Kuru yelden nem kapma sayılmazsa

14 Mayıs 2000


       İlk bakışta çok olumlu görünen bir gelişme var.
       Dinler buluşuyor, din adamları toplantı üstüne toplantı yapıyor.
       Dinlerce kutsal sayılan yerlere geziler düzenleniyor.
       Bunların hepsi adeta bir anda başladı, yürüyor.
       İlginç olanı da buluşma yerlerinin hepsinin Anadolu'da bulunması.
       Hıristiyan dünyasının ileri gelenleri, ileri gelmeyenleri Anadolu'ya akın ederken, Müslüman Türk din adamları herhalde karşı gezi davetleri almıyorlar ki o yönde haber ve fotoğraflar medyada görülmüyor.

Yazının Devamı

Kongrenin işi hem zor, hem kolay

13 Mayıs 2000


       Yarın FP'de kongre var.
       Birçokları gibi ben de; sonuç şimdiden belli, Erbakan galip, Gül mağlup diyorum.
       Neden?
       Erbakan'ın partileri yokken o kesim çeşitli partilere dağılmıştı.
       Bu dağınık gruba özel bir elbise biçen, diken Erbakan oldu. MNP; MSP ve RP ile.
       Yani, İslamcı kesim çeşitli partilerde yanaşma olmaktan kurtuldu, partisine kavuştu, yeni bir hüviyet kazandı, siyasi güç olarak büyüdü. İktidara da geldi.

Yazının Devamı

Çıplak 32'ler

12 Mayıs 2000


       Tanınmış 32 kişi soyunmuş, fotoğraf çektirmiş, bu görüntüler bir araya getirilence "32 Büst" adlı kitap meydana gelmiş.
       Bu eserin yaratıcısı bir sanatçı; Bülent Erkmen.
       Sanatçının tabiatında yenilikler, değişiklikler herkesin düşünemediğini düşünebilmek, göremediğini görmek, sezemediğini sezmek, yapamadığını yapmak kabiliyeti vardır. Yoksa dümdüz adamdan sanatçı olmaz.
       Ama çoğu kez sanat adına yapılanların, sanat eseri olup olmadıkları da, sanat adına kabul edilebilir olup olmadıkları da tartışma konusu olabiliyor.
       Yani her ilgi çeken yapıt sanat eseri diye kabul edilmeyebiliyor.
       * * *

Yazının Devamı

Ne olacak bu FP'nin hali?

11 Mayıs 2000


       FP, RP iken yönetmek kolaydı.
       Başta; kendi kurduğu partiyi idare eden, adeta partinin sahibi, kaydı hayat şartıyla başkanı Erbakan...
       O ne derse o doğrudur.
       Hoca'ya itaat gerekir.
       Öyleyse muhalefet olmaz, hizip olmaz, çatlak ses çıkmaz.
       Ama RP'nin bir kişinin otoritesine bağlı olması, demokratik ilkelerden uzak kalması, otokontrolden yoksun bulunması onu yokuş aşağı inerken freni patlayan kamyon haline soktu.

Yazının Devamı

Umut ve ihtiyat

10 Mayıs 2000


       Yetkililer medyaya yayın yasağı koyacağına bir süre için kendi ağızlarına kilit vursalar daha doğru olmaz mı?
       Savcı Keleş, "basında çıkan haberlerin yüzde 80'inin yanlış olduğunu" söylüyor.
       Peki bu yanlış denilen haberlerin kaynağı kim?
       Dün ayaküstü yaptığı birkaç dakikalık basın toplantısına Ecevit de, Tantan da adeta açıklama yapamayacaklarını açıklamaya gelmişlerdi. Ama ya diğer konuşan yetkililer...
       * * *
       ÖNCEKİ gün verilen müjdeli bilgilerle dün ortaya çıkan manzara çakışmıyor.

Yazının Devamı

Uğur Mumcu ve duvarın altı

9 Mayıs 2000


       TÜRKİYE çelişkiler ülkesi.
       Bir yandan bir DGM Başsavcısı şaibeli bir kişiyle özel otoda seyahat ederken kaza geçiriyor. Ve bu şüpheli ilişki ilk etapta savcının açığa alınmasına yol açıyor.
       Bir yanda yedi buçuk yıl da geçmiş olsa bir büyük, bir önemli suikastın failleri yakalanabiliyor.
       Tabii Türkiye'deki bu çelişkili görüntü, yani kanun adamlarının bazen kanun kaçaklarıyla içli dışlı olabilme durumları bir suikastın, bir cinayetin yedi buçuk yıl - on yıl, hatta ilelebet açığa çıkartılamayacağı izlenimi de doğuruyor.
       Bunun için değil mi saf vatandaş "mahkeme mahkeme sürünüyoruz" cümlesini sık sık kullanıyor.
       Yine saf vatandaş; "Bu dava bitmez" diyor. "Bu adamları kimse yakalayamaz" diyor.

Yazının Devamı

Bir kutlamanın hatırlattıkları

7 Mayıs 2000


       SİZ bakmayın son günlerdeki, "Ajan gazeteciler" gibi tartışmalara, meslekteki habis urlar istisnadır ve onlar ayıklanacaktır. Ama buna rağmen bu derece ağır ve yoğun özeleştiri yapabilen başka bir meslek de yoktur. Böyle de olması gerekir.
       Gazetecilik çok onurlu bir uğraştır.
       Halka tercüman olmak, halkı doğru bilgilendirmek, kamuoyu oluşturmak, halk adına denetim görevi yüklenmek gazeteciliğin bir kamu görevi olduğu iddialarını doğrular.
      "Eğer medya olmasaydı..." sözü birçok yolsuzluğun ve hukuksuzluğun ortaya çıkartılmasında gazetecilerin oynadığı rol, olumlu çaba nedeniyle söylenmedi mi?
       Bu meslek kolay bir meslek de değildir.
      "İğneyle kuyu kazmak" tabiri her gün, her an gazetecilerin yaptığı uğraşa en uygun tabir sayılabilir.

Yazının Devamı

Sezer'le 7 yıl...

6 Mayıs 2000


       AHMET Necdet Sezer Türkiye Cumhuriyeti'nin 10. Cumhurbaşkanı oldu.
       İlk kez Meclis'teki beş parti bir konuda uzlaştı ama ancak üçüncü oylamada sonuç alınabildi.
       İktidar üçlüsü bu seçimden iyi notla çıkmadı. Toplam 350 oyu olan koalisyona rağmen sonucun dünkü tura kalması ve bu turda da Sezer'in ancak 330 oy alması bunu gösteriyor.
       Ama bu tartışmalar artık tarihe mal oldu. Biz bugüne bakalım.
       * * *
       DARBE dönemleri hariç ilk kez Meclis dışından biri ve ilk kez bir hukukçu Çankaya'ya çıkıyor.

Yazının Devamı