"Keyfilik kirliliği"ne el konuldu.
Nedir "keyfilik kirliliği"?
İstanbul'da isteyenin, istediği yerde eğlence yeri, bar, lokanta açabilmesidir.
Bu duruma başıboşluk demek yanlış olur. Herhalde bu işin de başı, yaptıranı, müsaade edeni, müsamaha edeni vardır.
Önemli olan ne karşılığında bu "keyfilik kirliliği"ne göz yumulduğudur.
İçişleri Bakanı Tantan'ın eğlence yerleri ile ilgili olarak başlattığı denetimler tartışılıyor.
"Bu otomobilden 6 kişi sağ çıktı."
Gazetedeki başlık bu.
Altbaşlık da şöyle:
"Kırmızı ışık yanmıştı... Kamyon şoförü frene asıldı, duramadı. Üç otomobile çarptı. Karşı yöne geçti. Bir aracı altına alıp durdu. Ölen olmadı."
Tam sayfayı dolduran iki fotoğrafa bakın, otomobilin içindekilerin durumu ölümden beter.
Dev gibi bir kampon küçücük otomobili, filin ayağının altındaki kedi gibi ezmiş.
Uzun süredir özlenen bir şekilde, medya tüme yakınıyla önemli bir konuda çok ağırbaşlı hareket ediyor.
Duyguları gıcıklayan, tahrik eden yok.
Konu ortaya "Öcalan asılsın mı, asılmasın mı?" diye konuluyor.
Ve bu soruya cevap teşkil edebilecek çeşitli köşe yazılarındaki satırlara baktığınızda genellikle "daha yargı sürecinin bitmediğinin" vurgulandığı görülüyor. Sonra da duygulardan çok Türkiye'nin ülke ve bireyleri itibariyle çıkarlarını göz önüne alan tercihler sergileniyor. Duygu sömürüsü yapana neredeyse hiç rastlanmıyor.
Oysa kamuoyuna, hepimize hakim olan, çok haklı olarak duygusallık.
Ama medya, duygu ile mantığın karşılaştığı ülke çıkarları arenasında adeta ikisinin sentezini yaparak bugün önemli bir rol oynuyor.
Geçen Meclis'in en kaliteli Meclis olduğu söyleniyordu.
Okumuşu yazmışı bol.
Bu Meclis de öyle.
Ama bu benzerliğin yanında aralarında önemli bir de fark var.
O Meclis tembel bir Meclis'ti.
Bu Meclis çalışkan bir Meclis.
Emeklilik yaşının 62 olması için çalışılıyor.
Daha doğrusu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan bunun için hem hazırlık yapıyor, hem temaslarını sürdürüyor.
Bizim, millet olarak bir özelliğimiz var.
Kaş yapayım derken göz çıkarırız. Veya, vur deyince öldürürüz.
Hiç normali bulamayız; ifratla tefrit arasında gider geliriz.
Emeklilik yaşı için de böyle oldu; yaşı anormal derecede düşüren de bu politikacılar, bu partiler, şimdi anormal derecede yükseltmek isteyenler de onlar.
Öcalan kararı çıktı:
Ölüm.
Zaten mahkemeden başka bir karar çıkması beklenmiyordu.
TCK'nın 125. maddesinin gereği buydu. Yani vatana ihanetin.
Ölüm cezasını değiştirebilecek TCK'nın 59. maddesi vardı.
Mahkeme bu maddeyi uygulamadı, yani olayda hafifletici nedenlerin bulunmadığına da karar verdi.
CHP kurultayından sonra karamsar bir durum hasıl oldu.
Herkesin sanki "dikensiz gül bahçesi" istediği, beklediği gibi bir hava doğdu.
Tek lider, tek liste.
Belki bunun da faydaları vardır ama çok liste ile kurulmuş bir Merkez Yönetim Kurulu demokratik olmanın da ifadesi sayılmaz mı?
O CHP ki bugünkü üst düzey yöneticileri dahil daima "koalisyonlara alışmalıyız", "koalisyonlardan korkmamalıyız" demezler mi?
İşte parti içi koalisyon.
Trafik kazalarında sürücülere kusur oranlarına göre ceza veriliyor. Bu kusur oranlarını kim tayin ediyor, ölçüsü nedir?
M. M. - İstanbul
Evet trafik kazasına karışan sürücülerin kusur durumları tespit edilir ve gerek tazminat ve gerekse ceza buna göre tayin olunur.
Sürücünün kusuru iki yerde tayin olunur. Birincisi kazanın olduğu yere zabıta gelir, trafik kaza raporu tanzim eder ve sürücülerin olayda hangi kusurları işlediklerini tayin eder. Sonra olay mahkemeye intikal eder. Mahkeme safhasında dosya bilirkişiye verilir ve bu bilirkişi olayın oluş tarzına göre tarafların kusurlarını tayin eder. Kusur tayininde objektif davranılması için Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde kusurların ne olduğu tarif edilmiştir.
Örneğin ışık veya memurun dur emrine rağmen, geçme, arkadan çarpma, şerit tecavüzü gibi davranışlar asli kusur olarak belirlenmiştir. Artık her olayın kendine has özelliğinin bulunduğunu da unutmamak lazım. Bunu unutan eksperler olmadık kusurlar yaratmaktadırlar. Örneğin benim tanık olduğum pek çok trafik kaza raporunda öğlen saatinde, iki sürücülü, yeni yola çıkmış araçların sürücüsüne "yorgun ve dikkatsiz" araç