BOZKIRDAN YEŞEREN SiNEMACI

9 Eylül 2014

İlk filmi ‘Sivas’ ile Venedik’e giden Kaan Müjdeci, jüri özel ödülünü, küçük oyuncusu Doğan İzci de uluslararası sinema yazarlarının en iyi erkek oyuncu ödülünü aldı. Şahane haber...
Yozgat’tan sinemaya tutkun bir çocuk çıkmış, hayallerinin peşine düşmüş ve kazanmış...
Sinemamızın 100. yılını kutlarken sahiden Türkiye sineması diye bir şeyden söz edeceksek artık, belli ki bozkırdan yeşerecek o... Film bir de ‘bozkırın tezenesi’ Neşet Ertaş’a armağan, ne güzel...
Ama bence Kaan Müjdeci cephesinden gelen asıl müjde; ilk filmi böyle önemli bir festivale seçilirken ne olduğunu şaşırmayan, festival direktörü Alberto Barbera kendisini yere göğe koyamazken utanan, sevincini söylemeye bile çekinen, “Utanıyorum yetenekli olduğum söylenince” diyen; sahici, açık, net bir yönetmen kazanma- mız. Bu arada Barbera’ya ‘En İyi Direktör’ ödülü olarak bir tahta aslan hediye etmesi de ayrıca ne sevimli bir harekettir...
Radikal’den Erkan Aktuğ festivale gitmeden önce sormuş, “Gelecek için ne hayaller kuruyorsunuz?” diye, “Eski sevgilimi düşünüyorum, yeni sevgilim kim olacak acaba, onu merak ediyorum” gibi bir cevap almış.
Bir de işte yeni senaryosu varmış, onu çekecekmiş

Yazının Devamı

Asıl atılımı özel hayatında yaptı

7 Eylül 2014

Geçtiğimiz hafta Neslişah Alkoçlar ile evlenen Engin Altan Düzyatan, tüm zamanların en çok tepki gören damadı oldu. Eskiden genç kızların sevgilisi olan Düzyatan artık onların öfke kustuğu biri. Karşıyakalı delikanlının küçük bir tiyatroda başlayıp büyük bütçeli filmlere uzanan serüveni...

Yıl 2007’ydi, DOT da daha bir-iki yıllık, bir oyun oynandı Mısır Apartmanı’ndaki salonda: “Kürklü Merkür”. Abarttığımı düşünmeyin, tiyatro seyircisinin aklında bu kadar
yer eden çok az oyun gördüm. Hakikaten özel bir oyundu, genç ve parlak oyuncu kadrosuyla da... Uzun beyaz kürkü içinde dikkat çekici bir genç adam vardı içlerinde: Engin Altan Düzyatan. O güne kadar pek çok televizyon dizisinde irili ufaklı roller oynamıştı ama birçok kişi için akıllardaki ilk Engin Altan karesi budur...
İki yıl sonra gelecek “Bir Bulut Olsam” dizisi ve şöhret ona yeni bir yol seçtirene kadar, sahnelerin kazandığı yeni yıldızdı o. Konservatuvara bir sokak sanatçısı olup şehir şehir gezme hayaliyle giren Karşıyakalı delikanlı... Yugoslav göçmeni Düzyatan ailesinin üçüncü ve işletmeci ablası, avukat abisinin aksine okumaya çok meraklı olmayan çocuğu...

