‘Arkası yarın’ modası yolda!

4 Aralık 2010

Siz bakmayın şimdilerde sadece FOX’un iki “arkası yarın” dizisi yayınladığına...
Buraya yazıyorum; “pek yakında” televizyonlarda “arkası yarın” modası başlayacak...
“Bunu da nereden çıkardın?” diye düşünenler olabilir.
Bu konuda böylesine iddialı olmamın nedeni, bu televizyon sektöründe yaşanan gelişmeler...
FOX, şimdilerde iki tane “Arkası Yarın” dizisi yayınlıyor.
“Unutma Beni”yi saat 15.00’te, “Deniz Yıldızı”nı ise saat 19.00’da ekrana getiren FOX, 2011’in Şubat ayından itibaren yayınlamak üzere bir “Arkası Yarın” dizisi daha çektirmeye başladı.
Üstelik FOX, üçüncü “arkası yarın”ını da, “Unutma Beni” ve “Deniz Yıldızı” dizilerinin yapım şirketi Focus Film’e sipariş etti.

Yazının Devamı

CEM YILMAZ’DAN ‘iDRiS’ OLUR MU?

3 Aralık 2010

Cem Yılmaz’ın Zilzurna Ritim Grubu’yla söylediği ‘Hayde’ 2010’a damgasını vuracak şarkı olmaya aday. İdris’in ruh halini çok iyi anlatan ‘Benden Adam Olmaz’ şarkısı da iş yapacak türden...

Cem Yılmaz’ın şimdiye kadar oynadığı filmlerin gişesine bakınca ortaya çıkan tablo şu: Cem Yılmaz’ın sinemada iki farklı izleyici kitlesi var.
Birinci gruptakiler ‘komedi’ meraklıları. Beklentileri de yüksek onların, sayıları da.
Onlar Cem Yılmaz filmlerine gülmek için gidiyor. Lütfi Kırdar’daki galada da vardı onlardan. Cem Yılmaz ne yapsa, ne söylese gülüyorlardı. Bir de benim gibi, “Gülmek şart değil, Cem Yılmaz ne yapsa iyidir” diyerek sinemaya gidenler var.
Cem Yılmaz’ın cinayet masası polisini oynadığı ‘Av Mevsimi’ ikinci gruba hitap eden bir film. ‘Av Mevsimi’nde Cem Yılmaz’ın canlandırdığı karakteri çok sevdim.
Çünkü Cem Yılmaz’ın başarıyla oynadığı ‘İdris’ bizden biri, yani Trabzonlu ve ‘deli’ lakaplı bir narkotik polisi. ‘İdris’in cep telefonunun melodisi bile Karadeniz müziği.
Filmde ‘Deli İdris’in ‘Hayde’ adlı Karadeniz türküsünü söyleyip, meslektaşlarıyla eğlendiği bir sahne var, keyifle izledim o bölümü.

Yazının Devamı

FiLMi ÇEKiLiYOR KENDi GELMiYOR

2 Aralık 2010

Memlekette Demokrasi Var.” Bu cümleyi çift tırnak içinde yazmamın sebebi, sözün bana ait olmaması. Süleyman Nebioğlu’nun yazıp yönettiği ilk sinema filminin adı böyle.
Başrollerini Müjdat Gezen, İlker Ayrık, Gülçin Santırcıoğlu ve Nejat Birecik’in paylaştığı Tamer Karadağlı ile Şafak Sezer’in de konuk oyuncu olarak yer aldığı film yarın vizyona girecek.
Film; 27 Mayıs ihtilalinin idama mahkum ettiği Adnan Menderes’i kurtarmaya çalışan bir delinin maceralarını anlatıyor.
Filmde olaylar 60’lı yıllarda geçiyor, ama her şey o kadar tanıdık, o kadar güncel ki! Nedendir bilmiyorum 1923’ten beri ‘gerçek demokrasi’ye bir türlü kavuşamadık gitti!
Başbakan’ın ısrarla altını çizdiği ‘ileri’sinden vazgeçtim, memleketimin her yanına demokrasinin ‘normal’i hakim olsun ona bile razıyım.
Önceki akşam Etiler Alkent Sitesi’ndeki Wings Cinecity’deki galasında izlediğim filmin demek istediği de şu:
Memlekette demokrasi olduğuna inanan bir kişi var; o da ‘deli’.

