Can Dündar

<#comment>Elektronik posta kutum çöktü.
Son iki günde 500'ü aşkın mesaj birikmiş durumda. Çoğu Taner Akçam ve Nazım Hikmet dizilerine gelen olumlu - olumsuz tepkiler...
İkisi de zor dizilerdi. O yüzden ilgi görmeleri doğal.
Eleştirileri tek tek yanıtlamam imkansız.
Nazım'la ilgili olanları belgesel yayımlandıktan sonra yanıtlayacağım.
Taner Akçam'ın görüşleri ise değişik zeminlerde, özellikle de internetteki sol sitelerde yoğun şekilde tartışılıyor. Bu tartışmaları çok önemsiyorum. O yüzden de zaman zaman burada yansıtmaya çalışacağım.

İçki sigara içmeyen, kendine iyi bakan ve 11 Eylül'de bir kamikaze saldırısından kurtarılan Bush' un, "Lokmanı çiğnemeden yutma" diyen annesinin s"zünü dinlemediği için "lmesi tuhaf bir tecelli olurdu doğrusu...Fakat, şu da bilinen bir gerçek ki, dünya tarihi, elinde büyük güç tutan sıra dışı kahramanların, sıradan "lüm hikayeleriyle dolu...* * *Mesela ABD'nin kurucu Başkan'ı George Washington... Ona, cephede sade bir siperde veya amansız bir suikastın kalleş pençesinde "lmek yakıştırılırdı.Oysa Başkan, emekli olduktan sonra 67 yaşında tipileyen karla karışık yağmur altında 5 saat at sürdüğü için anjin olmuş, sonra da "mikrobu vücudundan atar" inancıyla kanı akıtıldığından güçsüz kalıp "lmüştür.Ya İkinci Dünya Savaşı'nın efsanevi generali General Patton?.. Almanlara karşı verdiği acımasız savaşla tanınan Patton, savaşın bittiği yıl yine Almanya'da yaveriyle çıktığı sülün avında, Limuzin'iyle 2.5 tonluk bir askeri araca çarparak veda etti dünyaya...* * *Amerikan tarihinin gelmiş geçmiş en büyük gangsteri Al Capone da rakip çetelerin kurşun yağmuru altında veya polisle giriştiği bir çatışmada değil, metresinden kaptığı frengi sonucunda "lmüştür.Soğuk savaş d"neminde

<#comment>ABD Başkanı George Bush'un Beyaz Saray'da futbol maçı izlerken ani bir "kraker saldırısı"na uğrayıp ölümün eşiğinden dönmesi esprilere konu oldu.
İçki sigara içmeyen, kendine iyi bakan ve 11 Eylül'de bir kamikaze saldırısından kurtarılan Bush'un, "Lokmanı çiğnemeden yutma" diyen annesinin sözünü dinlemediği için ölmesi tuhaf bir tecelli olurdu doğrusu...
Fakat, şu da bilinen bir gerçek ki, dünya tarihi, elinde büyük güç tutan sıra dışı kahramanların, sıradan ölüm hikayeleriyle dolu...

* * *

Evde bir tedirginlik olmuştu haliyle...Sereserpe bir günah gibi gezinmişti "Benerci" odanın içinde...Herkes "Birisi duyacak" diye gerilmişti.Ben bu tedirginliği ç"zmeye çalışırken babam: "O, bir komünist" demişti.* * * Daha 13 - 14 yaşlarında olmalıyım. Handan halam gelip Nazım' ın "Seçme şiirler" kitabından ilk dizeleri kulağıma fısıldadığında... Okul çıkışı 4 ülkücü 2 koluma girip, bir ara sokakta vahşice tekmelemişlerdi, Nazım okuyorum diye...Yıllar sonra Türkeş, MHP kurultayında onun şiirini okuduğunda yaralarım henüz iyileşmemişti.Bütün bunlardan sonra bugün, şairin 100. doğum yıld"nümünde - inadına, ama hayli gecikmeyle - onun belgeselini yapıyor olmak nasıl tarifsiz bir duygu bilseniz...* * *Aylardır onun sürgündeki ayak izlerini takip ediyorum.Bulduğum noktaları birleştirince kağıdın üzerinde "yalnız bir adam" silüeti beliriyor.Onun üç yüzü var:Biri komünist, biri şair, "bürü aşık...O, üç fasılda da yalnız... "Komünist" diye Türkiye'de hapsedilmiş; ama Türkiye Komünist Partisi'nce de "Komünist değil, Troçkist" diye afaroz edilmiş... Stalin' in Sovyetler'inde de "muhalif" kimliğiyle yalnızlığa itilmiş. "Şair" liği deseniz, vezniyle, hecesiyle, içeriği ve

<#comment>Daha 13 - 14 yaşlarında olmalıyım. Handan halam gelip Nazım'ın "Seçme şiirler" kitabından ilk dizeleri kulağıma fısıldadığında...
Evde bir tedirginlik olmuştu haliyle...
Sereserpe bir günah gibi gezinmişti "Benerci" odanın içinde...
Herkes "Birisi duyacak" diye gerilmişti.
Ben bu tedirginliği çözmeye çalışırken babam:
"O, bir komünist" demişti.

