Önce şunu söyleyelim: “Ben, parti kapatılmasına karşıyım.”
Sonra da devam edelim.
Türkiye 15-20 yıl önce böyle miydi? Türkiye, 15-20 yılda rejim değişikliğine kadar, geldi dayandı.
Bunu açıkça görmüyor musunuz?
Yüzde 47 her an değişebilir ama Anayasa’nın değişmeyen maddeleri var, “laiklik” maddesi var. AKP bunu da teğet geçmek istiyor.
Bu konu etrafında çok ciddi iddialar var. Üstelik hakkında iddialar olan şu bu parti değil, iktidar partisi. Öyleyse rejime en büyük tehlike iktidardan gelir, demeli ve bu iddialar dikkate alınmalı.
Unutulmasın ki, hukuk her şeyden üstündür, yüzde 47’den bile.
Not Önce liberaller bölündü. Ve birbirleriyle tutuştu. Bir kısmı kendilerine demokrat liberal demeye başladı.Bir kısmı TV TV dolaşıp konuşuyor. Türbanı savunup duruyor. Onlar öğrencinin büyük bölümünün bir numaralı sorunu olan geçim şartlarına çare aramak yerine türban üzerine bol bol ahkâm kesiyor. Üstelik bunların bir bölümü de son zamanlarda TV'ye sık sık çıkmaya başlayan kişiler ve onlar paralı üniversitede öğretmenlik yapıyor. Yani fakir çocuklarımızın fakir ailelerin daha da fakirleşmesine seyirci kalıyor. Buna çare bulmak yerine "türban da türban" diye onlar tarafından dikkatler başka yere çekiliyor.* * *Üniversiteler de kesin olarak ikiye bölündü.YÖK Başkanı'nın çağrısına uyup türbanlı öğrencileri üniversiteye sokanlar.Ve türbanlıları üniversiteye almak için Anayasa'da yapılan değişiklik yetmez, kanun da değişmeli diyenler.Yani türbanlıları derslere sokmayanlar.Adeta iki grup arasında bir soğuk savaştır sürüp gidiyor.Hatta bir bakıma YÖK Başkanı yetkilerini bile aştı diyebiliriz. Çünkü yeni YÖK Başkanı cumhuriyetin vazgeçilemez dediğimiz niteliklerine dil uzattı.Bu savaşın sonu hakkında biz iyimser olamıyoruz ama Prof. Özbudun gibi olayın sonucuna iyimser bir gözle
Not Türkiye'nin başka işi yok. Aylardır türbana takıldı, kaldı.Bunu sorun olarak yaratan da, suni olarak büyüten de, "Velev ki türban sembol olsa ne çıkar" diyen Başbakan.O bununla, yani türbanı serbest bıraktırmakla mahalli seçimlerde oy yüzdesini artırmak, en azından düşmemesini sağlamak istiyor. Yani amacı siyasi rant.Oysa bu konuda araştırma yapanlara bakarsanız türban sorununun suni olduğunu, şişirildiğini anlamak güç değil. Onların araştırmaları gösteriyor ki, üniversite öğrencileri için türbandan önce gelen birçok sorun var ve onlar özellikle AKP tarafından gündeme getirilmiyor ve hükümet tarafından çözüm için elden gelen yapılmıyor.***Öyleyse bu kavga türban, yani başı örtme, başörtüsü kavgası değil."Ben güçlendim, öyleyse her istediğimi yaparım" kavgası bu...Bu coğrafyada, ya da Müslüman coğrafyasında, yani bölgemizde, Ortadoğu'da, laik bir tek Türkiye var, onun da laikliği sulandırılırsa etrafımızdaki devletlerden bir farkımız kalmaz, belki AKP'nin başındakiler de bunu istiyor. Kim bilir?..***Başbakan Erdoğan TV'de geçen gün bu konuyu, yani türbanı odağına alan bir konuşma yaptı. Daha doğrusu gazeteciler sordu o cevapladı. atv'deki bu programda "muhalif gazeteciler"