Yazının Devamı

HOLLYWOOD’UN GÖZÜ TÜRKİYE'DE

1 Aralık 2010

Açıkladığı gizli belgelerle Amerika’nın ipliğini pazara çıkarmaya ve dünyayı sarsmaya devam eden Wikileaks’ın patronu Julian Assange gibi olanaklar yok elimin altında.
O nedenle Amerikalı yapımcılarla onların çektiği filmleri Türkiye’ye getirip vizyona sokan Türk filmciler arasındaki görüşmelerin ve yazışmaların belgelerini yayımlayamıyorum.
Ancak Hollywood filmlerini Türkiye’de gösterime sokan film ithalatçılarının konu hakkındaki düşüncelerini ve gişe rakamlarının ortaya koyduklarını sizlerle paylaşıp, bunların üstüne fikir yürütebilirim.
Sinemaseverlerin son yıllarda yerli filmlere karşı büyük ilgi duyduğu bilinen bir şey.
Box Office Türkiye’nin verilerine göre 2005 yılında Türk filmlerini toplam 11.457.034 kişi izledi.
2010’un 11 ayında yani 30 Kasım 2010 tarihi itibarıyla yerli film izleyici sayısı yüzde 170 artışla 19.406.289’a ulaştı.
2005’ten 30 Kasım 2010 tarihine kadar Türkiye’de gösterilen yabancı filmlerin gişesindeki artış yüzde 10 civarında kaldı.

Yazının Devamı

SEDA SAYAN KiTAP YAZDI

30 Kasım 2010

Türkiye’nin en çok güvendiği ünlü kadın, kitabını tamamladı, geriye son rötuşlar ve baskı kaldı. Şarkıcının kitabı, 8 Mart ‘Dünya Kadınlar Günü’nde piyasada olacak
Son yıllarda araştırma şirketlerinin yaptıkları ‘Türkiye’nin en güvenilir kadını’ ya da ‘rol model’ anketlerinden çoğunlukla ‘bir numara’ çıkan Seda Sayan, ‘pek yakında’ bilinmeyen yönünü daha ortaya çıkaracak.
Seda Sayan, 2011’in ilk çeyreğinde ‘kitap yazan ünlüler kervanı’na katılacak.
Seda Sayan’ın çıkaracağı kitabın adı henüz netleşmedi.
Bir dönem ‘Seda’ adında dergi çıkaran ve gazetelerde köşe hazırlayan Sayan’ın kitabının içeriğine dair öğrenebildiğim şey şu:
Kitapta hayata dair her şey olacak.
Seda Sayan’ın yazdığı kitabın adını ve içinde neler olacağını öğrenemedim.

Yazının Devamı

BEYAN DÜŞÜK CEZA BÜYÜK!

29 Kasım 2010

Anlaşılan o ki, Kuzey Kıbrıs’ta konser veren şarkıcıların çoğu hiç ciddiye almamış KKTC Maliye Bakanı’nı. Ancak hem Kıbrıs’tan hem de Türkiye’den alacakları ‘vergi cezaları’ onları kendilerine getirecek

