Televizyon dünyasında bir hayli yankı uyandıran Turgay Ciner’in Kanal 1 operasyonuyla ilgili bilgileri aldığım reklamcı arkadaşım “bomba gibi” bir dosya tutuşturdu elime...
Son zamanlarda bir hayli tartışılan reyting ölçüm sisteminin eksikleri, sağlıklı reyting ölçümü için yapılması gerekenler, AGB ile TİAK ve reklamcılar arasındaki ilişkiler üzerine, iş dünyasının büyük gruplarından birinin reklam ajansının hazırladığı bir analiz dosyası bu...
Keşke imkân olsa da, raporun tamamını yayınlayabilsem, ama mümkün değil.
O yüzden sayfalarca raporu özetleyip yayınlamaktan başka çare yok!
Reklamcıların hazırladığı bu “Reyting Raporu”ndan çok şey öğrendim. İşte öğrendiklerim:
1. TİAK, reyting ölçümü ihalesi için düğmeye bastı.
2. AGB, her yıl deneklerinin yüzde 20’sini yeniliyor, böylelikle denekler her beş yılda bir tamamen değişir diye biliyorduk, meğer gerçek hiç de öyle değilmiş.
Her yaz olduğu gibi bu yaz da Türkiye’nin değişmeyen gündem maddelerinden biri futbolcuların transferi...
Kamuoyunun Mehmet Topuz’un Fenerbahçe’ye, Gökhan Zan’ın Galatasaray’a transfer olmasıyla ilgilendiği şu günlerde, televizyon dünyasında da ilginç transferler yaşanıyor...
Ancak TV dünyasındaki transfer görüşmeleri, futbolcularınki gibi aleni değil, gizli ve sessiz yürütülüyor.
Taraflar, gizlilik yemini etmişcesine sözleşmeler imzalanana kadar ser verip, sır vermiyor...
Tarafların bu ketumluğuna rağmen, gel gör ki, her zamanki gibi iki kişinin bildiği sır olmaktan çıkıyor...
Yeni yayın dönemi için şimdilik en flaş transferleri yapan televizyon Kanal D...
En büyük kan kaybı ise Show TV’de...
Aslında bu konuyu pazartesi, sıcağı sıcağına yazacaktım. Ancak Turgay Ciner’in Kanal 1 operasyonu daha öncelik kazanınca “Altın Nar’a damga vuranlar” bugüne kaldı.
“6. Altın Nar Kültür ve Sanat Festivali”nde konser vermek üzere Kemer’e davet edilen Volkan Konak, Antalya’ya gelince festivalde başka kimlerin sahne alacağını sordu.
Görevlilerden biri de hemen gün gün programların yer aldığı broşürü Konak’a verdi.
Konak, eline aldığı programı incelemeye başladı:
1. gün; “Best of Kemer”: Ahmet Selçuk İlkan, Ege, Ercan Akışık, Gökhan Tepe, Göknur, Mine Koşan, Pınar Altınok, Seyyal Taner, Volkan Konak...
2. gün; “Ver Elini Anadolu Türkü Şöleni”: Belkıs Akkale, Bedia Akartürk, İzzet Altınmeşe, Kamil Sönmez, Melda Duygulu, Selahattin Alpay, Zeynep Başkan.
3. gün: Kemer Altın Nar Güzellik Yarışması ve konserler: Ebru Yaşar, Fatih Ürek, Murat Erdoğan, Tarık Mengüç, Zerrin Özer, Zeynep Mansur.
Bu kadar talihsiz bir kanal olabilir mi? İki defa isim, üç kez logo, birçok kez yönetim değiştirdi, ama yine de olmadı...
Kanal 1, yayın hayatına önce MTV (Merkez TV) olarak başladı...
Sonra “Televizyonların 1 numarası olsun” diye adı Kanal 1 oldu...
Milyonlarca dolar verip yayınladığı Dünya Kupası’na rağmen kanaldan “bir numara” olmadı.
Geçen yıl ani bir kararla ulusal yayın ağındaki yerini HABERTÜRK’e verip, Kanal 1’i tematik bir kanal yapan patron Turgay Ciner, şimdi de yeni yayın döneminde yepyeni bir Kanal 1 için düğmeye bastı.
Ciner’in kanalın yöneticilerine verdiği talimat şu: “Kanalın adı ve içeriği değişecek. Gündüz mikro düzeyde ekonomi haberciliği yapan, akşamları da gençlere ve kadınlara seslenen bir kanal için bir format hazırlayın, bir bakayım.”
Ciner’in Kanal 1’in yöneticileri Kayhan Haksever, Suavi Doğan ve Faruk Bayhan’dan daha ekonomik bir kanal formatı istemesinin sebebi de şu:
Mahsun Kırmızıgül, sinemacılıkta emin adımlarla yol almaya kararlı... Yazıp yönettiği ve başrolünde oynadığı “Beyaz Melek”ten sonra “Güneşi Gördüm”le de hem sinemaseverlerin, hem de film eleştirmenlerinin beğenisini kazanan Kırmızıgül, üçüncü sinema filminin çekimlerine Temmuz ayında başlayacak.
