Diyabet ve mental sağlık

25 Kasım 2020

Diyabet teşhisi ile yaşam tarzımızda hazır olmadığımız değişiklikler ile karşılaşıyoruz. Yeni bir rutin oluştururken, kan şekeri seviyemizi olması gereken yerde tutmak için insülin aldığımız gibi, zihinsel ve duygusal olarak nasıl hissettiğimizi çok iyi takip etmemiz gerekir. Çoğu zaman bunu kendimiz o çemberin içinde anlamlandıramayabiliriz.

Kan şekeri dalgalanmaları, hipoglisemi ve hiperglisemi korkusu, duygu durum ani değişikliklerine yorgunluk ve strese neden olabilir. Bizler gibi diyabetli kişilerin depresyon ve anksiyete geliştirme olasılığı genel popülasyonun iki katıdır. Günlük yaşamda uğraştığımız şeyler, ve "mükemmelliyetçilik" bir süre sonra "diyabet sıkıntısı" olarak ortaya çıkabilir. Her bunaltı depresyon değildir ancak fark edilmediği takdirde yol açabilir. Ruh sağlığı ve fiziksel sağlık el ele gider, ancak maalesef biz diyabetlilere çoğu zaman bu imkan tanınmadı. Duygusal olarak neler yaşıyoruz? Sağlık davranışını geliştirmek için neye ihtiyacımız var? Bu süreç gözlemlenemedi. Tüm diyabet bakımının, insana bütünsel yaklaşması ,

Yazının Devamı

Diyabet tükenmişliği

23 Eylül 2020

Diyabet tükenmişliği, genellikle yıllar sonra ulaşılan bir zihin durumudur. Günlük rutin içerisinde yapmamız gerekenlerin sorumluluğundan sıkılmak ya da fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme, kan şekeri takibine dikkat etmemize rağmen istediğimiz sonuçları alamadığımızda yaşadığımız hayal kırıklığı ile başlar. Bu dönemi kan şekeri seviyelerimizi tamamen göz ardı etme ile, karakterize edebiliriz.

Bu süreçte biz diyabetlilere, sınırlarımızı zorlayıcı bir özgürlük arayışı gelebilir. Kendimize zarar veren sağlık davranışları sergileyen bir tutum içine girip, koma, yorgunluk ya da hipoglisemi atakları artabilir. Bu tükenmişlik durumuna, stres, kaygı, depresyon, öfke, suçluluk çaresizlik gibi duygusal durumlarda eşlik edebilir ancak unutmamak gerekir ki; diyabet tedavisini atlamak bizleri sonradan fiziksel ve ruhsal olarak daha çok incitir.

Hedeflerimize yeniden odaklanmak için tüm diyabet ekibi ile bir araya gelmek, mükemmel sonuç beklentisi yerine bazen daha küçük resmi görmek, yol boyunca daha fazla başarı elde etmemize neden olur. Bizi

Yazının Devamı

Motivasyonun önemi

1 Temmuz 2020

Diabetes mellitus etyolojisinde çevresel faktörler, genetik yatkınlık, ve yaşam tarzı tercihlerinin yer aldığı kronik ve metabolik bir hastalıktır. Yapılan bilimsel araştırmalarda, diyabetin sağlıklı yaşam tarzı değişikliği ile %44 -58 oranında risk azalması sağlayarak önlenebileceği ( özellikle tip 2 diyabet) ortaya konmuştur. Birey merkezli, farkındalığı arttırmaya ve bilinçledirmeye odaklı motivasyonel görüşme, davranış değişimi için diyabetliyi teşvik eden, etkili iletişim becerilerinin kullanıldığı yaklaşımlardan biridir.

