Bir gol eksikti

26 Ocak 2009

Trabzonspor’un oyunu umut vericiydi. Kendine güvenen, yardımlaşmayı öğrenen ve kazanmak isteyen bu takım görüntüsü umut vericiydi

Evet Fenerbahçe sahada istediklerini yapamadı. Örneğin duran ve yan toplarda alıştığı pozisyonları bulamadı. Araya adam kaçıramadı, Orta alanda Alex ve Emre rahat kalmadı. Selçuk çok pas hatası yaptı. En önemlisi önde baskı kuramadı, sürekli boş alan yaratan Güiza’ya istediği pozisyonları yaratamadı. Ama karşısında oyunu bozan, çok adamla hücuma çıkan, belki de sezonun en etkili futbollarından birini ortaya koyan Trabzonspor vardı. Daha ikinci dakikada Umut’un topu kaleci Volkan’ın üzerinden ağlara yollama fantezisi olmasa sarı-lacivertli ekip oyuna yenik başlamış bir takım psikolojisine girecek, bu da Trabzonspor’un işini kolaylaştıracaktı.
Sadece Umut mu? İlk yarıda bordo-mavili ekibin üç net gol pozisyonu vardı. Edu’nun çabukluğu, Gökhan Ünal’ın kalitesine yakışmayan son vuruşları skorun değişmesini engelledi.
Fenerbahçe ikinci yarıya da tıpkı ilk bölümdeki kısa sürede rakibe üstünlük kurup sonuca gitme düşüncesiyle başladı. Ancak orta alanda öyle pas hataları yaptı, öyle olmadık anlarda top kayıpları yaşadı ki, Trabzonspor’u adeta gol için

Yazının Devamı

Alex beş yıl bekler mi?

24 Ocak 2009

Kulağa ne kadar hoş geliyor değil mi? “Seve seve Türk oluruz.”
Veya “Alex Türk vatandaşı olmak istedi, Carlos’u da yaparız” ifadeleri ne kadar gurur okşayıcı!
Lincoln de aynı tuzağa düş-müştü.
“Türk vatandaşı olur, milli takımda oynarım...”
Tabii canım, yeter ki siz isteyin.
“Vatandaşlık” yazın 8595‘e gönderin, T.C. kimliğiniz cebinize gelsin!
Ya birileri ligimizin lejyonerleriyle dalga geçiyor, ya da kulüp yöneticileri Türkiye’yi Patagonya sanıyor.

Yazının Devamı

Emre’ye ağır gelirdi

17 Ocak 2009

Geçenlerde Vatan gazetesinde Tayfun Bayındır yazdı; “Milli Takım’ın yeni kaptanı Tuncay Şanlı.”
Gerekçesi malum;
Fatih Terim FIFA’nın 2008 Fair-Play ödül törenine kaptan Emre Belözoğlu’nu değil de Tuncay’ı gönderdi.
Ay-yıldızlı ekibi en ciddi takip eden spor yazarlarından biri olan Tayfun, mutlaka kayda değer bilgilere ulaşmıştır, diye düşünüyorum.
Ancak Tuncay’ın, Milli Takımı temsilen Zürih’te bulunmasını ben daha farklı yorumluyorum.
Adı üzerinde “FIFA Fair-Play ödülü.”
Ne demektir Fair-Play?

Yazının Devamı

Yıldırım ve en kahraman Sarvan

10 Ocak 2009




Merkez Hakem Kurulu Başkanı Oğuz Sarvan’ın yan gözle takip ettiği şu medya var ya!
Hani hakemlerine “Okumayın, izlemeyin” dediği medya!
Sayın Sarvan haklı.
“O medya“ olmasa, kendisi de, kurulu da ne güzel fiyaka satacaktı bugün!

Yazının Devamı

Colman ve Ceyhun

7 Ocak 2009

Ceyhun Gülselam gerek attığı goller, gerekse mücadeleci kimliği ile hocasına “Ben bu takımda oynarım” mesajı yolladı