Derdi tiyatro yapmaktı

Yazının Devamı

DOT ŞiMDi DE KANYON’DA

5 Eylül 2014

Kurulduklarından beri kaçıncı kez salon inşa ediyorlar, ben unuttum sayısını... Mısır Apartmanı’nda başladılar, Maçka Gmall’a taşındılar, orada katlar arasında gezindiler, bu arada Bilsar’a ve Koleksiyon’a konuk oldular... Şimdi de Kanyon’a gidiyorlar.
DOT bu kış itibariyle Kanyon’da olacak. Sinemaların üst katında, Mars Group’a ait iki butik sinema salonu ve Maya ile Gram’ın yaratıcısı Didem Şenol’a emanet bir kafe ile birlikte...
Yani anlaşılan bu kış akşamlar Kanyon’un üst katında geçirilecek.
Peki neler izleyeceğiz DOT sahnesinde? Öncelikle, inşaat daha yeni başladığı için birkaç ay Gmall’da ‘Dövüş Gecesi’ni izlemeye devam edeceğiz.
Bu sırada Edinburgh’dan ayağının tozuyla gelen ekip yeni maceralara atılmış olacak. Adları tamamen tesadüf eseri ‘Midsummer’ ve ‘Midwinter’ olan iki yeni oyun hazırlıyor olacaklar. İlki, daha önce oynadıkları Sarı Ay’ın da yazarı David Greig’e ait şarkılı bir oyun. İngiltere’de sahnelendiğinde hakkında yazılanlar, tatlı bir romantik komedi olduğunu gösteriyor.
Sahnede Tuğrul Tülek ile Gizem Erdem’i izleyecek olmak ise şimdiden oyunun başarılı olacağını...
‘Midwinter’ ise İngiliz tiyatrosunun parlak yazarı Zinnie Harris’e ait. Savaş

Yazının Devamı

“ÇOK GÜZEL GÜNLER BEKLiYOR BiZi EVLAT”

2 Eylül 2014

Ne yazık ki yakından tanıma fırsatı bulamadığım, ama yazılarından ve hakkında dinlediklerimden basınımızın görüp göreceği en özel ve renkli karakterlerden biri olduğunu bildiğim Arda Uskan’ın gidişi çok üzdü beni.
Hele ömrünün son bir haftasında yazdıkları... Yaklaşmakta olan sonun farkında olan ve bunu bile matrak bir dille anlatmayı başaran yazılar. Birer hayat dersi her biri...
Şu an koltuğunuzdan kalkıp suyunuzu bardağa koyup içebiliyorsanız, sevdiğiniz bir yemeği yiyebiliyorsanız, deniz kenarında yürüyebiliyorsanız bütün bunların nasıl birer nimet olduğunu düşündüren...

KIYMETİNİ BİLİN
Hayat dediğimiz de üstelik bunlardan ibaret aslında. Haddim değil ama bir tavsiyede bulunmak istiyorum kendime de, sizlere de: O gündelik iç sıkıntılarınızın, sebepli sebepsiz depresyonlarınızın, sinir patlamalarınızın bile kıymetini bilin. İnsanın değil bağırıp çağırmaya, parmağını kıpırdatmaya bile mecali olmadığında hükmü kalmıyor hiçbirinin...

Yazının Devamı

‘MIZIKÇILIK ETTiNiZ YARiM’

29 Ağustos 2014

Öyle özel bir şey dinliyorum ki bu ara... Öyle bir kalemden çıkmış sözcükler...
Onların buluştuğu öyle notalar ve öyle bir ses... Diyecek tek şey; hayat böyle armağanlar da veriyor insana, kıymetlerini bilmek lazım.
Yazılarıyla vicdanımızın kaydını nasıl tuttuysa-tutuyorsa; şarkı sözleriyle de yüreğimizin temiz kalmış köşelerine dokunur Yıldırım Türker. Onun olduğunu bilmeseniz de, duyar duymaz anlarsınız, başka bir şey söyleyecektir size...
Ben yıllar içinde baktım ki en döne döne dinlediğim, sözlerine kapıldığım şarkılar onunmuş meğer...
Ve meğer Sezen Aksu’ya 11 şarkı yazmış bugüne kadar. Aksu da onun 10 tanesini kendi seslendirmiş.
Bu pazar Yıldırım Türker’in doğum günüydü ve arkadaşları ona bir sürpriz yaptılar; Sezen Aksu’nun söylediği bu 10 şarkıyı ve söylemediği tek şarkıyı bir CD’de topladılar. Sezen Aksu da stüdyoya girip, zamanında Işın Karaca’dan duyduğumuz şarkıyı tekrar söyledi: ‘Bitmemiş Tango’...
Albüm Sezen Aksu’nun kendi sözleriyle; ‘Doğum Günün Kutlu Olsun’la açılıyor, ardından işte bugüne kadar ondan dinlemediğimiz ‘Bitmemiş Tango’ geliyor... Ardından ‘Kırık Vals’, ‘Gitmem Daha’, ‘Acıtmışım Canını Sevdikçe’, ‘Alıp Kaçırıcam Seni’, ‘Yaz’, ‘Kış

Yazının Devamı

KADINLAR PLAJINA NEDEN KARŞILAR?