Günümüzde kişiselleştirilmiş, empatik, manipülatif olmadan,bireyin özellikle özerkliği göz önüne alınarak, düşüncelerini anlamak ve değerlendirmek gerektiği, böylece yaşam tarzı değişimi ve hastalığa uyum sürecini kolaylaştırmak mümkündür. Burada danışanların demografik özellikleri yaş, cinsiyet, eğitim ve gelir durumu, fiziksel aktivite ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları gibi durumsal; inançları, kişisel deneyimleri gibi de olası uyaranları var. En büyük zorluğun davranış değişimi konusunda yaşandığını

Yazının Devamı

Sağlık koçluğunun önemi

18 Mayıs 2020

Sağlık koçları insan davranışı motivasyonu konusunda uzmandır.Bu bilgileri, müşterilerinin hedeflerine ulaşmalarına ve günlük yaşamlarını iyileştirmelerine yardımcı olmak için kullanır.Kronik hastalık salgınının şaşırtıcı boyutlara ulaştığını biliyoruz ve bu hastalıkların sebebi genetik ve çevresel nedenler olmak üzere çok faktörlüdür. Özellikle diyabet ve obezite gibi, yaşam tarzı değişiklikleri yapmamız ve kalıcı olumlu davranışlar yaratmamız için itici güç, motivasyon ve strateji gerekir.İşte bu alanda sağlık koçları devreye girer.

Çoğu insan için bilginin kendisi davranışları değiştirmez. Davranış değişikliği, hastanede değil, evde başlar.Dolayısı ile burada koçluk hizmetinin önemi devreye girer. Birine balık verebilir ,bir gün boyunca besleyebilir ya da balık tutmayı öğretebiliriz. Doktorların tıbbi tedavi sürecini planlama dışında zamanlar yok. Hastalık tanı aşaması ve sonrasında, davranış değişimi bilimi entegrasyonu ve koçlukla paralel giden psikoloji ilkeleri ile danışanlara bireyselleştirilmiş çözümler

Yazının Devamı

Corona ve diyabet

17 Nisan 2020

Korona virüsü biz diyabetlilere evde kaldığımız şu günlerde yaşam tarzlarımızı tekrardan gözden geçirme şansı sunuyor.

Sağlığına ve kendisine değer veren diyabetliler  bu panik dönemini avantaja  çevirebilir. Peki nasıl?

Bildiğimiz gibi, diyabet prevalansı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye' de de hızla yayılıyor. Hatta öyle ki bulaşıcı olmayan salgın hastalıklar kategorisinde olduğunu biliyoruz. Toplumun büyük çoğunluğunda  ilk aşamada sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivite ile önüne geçebileceğimiz tip 2 diyabet  sonrasında ,mutlak insüline bağımlı tip 1 diyabet ve gizli şeker dediğimiz pre-diyabet görülen gözlenen  diyabet türleri arasındadır..

Kendi diyabetle yaşam tecrübelerimi sağlık ve yaşam koçluğu becerilerimle birleştirip diyabetlilere koçluk yaptığım günden beri diyabetin multidisipliner bir sistem içerisinde doktoru, hemşiresi,diyetisyeni psikolog ve motivasyonel yol arkadaşı dediğimiz yaşam koçu ile yönetilmesi gerektiğini savunuyorum. Çünkü diyabet asıl tanı konulduktan ve

Yazının Devamı

Sensör Gelsin Acımız Dinsin

4 Kasım 2019

Tip 1 diyabetle çocukken tanışmış bir diyabetli olarak, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü'nde sensörler ile ilgili devlet desteği müjdesini hepimiz adına duymak istiyorum. Diyabet, halk arasında daha çok erişkinlerin bir sağlık sorunu olarak bilinmekle beraber çocuklarda da görülmektedir. Çocuklarda, %95-98 oranında pankreas beta hücre zedelenmesine ve dolayısıyla insülin eksikliğine bağlı Tip 1 diyabet görülmektedir. Bizlerin tanı aldığımız günden itibaren ömür boyu glikoz değerlerimizin izlenmesi gerekiyor. Ülkemizde 18 yaş altında 20.000 civarında çocuk diyabetli sayısı var.

