GÖKSEL’E DESTEK VE TEPKi YAĞDI!

8 Temmuz 2010

Dünkü “Göksel Türk erkeğini bitirdi” başlıklı yazımdan sonra mail yağdı. Göksel’e tepki gösterenler kadar, destek verenler de oldu. Gelen yüzlerce e-posta arasından ikisini seçip Göksel’in sözlerinin nasıl bir tartışma başlattığını gözler önüne sermek istedim. Göksel’e destek veren Demet Öner, şunları yazdı:
“Göksel’le ilgili yazınızı okudum ve Türk erkeğinin bitirilmesi konusunda bir Türk kadını olarak 1-2 cümle de ben edeyim, dedim. Göksel’e tamamen katılıyorum. Ne yazık ki hiç ama hiç büyümüyorlar. Hepsi Beyazıt Öztürk modeli; yani ana kuzusu. Ben bir akademisyenim ve eşim de aynı camiadan. Profesörleri bile değişmiyor inanın. Ben sorunun Türk annelerinde yattığını düşünüyorum. Ne yazık ki erkeklerimizi çok şımartıyoruz. Anneleri olmadan bavul bile hazırlayamıyorlar. Örneklerini bizzat yaşadım. Hislerimize tercümanlık ettiği için Göksel’e teşekkür ediyorum.”

“Türk kadınlarından soğuduk”
Okurlarımızdan Koray Çayıroğlu ise Göksel’e karşı çıkanlardan. Çayıroğlu, şunları yazdı:
“Göksel, Türk erkeklerinin çocuk olduklarından ve büyümediklerinden şikayet etmiş. Bir düşünelim çocuk acaba kimmiş? Erkeklerin 30 yaşında bile play-station oynadıkları, arkadaşlarıyla bir araya gelip

Yazının Devamı

Göksel, Türk erkeğini bitirdi!

7 Temmuz 2010

Pegasus Magazine’in Temmuz sayısında Göksel’le yapılmış bir söyleşi okudum ama okuduklarıma inanamadım. Dört yıl evli kalıp boşanan Göksel’in, “Erkekler hakkında ne öğrendiniz?” sorusuna verdiği yanıta bakar mısınız?
“Çocuk olduklarını öğrendim. Hiç büyümüyorlar. Türkiye toplumu, olgun erkek yetiştiremiyor. Aşırı anne ilgisiyle büyütülüyorlar. Egoları çok yüksek, ama bizden daha saflar. Sarsak çocuklar gibi dolaşıyorlar etrafta. Kız arkadaşlarımla bu sorunu konuşuyoruz. Hepimiz sıkılıyoruz adamlardan, çok fena durum. Kadınlar kendilerini geliştirdikçe, erkekler yerlerinde sayıyor sanki. Kadınlar kendilerine bakıyor, iyi görünüyor, kendilerini geliştiriyor, dünyayı görmek istiyorlar. Erkekler giderek eve kapanıp, yemek yiyip, maç seyredip, göbekli, hımbıl bir şeye dönüşüyorlar. Kimse aşık olamıyor.”
Ne yaptın Göksel?
Konuştuğun özel bir havayolunun dergisi diye, “Biraz da ben uçayım mı” dedin?
Kavgada bile söylenmez bunlar. Bir kalemde bitirdin hepimizi. Türk erkeğine yapılır mı bu?

“Evliliği beceremedim galiba”
Göksel’in evlilik ve şöhretle gelen ego konusunda söyledikleri de hayli çarpıcı: “Evliliği beceremedim galiba. Becerebilen var mı, yoksa herkes kendini mi kandırıyor,

Yazının Devamı

THY PiLOTUNUN iSYAN MEKTUBU

6 Temmuz 2010

Türk Hava Yolları’ndan ayrılan pilot R. T., mesai arkadaşlarına ilginç bir e-posta yolladı. İddiaları, işinden ayrılan personelin kurumuna olan kızgınlığı değilse, bu bir ‘S.O.S çağrısı’ ya da ‘isyan mektubu’dur

İşte R. T.’nin, “Lütfen sıkılmadan okuyun. Benim canım hala yanıyor, bari siz yanmayın” başlıklı e-postası:
“...Sırasıyla sizlerle acı bir tecrübemi paylaşmak istiyorum. Kaptan ve ekibi, görev konusunda karar makamıdır. Diğer unsurlarsa destektir. Kaptan ne kadar mükemmel olsa da destek unsurlarının hatası nedeniyle bu kaza (THY’nin Amsterdam’da düşen uçağı) yaşanmıştır. Ne yazık ki, günümüzde tüm destek unsurları, ‘Kaptan nedir?’ olgusunu yitirmiş ve havacılıktan bihaberdir.”