26 Ağustos 2014

Aslında ne olacak, kadınların bir bölümü erkeklerin olduğu yerde mayoyla güneşlenmekten, denize girmekten rahatsız oluyorsa, sadece hemcinslerinin arasında rahat ediyorlarsa bir kadınlar plajı da olabilir... Var da nitekim muhtelif şehirlerde, yeni bir şey değil.
Hal böyleyken...
Antalya’da açılan plaj, Antalya Halkevi üyelerini rahatsız etmiş, onlar da piknik alanında kadınlı erkekli toplanıp önce halay çekmiş, sonra da hep birlikte denize girmişler.

BASKIN YOK
Öyle bir takım yerlerde yansıtılmaya çalışıldığı gibi “Kadınlar Plajı’nı basmaları” diye bir şey söz konusu değil, kendi ‘karma’ alanlarında hep beraber denize girmişler, o kadar.
Peki bu niye bu kadar mesele oluyor? Birilerinin de böyle bir eylem yapma hakkı yok mu mesela?

Yazının Devamı

DENiZ SEKi SiLiNSiN NE DEMEK?

22 Ağustos 2014

İnsanların hayatları üzerine hükümler vermek ne kadar kolay oldu... Habertürk’ten Sorel Dağıstanlı’ya uyuşturucuyla mücadele konusundaki çalışmalarını aktaran Yeşilay Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. İhsan Kahraman asıp kesiyor: “Deniz Seki konusunda basına, kamuoyuna, hatta menajerlere, ona iş verenlere düşen bu insanı silmektir.” Pardon? “İnsanı silmek?” Devam ediyor: “Çünkü biz illegal bir iş yaptığı ispatlandıktan sonra hâlâ bu insanı yüceltirsek, o zaman kanunsuzluğu, kötülüğü yüceltmiş oluruz gençlerin gözünde.” Şimdi burada, bu toplumda hangi illegal işlerin nasıl ödüllendirildiğini saymaya kalksak eminim işin içinden çıkamayız, o yüzden Deniz Seki örneğinde kalmaya çalışalım... Bu kadın o ‘kötülük’ dediğiniz şeyin ağa babasını başkasına değil, bizzat kendisine yapmış, karşılığında girmiş içeride yatmış, toplumun önünde defalarca nedamet getirmiş, işini gücünü, parasını pulunu kaybetmiş, yani tam da Bay Kahraman’ın istediği gibi ‘silinmeye yüz tutmuş’ bir insan.

ONA NEFES ALMA FIRSATI VERİLMİYOR

Sonra ‘temizlendim, yeniden doğdum, bir daha tövbe’ diyerekten düştüğü yerden kalkıp emekleyerek kendisine yeni bir hayat kurmaya çalışıyor. Biz de onu bütün uyuşturucu ağının

Yazının Devamı

HiÇ TANIMADIĞIN BiRiNi ÖPMEK...

19 Ağustos 2014

“İlk öpücük Türkiye videosu için öpüşecek 20 kişi aranıyor” diye bir haber görmüştüm kısa süre önce. 30 Ağustos’ta çekilecekti
videonun Türkiye versiyonu.
Hangi videonun? Amerikalı yönetmen Titai Pilieva’nın mart ayında yayınladığı, internette tıklanma rekorları kıran ‘First Kiss’ videosunun...
Birbirini tanımayan 20 kişi ilk kez kamera karşısında yüz yüze geliyor ve öpüşüyor. Olay bu... “Nedir bunun esprisi Allah aşkına?” diye soracaklara, önce videoyu izlemelerini öneririm.
Hiç tanımadığı birine yumruk atmaktan, kurşun sıkmaktan, bıçak sokmaktan, laf atmaktan çekinmeyen insan denen varlığın en hoş yüzlerinden birini göreceksiniz.



Yazının Devamı