Bir duayenden Erdoğan’a tavsiyeler

20 Mart 2008

Hüsamettin Cindoruk NTV’de Neden’in konuklarındandı.
Bir siyasetçiden çok, siyasetin zorlu patikalarını arşınlamış bir bilge gibi konuştu.
27 Mayıs’ı, Yassıada’yı, 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü görmüştü.
Politik duyargaları müdahalenin ayak seslerini herkesten önce duyabilecek kadar gelişkindi.
Şimdi hisleri onu kaygılandırıyordu. O yüzden iktidara, özellikle de Erdoğan’a “ağabey tavsiyesi” verir gibi konuştu:
“Ben sizin kesimden geliyorum, muhafazakâr, dindar bir adamım; ama devlete, devletin kurallarına, cumhuriyete de saygılıyım, bağlıyım” dedi ve şunları öğütledi:

“Germeyin!”

Yazının Devamı

Partiler mezarlığında bir gezinti

18 Mart 2008

İnsan bir cenazeyi defnederken, diğer mezarlara da uğrayıp rahmetlileri yad etmek ister ya;
Ben de AKP’nin kapatma davasının ardından şu meşhur “partiler mezarlığı”na uğradım; eskilerle hatıralarımı andım.
* * *
Maalesef Milli Nizam’a yetişemedim. 1971’de “laikliğe aykırılık” suçlamasıyla kapatıldığında henüz ilkokuldaydım.
Ama onun devamı Milli Selamet Partisi yargılanırken mahkemedeydim.
1981’in nisan ayı...
Hiç unutmam, bir cuma günü başlamıştı Sıkıyönetim’deki duruşma...

Yazının Devamı

İflas

17 Mart 2008

Önce hukuku konuşalım:  Diyorlar ki;   “İktidar partisine kapatma davası açılır mı?”
İktidarda olmak bir partiye yasalar karşısında dokunulmazlık vermez, vermemelidir.
Diyorlar ki;
“Halkın yarısının oyunu almış bir parti kapatılır mı?”
Hukuk, partileri aldığı oy oranına göre değil, yasalara sadakatine göre tasnif eder. Aksini savunmak, ülkeyi çoğunluk diktasına götürür. Çoğunluk partisi de, yüzde 1 oy alan partiyle aynı hak ve sorumluluklara sahiptir.
Diyorlar ki;
“Avrupa ne der?”

Yazının Devamı

Genco Erkal’la politik tiyatro geri döndü

16 Mart 2008

Ankara’da Tunus Caddesi’nin nihayetinde, sırtını Akün Sineması’na, yüzünü Tunalı Hilmi’ye dönmüş emektar bir tiyatro sahnesidir Çağdaş Sahne...
Bizim kuşağı yetiştirmiştir.
Çocukluktan gençliğe geçerken elimizden tutmuş, bizi buluşturmuş, müşfik bir kültür-sanat okulu gibi, görmemiz gereken filmleri, izlememiz gereken oyunları, dinlememiz gereken düşünürleri, “Çağdaş”lığın kalelerini tanıştırmıştır bize birer birer.
Film diye ne gördüysek orada gördük; Fellini’yi, Antonioni’yi, De Sica’yı orada tanıdık.
“Bisiklet Hırsızları”nı, “Leopar”ı, “Masumlar”ı, “Ve Gemi Gidiyor”u o perdede izledik.
Timur Selçuk’u, Cem Karaca’yı orada söyledik.
Onat Kutlar’ı orada dinledik.

Yazının Devamı

Namluyu çizgiyle düğümlemek

15 Mart 2008

New York
New York’taki Birleşmiş Milletler binasının girişinde bir tabanca heykeli var; namlusuna düğüm atılmış.
Bu heykel, dünya uluslarının ortak örgütünün, savaş karşıtı tavrını sembolize ediyor.
Bugünlerde o heykeli geçip binanın ziyaretçi lobisine doğru yürürseniz,aynı tavra omuz veren bir sergiyle karşılaşacaksınız:
“Dünya Barışı için Karikatür Sanatı” sergisi...
Serginin afişinde Pavel Botezatu‘nun bir karikatürü var:
Bir tank... Tankın üzerinde savaştan kaçan insanlar; kundakta bebekler, kucakta kediler, nineler, tavuklar, civcivler...