Kırmızıgül’ün üçüncü sinema filminin adı “Gece’nin Kanatları” olacak.
Kırmızıgül’ün bu filmi de “Beyaz Melek” ve “Güneşi Gördüm” gibi yazıp, yönetecek...
Ama Kırmızıgül’ün filmde oynayıp oynamayacağı ise önümüzdeki günlerde netleşecek. Kırmızıgül, üçüncü filminde tutkulu bir aşkı beyazperdeye taşıyacak.
Filmin öyküsü, 400 metre koşucusu bir gençle, bir tekstil firmasında çalışan “Gece” adlı kızın aşkı üzerine kurulu...
Ama “İmkansız bir aşk” bu!
Filmin önemli rolleri için görüşme yapılan isimler arasında Murat Ünalmış ve Erkan Petekkaya
Mahsun Kırmızıgül, sinemacılıkta emin adımlarla yol almaya kararlı... Yazıp yönettiği ve başrolünde oynadığı “Beyaz Melek”ten sonra “Güneşi Gördüm”le de hem sinemaseverlerin, hem de film eleştirmenlerinin beğenisini kazanan Kırmızıgül, üçüncü sinema filminin çekimlerine Temmuz ayında başlayacak.
Kırmızıgül’ün üçüncü sinema filminin adı “Gece’nin Kanatları” olacak.
Kırmızıgül’ün bu filmi de “Beyaz Melek” ve “Güneşi Gördüm” gibi yazıp, yönetecek...
Ama Kırmızıgül’ün filmde oynayıp oynamayacağı ise önümüzdeki günlerde netleşecek. Kırmızıgül, üçüncü filminde tutkulu bir aşkı beyazperdeye taşıyacak.
Filmin öyküsü, 400 metre koşucusu bir gençle, bir tekstil firmasında çalışan “Gece” adlı kızın aşkı üzerine kurulu...
Ama “İmkansız bir aşk” bu!
Filmin önemli rolleri için görüşme yapılan isimler arasında Murat Ünalmış ve Erkan Petekkaya
Sahneye bu kadar mı yakışır bir insan? Sahnede bu kadar mı devleşir bir insan? Sahnede bu kadar samimi ve içten olabilir mi insan?
Söz konusu “Kuzey’in Çocuğu” Volkan Konak’sa, oluyormuş demek ki...
Kemer’in yeni Belediye Başkanı Mustafa Gül’ün, 10 yıl aradan sonra yeniden başlattığı Kemer Altın Nar Festivali’ndeki Volkan Konak konseri, bir şarkıcının kendisini dinlemeye gelenlerle nasıl iletişim kurması gerektiği konusunda bir tez gibiydi.
Volkan Konak’tan önce Mine Koşan’dan Seyyal Taner’e, Ekin’den Gökhan Tepe’ye, Göknur’dan Ege’ye kadar birçok şarkıcı çıktı aynı gece sahneye...
Kimi dört şarkı söyledi, kimi iki şarkı söyleyip indi...
Ama hiçbiri Volkan Konak gibi daha ilk şarkıda binlerce dinleyiciyi şovunun parçası yapmayı beceremedi...
Volkan Konak her zamanki gibi sadece şarkı söylemedi, yeri geldi şiir okudu, yeri geldi ülke gündemine dair hayli sert demeçler verdi.
1990’lı yılların ortasıydı... O dönem ülkenin birçok yerinde olduğu gibi Pamukkale’de de festival yapılıyordu...
Birçok festival gibi o da çoktan Tanrı’nın rahmetine kavuştu...
“Uluslararası Pamukkale Müzik ve Kültür Yarışması”nda tanıdım onu...
Boğaziçi Üniversitesi’nde tamamladığı Uluslararası İlişkiler eğitiminden sonra Amerika’ya gitmiş, yüksek lisansını Boston Üniversitesi’nde yapmış ve bir süre de CNN International’da yapımcı olarak çalıştıktan sonra Türkiye’ye gelmişti...
Pamukkale’nin doğa harikası o bembeyaz travertenleri üstünde onunla yapmak istediği şeyler üzerine uzun uzun konuşmuştuk... Aradan 10 yılı aşkın bir süre geçti ve hayallerinin çoğunu gerçekleştirdi...
O zaman daha çiçeği burnunda bir medya mensubu olan Sedef Kabaş bugün Türkiye’nin önemli medya aktörlerinden biri... Birçok başarılı televizyon programına imza atmakla kalmadı, akademik kariyer de yaptı...
2007 yılında “Söyleşi, Röportaj ve Soru