Trabzonspor için belki sonucun fazla önemi yoktu. Ama Ersun Yanal açısından ligde sürekli forma bulamayan isimleri görmek önemliydi. Kalede Onur, savunmada Giray, orta alanda Ceyhun ve Isaac, forvette Ergin Keleş’in bu maçta ortaya koyacakları performans, Yanal’ın kafasındaki soru işaretlerini ortadan kaldırabilirdi. Diğer açıdan, adı geçen oyuncular için önemli bir şanstı Antalyaspor kupa sınavı.
Peki bu şansı kullanabildiler mi? Bence hayır. Sylva’nın arkasında yedek bekleyen Onur dün yediği üç golün ikisinde hatalıydı. Güven vermedi. Giray’ın görevi, sabah kahvaltılarında bir düzine yumurta yiyen Djiehoua’yı kollamaktı. Oyunda kaldığı süreçte güçlü rakibiyle boğuştu durdu. Isaac çok kötüydü. Ne rakip geçebildi, ne olumlu pas yapabildi. Ergin, forvette Umut-Gökhan ikilisine daha uzun süre rakip olamayacağını gösterdi. Ersun Yanal’ın üzerinde ısrarla durduğu Ceyhun Gülselam ise gerek attığı goller, gerekse mücadeleci kimliği ile hocasına “Ben bu takımda oynarım” mesajı yolladı.
58. dakikada oyuna giren Barış Memiş eğer kulübeden kurtulup bir sıçrama yapmak

Yazının Devamı

O zaman size hayırlı işler

3 Ocak 2009

Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener o malum pankarta isyan ediyor;
“Yasin’lerle çıktık yola, O günler çok yakın...”
Vahşice işlenmiş bir cinayetin savunuculuğuna soyunanlara, duyarlı her insan gibi federasyon başkanı da tepki gösteriyor.
Çünkü bu kez hedefe hakem hataları nedeniyle eleştirilen bir çalışma arkadaşı, MHK Başkanı konuyor.
Ve haklı olarak Sporda Şiddeti Önleme Yasası’nın uygulayıcılarına bu eylemi görmezden geldikleri için sitem ediyor Özgener.
Büyük tehlikelerin habercisi, yeni toplumsal sorunlara yol açacak bu ideolojik gösteriye seyirci kalınmasını içine sindiremiyor.
Çok da doğru söylüyor.

Yazının Devamı

Oldu bitti maşallah!

27 Aralık 2008

Siz hiç “Ben artık oldum” diyen bir gazeteci, yorumcu, teknik adam, hakem, futbolcu, yönetici veya her kimse, ayağının taşa takılıp tökezlediğini, düşüp bir yerlerini incittiğini görmediniz mi?
Mutlaka görmüşsünüzdür.
İyi bakın, etrafımız bu yanılgıyı yaşayan yüzlerce “oldum” mağduru ile dolu.
Tıpkı Merkez Hakem Kurulu Başkanı Oğuz Sarvan ve ekip arkadaşları gibi.
Hata üzerine hata yapıp bunlardan ders çıkarmamak onlara mahsus.
Camiayı parçalara ayırıp, birlik ve dirlikten söz etmek de keza.
Öz güveni yüksek olmak farklı, “en iyisini ben yaparım” demek başka bir şey.

Yazının Devamı

Kim kazandı?

21 Aralık 2008

Yattara, hakem Fırat Aydınus dışında kimseye inandırıcı gelmeyen o penaltı kararı sonrası topu ağlara gönderebilse ve Trabzonspor maçı bu golle kazansaydı olacaklar belliydi?
İki maçtır hakem hatalarından canı yanan ve hafta içi yöneticilerin açıklamalarıyla “mahalle baskısı” yaratan bordo-mavili kesimde, “Hep bizim mi hakkımız yenecek?” söylemleri, diğer yanda, “Gördünüz mü, hakemin üzerine oynayan istediğini alıyor” iddiası gündeme oturacaktı.
Ne bekliyorduk ki? Her hakem kararının altında art niyet arayan paranoyak bir kitle yaratırsanız, sahada futbol değil hakem konuşulması da doğal gelmeye başlar ki, dün gece de öyle oldu.
Velhasıl bu atmosferde Fırat Aydınus gibi deneyimli bir hakemin bile etki altında kalması kaçınılmazdı.
Trabzonspor da hakemden farksızdı. Maçı kazanıp doksan dakika sonunda “kolbastı” oynayabilmek, hem patlamaya hazır durumdaki tribünlerin deşarj olmasını, hem de bordo-mavili takımın ilk yarıyı lider olarak bitirme olasılığını gündeme getirecekti.
Gol beklerken basit bir golle geriye düşmek hakem dahil herkesin kimyasını bozdu. Trabzonspor ilk yarı sonunda soyunma odasına Gökhan’ın eşitlik sayısı ile gitmese, işi bir hayli zorlaşabilirdi. Çünkü

Yazının Devamı