Ali Eyüboğlu

İnternetteki ‘zararlı içerik’ten koruduk çocukları, peki televizyonlardaki ‘zararlı yayınlar’ için bir ‘filtre’ var mı? Sözde ‘akıllı işaretler’ var. Programın başına birkaç saniye ‘+ 7’ veya ‘+ 13’ yazmakla bitiyor mu her şey?


Kamuoyunda ‘internette filtre’ diye adlandırılan uygulama başladı.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) ‘küçükleri internetteki zararlı içerikten korumak’ için Türkiye’nin hizmetine sunduğu bu uygulama, her internet kullanıcısını bağlayan bir şey değil.
‘Güvenli internet’ bir tercih meselesi.
Çocuklarınızı sanal alemdeki zararlı içerikten korumak istiyorsanız BTK’nın ‘güvenli internet’ hizmetinden biri olan ‘Aile Profili’ni seçtiniz mi, işlem tamam.

Düne kadar filmlerin gişe rakamlarına dair en küçük bir kuşkum yoktu.
Ama artık var.
Bu konuda elime sağlam bir delil geçtiği için mi böyle düşünüyorum.
Hayır.
Elimde delil yok, ama film sektöründen insanların dile getirdikleri iddialar var.
Dedikleri de şu:
“Gişe rakamlarının bağımsız kuruluşların denetime açılması ve şeffaf olması konusundaki öneriyi şirketlerin yüzde 90’ı kabul etmedi. Bu öneri kabul görseydi, her yapımcı ve dağıtımcı bilgisayarında hangi filmin hangi ilde, hangi sinema salonunda kaç kişi tarafından izlendiği hakkında anında bilgi sahibi olup, ona göre adım atacaktı, ama olmadı.”

Mahsun Kırmızıgül, Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar’ın filmleri yoksa yüzde 35-40 oranında azalıyor Türk filmi izleyici sayısı. Allah’tan son iki yılda Ata Demirer, ‘Eyyvah Eyvah’ı ve ‘Eyyvah Eyvah 2’i yaptı da, yerli film sektörü, “Eyvah! Kurtarın, batıyoruz” diye S.O.S vermek zorunda kalmadı

Yerli film izleyicisi geçen yıla oranla yüzde 30 oranında düştü.
Niye?
Seyirci yerli filmlere mi küstü?
Hayır.
Aslında olan şu:

Birkaç yıl üst üste Eurovision’a rockçı gönderen TRT yöneticilerinde, “Acaba bu sefer popçulardan birini mi seçsek?” fikri daha baskın. O yüzden Duman’la Şebnem Ferah’ın şansı az. Geriye kalıyor Atiye, Hande Yener ve Murat Boz...

Hafta sonu Antakya’daydım. Çünkü Sevinç Baloğlu’nun TRT Türk için hazırladığı ‘Yaşayan Bellek Masalla Gerçek Arasında; Antakya’ belgeselinin galası vardı.
TRT yöneticileriyle Antakya’da buluştuğumuz gün, 2012’de Bakü’de yapılacak Eurovision için kimlere teklif götüreceklerine ilişkin haberler vardı medyada.
TRT’nin Atiye, Murat Boz, Şebnem Ferah, Duman ve Hande Yener’le görüşüp Eurovision için şarkı sipariş edeceği şeklindeydi haber.
Önce TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’e sordum konuyu, sonra Genel Müdür Yardımcısı Zeynel Koç’a.
İkisi de Eurovision için isim telaffuz etmedi, “Henüz eleme aşamasındayız” dedi.

İskender Paydaş, birbirinden ünlü ve no name isimlerin yer aldığı ‘Zamansız Şarkılar’ adlı bir albüm hazırladı. Paydaş, ay sonunda piyasaya çıkacak albümü için “Bilindik şarkıları alışılan formlarının dışında yeniden aranje ederken, yeni şarkılarda da geleceğin sound’unu yakalamaya çalıştım” diyor

Önceki gün Süheyl Atay’la İskender Paydaş bana bir albüm dinletti, hâlâ etkisindeyim.
Neden mi?
Çünkü; söz ve bestesi Şebnem Ferah’a ait ‘Bu Aşk Fazla Sana’ şarkısını Teoman söylüyor.

Ekşi Sözlük yazarları yalan, yanlış bir yığın şey yazıyor. İftira ve hakarete uğrayanlardan, “Doğru değil bu, düzeltin bunu” diye itiraz edince verdikleri yanıt “Buyrun mahkemeye” oluyor. Çünkü biliyorlar ki adalet hep geç tecelli ediyor bu ülkede

Ali Kocatepe’nin keyifle okuduğum anı kitabından bana göre ilginç olanları paylaştım siz değerli okurlarla.
Önceki gün baktım, ‘ahmetfirat’ rumuzuyla biri, ekşi sözlük’te hakkımda şöyle bir şey yazdı:

Nişantaşı’ndaki evinde bir tahtanın üstünde oturup kitap okuduğunu ve yazdığını söyleyen Sayar, “30 yıl sonra eski arkadaşlarımın arasındayım. Yazdığım ve insanlarla paylaşmak istediğim şeyler var” diyor

Pazartesi akşamı Kartal Titanic Hotel’de Film-San Vakfı’nın düzenlediği Türk Sineması’nın 97’nci Yıl Galası vardı.
Davetiyede 19.30’da ‘Kırmızı Halı’ yazıyordu.
Bu havada kırmızı halı mı olur? diye geçirdim içimden gitmeden.
Gittim ki otelin kapısında yok kırmızı halı!
Dedim ki kendi kendime hava buz gibi diye kaldırılmış olmalı kırmızı halı.

İlk üç günde birbirine yakın gişe yapan ‘Anadalu Kartalları’ ve ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ arasındaki fark 10 günde neden bu kadar açıldı? Tek sebep ‘fısıltı gazetesi’ mi? Sosyal medyadaki ‘Behzat Ç.’ fanatizmine bugüne kadar hep medya, ‘dev aynası’ndan mı baktı acaba?

İki film de aynı gün vizyona girdi. Dağıtım şirketi Tiglon ‘Anadolu Kartalları’nı 278, Özen Film’se ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ü 245 kopyayla vizyona çıkardı.
İlk üç günün gişe rakamları açıklandığında iki filmin gişesi arasında ciddi bir fark yoktu.
‘Anadolu Kartalları’nı vizyondaki ilk üç günde 155 bin 606 kişi, ‘Behzat Ç. Seni Kalbime Gömdüm’ü 144 bin 100 kişi seyretti.
Araya Kurban Bayramı girdi.
Dini bayramlar ve karne tatilleri vizyondaki filmler için ‘iyi gişe’ demektir.
Kurban Bayramı’ndan sonra açıklanan 10 günlük rakamlar iki film arasındaki gişe farkını da ortaya koydu.