Arıza, kaptana bildirildi mi?
Teknisyen arkadaşım uçağı kontrole gelip ‘Daily-Check’ ya da ‘Transit-Check’ yaparken sadece defteri imzalayıp gideceğine, ‘Egpws’ testini yapmış olsaydı burada sırasıyla ‘Current False’, ‘System Configuration’, ‘Fault History’, ‘Warning History’ bilgilerine ulaşabilirdi. ‘Fault History’ testindeyse ‘Flight 2 External Fault Radio Altimeter Bus 2 Inop ve Flight 8 External Fault Radio Altimeter Bus 2 Inop’ ikazlarını almış olacaktı. Görevli, kaptana bu bilgiyi

Yazının Devamı

Düet festivali

5 Temmuz 2010

Çeşme Festivali’nin finali, pop müziğin önemli şarkıcılarının düetlerine sahne oldu. Emre Altuğ, Murat Boz, Mustafa Ceceli ve Soner Sarıkabadayı, birlikte söyledikçe izleyenler coştu

Son iki gecesini takip edebildiğim ‘21. Çeşme Festivali’nin final gecesinde gördüğüm tablonun özeti budur. Eminim bu durum, final gecesini naklen yayınlayan Show TV’yi izleyenlerin ve o gece Anfi Tiyatro’yu dolduranların da dikkatini çekmiştir.
Festivalin finali, gerçekten de yeni şarkıcıların düet gecesi gibiydi. O gece sahneye çıkan yerli şarkıcılardan sadece Sertab Erener, tek başına şarkı söyledi. Erener’den sonra sahneye çıkanların hepsine, en popüler şarkılarında mutlaka bir meslektaşı eşlik etti. Emre Altuğ ‘Çifte Kavrulmuş’ şarkısında müziğin mutfağından vitrinine geçiş yapan Soner Sarıkabadayı ile söyledi. Onların ardından Mustafa Ceceli ile Murat Boz’un düeti geldi. Ceceli, ‘Ben Özledim Galiba Seni’ şarkısında Murat Boz’a sadece sesiyle değil, piyanosuyla da eşlik etti.
Bitmedi... Bir düet de Soner Sarıkabadayı ile Murat Boz’dan geldi. Boz, sevilen şarkısı ‘İki Medeni İnsan’ı sadece Sarıkabadayı ile değil, Anfi Tiyatro’yu dolduran beş bine yakın tatilciyle birlikte söyledi. ‘21. Çeşme

Yazının Devamı

‘TV Mahkemeleri’ne AİHM’den hukuk dersi

3 Temmuz 2010

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), geride bıraktığımız hafta içinde, yıllar önce bir reality show programında “masumiyetin karinesi”nin ihlal edilmesi nedeniyle Türkiye aleyhinde verdiği karar çok önemli...
Çünkü Türkiye’de, bu kararı gerekçe gösterip AİHM’e başvuracak o kadar çok mağdur var ki!
Haberi okumamış olanlar olabilir, o nedenle önce AİHM’in aldığı kararı açıklayayım.
AİHM, 2002 yılında bir cep telefonu mağazası sahibini 35 bıçak darbesiyle öldüren ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Serdar Menderes Karadağ’ın açtığı davada, ‘’Türkiye’nin adil yargılama hakkını ihlal ettiğine’’ hükmetti.
Çünkü AİHM, davacı gözaltındayken avukata ulaşamadığı, henüz mahkum edilmeden cinayetle ilgili yapılan televizyon programında yetkililerin görüş açıklayarak “masumiyetin karinesi’’ ilkesini ihlal ettikleri ve daha sonra kendisini savunan kişinin avukatlık yeterliliği olmadığı gerekçesiyle, adil yargılama hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
AİHM’in bu kararını okuduktan sonra Türkiye’de son zamanlarda yaşananları bir göz önüne getirin...
Hafızalarınızı biraz zorlayın ve “Ergenekon”dan başlayıp “Balyoz”a kadar uzanan operasyonlarda gözaltına alınan insanlar hakkında

Yazının Devamı

TELEVOLE DÜĞÜNÜ!

