Adil Gür’ün araştırma şirketi A&G’nin, 6 - 7 Haziran 2009’da Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde yaptığı araştırmayla ilgili birçok ayrıntıyı hafta içinde Milliyet’te okumuşsunuzdur.
A&G’nin, 34 il, 112 ilçe ile bunlara bağlı 134 mahalle ve köyde, 18 yaş ve üstü seçmen nüfusunu temsil eden 1.198’i kadın toplam 2.409 denekle, yüz yüze görüşerek yaptığı araştırmada Türkiye’nin ünlü anchorman’leriyle ilgili bir bölüm var.
A&G, Adana, Afyon, Ankara, Antalya, Balıkesir, Batman, Bursa, Balıkesir, Bingöl, Çanakkale, Çorum, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, Hatay, İçel, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Ordu, Sakarya, Samsun, Trabzon, Van, Yalova ve Zonguldak’ta insanlara Ali Kırca, Mehmet Ali Birand ve Uğur Dündar ve sundukları haber bültenleriyle ilgili bir dizi soru yöneltti.
Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri de AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın
15 gündür Bodrum’dayım... Biz Bodrum’a gittiğimizde haziran ayının son günleriydi... Bodrum, fazla kalabalık değildi... Temmuzun ikinci haftası bitmek üzere Bodrum hâlâ eskisi gibi canlı değil...
Bodrum’un birçok yerinde şarkıcılar sahneye çıkıyor, ama hiçbiri henüz full çekmiyor.
Türkbükü ve Torba’dan magazin sayfalarına yansıyan bikinili şöhretlere bakıp, Ayça Tekindor’un yıldızını parlatan şarkısında dediği gibi Bodrum “Yıkılıyor” sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.
Bodrum henüz o noktaya gelmedi ama Türkbükü ve Torba’nın gözde beach’lerinde boy gösteren bikinili ünlülerin hemen hemen hepsi medyada yer aldı gibi...
Bodrum’a gelip de paparazzilere yakalanmamak için kuytu yerleri seçen ünlüler de var.
Şebnem Özinal Şefik Öztek çiftiyle birlikte Torba’daki Kadriye Beach’te bir gün geçirdik.
Beach’in sahibiyle sohbet edince Nebahat Çehre’den “Canım Ailem” dizisinin yıldızı Şebnem
Yazıya böyle bir başlık attım ya; birçok insanda klasik önyargı ve peşin hükümlülük hemen devreye girmiştir, “Doğan Grubu’nun yazarı, Çalık Grubu’nun başarısını çekemiyor” diye...
Beni bilen bilir... Yazmak istediğim hiçbir konuya, “bizdendir” ya da “rakiptir” diye bakmam... “Doğru” neyse onun peşinden giderim...
Bugünkü yazımın konusu, “Bir Şarkısın Sen”e gelince: Pedagog değilim... O yüzden bu programın, iddia edildiği gibi çocukların ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyip, etkilemediğini bilemem...
Ancak şunu vurgulamadan geçemem, denk geldiği zaman programı ben severek izliyorum.
Malum konu RTÜK’ün gündemine geldi.
RTÜK, oy çokluğu ile “Bir Şarkısın Sen” için “ATV’nin uyarılmasına” karar verdi.
Ancak Sabah’taki ilandan anlaşılıyor ki ATV, RTÜK’ün cezasını pek iplemedi.
Sabah saat 10.00 suları, gazeteleri okuyorum, cep telefonum çaldı. Baktım Ankara’nın koduyla başlayan sabit bir telefon, ama tanıdık değil. Açtım, karşımda heyecanlı bir bayan:
“Ali Bey, Kültür Bakanlığı Özel Kalem’den arıyorum, müsaitseniz Kültür Bakanımız Sayın Ertuğrul Günay Bey görüşecekler.”
Televizyonda izlediğim meşhur İngiliz dizisinden esinlenerek “Emret Bakanım” dedim.
Ertuğrul Günay, “Estağfurullah” diyerek söze başladı ve hemen konuya girdi:
“Şu anda sizin Müzeyyen Senar Hanım’la ilgili yazınızı okuyorum, o yüzden arayıp bilgilendireyim istedim. Müzeyyen Senar Hanımefendi’yi hiç yalnız bırakmadık, Kültür Bakanlığı olarak sahip çıktık. Ama biz, bir elin verdiğini, öteki görmez kültüründen geliyoruz. Yaptığımız yardımları birileri gibi basın toplantısıyla açıklamıyoruz.”
