Geçen temmuz ayında Başbakanlık Baş Müfettişi ve İstanbul?Üniversitesi Rektör Danışmanı Üyüp?Özgüç’le evlenen TRT Haber’in ‘Medya Müfettişi’ programının sunucusu Serra Karaçam anne oluyor
TRT’nin Etiler Ulus’taki stüdyolarından havalanan ‘posta güvercinim’, TRT Haber’in ekran yüzlerinden Serra Karaçam’la ilgili bir bilgiyi bırakıp gitti. ‘Posta güvercinimin’ getirdiği bu bilginin doğru olup olmadığını öğrenmek için başvurulacak bir yer vardı; o da Serra Karaçam’ın ta kendisi.
Şöyle bir mesaj attım Serra Karaçam’ın cep telefonuna:
“Hamile olduğun konusunda bir bilgi getirdi posta güvercini, ama kaç aylık olduğunu söyle-meden gitti.”
Serra Karaçam’dan gelen yanıt, sadece ‘ham bilgi’yi doğrulamakla sınırlı değildi. Sitem de içeriyordu:
“Hayırlı olsun deseydin.”
Bu yanıta ne cevap vereceğimi uzun süre düşündüm ve ardından şu mesajı gönderdim:
Kamuya açık eğlence mekanlarında ‘kına gecesi’ modası başladığından haberim yoktu, ama artık oldu. Zarifi gibi herkese açık yerde kına gecesi yapılınca haliyle biz de eğlenceye tanıklık ettik
Yıllarca Galata Meyhanesi’nde Münir Nurettin Selçuk’u andıran sesiyle Türk sanat müziğinin klasik eserlerini söylerken zevkle dinlediğimiz Erhan Akman, perşembe akşamları Beyoğlu Zarifi’de sahne almaya başladı.
İkinci haftasında eşim ve iki arkadaşımla Akman’ı dinlemeye giderken böylesine bir sürprizle karşılaşacağım aklımın ucundan dahi geçmezdi.
Erhan Akman’dan sanat müziği dinlemeye gittik, ama kısmetimize ekstradan bir de ‘kına gecesi’ çıktı. O gece Zarifi bayağı kalabalıktı. Sahnenin yanı başındaki masalardan birinde ‘kadınlar matinesi’ havası vardı. Çok geçmeden o masanın tamamının kadınlardan oluşmasının sebebi anlaşıldı.
Bir de baktık, kızlar masasındakilerin hepsi başına duvak taktı ve ‘kına gecesi’ başladı.
Eşim ve arkadaşımız Belgin Kanca Atilla, “Yeni trend bu” deyinceye kadar, kamuya açık eğlence mekanlarında ‘kına gecesi’ modası başladığından haberim yoktu, ama artık oldu.
Arkadaşlarının duvağı beyaz, 28 Kasım’da nikah masasına oturacak gelin adayının başında ise
Basketbol dünyasının ünlü isimlerinden İbrahim Kutluay ile eşi Demet Kutluay’ı pek yakında ekranlarda bir dizinin başrol oyuncusu olarak görürseniz, şaşırmayın...
Çünkü yapımcı Hüseyin Apaydın, İbrahim Kutluay ile Demet Kutluay’a “Koçum Benim 2011” adlı dizide başrolü paylaşmaları için teklif götürdü.
“Koçum Benim” adından da anlaşılacağı gibi bir basket koçu ile öğrencilerinin basket aşkı etrafında olup bitenleri anlatan bir dizi...
2002 yılında TRT için 91 bölüm çektiği “Koçum Benim” dizisinin yeni versiyonu için kolları sıvayan Apaydın, Kutluay çiftini “Koçum Benim 2011”de oynatmaya ikna ederse bir ilki başarmış olacak.
Böylece Apaydın, Demet - İbrahim Kutluay çiftini dizide oynatan ilk yapımcı unvanını kazanacak.
TRT 1’de 91 bölüm yayınlanan ve başrolünü Tarık Akan’ın oynadığı dizide rol verdiği Ozan Güven, Nehir Erdoğan, Engin Altan Düzyatan, Yeliz Doğramacılar, Filiz Taçbaş, Doğa Bekleriz ve Yasemin Ergene’nin yıldızının parlamasına katkısı olduğunu vurgulayan Apaydın, Kutluay’a teklifi götürmesinin sebebini ise şöyle açıkladı:
2010 Türkiye’sinde 15-35 yaş grubundaki erkeklerin rol modeli Kenan İmirzalıoğlu, kadınların örnek aldığı ünlü kadın ise Seda Sayan
Yeni bir araştırma bu. 13 Eylül 2010 ile 8 Ekim 2010 tarihleri arasında yapıldı. Ipsos KMG’nin MediaCat için 12 ilde yaptığı araştırmada yanıtı aranan soru şuydu: “En beğendiğiniz, davranışlarını kendinize örnek aldığınız ünlü kim?”
15-35 yaş grubundaki 716 kişinin yanıtları ilginç bir ‘rol model’ tablosunu ortaya koydu.
Rol Model 2010 ile Rol Model 2009 listesi şunu gösteriyor ki, 15-35 yaş arasındaki insanların örnek aldıkları ünlüler, yıllara göre değişiyor. Ipsos KMG’nin, araştırmanın sonuna şöyle bir not düştüğünü de belirteyim: “Kadınlar arasında kadın ünlülün, erkekler arasında ise erkek ünlünün örnek alındığı görülmektedir.” Bu da demek oluyor ki, 2010 Türkiye’sinde 15-35 yaş grubundaki erkeklerin rol modeli Kenan İmirzalıoğlu, kadınların örnek aldığı ünlü kadın ise Seda Sayan.
