Didem Özel Tümer

Didem Özel Tümer

didem.tumer@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD Başkanı Donald Trump, sözde Yüzyılın Barış Planı’nı açıklarken salonda üç ülkenin ABD büyükelçisi vardı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) büyükelçisi Yusuf el-Uteybe, Bahreyn elçisi Abdullah bin Raşid Al Halife ve Umman elçisi Huneyne el-Mugıyriyye. Bu katılım en az Trump kadar, İsrail Başbakanı Netanyahu’yu da memnun etti ki büyükelçilere özel olarak teşekkürü ihmal etmedi. Suudi Arabistan elçisi orada olmasa da şüphesiz var gibi kabul edilmiştir. Oysa bu dört ülke, Filistin ile birlikte hem Arap Birliği’nin hem de İslam İşbirliği Teşkilatı’nın üyesi. Ancak çıkarları, ekonomik ve askeri bağımlılıkları nedeniyle ortaya koydukları tavır, izledikleri politika artık neredeyse kanıksanmış durumda.

Haberin Devamı

Türkiye’nin net karar beklentisi

Sözde planın açıklanmasının ardından gözler doğal olarak bu ülkelerin de üyesi olduğu iki platforma çevrildi. Önce Arap Birliği, Filistin’in çağrısı üzerine Kahire’de olağanüstü toplandı. Toplantı sonunda ortaya çıkan bildiri, Türkiye’nin yukarıda adı sayılan ülkelerin yaklaşımı nedeniyle duyduğu kaygıyı gideren bir tepkiyi ortaya koydu. Arap Birliği, Trump’ın planını tamamen reddettiğini ve hiçbir şekilde dikkate alınmayacağını kesin bir dille duyurdu. Şimdi Türkiye ve onunla birlikte Filistin’in yanında olanlar benzer bir bütünlük, kararlılık ve netliği İslam İşbirliği Teşkilatı’ndan (ITT) bekliyor.

ITT Dışişleri Bakanları da bugün Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi toplantısı için Cidde’de toplanıyor. Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılacağı toplantıda Trump ve Netenyahu’nun planına ilişkin takınılacak tutum ve Filistin konusu ele alınacak. Çavuşoğlu, toplantı sonunda iyi bir metnin ortaya çıkması için Filistin’e güçlü destek veren ve plana tepkisini net ifade eden Malezya ve Kuveyt Dışişleri Bakanları ile de ayrıca görüşme planlıyor. Bu arada twitter hesabından New York Times’da çıkan “Filistinliler her hayır dediklerinde kaybediyor” başlıklı yazıyı paylaşan BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid ve arkadaşları bakalım toplantıda neler söyleyecekler ya da acaba bir şey söyleyebilecekler mi?

Haberin Devamı

Avramopoulos arabulucu mu ya da olur mu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cezayir temaslarından sonra gazetecilere açıklamasında Yunanistan - Türkiye ilişkilerine dair sözlerindeki bir ifade dikkatimi çekti. Sözlerde hem bir hatırlatma vardı aslında hem de tuhaf bir çağrışım yaratıyordu. Önce çağrışım... Elazığ depreminin yaşandığı gece posta kutuma 23.34’de düşen Cumhurbaşkanı’nın günlük program duyurusunda, Erdoğan’ın 25 Ocak saat 16.00’da Avrupa Birliği, Göç, İçişleri ve Vatandaşlık Komiseri Dimitris Avramopoulos’u kabul edeceği bilgisi vardı. Tuhaftı çünkü; Yunan politikacı artık o görevde değildi. Bir yanlışlık olmalı diye düşünürken fazla geçmedi, 00.24’de gönderilen yeni duyuruda bu program yer almadı. Hata oldu herhalde diye düşündüm. Ancak sadece iki gün sonra Erdoğan, şöyle diyordu: “Yunanistan ile aramızda ortak bir dostumuz var eski belediye başkanlarından. ‘Benden mesaj istiyorsan söyle Yunanistan tarafına, bizimle uğraşmasın. Bizim Yunanistan ile uğraşma diye bir derdimiz yok.’ NATO’da ben Miçotakis’e de söyledim, dedim ki; ‘Birbirimizle uğraşmayalım, eğer uğraşmazsak bizden size en ufak zarar gelmez.’”

Haberin Devamı

Gözler Cidde’de

Kadirşinas dost

Erdoğan’ın ‘ortak dostumuz’, ‘eski belediye başkanlarından’ diye tarif ettiği kişi kuşkusuz Avramopoulos. Tanışıklıkları belediye başkanlıkları döneminden. Cumhurbaşkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı iken Atina’nın yöneticisi de Avramopoulos’tu. Erdoğan, hapse girdiğinde Atina’dan kalkıp ziyarete gelen dostunun kadirşinaslığını hiç unutmadı.

Erdoğan’ın sözleri ve program düzeltmesi, ‘Acaba Avramopoulos gerginliği azaltmak için devre girmiş olabilir mi? Kamuoyuna yansımamış gözlerden ırak bir görüşme yapılmış olabilir mi?’ sorusunu akla getiriyor. Ancak, öncelikle Cumhurbaşkanı 25 Ocak’ta DEİK’teki programını da iptal ederek Elazığ’a gitti. Milliyet muhabiri Ecem Toplar da Avromopoulos’a New York’ta ulaştı ve yakın zamanda Türkiye’de olmadığını öğrendi. Dolayısıyla en azından yüz yüze bir görüşme olmadığı anlaşılıyor.

Ama sözler ve çağrışımlar gerek duyulduğunda arabuluculuk için en yüksek olasılığa işaret ediyor.