Ali Eyüboğlu

Mahsun Kırmızıgül, yazıp, yönettiği ve başrolünde oynadığı ilk sinema filmi “Beyaz Melek”in gişede elde ettiği başarının kendisine getirdiği özgüvenle ikinci sinema filmi projesine soyundu.
“Güneşi Gördüm” aldı filminin 22 Eylül’de Kars’ta başlayan çekimlerini şimdilerde Bulgaristan’da sürdüren Kırmızıgül, yaptığı planlamaya göre 1 Aralık 2008 tarihinde “stop” diyecek.
Kırmızıgül’ün filmi ne zaman vizyona girecek biliyor musunuz?
Önümüzdeki yılın sonunda..
Çekimleri aralıkta biten bir filmin montajını ve post prodüksiyonunu bir iki ay içinde tamamlayıp vizyona sokmak varken 11 ay gibi uzun bir süre beklemek de Kırmızıgül’e özgü bir planlama olsa gerek.

Seray Sever’in geçen yıl TürkMax’te Oktay Kaynarca ile sundukları programda, “Atatürk hem Kurtuluş Savaşı’nı yapmış, hem de iki kadını idare etmiş” sözü nedeniyle başı hâlâ dertte!
Çünkü Emekli Muvazzaf Uzmanlar Derneği, Sever hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, Sever’in söylediklerinde bir suç unsuru görmeyip takipsizlik kararı verdi ama davacılar, Beyoğlu 3’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz edip bu kararını kaldırttı. Savcılık, davayı yeniden inceleyecek. Savcılık şayet kararında diretmezse Sever, “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret”ten 3 yıla kadar hapis istemiyle yargılanacak.
Olay medyaya yansıdığında, “Bize okullarda Atatürk’ün özel hayatı öğretilmedi ki” diyerek kendini savunan Sever’in yerinde olsam, “Fırsat bu fırsattır” deyip en kısa zamanda sinemaya gider “Mustafa” filmini izlerim.
Can Dündar’ın belgeselini izleyip Atatürk hakkında bilmediklerimi öğrendikten sonra da, “Mustafa”yı kanıt olarak gösteririm.

“Eski eş”ten sevgili olur mu?
Şarkıcı Demet Akalın, boşandıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi yeniden birlikte yaşamaya devam ettiği Oğuz Kayhan’la yollarını bir kez daha ayırdı. Sebep; ihanet.

Başbakan Erdoğan, bir mitingde kendisine 'sahtekâr' diyen eski ANAP Genel Başkanı Erkan Mumcu hakkında açtığı davada kazandığı tazminatı tahsil etmek için, emekli maaşına haciz koydurdu. Haciz, Erkan Mumcu'nun eşi Işın Mumcu'nun alışveriş sırasında banka kartında yeterli para olmadığını anlaması üzerine ortaya çıktı

Erkan Mumcu, geride bıraktığımız hafta ANAP Genel Başkanlığı’na ve aktif siyasete veda etti.
Mumcu, aktif siyaseti bıraktı, ama siyasetin faturaları onun peşini bırakmamaya kararlı.
Çünkü AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, eski kabine arkadaşı hakkında açtığı bir dizi tazminat davası var.
Bu davalardan biri sonuçlandı ve yasal süreç tamamlandı.

Önceki akşam çok özel bir davet vardı Dolmabahçe’de...
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün 70 yıl önce hayata gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı’ndaki davete katılanlar sıradan bir belgesel ya da film değil, vatan kurtaran bir çocuğun hikâyesini izledi.
15 yıldır Atatürk belgeselleri yapan Can Dündar’ın yazıp yönettiği “Mustafa”, aslında bir çocuğun özelinde, bir vatanın kurtarılışının ve bir devletin kuruluşunun da öyküsü...
Atatürk’ü, resmi söylemin dışına çıkıp dehası ve üstün yanları kadar zaaflarıyla da anlatan belgesel, 29 Ekim’de vizyona girecek.
Ve bu Türkiye’de bir ilk olacak.

Cuma günü “Akasya Durağı”nın setine gittik bir arkadaşımla... Çünkü, dizinin yönetmeni Yaşar Seriner, geçen hafta sitem etmişti bize, “Aylardır çalışıyoruz, gelip de bir ‘Hayırlı olsun’ demediniz” diye...
“Akasya Durağı” Kavacık’ta...
Yıllarca “Çiçek Taksi” olarak çekim yapılan yer artık yeni dizinin ana karargahı.
Çekimlerin çoğu burada yapılıyor.
Gittiğimiz gün, Zeki Alasya’dan Onur Şan’a hemen hemen tüm oyuncular vardı sette.