13 Ağustos 2010 tarihinde ‘Türk şarkıcıların Kıbrıs hüsranı’ başlıklı bir yazı yazmıştım. Kuzey Kıbrıs Maliye Bakanlığı’nın aldığı yeni kararın, Türk şarkıcılar için Kuzey Kıbrıs’ı ‘çöpsüz üzüm’ olmaktan çıkardığını, büyük vergi cezalarının yolda olduğunu anlatan bir yazıydı bu.
Çünkü Kuzey Kıbrıs Maliye Bakanı Ersin Tatar’ın yaptığı şu açıklama, bu konuda ne denli ciddi olduklarının habercisiydi: “Sözleşmelerini alacağız.” Örneğin 10 bin lira almış. Yüzde 10’u maliyeye ödenecek. Sonra sözleşmeyi Türkiye Maliye Bakanlığı’na göndereceğiz. Bakalım sanatçı, bize yaptığı beyanın aynısını Türkiye’ye yapmış mı? Yapılmamışsa, sözleşmede yazan rakamın üzerinde bir ceza keseceğiz.”
Arkadaşımız Sefa Karahasan’ın Milliyet’te yayınlanan son haberinden anlaşılıyor ki, Kuzey Kıbrıs’ta konser veren şarkıcıların çoğu hiç ciddiye almamış Kuzey Kıbrıs Maliye Bakanı’nı...
Ada’da konser veren şarkıcıların Kuzey Kıbrıs Maliye Bakanlığı’na beyan ettikleri konser ücretleri şöyle:
Ajda Pekkan:

Yazının Devamı

‘Yok Böyle Dans’ta sıfır reyting şoku!

27 Kasım 2010

Baştan altını çizeyim; “reyting uzmanı” değilim. Yıllarca yaptığım haberleri ve yazdıklarımı takip edenler bilir, AGB’nin Türkiye’de reyting ölçümüne başladığı günden beri bu işle “az buçuk” ilgilenirim.
Sistemin nasıl çalıştığını, ölçüm yapılan evlerdeki deneklerin nasıl seçildiğini, televizyonlara takılan peoplemeter’lardan bilgilerin AGB’ye nasıl geldiğini “üç aşağı beş yukarı” bilirim.
AGB Nielsen Türkiye’nin her gün abonelerine servis ettiği reyting ölçümlerini vakit buldukça incelerim.
Ancak 30 Ekim 2010 tarihinde Show TV’nin reyting karnesi gibi bir tabloyu şimdiye kadar ne duydum, ne de gördüm.
Show TV, “Yok Böyle Dans”ı ekrana getirdiği 30 Ekim 2010 Cumartesi resmen “sıfır çekti”...
AGB’nin reyting ölçümü yaptığı evlerin nüfusu 49 milyon 800 bin 337 kişi...
Elbette ki bu nüfusun tamamında “peoplemeter” yok...

Yazının Devamı

İSTANBUL’UN KAÇ FİLMİ VAR?

26 Kasım 2010

Türk sineması üzerine 18 kitap yazan Agah Özgüç’ün 19’uncu kitabı çıktı. Biyografi, anı ve araştırma tarzı kitaplara karşı bir hayli meraklı olan ben, ‘Türk?Sinemasında İstanbul’u bir solukta okudumGünün birinde şöyle sorularla karşılaşsanız vereceğiniz yanıtlar ne olur? Şimdiye kadar adında İstanbul geçen kaç yerli film çekilmiştir?
İstanbul’un semtlerinden hangileri bugüne kadar kaç filmin afişine adını yazdırmıştır?
Sadece Türk sinemasıyla sınırlı kalmayıp, dünya sinemasını baz aldığımızda, afişinde İstanbul yazan kaç yabancı film yapılmıştır şimdiye kadar?
Sayısal Toto oynar gibi ezbere rakamlar söyleyip pekala tutturmak mümkündür bu sayıları.
İş o filmlerin adlarını eksiksiz olarak söyleyebilecek kaç kişi vardır acaba 12 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da veya 72 milyonluk Türkiye’de? Şimdiye kadar Türk sineması üzerine 18 kitap yazan Agah Özgüç’ün 19’uncu kitabı çıktı.
Agah Özgüç, yukarıda sıraladığım tüm soruların yanıtını ‘Türk Sinemasında İstanbul’ adlı yeni kitabında yazdı.
Biyografi, anı ve araştırma tarzı kitaplara karşı bir hayli meraklıyım zaten. Sinemayı ve İstanbul’u seven herkesin başucu kitabı olabilecek ‘Türk Sinemasında İstanbul’u bir solukta okudum.

Yazının Devamı