2 Temmuz 2010

Özge Ulusoy, Ferruh Taşdemir’le hayatını birleştirecek imzayı atmak üzereyken, anne ve babası düğünü basmış ve ortaya film karesi gibi görüntüler çıkmış. Kızının Ferruh Taşdemir’le evlenmesini istemeyen annenin üzerinde kıyafetler, nikahlık değil, acil servislik. Sanki bir yakını acil servise kaldırıldığını öğrenince hemen hastaneye koşmuş gibi... Ayağında spor pabuç, üstünde yazlık spor kıyafet. Babanın durumu daha da vahim. İki ateş arasında kalmış gibi garibim...
Bir tarafta, “Bu nikah olmayacak. Anne, babadan habersiz düğün mü olur? Evlenirsen hakkımı helal etmem kızım” diyen eşi, öte yanda, nikaha “Evet” desin diye onu ikna etmeye çalışan gelinlik giymiş kızı... Allah hiç kimseyi bu duruma düşürmesin.
Anne için acı... Baba için felaket... Gelin için şok... Damat için şok üstüne şok... Damadın ailesi için buruk mutluluk...



Düşünebiliyor musunuz? Oğlunuz, ‘yıldırım aşk’la bağlandığı biriyle ‘yıldırım nikahı’ yapıyor ve düğünün ortasına bir yıldırım düşüyor: “Evlenirsen hakkımı helal etmem kızım!” Gelinin annesinin bu sözle, oğlunuzu ve sizi düşürdüğü durumu bir düşünün! Allah göstermesin, feci bir durum. Kızının gelinlik giydiği en mutlu gününü, en acı güne dönüştüren

Yazının Devamı

Ajda başımıza çuval geçirecek

1 Temmuz 2010

İki yıldır Harbiye Açıkhava konserlerinde şarkılarıyla değil, giydiği kıyafetlerle olay yaratan Ajda Pekkan, cesur bir karar daha almış. Daha doğrusu ‘süperstar’la modacısı Nur Yerlitaş, geçenlerde kafa kafaya vermiş ve yine ses getirecek ilginç bir sahne kıyafeti tasarlamış. Harbiye Açıkhava’da geçen yıl mayo giyen, bu yıl jartiyer takan Ajda Pekkan, yine Nur Yerlitaş’ın bu kez çuvaldan yapacağı kostümle sahneye çıkacakmış. Diyeceksiniz ki, “Ajda Pekkan, niye böyle bir karar almış?” Sorunun yanıtını Nur Yerlitaş’ın şu sözlerinden anlamak mümkün:
“Ajda Hanım’la birlikte ‘çuval giyse de yine de süperstar fikrinden yola çıktık. Ortaya yine inanılmaz güzel bir şey çıkacak. Sadece çuvalla da şarkı söylenip, şov yapılabileceğini herkes Ajda Pekkan’da görecek.” Sevgili Nur Yerlitaş! “Yapma bunu” diye süperstar’ı eleştirmemizin sebebi tam da bu! Türkiye’nin ‘süperstar’ unvanını layık gördüğü tek sanatçı Ajda Pekkan’ın senede bir, bilemedin iki defa çıktığı Harbiye Açıkhava konserinde ne giydiği değil, hangi şarkıları nasıl yorumladığı konuşulmalı... Kıyafet işin süsü, ama siz olayı öyle bir noktaya getirdiniz ki, işin özü unutuldu, süsü gündeme oturdu. Eleştirilere kızıp, “Ajda çuval

Yazının Devamı

Eren Talu ’nun anlatmadıkları

30 Haziran 2010

Ne kadar ‘seksi’ olursa olsun, uzayan her konu sıkar insanı... Defne Samyeli Eren Talu olayı da işte tam bu noktada...
Peki Eren Talu, Ayşe Arman’a ‘her şeyi’ en ince ayrıntısına kadar anlatınca, konu tamamen aydınlandı mı?
Hayır...
Çünkü Defne Samyeli, ‘son sözü’ söylemedi. Belli ki en azından şimdilik söylemeye de niyetli değil. Buna rağmen Samyeli cephesinden ‘gün yüzüne çıkmamış’ şeyler öğrenmek mümkün değil mi? Evet; Samyeli, mesleki açıdan gerçekten de çok hırslı biri... Samyeli, Talu’nun anlattığı gibi gerçekten de ‘kötü biri’ mi? En azından Talu’nun ‘para bitti, Defne gitti’ iddiası doğru mu?

Meğer işin aslı öyle değilmiş!
Bunu öğrenmenin tek bir yolu vardı, Samyeli konuşmuyorsa, yakınlarını konuşturmak... Onun için Samyeli’nin eski mesai arkadaşlarını aradım ve ilginç şeyler öğrendim. Birincisi şu:
Talu, Arman’a verdiği söyleşide ne demişti?

Yazının Devamı