Evdeki hesap, virüse takıldı!

30 Nisan 2020

Sosyal hayatımızda sıkça kullandığımız bir atasözü vardır, “Evdeki hesap, çarşıya uymaz” diye...
Tıpkı Beşiktaş gibi!.. Ne alaka demeyin, Kartal’ı bu atasözü yakından ilgilendiriyor...
Niye mi? Efendim, Beşiktaş Yönetimi, aylardır kulübün ekonomisiyle boğuşuyor, düzlüğe çıkmanın formülünü arıyor!
Özellikle yabancıların transfer paraları el yakıyor! Neticede yönetim ekonomik anlamda projeler üretmek zorunda... Onlar da boş durmuyor tabii ki. Aralık ayındaki yönetim toplantılarında Mayıs ayına endeksli transfer politikası geliştirmişler... Bu çalışmalar, projeler medyaya yansımadı, geçtiğimiz günlerde ortaya çıkardım...
Valla harika bir çözüm bulmuşlar... Neticede hepsi iş adamı, kendi alanlarında başarılılar, para-pul işlerinden iyi anlıyorlar..
Bunların detaylarını şöyle sıralayabiliriz;
1- İlk etapta transfer politikasına çeki-düzen verilecek...Öyle astronomik rakamlarla yerli-yabancı transferi rafa kaldırılacak... Bonservis rakamı 1 milyon eurodan yüksek olmayacak.

Yazının Devamı

Amatörler ve Seba’nın hayali

23 Nisan 2020

FC’nin açılımı; Football Club, dilimize çevirirsek ‘Futbol Kulübü’...

Galatasaray İkinci Başkanı Abdurrahim Albayrak’ın amatör şubelerle ilgili sözlerine tepki geldi... Albayrak, asla politik değildir, içinden ne geçiyorsa, diline yansıtır, iyi niyetledir. Yani buna kalkıp, ‘kriz’ demek yanlış olur... Bu bir düşüncedir, olur veya olmaz. Ancak Albayrak, gelecekteki tehlikelere işaret ediyor, bilesiniz. Yönetim olarak oturursunuz, Albayrak’ın bana göre olumlu düşüncesini masaya yatırırsınız.

CNN Türk’e konuk olan Albayrak’ın, “Amatörleri belli bir süre kapatmamız lazım. Aksi taktirde kapıya kilit vururuz” sözleri beni zaman tüneline götürdü, Efsane Başkan Süleyman abiyi (Seba) anımsattı. 90’lı yıllarda, rahmetli Seba ile dost masaları kurulurdu, sohbetler ederdik.

Tepkilerden çekindi

Bir gün kulüp binasındaki sohbette konu döndü, dolaştı, amatör şubelere geldi. Şu anda 12 amatör şubesiyle Beşiktaş kulüpler arasında ilk sırada yer alıyor. Buna dört

Yazının Devamı

Emre biçilmiş kaftan

16 Nisan 2020

Üç yabancı dil biliyor; İtalyanca, İspanyolca ve İngilizce... Inter, Atletico Madrid ve Newcastle United gibi köklü kulüplerde oynadı... Dile kolay, A Milli Takım’da tam 101 kez görev yaptı... Uluslararası arenadaki en tecrübeli futbolcumuz...
Kim mi?
Tabii ki Emre Belözoğlu...
Yaşı 39, ne var ki, sakat olmadığı sürece oynadığı futbolla gençlere hem taş çıkartıyor, hem de örnek oluyor. Onun Fenerbahçe sevdasını biliyoruz, kaldı ki kendisi de fırsat buldukça dile getiriyor. Fenerbahçe onun penceresinden son duraktır, bir yıl daha oynar mı, oynamaz mı bilemiyoruz. Bilinen bir gerçek var ki, yönetim kanadı yeni sezonda onun apoletlerindeki yıldızlara bir yenisini eklemek istiyor...
Sportif direktör...
Valla, yönetimin bu kararını hem alkışlıyorum, hem de kişisel açıdan çok mutlu oldum... Yapabilir mi, yapamaz mı tartışmalarına asla girmem, girenlerle de işim olmaz!
Yapar, aslanlar gibi yapar, o anlı - şanlı yabancılardan (!) eksiği yok, tam tersi fazlası var.

Yazının Devamı

Son çare arka bahçe

9 Nisan 2020

Yazmaktan kalemimizde mürekkep bitti ama derdimizi maalesef kimseye anlatamadık, ya da anlamak işlerine gelmedi! Türk futbolunun ekonomisi malum, milyonlarca dolar harcadık, ligimiz yabancı kaynıyor...
Üstüne üstlük koronavirüs bırakın bizim kulvarı, dünya futbolunu da ekonomik anlamda çıkmaza sürükledi. Barcelona gibi bir dev diz çöktü kriz karşısında. İspanyol kulübü, Messi başta olmak üzere futbolcuların aldıkları ücrette tam yüzde 70 indirime gitti. Liverpool keza öyle, Avrupalı birçok ekip krize çare arıyor, çare!
Dönelim ülkemize... Şöyle Beşiktaş penceresinden bakıyorum da, o hani üç yıl üst üstte lige damgasını vurmuş, efsane kadroyu anımsıyorum. O yıllarda ligin lokomotif takımı olan Beşiktaş’ın kadrosunda siz deyin 3, ben diyeyim 4 yabancı vardı... Diğerleri yerli, birçoğu altyapıdan gelmiş isimlerdi.
Bir de son döneme bakıyorum, özellikle 4 büyük takımın yöneticileri kesenin ağzını bir açtılar ki, şimdilerde kapatmak için çırpınıyorlar, kasalar tam-takır!