Yazının Devamı

Harekâtın riskleri

23 Şubat 2008

Ada Kuzey Irak'ta son durumu sordum.Hava operasyonunda PKK'nın ciddi kayıp vermediğini söyledi."Bir kara operasyonu kaçınılmaz görünüyor" dedi.PKK'nın baharda bu operasyonu beklediğini ve hazırlık yaptığını ekledi.Hazırlık?Hayır, Kuzey Irak'ta bir çatışma hazırlığı değildi bu..."Büyük kentlerde eylem hazırlığı"ydı.PKK, cepheyi Türkiye'ye yaymayı planlıyordu."Örgüt, Amerika'nın tavır değişikliğini nasıl yorumluyor?" dedim.Güldü uzman..."Washington, Türkiye'ye tavrını değiştirmiş gibi görünse de unutmayın ki hâlâ PKK'nın İran'da mücadele veren kolu PEJAK'ı 'terör örgütü' ilan etmedi ve o kanaldan silah yardımı yapmaya devam ediyor" dedi.* * *Önceki akşam başlayan kara harekâtını, önceki hafta yaptığım bu konuşmayla eşleyince şu sonuçlara ulaşıyorum: Operasyonu baharda bekleyen PKK için şubat harekâtı baskın sayılabilir.Buna karşın PKK'nın büyük kentlerde eylem planı yabana atılır bir risk değildir. Türkiye buna hazır olmalıdır.PKK, harekâtın yumuşak karnının, Türk askerinin Kuzey Irak'taki siviller ve peşmergelerle karşı karşıya gelmesi olduğunun bilinciyle, belki sivil kalkanlar eliyle bunu tahrik etmeye çalışacak, böylece Irak Kürtlerini kendi saflarına çekerken, Irak'ta ve dünya

Yazının Devamı

Korku-yorum

21 Şubat 2008

Ada Korkunun içimize saldığı o depresif ruh halinden... etrafımızı sarmış bunca bela karşısında kendimizi yapayalnız ve korunmasız hissedişimizden...Onlarla baş edemeyeceğimiz endişesiyle ya körkütük bir çaresizliğe ya kontrolsüz bir nefrete ya dayanaksız bir böbürlenmeye veya elinde sopayla gelip bizi yola sokacak bir şef beklentisine boyun eğmemizden...***Korkunun kölesiyiz nicedir...Fobilerimiz yönetiyor bizi...Kaygılarımız belirliyor oy vereceğimiz partiyi, seçeceğimiz işi, okuyacağımız gazeteyi, yerleşeceğimiz semti, siteyi... İşimize gelen değil, korkularımıza hak veren, bize kol kanat geren partilere oy veriyor, mitinglere katılıyor, cemaatlere sığınıyoruz. En çok korkanlarla birlik oluyor, o birlikte kuvvet buluyor, bizim kadar korkmayanları "hain" ilan ediyoruz. Cehaletin karanlığında daha büyük görünüyor gölgeler...Dış dünyanın bilinmezliğiyle ana kucağında büzüşen bebekler gibi içimize kapanıyoruz.Yükselen milliyetçilik değil aslında; korkular yükseliyor.Örtünmekten ya da açılmaktan korkuyoruz; Bizi din devleti yapacaklarından ya da dinimizi elimizden alacaklarından...Papazlar saldırıdan korkuyor, saldırganlar papazlardan... Bölünme korkusuyla bölünüyoruz. ***100 yıl

Yazının Devamı

Eğitim arttıkça cami azalıyor

19 Şubat 2008

Ada YÖK Başkanı'nın bulgusu: O makalede Prof. Özcan, 70'li ve 80'li yıllarda özellikle ilçe merkezlerinde dikkat çekici bir artış yaşandığını saptıyordu. Prof. Özcan'a göre, 12 Eylül'den sonra, 1981-88 döneminde nüfus artışı yüzde 20 olurken cami artışları yüzde 32'ye ulaşmış, 1986-88 döneminde ise camiler lehine olan bu artış tersine dönmüştü.Peki en çok artış hangi bölge ve illerdeydi?Araştırmada bunun da cevabı var. Dün bu köşede YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan'ın "Ülkemizde Cami Sayıları Üzerine Sayısal Bir İnceleme" başlığıyla 1990'da "İslami Araştırmalar Dergisi"nde yayınlanan bir makalesini hatırlatmıştım. Buna göre, 1986-88 döneminde "Karadeniz Bölgesi toplam nüfus bazında en çok cami inşa edilen bölgedir.""Camileşme oranlarında her kategoride Karadeniz ilk, Orta Anadolu ikinci bölge olarak görülür."İllere bakıldığında da bu tablo destekleniyor.Prof. Özcan'ın verilerine göre bu dönemde cami sayısında en büyük artış kaydeden illerin başında Zonguldak geliyor. Sonraki iller şöyle sıralanıyor:Samsun, Kastamonu, Ankara, İstanbul, İçel...Bu illerin ardından gelenler de şunlar:Trabzon, Mardin, Kocaeli, Adana, Ordu, Antalya, Manisa, Diyarbakır, Konya, Bolu, Kars,

Yazının Devamı