğunu, bu denli izlendiklerini bilmiyordum.
500 binin üzerinde abonesi olan, her biri yüzbinlerce izlenen animasyon video’ların önemli bir bölümünde 15-17 yaş arasındaki çocuk kahramanların, kendilerinden yaşça büyük kişiler tarafından istismara uğraması ve hamile kalmaları sıradan bir durum!
Twitter’da, “Şifreli ve ücretli dijital platformdaki bir dizide herhangi bir karakter için harekete geçen yetkililer! Şifresiz ve ücretsiz YouTube kanallarına ne zaman müdahale edecek acaba?” diye yazanların yanı sıra insanlara, o video’ların YouTube’a nasıl şikayet edilerek erişime kapatıldığını tarif edenler de vardı.
YouTube, onca şikayet ve tepkiye rağmen bir şey yapmadı ama Aile, Çalışma ve Sosyal

Zeynep Bastık, Twitter hesabını Eylül 2011’de açtı, ama Türkiye onu 2019’da tanıdı. Zeynep Bastık’ın Twitter’daki parody hesabı Kasım 2013, gerçek hesaptan iki yıl sonra açıldı.

Gerçek @zeynepbastk‘ın Twitter’daki takipçisi sayısı 74.5 bindeyken, parody hesabın @zeybastik’i takipçisi 230 bini bulunca şarkıcı, “Bir gün benim de başına geleceği belliydi” diye yazdı. Bu yorumdan sonra sahte hesap dört bin takipçi kaybetti, Zeynep Bastık iki bin takipçi kazandı.

Maalesef sosyal medya böyle bir mecra.

Müzik dünyasının ünlü isimlerinin birinin başına gelen olay daha da ironik.

Twitter’ın ilk yıllarında kendine bir hesap açan şarkıcı, takipçi sayısı 100 bini bulunca mavi tık peşine düştü.

Ne olduysa o aşamada oldu.

Şarkıcının hesabını ele geçiren bir hacker, geri vermek için ciddi bir para istedi.

Şarkıcı şantaja boyun eğmeyince 100 bin takipçili hesabı elden gitti.

İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün 14-21 Haziran arasında online ‘Uluslararası Göç Filmleri Festivali’ni İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tanıttı. Kartepe’den online katıldığım basın toplantısının açılış konuşmasında Soylu, şunları söyledi:

“Son yıllarda ne yazık ki göçün hep dramlarını, trajedilerini, sıkıntı ve gözyaşlarını konuşuyoruz. Şu kadar göçmen doğdu, şu kadar göçmen yakalandı, şu kadar göçmen evlerine gönderildi... Oysa sahici bir hayat var. Aslında kendimizi korkutuyoruz. Binlerce yıldır göç eden insanlığa kapılarını kapatmayı, kimseyi görmemeyi, kimseyi duymamayı öğütlüyoruz, galiba hata yapıyoruz. Artık göçün güzelliklerini, hayatlarımıza katkılarını konuşmanın, göçün ruhunu hatırlamanın zamanı geldi. Göçün duygusunu, sanatını, insanları nasıl da kaynaştırdığını, medeniyetleri nasıl zenginleştirdiğini anlatmanın tam zamanı... Uluslararası Göç Filmleri Festivali, dünyanın birbirine

10 yıllık evliliğinden iki çocuğu olan Yeliz Yeşilmen, önce “Sonumun Bergen gibi olmasını istemiyorum” diye gözyaşı döküp, video yayınladı. Yeşilmen, daha sonra eşi Ali Uğur Akbaş’la yan yana bir video çekti ve özetle şunları söyledi:
“Biraz tatsız olaylar yaşandı. Aramızda çözmeye çalıştığımız sorunlarımız var. Zamana bırakıyoruz. Çözdüğümüzde açıklama yapacağız. Şu anda aynı evde kalıyoruz. Bizim iki çocuğumuz var. Aile içinde böyle tatsız olaylar oluyor. Bunun üçüncü şahıslarla alakası yok.” Yeşilmen’in ses tonu, vücut dili, eşinin yüz ifadesi, arada söyledikleri aslında o video’nun hangi şartlarda çekildiğinin göstergesi...
Ramazan Bayramı’nda yaşadığı sorunu gözyaşlarıyla anlatan bir başka ünlü Hilal Özdemir oldu. Özdemir, boşandığı Hazım Körmükçü’den beş aydır nafaka alamadığı için kirasını ödeyemediğini, çocuklarının karnını doyuramadığını ‘2. Sayfa’ya ağlayarak anlattı:

Altı aylık hamile olan ABD’li model ve oyuncu Gigi Hadid’in makyajsız görüntüsü sosyal medyada hakkında çirkin yorumlara sebep oldu. ABD’li yıldız, hakkındaki eleştiriler ve “Estetik yaptırdı” iddiaları karşısında, “Yüzüm yuvarlak olduğu için insanlar dolgu yaptırdığımı düşünüyor. Doğduğumdan beri bu yanaklara sahibim” diyerek kendini savunmak zorunda kaldı.

Hadise, bir kadına bedeni üzerinden yapılan siber zorbalık karşısında, sosyal medya hesabından İngilizce ve Türkçe tepki gösterdi:

“Hamile bir kadına yüzü yorgun diye neden diğer kadınlar alay edercesine yorum yapıyor, anlamıyorum? Sıkıldım bu gereksiz yorumlarınızdan ve hakaretlerinizden. Corona sürecinde yaşadıklarımız size iyilik adına hiçbir şey katmamış, yazık!”

Bu yüzden alkışlıyorum Hadise’yi.

Bir kadın yıldızın, kendisine değil, hemcinsi bir yıldıza yapılan siber zorbalık karşısında sesini yükseltmesi sıkça rastladığımız bir durum değil çünkü.

Ayrıca inancım o ki, ne zaman ki her kadın bir kadına yapılan bu tür saldırılar

Sinema yazarı Halil İbrahim Sağlam, Twitter hesabından ‘ibretlik flood’ diye bir dizi paylaşım yaptı:
“2004 yılında Beni Atoori adında bir yapımcı ’20 milyon dolar’ım var. ‘Gılgamış Destanı’nı film yapacağım’ diye Türkiye’ye geldi. Her şey bundan sonra başladı. Çoğu kişinin utancından bu konuyu konuşmak istemediği, akıl almaz bir dolandırıcılık olayı...
Atoori, filmin tamamının Türkiye’de çekileceğini söylüyor. Kimse ‘Bu adam kim?’ diye bakmıyor bile. Jerry Bruckheimer, Steven Spielberg gibi ağırlanıyor. Türk ve Amerikalı oyuncuların oynayacağı büyük bütçeli bir Gılgamış filmi. Hem de Türkiye’de. Daha ne olsun!
Atoori, filmi yönetecek Roger Christian ile Türkiye’ye geliyor. Christian, kötülüğüyle tarihe geçen ‘Battlefield Earth’ filminin yönetmeni. Bu fark edilmeye başlayınca Atoori, ‘Oscar’ları var’ diyor. Aslında tek Oscar’ı var, o da ‘Star Wars’ filminin set direktörü olarak.”

Başrolde Özgü Namal

“Neyse bu abimiz