Sen İstanbul’dan kalk; sırf Ayşegül Aldinç’i izlemek için Girne’ye kadar git, 80’li yıllarda yapılan her anketten ‘en seksi’ olarak çıkan kadını sahnede göremeden dön
Hafta sonu Kıbrıs’ta yaşadıklarımdan sonra bir kez daha hak verdim; “Tanrı’yı güldürmek istiyorsan ona planlarından söz et” diyene. Sen İstanbul’dan kalk; sırf yıllar sonra sahnelere merhaba diyen Ayşegül Aldinç’i izlemek için Girne’ye Malpas Otel Casino’ya git ve 80’li yıllarda yapılan her anketten ‘en seksi’ olarak çıkan kadını sahnede göremeden dön. Olacak şey değil, ama oluyor işte.
Yıllar sonra çıkardığı iki şarkılık single 0ile dikkatleri üzerine çeken ve sahnelere yeniden “Merhaba” diyen Ayşegül Aldinç’in Malpas Otel Casino’da sahne alacağı saatlerde ben, üşüttüğüm için oteldeki odamda yatak döşek yatıyordum.
Ona rağmen giyindim, aşağıya indim. Baktım ki değil ayakta durmak, konser sırasında defterime not alacak bile gücüm yok, arkadaşlarım Tayyar Yıldız ile Dursun Karadağ’a, “Siz olan biteni bana sabahleyin anlatırsınız” deyip, yeniden attım kendimi yatağa. Aldığım ilaçlar ve uyguladığım C vitaminli kür sayesinde pazar sabahı iyileşmiş olarak kalktım yataktan.
Ama bu kez; arkadaşlarımın kaçırdığım
“Reyting ölçüm işi hangi aşamada” yazım üzerine eski adıyla AGB Nielsen Media Reseach, yeni adıyla Nielsen Audience Measurement, PR şirketi aracılığıyla bana şöyle bir “bilgilendirme notu” gönderdi:
“15 Ocak tarihli yazınızın ‘Reyting ölçüm işi hangi aşamada” başlıklı bölümündeki TV İzleme Ölçümleri ile ilgili size verilen bilgiyi doğrulama gereği duyduk. TV İzleme Ölçümlemesi ile ilgili mevcut durum şöyledir:
Rekabet Kurulu’nun 02.11.2009 tarih ve 09-50/1236-310 sayılı gerekçeli kararının açıkca belirttiği üzere TV İzleme Ölçüm ihalesi yenilenecektir. TİAK A.Ş.’nin kuruluşu geçtiğimiz günlerde tamamlanmıştır. Böylece tüm medya ve reklam sektörünün beklediği ihalenin önümüzdeki dönemde yapılması beklenmektedir.”
“Reyting ölçüm işi hangi aşamada” başlıklı yazımı teyit eden açıklamanın içindeki şu vurgu dikkatimi çekti:
“TV İzleme Ölçüm İhalesi yenilenecektir.”
Bildiğim kadarıyla TİAK A.Ş. henüz ilk toplantısını yapıp, bu konuda bir karar almadı.
Çünkü TİAK A.Ş.’nin önünde iki seçenek var.
Sertab Erener, anne ve babası “Sen mutlaka bir klasik Türk sanat müziği albümü yapmalısın” deyince kolları sıvadı. Şarkıcı, 2011’de sanat müziği albümü çıkaracakÖnceki akşam Les Ottomans Oteli’ndeki Dilek Hanif’in davetinde karşılaştığım Sertab Erener’le ayaküstü sohbet ettik bir süre.
Son albümü ‘Rengarenk’le 2010 yılına damgasını vuran şarkıcılardan biri olan Erener’e, ufukta yeni bir projesi olup olmadığını sordum.
Erener önce, “Konserden konsere koştum, gerçekten çok yoruldum. Birkaç ay dinlenmek istiyorum. Vücudumun da buna acayip ihtiyacı olduğunu hissediyorum” dedi.
Bahara kadar kendine istirahat yazan Sertab Erener’in sonrası için planı yok mu?
Olmaz olur mu?
Zaten işin sürprizi de bu.
Ünlü modacı Hüseyin Çağlayan’ın Londra’da sergilediği ‘Üretimin Bedensizliği’ adlı bir çalışması var. Çağlayan’ın 24 Şubat’ta Londra’dan Türkiye’ye getirip Galerist’te sergileyeceği çalışmada Sertab Erener de var; hem de ‘Üzgünüm Leyla’ ile... Erener’in, Çağlayan’ın projesi için söylediği ‘Üzgünüm Leyla’yı yakınları öylesine beğendi ki iş, ‘aile baskısı’na dönüştü.
Sertab’ın adı hangi güfteden?
Cep telefonuma şöyle bir mesaj geldi:
“Bayanların kendini tanıtmak için televizyona gönderdiği mesajlar cebine gelsin. Hem de telefon numaralarıyla. Hemen VIP yaz 4...’e gönder.”
Bu demektir ki, televizyonlardaki evlilik programları insanları kesmedi. Çöpçatanlık hizmeti cep telefonlarına sıçradı.
Cep telefonuna böyle bir mesaj gelecek de kayıtsız kalacak kaç erkek var bu memlekette?