Not Entelektüeller de, sıradan vatandaşlar da ikiye ayrıldı.Biri, biz yüzde 47 aldık MHP ve DTP'yi de katarsanız yüzde şu ediyor. İstediğimizi yaparız. Buna milli irade derler, diyor. Bunu bazı entelektüeller de destekliyor.Öbür taraf hukuk diyor. Laiklik, Anayasa'nın değiştirilemez hükmüdür, ekseriyetiniz ne olursa olsun laikliği sulandıramazsınız.Anayasamızın değişmez hükümlerinden, devrimlerden kimse taviz veremez. Türkiye'yi Ortadoğu'nun ılımlı İslam ülkesi yapmaya kimsenin gücü yetmez, diye bağırıyor.Bu bölünme, çatışmaya ve kaosa gebe değil mi?* * *Üniversitelerde türban üniversitelinin 1. sorunu, ilk sorunu değildi.Ama AKP ve MHP onu 1. sorun yaptı. Ve türbanı üniversiteye soktu.Peki korku ne?Türbanın kamuya ve ortaöğretime yayılması.Bu korku boşuna mı?Hayır.AKP'li bazı milletvekilleri bile "Adım adım ilerleyeceğiz" demedi mi? Yani üniversiteler ilk adım.Sonra lisede de türban serbest olsun diye Kayseri'de, Van'da gösteri yapanlar var.Sonra TV'de Prof. Necla Arat'a "Sizleri yargılayacağız" diye bağıran türban savunucusu genç var. Hele o gencin konuması sizin tüylerinizi diken diken etmedi mi?Bunlara karşı hukuki bir güvence var mı?Yok. Bu güvencenin ne olabileceğini daha
Not Türban dediler ve 72 milyonu böldüler.Kim var bu bölücülerin başında.Başbakan Tayyip Erdoğan mı?Başbakanlar memleket için doğabilecek tehlikeleri önceden sezme kabiliyetine sahip kişiler sayılırlar. Ve tedbiri, tehlike ciddileşmeden, hatta doğmadan alırlar.Emirlerinde koca bir teşkilat da olsa sonuçta her musibetten mesul sayılanlar başbakanlardır. Her güzellik onlardan bilindiği gibi.Onun için bu son ve tarihimizin en büyük ve en zararlı bölünmesinin, türbanın memleket çapında yaptığı tahribatın, mesulü Tayyip Erdoğan'dır diyenlere hak veriyoruz.***Bu bölücülük işinde sonucu tahmin etmeyerek veya edemeyerek başrol oynayan bir kişi daha var. O da Bahçeli, MHP değil, Bahçeli. Onun da parti içindeki yerinin bugünlerde sallandığı ve Deniz Bölükbaşı'nın yıldızının parladığından söz ediliyor. Haklı olarak.***Türban sorunu, üniversitede, eğitimde ilk sıralarda değil, en altlarda yer alıyor. Bunu 2 siyasi parti siyasi bir sorun olarak çıkardı, öğrenciler değil. Meclis'ten ne karar çıkarsa çıksın bu mesele sürecektir çünkü ulusal mutabakat anayasa değişikliği demek değildir. Türban kişinin dini tercihi sonucu gündeme gelse tehlike sayılmazdı. Ama bugün Türkiye'de olan dinci akımların
Not Bu serbesti kamu hizmeti verenlere ve üniversite dışındaki eğitim yuvalarına teşmil edilmeyecek.Bazı hukukçular, mesela Prof. Ergun Özbudun kabul edilen değişikliğe "çok sakıncalı" diye karşı çıktı. Ve değişiklikte "yükseköğrenim" veya "üniversite" kelimesinin geçmemesini eksik bulduğunu söyledi ve konuldu.CHP Genel Başkanı Baykal ise, "laikliğin elden gittiğini" iddia etti. CHP bu değişikliği iptal ettirmek için yargıya gideceğini de açıkladı.* * *"Eğri oturup doğru konuşalım" diye bir sözümüz var.