Ertuğrul Günay, isim vermedi, ama kastettiği kişi belli:
Müzeyyen Senar için Bodrum’da 1 Ağustos tarihinde Sibel Can konseri düzenleyeceğini açıklayan
atv’nin yeni yarışma programı, “Ah Be Güzelim’e dikkatinizi çekerim” başlıklı yazımdan sonra Pelin Akat aradı...
“Çilingir ve kerrat cetveli nedir?” gibi çok basit genel kültür sorularına bile doğru cevap vermekten aciz yarışmacı kızlarla ilgili olarak “Acaba gerçekten soruların yanıtlarını bilmiyor olabilirler mi?” diye yazmıştım. İzleyenlerin, “Program konuşulsun, reyting yapsın diye numara yapıyorlar” diye düşündüğünü, ama gerçeğin farklı olabileceğini belirtmiştim. “Ah Be Güzelim”i yapan Sinevizyon’un yöneticisi Pelin Akat, yazdıklarımı doğrulayan şeyler söyledi.
Akat, “Programdaki her şey gerçek... Yarışmacılara kesinlikle bir rol biçip, oynatmıyoruz. Her şey doğal... Maalesef yarışmacı kızlar o sorulara, o cevapları verdiler. Sizi bir gün çekimlere davet etsem ya da çekip yayınlamadığımız bantları izletsem, daha da şaşarsınız” dedi...
Hatırlarsanız benzer bir program olan “Güzel ve Dahi”yi RTÜK yasaklamıştı.
Demek ki, program yasaklamakta
Vatan yazarı Aydın Ayaydın, Türk Musikisi’nin efsane ismi Müzeyyen Senar’ın ziyaretine gidip, maddi ve manevi olarak desteğe ihtiyaç duyduğunu köşesine taşımasa bundan kimsenin haberi olmayacaktı.
Ayaydın’ın Senar’la yaptığı uzun sohbet Vatan’da yayınlandığı gün, yanına ilk giden Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, bir hamle daha yapıp yine Kültür Bakanı’nı, Bodrum Belediye Başkanı’nı ve müzik dünyasının meslek örgütlerini yaya bıraktı!
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, 1 Ağustos’ta, Bodrum Antik Tiyatro’da tüm geliri Müzeyyen Senar’a kalacak bir Sibel Can konseri düzenleyeceklerini açıkladı.
Bu ülkenin Kültür Bakanı yok mu?
Bu ülkenin müzik sektörü yok mu?
Müzik sektörünün meslek örgütleri ne işe yarar? Meslek örgütleri sadece telif mi toplar?
Bodrum’da verilecek bir konseri Bodrum Belediyesi dururken niye yüzlerce kilometre uzaktaki Şişli’nin belediye başkanı yapar?
Michael Jackson gibi her anı dünya medyası tarafından mercek altına alınan bir yıldız hakkında bu kadar yalan yanlış haber çıkıyorsa, gerisini varın siz düşünün.
Ünlü şarkıcının derisinin renginin değişmesiyle ilgili sağlığında olduğu gibi, ölümünden sonra da aynı yanlış haberler yapılıyor.
Evet, Michael Jackson siyah doğdu, beyaz öldü...
Michael Jackson derisinin rengini isteyerek beyazlaştırmadı...
Çünkü Michael Jackson’da ileri derecede vitiligo rahatsızlığı vardı.
Nereden mi biliyorum?
Aynı deri hastalığı bende de var, gittiğim doktorlar anlatıyor da, oradan biliyorum.
TÜRKMASUDER ’in (Türkiye Madensuyu Üreticileri Derneği) kurulduğu 1999 yılında Türkiye’de kişi başına düşen yıllık madensuyu tüketimi 2 litre civarındaydı.
Dernek, sektörün önünü açmak için bir dizi çalışma yaptı ve aradan geçen 10 yılda kişi başı yıllık madensuyu tüketimi üç kat arttı.
2010 yılında madensuyu tüketimini 12 litreye çıkarmak isteyen TÜRKMASUDER, Nil Karaibrahimgil’in yıldızı olduğu bir reklam kampanyasıyla tanıtıma başladı.
Nil Karaibrahimgil’in, madensuyu şişesinin rengine uygun yeşil kıyafetle kamera karşısına geçip, “İçiyorsam sebebi çok...” diyerek şarkı söylediği bir reklam bu.
Nil Karaibrahimgil’li reklamların ve konserlerin madensuyu pazarını büyütüp büyütemeyeceğini şimdiden kestirmek zor.
Ama şu kadarını söylebilirim.
Nil Karaibrahimgil’in madensuyu içmesi için 600 bin sebebi var.