Şov dünyamızın ünlülerinde şöyle bir sorun var. Kimi zaman ağızlarından çıkan sözlerin nereye gideceğini hesaba katmıyorlar, kimi zaman da şaka ile patavatsızlık arasındaki çizgiyi ihlal edip başlarına iş açıyorlar.
Örneğin Özcan Deniz...
Örneğin Demet Akalın...
Özcan Deniz’in, iki yıl önce Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nda Şebnem Schaefer için söylediği “Bornozu bende kaldı” esprisi acayip sevimsiz bir noktaya geldi.
Schaefer’in Deniz için “O da biseksüel” demesi tarafları mahkemelik etti.
Deniz’in avukatı Oğuz Müftüoğlu mahkemeden Schaefer’in akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespitini istedi.
Schaefer’ın akıl sağlığının yerinde olduğuna dair aldığı raporu mahkemeye veren avukatı İbrahim Fırat, işi bir adım daha ileriye götürdü. Fırat, “Şebnem Hanım hâlâ bakire. Gerekirse onun da raporunu mahkemeye sunarız” dedi ve ekledi:

Kral TV ve Kral FM, sonunda resmen Doğuş Grubu’nun oldu. 4 yıla yakın bir süredir Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından yönetilen müzik kanalı ve radyonun ihalesi aylar önce yapıldı, ama bürokratik işlemler bu hafta bitti. Ama Doğuş Grubu, aylardır Kral TV’yi nasıl bir kanal yapacağı üzerinde çalışıyordu.
Medya ve şov dünyasında pek çok insan günlerdir, Doğuş Grubu’nun 95 milyon dolar verip aldığı Kral TV ve Kral FM’i nasıl konumlandıracağını konuşuyor.
Birçok insan Kral TV ve Kral FM’in, kimler için yeni ekmek kapısı olacağını merak ediyor.
İşte bu soruların yanıtını almak için Doğuş Yayın Grubu Genel Müdürü ve İcra Komitesi Üyesi Cem Aydın’la konuştum.
Yıllardır yöneticiliğini yaptığı NTV, CNBC-e, e2 hatta NTV Yayınları ile medya dünyasına farklı pencereler açmayı başaran Cem Aydın’la sohbetimiz yeni kanalın içeriğinden çok, ne yapmak istedikleri üzerine oldu.
Doğuş Grubu Kral TV’den iki kanal yapacak.
Kral TV bir müzik kanalı olarak uydudan yayın yapacak. Çanak antenleri veya D-Smart, Digitürk gibi dijital platformu olanlar Kral TV’yi izleyebilecek.

Önceki hafta 59 yaşına “merhaba” diyen Türk Sineması’nın ünlü aktörü Tarık Akan, önümüzdeki ay yeni bir sinema filmine başlayacak. Çekimleri 15 Kasım’da Kars’ta başlayacak “Zaman Beyaz” adlı filmin kadın başrol oyuncusu ise Şerif Sezer olacak.
Yapımcılığını Aydın Film Tolga Aydın’ın üstleneceği filmde Tarık Akan, Kars’ta yaşayan Malakanların son lideri “Mişka”yı, Şerif Sezer de onun platonik aşkı “Popuç”u oynayacak.
Senaryosunu Sevim Hazel Ünsal’ın yazdığı, yönetmenliğini Murat Saraçoğlu’nun yapacağı “Zaman Beyaz”, trajikomik konusuyla da ilginç bir film.
Malakanlar, kökleri Rusya’ya uzanan bir topluluk. Rivayet o ki, 1800’lü yılların başında Rus Çarı Deli Petro, dini inançları gereği haftada sadece iki kez süt içme uygulaması getirince buna karşı çıkıp her gün süt içmek istedikleri için Rusların “Süt içen” anlamına gelen “Molokan” diye adlandırıp, sonra da önce Kafkasya’ya, sonra Osmanlı İran sınırına yerleştirilen Malakanların köy hayatını anlatacak film, senaryo gereği başrol oyuncuları Akan ve Sezer’in gençlik hallerini de beyazperdeye aktaracak.
Yapım şirketi ve yönetmen, bu roller için cast ajanslarına başvurup genç oyuncular aramak yerine Tarık Akan ve Şerif Sezer’i