1980 "ncesinin en yaygın sol "rgütü Dev - Yol'dan şu ya da bu şekilde etkilenmiş herkes, anlatılanlarda kendi geçmişinden bir şeyler buldu.Son günlerde aldığım telefonların büyük b"lümü aynı şeyi s"ylüyordu: "Nicedir bu çıkışı bekliyorduk. Geç oldu, ama "zeleştirinin başlamış olması bile büyük adım sayılır". * * *Akçam, baştan beri ısrarla bana bunun "kişisel bir muhasebe" olduğunu, solun mazisiyle hesaplaşması gibi yorumlanmaması gerektiğini s"yledi gerçi; ama hem muhasebeyi yapanın ismi, hem de verdiği mesajların içeriği, ister istemez "hesaplaşma" nın genelleştirilmesine yol açtı. Son 20 yıldır sol cenahta "Niçin yenildik" sorusu "direnişi "rgütleyemedik de ondan" ya da "solda birleşik cephe kuramadık da ondan" diye yanıtlanırdı. Akçam, yanıtı daha derinlerde arıyor.4 günlük diziden, burada altını çizmek istediğim bir kaç mesaj var.1.si "demokrasi" konusunda samimi bir itiraf: "Demokratik bir ülke için çarpışıyorduk, ama bunu savunan hareketimiz, otoriter bir kültüre dayanıyordu". 2.'si "şiddet" e ilişkin "nemli bir tesbit: "insan haklarında çifte standart hakim oldu. Siyasi cinayetler konusunda devlete y"nelttiğimiz tepkiyi PKK'ya y"neltemedik. Devletin,

<#comment>Taner Akçam'ın "anılar ve görüşler"i büyük ilgi gördü.
1980 öncesinin en yaygın sol örgütü Dev - Yol'dan şu ya da bu şekilde etkilenmiş herkes, anlatılanlarda kendi geçmişinden bir şeyler buldu.
Son günlerde aldığım telefonların büyük bölümü aynı şeyi söylüyordu:
"Nicedir bu çıkışı bekliyorduk. Geç oldu, ama özeleştirinin başlamış olması bile büyük adım sayılır".
* * *

39 yaşında Siverekli bir PKK'lı, Alman mahkemesi tarafından "mür boyu hapis cezasına çarptırıldı.Adı: Ferit Aycan' dı.Suçu: PKK'nın emriyle adam "ldürmek...* * * Ferit Aycan' ın "ldürdüğü "adam", okuduğum lisenin müdürü, hocam, yazar Vecihi Timuroğlu' nun oğluydu.Dev - Yolcu Kürşat Timuroğlu, 25 Şubat 1986'da Hamburg'da evinin "nünde "ldürülmüştü.™ldürülme nedeni, - mahkemenin gerekçeli kararına g"re - PKK'nın uyguladığı şiddet politikasına karşı çıkmış olmasıydı.Duruşmada ortaya çıkan bilgilere g"re Aycan, Timuroğlu' nu "ldürdükten sonra Şam'a uçmuş, havaalanında Apo' nun koruması Nusret Aslan tarafından karşılanmış, Helvi kampına g"türülmüş, eyleminden dolayı "terfi ettirilip, Türkiye'ye savaşmaya yollanmış" tı.* * *™ykünün sonrası daha da ilginç:Yakalanmasına yol açan ihbar mektubuna g"re Aycan, 5 - 6 yıl Urfa, Diyarbakır b"lgesinde eylemlere katılmış.Sonra "rgütten ayrılmış ve "yeni patronlar" ı ona yeni bir hayat kurmuşlar.23 Aralık 1992'de İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden kendi adına pasaport almış.Nisan 1993'te Alman polisine g"nderilen bir ihbar mektubu ile kimliği ortaya çıkmış. İhbarcı, Aycan' ın sadece karıştığı eylemleri değil, İstanbul adresini, telefon