Adalette çöküş durdurulamıyor

16 Haziran 1999


"Adalet reformu."
Tekrarlana tekrarlana değerini yitirdi.
Ümit kesildi.
Oysa; adalet mülkün, yani devletin temeli değil mi?
Ama bakın yeni Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk açık yüreklilikle ne diyor:
"Mevcut hakim ve savcı kadroları ile davaların hızlı, etkili, isabetli çözüme kavuşturulması büyük güçlük arzetmektedir."

Yazının Devamı

Kosova'daki Berlin gerçek oldu

15 Haziran 1999


İki şey açık seçik ortaya çıktı.
1) Rusya eski Rusya'dır, adeta Sovyetler Rusya'sıdır, hatta çarlık Rusya'sıdır.
2) Türkiye, soğuk savaş dönemindeki kadar, Avrupa için gereklidir.
Bu iki sonuç Kosova'daki son durum nedeniyle alenileşti.
Geçen hafta Moskova'nın Kosova'ya girecek güçlerle ilgili ilk mızıkçılık mırıltıları duyulunca "Rusya'nın yeni bir Berlin yaratmayı amaçladığının" ipuçlarının görüldüğünü vurgulamıştık. Bugün artık o amaç gerçekleşmiş gibi görünüyor.
Moskova'nın emrivakisi ile Rus askerler umulmadık bir anda ve NATO Barış Gücü'nden önce Kosova'ya girdi, Priştine Havaalanı'na ve çevresine el koydu. Ruslar dün de Kosova'ya asker takviyesi için Bulgaristan'dan geçiş koridoru talep etti.

Yazının Devamı

Güzellik ve çağdaşlık

13 Haziran 1999


Büyüyen, değişen, başkalaşan Türkiye'de İstanbul'un yerini tayin etmek gerekiyor önce.
Acaba bu şehir, Türkiye ölçeğinde sanattan düşünceye kadar birçok alanın göstergesi midir?
Yoksa kendi başına, bütün ölçütleri il sınırları içinde toplayan, kendine özgü bir değerlendirme dizgesine mi sahiptir?
Anadolu'dan göçe rağmen bünyesini koruyabilmiş midir?
Her büyük metropol gibi kozmopolitlik vazgeçilmez bir niteliği midir?
Gerek doğası, gerek yerleşim düzeni, gerek mimari haritası tahribata karşı direnerek kendi niteliğini koruyabilmiş midir?

Yazının Devamı

Tantan görevini yaptı, sıra savcılarda

12 Haziran 1999


Sade vatandaş olanları hayretle ve ibretle seyrediyor.
Polis polisin düşmanı, aralarında savaş var ve durumu zirvedekiler biliyor, aylardır susuyor.
Tele - kulak skandalı bunu ortaya çıkarttı.
Emniyet Genel Müdürü ile başkent Emniyet Müdürü hasım gibi.
İki tarafın takımları birbirinin aleyhine, şantaj için deliller topluyor. Hem de yasal olmayan yolları kullanarak.
Evet başa dönelim.

Yazının Devamı

Kosova tamam,Kuzey Irak’a dikkat

11 Haziran 1999


Sırplar 11 günde çekilecek, NATO Kosova’ya yerleşecek ve bombardıman duracak.
Şimdi Kosovalılar kadar Sırplar da bayram ediyor.
Allah, fakiri sevindirmek isterse, eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş.
Sırplarınki de öyle.
Miloşeviç’in akılsızlığının cezasını Kosova halkı kadar Sırp halkı da çekti.
Madem başlangıç noktasına dönülecekti, Miloşeviç mağlubiyeti kabul edecekti, öyleyse günlerdir çekilenler neden çekildi?

Yazının Devamı

Fakir, zengin

10 Haziran 1999


Milliyet'in 1. sayfasında bir haber, arka sayfasında başka bir haber...
Ayrı dünyalardan geliyor gibi.
Biri fakirliği, biri zenginliği gösteriyor.
Ve bu fakirlikle zenginlik aslında birbirinden dağlar kadar uzakta değil, birbirine birkaç sayfa kadar yakın, aynı ortamda, Türkiye'de...
Memura maaş zammı diye söz konusu olan oran yüzde on.
Haydi haydi, büyük fedakarlıklar ve yaratılacak imkanlarla bu oran olsa olsa yüzde on beşe çıkartılabilecek.

Yazının Devamı

Dışişleri, AB için şimdi ne yapacak?

9 Haziran 1999


Avrupa'nın bize karşı ne yapmak istediğini anlamak güç.
Ama Türkiye'nin Avrupa'ya karşı tutumunun ne olduğunu anlamak da kolay değil.
Köln zirvesinde AB ülkeleri Türkiye'yi hatırlamadı bile.
Öyleyse yapılacak tek şey var, AB ile ilişkileri en önemli milli mesele olarak ele alıp Meclis'te enine boyuna tartışmak. Bu uzun ve başarısız yoldaki günahları, sevapları sergilemek, yanlış neredeyse saptamak, sorumlular varsa ortaya çıkarmak. Ve ondan sonra da koalisyon ortaklarının bu ilişkiye yeni bir yön çizmesi.
Köln zirvesinde Türkiye'nin adaylığının ağızlara bile alınmaması Türkiye'nin karşılaştığı bu haksız, bu küçültücü muamele tek başına "Yunanistan'ın muhalefeti" gerekçesiyle izah edilemeyecek kadar büyüktür, umutsuzluğa sevk edicidir.
* * *

Yazının Devamı

Eğitim çıkmazı

8 Haziran 1999


Bir buçuk milyon genç sınava girdi; bunlardan ancak 300 bine yakını üniversiteye kabul edilecek.
Bu cümleyi ufak bir rakam değişikliği ile her yıl kullanıyoruz.
Demek ki yıllardır değişen bir şey yok.
Pardon... Belki de her yıl değişen tek şey var.
O da Milli Eğitim bakanları.
* * *

Yazının Devamı