Mustafa Kemal Ulusu / kulusu@hotmail.com
Son zamanlarda bir Z kuşağı konusu çok gündemde, ki esasında gerçekten gündemde olması gereken çok önemli bir konu.
Daha evvelki yazılarımda da belirtmiştim, bu Kovid - 19 belası yüzünden 2 yıla yakındır Bodrum Gündoğan beldesinde yaşıyorum.
İstanbul’un o büyük karmaşık yapısı ve yaşamından, nisbeten daha iyi şartlarda burada hayatiyetimizi devam ettirmeye çalışıyoruz ,hiç olmazsa temiz havası, yürüme ve spor imkanı, bu yaşlardaki bizlere yetiyor, ama burada yaşayan Z kuşağı tabir ettiğimiz genç neslin öyle büyük sıkıntı ve dertleri var ki! Anlatılacak gibi değil, ama ben yine de sizlere ve tabii bilhassa Gündoğan, Bodrum, Muğla halkıyla devletimizin yetkili görevlilerine anlatmaya çalışacağım.
Heyecan yaşanırdı
Bundan 20 yıl evvel Gündoğan’da, nizami olmasa da bir futbol sahası vardı ve de bu sahada o zaman Bodrum amatör liginde hem A, hem de genç takımlar kategorisinde yarışan bir Gündoğan spor futbol takımı vardı. Deplasmanlı bu ligde belde içinde Mumcular,
Bülent AKARCALI / Turizm ve Sağlık eski bakanı<br>Almanya; vizeyi ilk başlatan ülke<br>Doğu Almanya’da Sovyet rejimi altında yaşayanların, Federal Almanya’ya sığınmalarını cazip kılmak ve geldiklerinde yaşam şartlarını kolaylaştırmak için geliştirilen, çok avantajlı siyasi mülteci statüsü (yeme-içme dahil konaklama, aylık harçlık vs.) ister istemez başka ülkelerden gelenleri de cezbetti. Almanya zaten 1975’lerden itibaren Kürt kökenli ve Alevi inançlı vatandaşlarımızın Türkiye bağlarını koparmak amaçlı, başlattığı uygulamalarla, aralarından siyasi sığınma hakkı isteyenleri hemen kabul ediyordu.
Bu durum, 1977’lerden sonra ülkemizde başlayan ekonomik ve siyasi istikrarsızlık nedeniyle Almanya’ya iş bulmak için gidenlerin kullanmaya başladıkları bir fırsatı oluşturdu. Daha önce bu statüden yararlanmış olanların kendi yakınlarını ve hemşerilerini bilgilendirip çağırmalarına, iş bulamayanları yönlendirmelerine yol açtı.
Ancak 1978’den itibaren Almanya kendi kazdığı kuyuya düştüğünü
Mustafa Kemal Ulusu - kulusu@hotmail.com
Geçenlerde sözde din adamı, ama adeta bir yobaz çıktı ve de Atatürk’ümüzü ‘‘din düşmanı bir kâfir‘‘ diye suçladı.
Şimdi bu konuyu irdeleyelim, Atatürk gerçekten İslam dinine karşı mıydı? ‘‘Kâfir’’ miydi?
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın tarihi Balıkesir hutbesinin başlangıcını beraberce okuyalım.
Tarih 6 Şubat 1923. Yer Balıkesir Zağanos Paşa Camisi, hutbe kürsüsü.
Gazi’nin ilk girişi şöyledir:
“Ey millet, Allah birdir, şanı büyüktür, Allah’ın selameti, atıfeti ve hayrı üzerinize olsun.
Peygamber Efendimiz Hazretleri, Cenab-ı Hak tarafından insanlara din gerçeklerini bildirmeye memur ve resul olmuştur. Anayasası, cümlemize malumdur ki, şanı büyük olan Kuran’daki emirlerdir.
ZAFER İŞERİ / Avukat, Öğretim Görevlisi - Kripto para, dijital olarak şifrelemeye tabi tutulan sanal para birimidir. Kripto paralar blockchain teknolojisini kullanmaktadır. Kripto paralarda transfer işlemleri, dijital cüzdan ve kripto para borsaları (aracı kurumlar) aracılığıyla gerçekleşmektedir. Kripto varlıklar ile alakalı yasal düzenleme bulunmamaktadır, fakat TCMB 16 Nisan tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Ödemelerde Kripto Varlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik’te, “Bu yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder” şeklinde kripto varlıkları tanımlamıştır.