Kenan’dan sonra ‘Orhan Baba’Kenan İmirzalıoğlu, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da en çok örnek alınan ünlü. İmirzalıoğlu, düşüşte, ama yine zirvede. 2009’da ikinci olan Gülben Ergen 2010’da altı puan kayıpla altıncı, 2009’un üçüncüsü Beyaz, beş puan kayıpla 2010’un
Tarkan’ın aday gösterilmemesinin ‘makul ve mantıklı’ bir sebebi olmalı ve bu da kamuoyuna duyurulmalı. Elbette ki adaylar arasında ‘iyi’ler var, ama ‘yılın en iyi albümü’nün aday gösterilmemesi gibi tuhaf bir durum var ortada
İstanbul FM’in ‘14’üncü İFA İstanbul FM Altın Ödülleri’nin adayları arasındaki bir eksiklik dikkatimi çekti. Çünkü radyo, 2010’a damgasını vuran bir şarkıcıyı, olması gereken iki kategoride aday bile göstermedi.
‘En İyi Albüm’ kategorisinde İstanbul FM’in dinleyicilerinin oyuna sunduğu listedeki adaylar şunlar:
Demet Akalın - Zirve
Emre Aydın - Kağıt Evler
Ferhat Göçer - Biz Aşkımıza Bakalım
‘Elde Var Hayat’ın ‘gizli yetenekleri’ sahneye çıktı ve döktürdü. Ekipte sanat müziği okuyan da, rap söyleyen de, country müzik yapan da vardı. Çağrı Bingüller, oyuncularının bu yönlerinden dizide yararlanacak mı?
Elde Var Hayat’ dizisinin yemeğine giderken biri bana, “Acayip eğlenceli olacak” dese, ona vereceğim yanıt, “İyi misin?” olurdu.
Çünkü genelde dizi yemekle sıkıcıdır. Hep beraber dizi izlenir.
Dizi biter bitmez bir alkış tufanı kopar. Herkes birbirini kutlar, “Müthiştim şekerim”, “Asıl sen süperdin” gibi komplimanlar birbirini izler. Şayet yemeğin verildiği yerde canlı müzik varsa, dizinin oyuncuları şarkıcıları dinlemekle yetinir, gecede başrolü kapmamaya özen gösterirler.
BSK Yapım’ın TRT 1 için çektiği ‘Elde Var Hayat’ın 13’üncü bölüm kutlama yemeği de öyle başladı, ama öyle bitmedi.
“Tecavüz sahnesinde Beren Saat mi daha inandırıcıydı, yoksa ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ filminde aynı rolü oynayan Hülya Avşar mı?” gibi işi sulandıran haberler, anketler yapılmamış olsa, olay bu noktaya gelir miydi?
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Dilekçe Komisyonu’nun, vatandaşlardan gelen şikayetler üzerine Kanal D’de yayınlanan ‘Fatmagül’ün Suçu Ne?’ için ‘alt komisyon’ kurup, diziyi incelemeye alması, nereden bakarsanız bakın ilginç bir gelişme.
Komisyon Başkanı AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman’ın, daha tarafları dinlemeden, uzmanların görüşlerini almadan, “Reyting kaygısı yüzünden çocuk ve gençlerin olumsuz etkilenmesine izin vermeyiz” demesi, bana, amaçları ‘üzüm yemek’ değil, ‘bağcıyı dövmek’ gibi geldi. İnşallah yanılırım.
Türkiye’de televizyon yayınlarını denetlemekle görevli bir kurum var.
RTÜK de 444 1 178 hattına gelen bin 975 şikayet üzerine diziyi incelemiş ve Kanal D’ye ‘uyarı cezası’ vermişti.
Anlaşılan o ki bu ceza kimseyi tatmin etmemiş.
'Sağlık ve İyi Yaşam' araştırmasının sonuçları enteresan. Kaderciyiz ama 71'den önce ölmeyiz diyoruz. Kilolu olduğumuzu düşünüyoruz ama diyet yapmıyoruz. Doktora gitmek pahalı diyoruz ama sağlık hizmetlerini yeterli buluyoruz
Philips Türkiye, ERA Research & Consultancy’ye Türkiye çapında bir araştırma yaptırttı. Araştırmanın amacı, Türk halkının mevcut sağlık ve iyi yaşam durumunu nasıl algıladığını tespit etmekti. İstanbul, İzmir, Antalya, Gaziantep, Ankara, Bursa, Samsun, Kayseri, Van, Balıkesir, Trabzon ve Erzurum’da 18 yaş üstü, bin 18 kişiyle yapılan 'Sağlık ve İyi Yaşam' araştırması ortaya ilginç sonuçlar çıkardı. ERA’nın, 12 büyük şehirdeki çalışma sonunda yazdığı rapor ve yaptığı analizler şunlar:
- Sağlık ve iyi yaşamla ilgili en önemli unsurlar, insanların ne kadar stresli olduğu ve çocuklarının genel sağlık durumu. Türk halkının geneli bu konuların neredeyse hepsinden hoşnut durumda. En azından stres düzeyi, tatil yapabildikleri süreler ve geçim maliyetleri açılarından durumlarından memnunlar.
- Türk halkının yarısı (yüzde 49) herhangi bir hastalı-ğının, rahatsızlığının olmadığını belirtmiş. Bu oran erkeklerde yüzde 61’e yükseliyor.
- Türk halkının