Sürekli Glikoz İzlem sistemleri, kan glukozu takibi için parmak ucu delinerek çok sayıda kan alma ihtiyacının azalması, parmaktan ölçümle kıyaslanamayacak kadar çok daha sıkı ölçüm yapma olanağı, kan şekerlerimiz düştüğünde ya da yükseldiğinde uyarı ya da alarm almamızın fiziksel ve ruhsal olarak bize sağladığı kolaylığın etkisini sadece yaşayan ve yakınları anlayabilir.

Dünyada ülkemizle aynı gelişmişlik seviyesine sahip ülkelerin çoğunda bu cihazlar devlet tarafından geri ödeme planında olup, insülin pompası kullanım oranı ülkemizde %5 iken diğer ülkelerde %70 80 oranındadır. Ayrıca ekonomik

Yazının Devamı

Karbonhidrat Sayımı

16 Ağustos 2019

Karbonhidrat sayımı diyabetin tıbbi beslenme tedavisinde, kan şekeri kontrolünün optimize edilmesine yardımcı olmak için kullanılan bir öğün planlama aracıdır. Diyabet tanısı konulduğu zamandan itibaren diğer besin öğelerinden çok daha fazla kan şekerimizi yükselten karbonhidratları sayma yaklaşımı ile glisemik kontrolü sağlayabilir, dışarıda besin seçiminde daha esnek olabilir ve komplikasyonlardan korunabiliriz. Tip 1 ve tip 2 diyabetliler, gestasyonel diyabetliler, insülin pompası kullananlar, hızlı ve kısa etkili insülin kullananlar için uygun bir yöntemdir.

Diyabetlinin boy-kilo ihtiyacına, yeme alışkanlıkları, fiziksel aktivite, egzersiz ve kullanılan ilaçlara göre planlanan karbonhidrat miktarı değişir. Temel karbonhidrat sayımı, orta ve ileri düzeyde eğitimler 4-6 seans arasında diyetisyen tarafından verilir. Başlangıç düzeyinde karbonhidrat miktarını ve porsiyon ölçüsü hesaplamayı, orta düzeyde besin tüketim ve ölçülen kan şekerleri kayıtları, besin etiketini okumayı öğrenme, 3.basamakta diyabetlinin kullandığı tükettiği insülin miktarı ile insülin oranının eşleşmesi ve insülin duyarlılık faktörü yani 1 ünite insülinin kaç gram karbonhidrat miktarını düşürdüğü

Yazının Devamı

Tatilde Diyabet

9 Haziran 2019

Yaz mevsimi gelmişken birçoğumuzu da tatil heyecanı sardı. Bu sürece bizimle eşlik eden yol arkadaşımız tip 1 diyabet ayrı bir renk katıyor çünkü onu yaşadığımız yerde bırakamıyoruz. Özellikle yeni diyabetlilere ve ailelere yurt içi ve yurt dışında uzun yıllardır seyahat deneyimi olan bir diyabetli olarak, önemli noktalardan bahsetmek isterim.

Tatiller gittiğimiz destinasyonlara göre, yemek alışkanlıklarımızın ve öğün saatlerimizin değişmesi, uyku düzeni, fiziksel aktivite, uzaklık, hava değişimi, sosyallik ve eğlence olarak biraz daha günlük rutinlerimizin dışına çıktığı için yönetebilmek adına stres yaratabilir. Paniklemenize gerek yok.Bu doğal bir süreç. Kendi diyabetimizi tanıyıp, deneyim arttıkça normalleşiyor.

Öncelikle planımızı yaparken, son sağlık kontrollerimizden geçtiğimizden emin olalım. Sonrasında diyabet malzemelerimizi unutmamak adına bir ihtiyaç listesi yapmamız faydalı olur. Doktorumuzdan enjeksiyon ya da insülin pompası yani tedavi şeklimizi ve insülin dozlarımızı belirten bir rapor isteyip, yanımızda bulunduralım. Tip 1 diyabetli kimlik kartımız da olsun. Eğer yabancı ülkeye gidiyorsak öncesinde sağlık sistemleri ve acil durumlar için araştırma

Yazının Devamı