Şimdiye kadar böyle bir hizmetle(!) tanışmamıştım.
Bu iş neyin nesi, kimin fesi diye peşine düştüm. Bunun için yapılması gereken ilk şey VIP yazıp, verilen numaraya yollamaktı.
VIP yazıp, o numaraya bir SMS yolladım, anında şöyle bir yanıt geldi:
Türkiye günlerdir tarihini tartışıyor. Neden? ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi yüzünden. Dizide anlatılanlara birçok insanın itirazı var.
“O öyle değildi” diyen tarihçilere karşın, “Hayır öyleydi” diye ısrar eden tarihçiler de var.
İki taraf da tarihi bir kaynağa dayandırınca iddiasını, kime inanacağını şaşırıyor insan.
Peki, tanıdığı olduğumuz olayların tarihe nasıl geçeceğini hiç düşündünüz mü? Örneğin günün birinde Trabzon’a tren giderse, bu insanlara nasıl anlatılacak?
Tarihçiler, günümüzde yapılan haberlere bakacak ve şöyle diyecek: “2005-2010 arasında ‘Yaprak Dökümü’ adlı bir dizi yayınlandı. O yılların en yüksek reytingli dizisiydi bu. Son bölümünde, senaristler, gerçekte olmayan rayları senaryoya döşeyip Trabzon’a trenle adam gönderdi. Bu da devleti yönetenlere ilham verdi. Trabzon trene kavuştu.”
Gaf yapanlar ‘kahraman’ oldu!
Bir süredir Hülya Avşar’la ‘Yetenek Sizsiniz’ programında jüri üyeliği yaptığı Ali Taran arasında duygusal bir şeyler olduğu yazılıp, çiziliyor.
Helin Avşar’ın, ablasıyla yaptığı söyleşiyi okuyuncaya kadar Hülya Avşar’la Ali Taran arasında bir gönül ilişkisi olma ihtimalinin zayıf olduğunu düşünüyordum. Çünkü Ali Taran evli ve de eşini çok seven biri.
En azından eşinin rahatsızlığı sırasında kendisiyle yapılan söyleşide altını çizerek söylediği buydu.
Şimdi böyle biri, eşi kanserle savaşırken başka bir kadınla ilişki yaşayabilir mi? Hal böyleyken içime niye kurt düştü?
Bunun sebebi Hülya Avşar’ın kendisiyle söyleşi yapan kız kardeşi Helin’e söyledikleri oldu.
Helin Avşar, “Abla kızma bana!” deyip, ıkına sıkına soruyor Hülya Avşar’a: “Ali Taran meselesine ne diyeceksin?”
Hülya Avşar’ın bu soruya verdiği yanıt şu: “Ali çok özel, çok eğlenceli, çok zeki biri. Sen de biliyorsun ki Ali evli, çok güzel, çok özel bir eşi var. Onu hep bu resmin içinde görmek istiyorum.”
Deniz seviyesinden bin 700 metre yüksekteyiz. Oturduğumuz kafe sımsıcak, ama dışarısı buz gibi.
Dışarıya hakim olan tek şey soğuk değil, bir de beyaz. Çünkü her yerde kar var.
Sabah kalktığımızda her yanı sis kaplamıştı. Öğlen saatlerine doğru sis biraz dağıldı, ama tamamen yok olmadı. Sis sayesinde yerle gökyüzü birleşti sanki. Yer - gök beyaz oldu.
İnsanlar çoluk çocuk gelmiş, kayak yapıyor. Kaymaya çalışıyorlar demek daha doğru. Zira çoğu acemi. Düşe kalka öğreniyorlar kaymayı.
Anlattığım yer neresi mi?
Ne Uludağ, ne Kartepe, ne Kartalkaya, ne Palandöken, ne de Türkiye’nin bilinen kayak merkezlerinden biri.
Hafta sonları tıklım tıklım
Şimdiye kadar yabancı film ve dizi kanalı olarak yayın hayatını sürdüren TNT’nin atılım tarihi belli oldu...
2011’de Kanal D, Show TV, atv, Star ve FOX gibi entertiament kanalı olmaya karar veren TNT, transfer ettiği gündüz kuşaklarının yayınına 24 Ocak’ta başlayacak. TNT, Prime Time kuşağındaki programlarını ise bir ay sonra devreye sokacak.
TNT, yeni programlarıyla oluşacak yeni yüzünü 17 Ocak’ta başlayacak büyük bir kampanya ile tanıtacak.
Peki TNT, 24 Ocak’tan itibaren gündüz kuşağında hangi programları ekrana getirecek?
TNT’de gündüz kuşağı programları ünlü diyetisyen Ender Saraç’ın hazırlayıp sunacağı “Sağlıklı Yaşam”la başlayacak.
Ender Saraç’ın programının ardından TNT’de, Kanaltürk’ten transfer edilen Petek Dinçöz’ün üç saatlik canlı yayını ekranda olacak.
Petek Dinçöz, TEM Stüdyoları’ndan sunacağı canlı yayının ardından TNT ekranını Hande Ataizi’nin sunacağı “Dest-i İzdivaç”a teslim edecek.
Erbil’le “Açıl Susam Açıl”