İnsanlar acımasızca katlettikleri doğanın bir öfkesi olan küresel ısınmaya önlem almaya çalışırken, tüm ülkeler gibi Türkiye de üzerine düşen faturayı ödüyor.
Artan hava sıcaklığı, günlük yaşam kadar sporcu sağlığını da olumsuz etkiliyor.
A Milli Takım’ın Dünya Kupası şansı kağıt üzerinde devam ettiği için bu sene ligimiz erken başlayacak. Yani Ağustos sıcağında kâbus!
Peki Futbol Federasyonu, bu dönemde ne gibi önlemler alıyor? Kulüpleri, futbolcuları bilinçlendirmek için hangi çalışmaları yapıyor?
Söyleyelim: Hiçbir şey!
İki hafta önce astronomik ücretlerle transfer yapan futbolcuların vergilerini kimlerin ödeyeceğini sormuştuk.
Hedefi yoktu.
Aynı gün akçeli konulardaki duyarlılığını bildiğimiz Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım aradı;
“Yaptığımız transferlerin vergisinde en ufak bir usulsüzlük olmaz”.
“Eminim. Örneğin Mehmet Topuz. Diyelim ki, üç kuruş aldı. Vergisini kendisi mi ödeyecek, siz mi?”.
Bu kavga er geç başlayacaktı. Ancak tahminimizden biraz erken oldu.
Fenerbahçe’nin yeni sezonda Futbol Federasyonu’na karşı sert bir tutum içinde olacağını biliyorduk.
Başkan Aziz Yıldırım’ın savaş baltalarını toprağın altından çıkardığını da.
Ateşi hangi kıvılcımın yakacağını kestirmeye çalışırken, PAF ligi bombası düştü gündeme.
Antalyaspor PAF ligini ilk sırada bitirdi, Fenerbahçe ise averajla ikinci oldu.
Sarı-lacivertli kulüp Antalyaspor’un cezalı oyuncu oynattığını ileri sürerek hükmen yenik ilan edilmesini, dolayısıyla şampiyonluğun Fenerbahçe’ye verilmesini istedi.
İlk raunt başladı
Malum Futbol Federasyonu mali kongresi yapıldıktan sonra gözler Merkez Hakem Kurulu ve Temsilciler Kurulu’na çevrildi. Statü gereği federasyon yönetiminin kurulları yeniden ataması gerekiyor. Son günlerde herkes hummalı bir çalışma içinde. İçeridekiler yerlerini koruyabilmek, dışarıdakiler içeri girebilmek için çalmadık kapı bırakmıyor. Araya kimleri koymuyorlar ki? Kulüp başkanları, önemli işadamları, iktidar partisi yöneticileri, milletvekilleri, hatta bakanlar bile devrede! “Yahu ne önemli bir makammış bu MHK?” dedirtecek cinsten, sıkı bir savaş yaşanıyor şu aralar. Kurul dışı kalacağı konuşulan üyeler federasyon başkanının ağzına bakıyor. Mesela Osman Avcı. Avcı hafta içinde İstanbul’da genç hakemlere hem dert yanıyor, hem de birilerine gözdağı vermeye çalışıyormuş. İddialı laflarla da yerinin ne kadar sağlam olduğunu anlatıyormuş. “Osman Avcı’nın kılçıkları uzun olur. Öyle kolay kolay yiyemezler. Adamın boğazına takılırım” diyormuş değerli MHK üyesi. Yüksel Okçuoğlu da işi garantiye almak
Bir haftadır futbol gündemini meşgul eden Mehmet Topuz transferine şimdi de “mal sahibi” cephesinden bakalım.
Öyle ya, futbolcuyu mal yerine koyan da çıktı, insandır diyen de.
Soru şu;
Kayserispor kulübü Mehmet Topuz’un sözleşmesini niçin uzattı?
Transferin gözdesi bir oyuncusu bedava gitmesin diye.
Bunu kimse inkar edebilir mi?
Hayır.
Hayret edilecek bir şekilde suskun kaldı Fenerbahçe. Şaşırtıcı bir şekilde sesini yükseltmedi Aziz Yıldırım.
Trabzonspor gibi bağırmadı. İlk yarının sonlarında “Bizi şampiyon yapmayacaklar” diyen Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören gibi çark etmedi. Federasyona isyan bayrağı açan Galatasaray başkanı Adnan Polat’ın “gel gellerine” de gelmedi.
Çok mu memnundu Aziz Yıldırım, federasyondan, icraatlerinden ve hakemlerden? Elbette hayır.
Belki kongre süreci frenledi Yıldırım’ı.
Biraz Kulüpler Birliği Başkanlığı’nın sorumluluğu...
Ama en önemlisi büyük hedeflere koşacağı düşünülen takımın yarattığı hayal kırıklığı engelledi onu.
Önceleri Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener ile limoni olan, kısa süren cicim aylarından sonra araya tekrar mesafe koyan Aziz Yıldırım’ın, yeni sezonda farklı bir politika izleyeceği kesin. Rahatsızlıklarını yüksek sesle dile getireceği de keza.
Bezen kaybedilen bir maç, bazen atacağınız bir gol belirler kaderinizi.
Gözlerin sahada, kulakların Galatasaray-Sivasspor maçında olduğu gerilimli bir mücadele vardı Avni Aker’de.
Trabzonspor için her şey iyi başlamış, onuncu dakikada gelen Umut’un golü, Şampiyonlar Ligi umudunu yeşertmişti. Ardından Galatasaray’ın öne geçtiği haberi gelince, sanki vizeyi cebine koymuştu ev sahibi.
Kötü oynamıyordu. Farkı artıracak fırsatlar da yakalıyordu ama bir türlü beceremiyordu skoru perçinlemeyi.
İlk yarının son dakikasında Gökhan’ın hücumda kaptırdığı topun dönüp Trabzonspor kalesinde gol olacağı yoktu hesapta. Alex - Güiza işbirliği, uykudaki Fenerbahçe’yi canlandırdı.
Bordo-mavili ekip için tek yol kalmıştı, kazanmak. Bu düşünceyle risk aldı. Savunma güvenliğini tehlikeye attı. Savunma ile orta alan arasında büyük bir kopukluk doğdu. Herkes golü istedi. Alanzinho çok çalıştı, Umut didindi. Ancak çizgi halindeki Fenerbahçe bloğunu açacak alternatif üretilemedi. Sinirler
12 Haziran’da yapılacak olağan mali genel kurul öncesi, Futbol Federasyonu’nda hummalı ve özel bir çalışma var.
Konu Gözlemci ve Temsilciler Kurulu.
UEFA Hakem Konvansiyonu’nun Türkiye’den sorumlu üyesi Jorn West Larsen’in geçen yıl sonunda ülkemize yaptığı ziyaret sırasında dile getirdiği sıkıntı çözülmek zorunda.
Nedir o sıkıntı?
Gözlemci kadrosunun geçmişte olduğu gibi MHK’ya bağlanması.
Federasyon’un UEFA Hakem Konvansiyonu’na girebilmek için bu operasyonu yapmaktan başka seçeneği yok.
Genel kurul gündeminde bulunmamasına karşın bir önerge ile statünün 42. maddesi revize edilecek ve UEFA’nın isteği yerine getirilecek.