Pandemi dönemiyle beraber kripto paralarda yaşanan manipülatif hareketler neticesinde kripto paralara rağbet, dünyada ve ülkemizde bir hayli artmıştır. Ülkemiz, nüfusa oranla kripto para kullanımında dünyada
Dr. Cavid Veliyev / (Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi) - Dördüncüsü, bu mesele 44 günlük savaş sonrası bölgede ortaya çıkan jeopolitik durumdan rahatsız olan dış güçlerin müdahalesi ile daha da tırmanmaktadır. 44 günlük savaşı bitiren 10 Kasım bildirisinde Türkiye ve Rusya’nın rol almasından rahatsız olan Fransa özellikle provokativ açıklamalar yapmaktadır. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Makron kendi sınırlarını kontrol altına alan Azerbaycan ordusunu Ermenistan topraklarını işgal etmekle suçlamıştır fakat aslında amacı Ermenistan’daki erken seçimler öncesi milliyetçi radikal gruplara destek vermekti. Öte yandan ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olayları ile ilgili açıklamaları da erken seçimler öncesi Türkiye’nin bölgedeki aktif rolünden rahatsız olanlara cesaret verdi. Dolayısıyla sınırda yaşanan bu provokasyonlar bölgesel güç mücadelesinin bir parçası olarak düşünülmektedir.
Beşincisi, Ermenistan ordusuna Paşinyan hükumeti hala tam hakim değildir.
Bülent AKARCALI / Eski Turizm ve Sağlık Bakanı - 27 Mayıs askeri darbesinin Türk devlet yapısında en kalıcı ve tahripkâr etkisi, seçimle iktidara gelen siyasi irade temsilcilerini insafsızca (dayak, işkence, kötü muamele, hakaret, dayak, işkence, hukuk dışı yargılama ve cinayet-idam uygulamaları) aşağılaması ve sonra da oluşturulan yeni devlet yapılaşmasıyla seçimle iş başına gelen hükümetleri icraatlarının her safhasında askeri ve sivil bürokrasinin (yargı ve üniversiteler dahil olmak üzere) getirdiği kısıtlamalarla çalışmaya mahkum etmesi olmuştur.
Sonunda hükümetlere, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne dahi kendini sorumlu hissetmeyen, hesap vermeyen ve kendi başına ülkenin iyiliği ve çıkarı için hareket ettiği gerekçesine inanarak veya dayanarak çalışan karmaşık, kısmi yasal olmayan bir örgütlenme modeli ortaya çıktı ve gün geçtikçe gelişti. Bu gelişmenin zirvesini de 15 Temmuz 2015’te yaşadık.
1960’tan sonraki 50 yılın önemli bir süresinin her türlü sivil denetimden
Dr. Cavid Veliyev - (Uluslararası İlişkiler Analizler Merkezi)
44 günlük savaş sonucunda Azerbaycan ordusu Karabağ’ı işgalden kurtardıktan sonra taraflar arasında çekişmeler 30 yıldır Ermenistan işgali altında olan uluslararası alanda tanınmış Azerbaycan-Ermenistan sınırına kaydı. 27 Mayıs’ta Azerbaycan’ın işgalden kurtarılan Kelbecer bölgesinde sızma yaparak sınır karakolunun arkasına mayın döşemeye çalışan Ermeni askerlerinden altısı Azerbaycan sınır birlikleri tarafından tutuklandı. Aslında uzun zamandır taraflar arasında sınırlar noktalarının belirlenmesi açısından çekişmeler yaşanmaktadır. Meselenin bir çekişme ve sorun haline dönüşmesinin ise birden fazla nedeni bulunmaktadır.
Birincisi uzun yıllar uluslararası alanda tanınmış Azerbaycan-Ermenistan sınırları işgal altında olduğu için Ermenistan tarafı köyleri ve kasabalarını bu bölgelere doğru yasadışı yollarla genişleterek Azerbaycan sınırlarına girmiş veya sınırdaki Ermeni köylüleri işgal altındaki Azerbaycan topraklarını tarım ve hayvancılık için kullanmıştır. 30 yıl bu bölgede yaşayıp, buraları
Mustafa Kemal Ulusu
Bodrum Gündoğan beldemizde bakımsız da olsa, harika bir yürüyüş parkuru vardır, ben ve değerli dostlarım burada sabahları devamlı yürürüz.
Geçen cuma sabahı da yürüdük, hem de tam bir futbol ekibiyle.
Şampiyon Beşiktaş’ımızın sevgili Başkanı A. Nur Çebi, Sözcü gazetesinin duayen köşe yazarı, ama ilk işi spor yazarlığı olan Rahmi Turan ağabeyimiz, eski milletvekilimiz ve eski TFF Yönetim Kurulu Üyesi Rasim Zaimoğlu, BJK camiasının renkli siması Güven Kulabaş ve de bilmeyenler için eski BJK Yönetim Kurulu Üyesi, genel kaptanı ve eski TFF Başkanı ben M. Kemal Ulusu.
Gündem tabiki futbol ve Beşiktaş’ın şampiyonluğu, tabi Altay’ın Süper Lig’e geçmesi, ayrıca son gündemdeki siyasi olaylar falan filan derken yürüyüş bitiyor ve herkes evlerine...
Evime geliyorum, hemen sabah gazetelerini alıyorum, tabi yanında çayım ve hemen arka spor sayfası ve de bir bakıyorum ki, dün Azerbaycan Milli Maçı oynamışız ve zar zor 2-1 galip gelmişiz. Aynı anda bir futbol adamı olarak bu maçı