Yazının Devamı

Kartvizit ve kupür yıldızları

2 Nisan 2020

İnsan hayatı tesadüflerle doludur, ne zaman ne olacağınızı kestiremezsiniz... Virüs nedeniyle liglere ara verildi biliyorsunuz... Ne var ki, Milliyet yayın hayatını kesintisiz sürdürüyor. Eee bizler de gazeteciyiz, o sayfaları doldurmak, okuyucularımıza evlerinde ‘moral’ verici, yazılar yazmak zorundayız...

Spor müdürümüz Tayfun Bayındır aradı, “Sergen Yalçın dizisi istiyorum” dedi... Oturdum tabletin başına, üç gün süren bir diziye imzamı attım... Yaşanmışlıklar ve anılar ağırlıklı güzel bir dizi ortaya çıkardım... Diziyle ilgili yüzlerce övgü dolu geri dönüş aldım, mutlu oldum.

Dedik ya tesadüfler, şanslar, insanları bir yere getiriyor... Sergen Yalçın da bunlardan birisidir... Nasıl mı? Bakın, Beşiktaş’ı yakından tanıyan Atıf Keçeci ağabeyimiz var. Sergen Yalçın’ın bugünkü konuma gelmesinde onun müthiş katkısı bulunuyor... Dizide bu öyküyü atladım, ama yazılması gerekirdi, ben de bu köşeye taşıdım.

1983 yılı... Özkaynak sisteminin başında Atıf Keçeci var...

Yazının Devamı

Birlikte başaracağız

26 Mart 2020

Hani, ‘evcimen’ diye bir benzetme vardır... Bu bana hiç uymaz! ‘İşkolik’, ‘hiperaktif’ ve ‘sosyal insan’... İşte beni anlatan kelimeler! Hele sosyal yaşam, benim vazgeçilmezimdir, öyle çok uyuma alışkanlığım da yoktur. Düşünün böylesi bir fotoğraf, dünyayı saran salgın nedeniyle, eve kapanıyor ve kurallara uyuyorsa ki, uyuyorum, öyle lamı-cimi yok buna herkes uyacak! Gelibolu’da yaşıyorum, ilk kez önceki gün alışveriş için çıktım, polis önümü kesti, yaşımı sordu. Neyse ki, baraja takılmadım, yarım saat dışarıda kaldım, yeniden evime döndüm...

Hadi biz yaşlılar eve kapandık, peki gençler? Bakın toplum olarak bunu aşmak zorundayız. Gençler risk alanında değil, eyvallah, ama taşıyıcı pozisyondalar. Bu da kulaklarımıza küpe olsun! Evdeki yaşlı anne-baba, hatta dedenizi düşünün, bencil olmayın, çevrenize ailenize duyarlı olun...

Önlemler artıyor, alınıyor, bu da bizi sevindiriyor. Bakın insan hayatından daha önemli olan hiçbir şey yoktur, virüse teslim olmayalım,

Yazının Devamı

Güneş’in bir önerisi var

19 Mart 2020

İnsan sağlığı söz konusuyla akan sular durur. Ortada dünyayı kasıp kavuran, insanları evine kapatan bir virüs var arkadaş... Bizim kulvarın tadı tuzu taraftardır.. Onlarsız maçlar çekilmez oluyor, bunu gördük!
Bırakın bizleri, futbolcular bile maçlara konsantre olamıyor. Kaldı ki, takımlarımızda birçok yabancı var, salgın nedeniyle ite-kaka maçlara çıkıyorlar, biliyoruz! Ülkemizde salgını önlemek amacıyla bir dizi önlemler alınıyor, işyerleri kapatılıyor ki, doğru. Peki, neden ligler ertelenmiyor? Böylesi bir tabloda bu ısrar niyedir? Bakın, 2020 Avrupa Şampiyonası, önümüzdeki yıla kaydırıldı, A Milli Takım’ın hazırlık maçlara rafa kaldırıldı. Şenol Güneş hocamızla konuştum, çok güzel bir öneride bulundu. Diyor ki, “Dünya ayakta, insan sağlığı önemli. Lig maçları da ertelenirse, takvim yeniden yapılır. Örneğin, Haziran ayı boş, o süreçte ligler tamamlanır...” Valla bu önerinin altına imzamı atarım. Ne dersiniz?
Efendim virüs nedeniyle özellikle bizim kulvarda her kafadan bir ses

Yazının Devamı

Taraftarsız bu kadar!

16 Mart 2020

Elbette insan sağlığı söz konusuysa gıkımız çıkmaz. Neticede dünyayı kasıp-kavuran bir virüs var, insanların yaşam biçimi felç oldu. Sadece o mu? Ekonomiye de büyük bir darbe vurdu. Tabi ki, dünya futbolu da payına düşeni aldı. Görüyoruz ki, birçok ülkede ligler ertelendi, sıra bize geldi! Valla, böylesi bir tabloda liglerimizin de buna uyması şart. Niye mi? Arkadaş taraftarın olmadığı bir mücadele ne oynayana, ne de TV başında izleyenlere, ne de bize kritik yapma keyfi vermiyor!
Benzetme yerindeyse, tatsız-tuzsuz yemeğe benziyor. Hadi bizleri geçtik, sahadakiler? Hani, ‘bitse de, gitsek’ misali! Taraftarın olmadığı maçta, ne heyecan, ne tempo ne de coşku var! Haaa bir iyi yanı yok değil, en azından hakemlerin işine yarıyor, taraftar baskısından uzak, oynanan maçlar dahil, pek göze batan hata yapmadılar! Tabi ki Abdülkadir Bitigen hariç! Çaldığı faul kararlarında standartı nedense bir türlü tutturamadı!
Alın size haftanın derbisi... İlk yarıya bakın, ne bir coşku, ne doğru-dürüst bir baskı, ne de dişe dokunur bir

Yazının Devamı