Şimdi biz, doğru oturup doğru konuşalım.Anayasamızdaki "laiklik" maddesini değiştirmeye kimsenin gücü yetmez.Bazı konular, referanduma bile sunulamaz. Rahmetli Adnan Menderes halka "Siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz" demişti. Getiremedi."Tartışılan türban değil laiklik" diyenlere bu bakımdan hak vermemek imkânsız.Ya üniversitede türban kabul edildikten sonra kamuya ve ortaöğretime de sıra gelmeyeceğini kim taahhüt eder?Şimdiden AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna bunu önermedi mi?AKP Isparta Belediye Başkanı'nın istediği bundan başka mı?AKP Gaziantep Milletvekili ve Kadın Kolları Başkanı Fatma Şahin de, "Adım adım gideceğiz" diyerek, niyet belirtisi yapmadı mı?Ve teklif
Not Yeter.Benim demek istediğim şu.Her gün seçim varmış gibi didişmeyi bırakın ve artık ülkenin kalkınması için çalışın.Bu sözüm önce Başbakan Tayyip Erdoğan'a.Ana muhalefete olamaz, çünkü o zaten yok.Olsaydı AKP yüzde 47'yi alır mıydı?Sözüm Başbakan'a dedim.Niye?Çünkü o, yargı demiyor, üniversite demiyor, medya demiyor, muhalefet demiyor, çatmadığı adam, müessese yok. Yüzde 53'e hiç saygı duymuyor, atıyor fırçayı.Dozu gittikçe artırdı değil mi?Yakışmıyor.Ona öğretecek değiliz ama söyleyelim.Başbakan aynı şeyleri başka üslupla da ifade edebilir.Tekrar edelim, bu üslup bir başbakana yakışmıyor.***TÜRKİYE etrafında ve Türkiye içinde uğraşılacak bela mı yok? Yani konular bitti mi ki biz birbirimizi yiyoruz? Bitmedi, arttı, artacak...Çöken dünya ekonomisini şimdilik bir yana bırakalım.PKK ile Kuzey Irak'ta ve yurtiçinde savaş devam ediyor. Buna bakalım. Türkiye elbirliğiyle savaşıp kısa sürede galip gelmeli.Galibiyetin işaretleri şimdiden görülüyor. Bakın üniversitelerinde 500 Türk genci burslu olarak okutan Barzani sustu. Irak meclisindeki Sünni ve Şii gruplara mensup 145 milletvekili Barzani'nin ülke bütünlüğünü tehlikeye soktuğunu belirterek ayaklandı ve artık onun susmasını
Not Birinciler, etrafa, olaylara bakınıyorlar ve karamsar oluyorlar "Artık Türkiye bölünür, bölücüler amaçlarına varıyor" diyorlar.Bölücüler kim? DTP, PKK ve Barzani.* * *DTP, PKK'nın siyasi kolu olduğunu gösterdi.Barzani ise Türk jetlerini, onların bombalarını görünce sustu ve Kuzey Irak'taki polis otomobilleri üzerindeki büyük Kürdistan haritasını sildi.* * *OYSA Türkiye'de insanlar, hangi kökenden olurlarsa olsunlar kardeştir.Bunu, Saddam iktidarda iken, Türk sınırına yığılan 10 binlerce Kuzey Iraklı kardeşimizi Ankara'nın yurda alması gösterdi. Türkiye'nin ölümün elinden kurtardığı bu 10 binlerin 100 tanesini bile Avrupa devletleri kabul etmemişti.* * *KARAMSAR olanlar "Türkiye PKK ile 24 yıldır savaşıyor, netice alamadı" diyorlar.Olumlu sonuç alınmasaydı Türkiye şimdi bölünmüş olmaz mıydı?Türkiye'de Başbakan'ın cümleleriyle Kürt kökenli 70 vatandaşımızın Meclis'te olduğunu biliyoruz.Bunların bakan, başbakan, cumhurbaşkanı ve genelkurmay başkanı olabildiğini de görüyoruz. Bazı çok zengin işadamlarının da Güneydoğu kökenli olduğunu biliyoruz. Anadili kullanmakta ülkemizde sorun değil. Güneydoğu'da şehirlerin batıdan farkı da yok.Öyleyse, Kürt kökenliler hangi özgürlüklerden