Karantina bitene kadar sanırım Instagram'da canlı yayınlara devam edeceğim. Haftasonu Burak Akkul ve Seda Akkul çifti canlı yayınıma konuk oldular. Biliyorsunuz "Çok Gezenti" programlarıyla severek izlediğimiz ikili koronayla mücadele etti. Aşk koronadan güçlü çıktı. Bu hastalığın üstesinden geldiler. Ne mutlu ki, ikisi de çok sağlıklı görünüyordu.
Konuşacak çok şey olduğu için yayın öncekilerden uzun sürdü. Genel olarak gülsek de yer yer gözyaşlarımız aktı. Bugünün acısı, yarının anısı kalsın ve bir daha yaşanmasın dilerim. Kendilerine tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Yayından not aldıklarımı sizle paylaşmak isterim. Herkese iyi haftalar.
Instagram canlı yayınlarımı @emrekara_e adresimden takip edebilirsiniz.
AVM'lerin tekrar açılmasıyla ilgili ne düşünüyorsun?
Burak:
2020’nin en ses getiren internet fenomeni Murat Övüç’le birkaç hafta önce instagram hesabımda yaptığımız canlı yayına rekor bir ilgi olmuştu. Gelen yoğun istekler sonrasında kendisini bir kez daha yayına davet ettim. Beni kırmayıp ikinci kez konuk olan Övüç’le yaptığımız yayın kaydının izlenme sayısı 200.000’i geçti.
Son haftalarda basında kendisiyle ilgili çıkan haberlere dair açıklamalarını yapan, gereken kişi ve kurumlara da özürlerini ileten Murat Övüç, Nur Yerlitaş’ın fotoğrafını gördüğü an ağlamaya başladı.
Peki biz neler konuştuk bu canlıda? Sizin için yayından notları aşağıya bırakıyorum.
Instagram canlı yayınlarımı @emrekara_e adresimden takip edebilirsiniz.
*Türkiye’de star bir komedyenden
Haftasonu Instagram canlı yayınımda İvana Sert konuğum oldu. Moda deyince aklıma gelen ilk isim, Türkiye'nin en tarz kadınlarından...
Geçen yıl bir şarkıyla müzik piyasasına göz kırpmıştı. Sonra sahnelerde boy gösterdi. Her konuda olduğu gibi beğenen beğendi, kimi de "mikrofonu sal" dedi. Ben o zamanda yazmıştım; sahne sadece 3 oktav seslilerin yeri değildir, sahne ben varım diyen herkesin mecrasıdır. İvana'da şov yapıp şarkı seslendirmek istiyorsa, herkes gibi hakkıdır yapar.
Bunları konuştuğumuz ve soru cevap oyunlarıyla keyifli geçirdiğimiz yaklaşık 1 saatlik canlı yayından aklımda kalan notları bırakıyorum.
Instagram canlı yayınlarımı @emrekara_e adresinden takip edebilirsiniz.
*Annem babam Sırp ama ben Türk'üm. Bu ülkeye aşığım. Oğlum Ateş Türk vatandaşı.
*Türk milletinin beni etkileyen 3 özelliği; dobra, samimi ve gerçek olması.
*Bazen dalga geçenler oluyor ama Türkçe'mi çok sevenler var. Yeni Türkçe gibi. Burada doğup büyümediğim için aksan hep olacak.
Pazartesi akşamı Instagram hesabımda yaptığım canlı yayında Murat Övüç konuğum oldu. 150.000 kişinin izlediği yayın, 24 saatlik kaydını izleyenlerle beraber 200.000 kişiyi aştı. Instagram'ın izleyici rekorlarından biri olarak kayda geçti bu rakamlar...
Önce sevgili Mesut Yar'ın canlı yayınında izledim Övüç'ü. Sonra ben aradım. Her gün canlı yayın yapmak için onlarca davet aldığını ama beni kırmayacağını söyledi. Çok değerli benim için. Çünkü gökkuşağı gibi rengarenk bir insan. Acayip bir enerjisi var. Sosyal medyada popüler olmaktan daha zor bir şey var; popüler kalmak. Övüç yaptığı yardımlarla, ses getiren açıklamaları ve fenomen söylemleriyle sosyal medyadaki zirvesini korumaya devam ediyor.
Instagram canlı yayınlarımı @emrekara_e adresimden takip edebilirsiniz.
Peki biz neler konuştuk bu canlıda? Sizin için yayından notları aşağıya bırakıyorum.
*Sabahları 06.00'da kalkıyorum, en geç 23.00'de yataktayım.
*Sevgilim var. 12 yıl oldu. Kapalı çarşının imparatoru. Pırlanta ondan soruluyor. Otursam çalışmasam onun parası bana da, yedi sülaleme de yeter. Ama ben çalışıyorum gece gündüz ve alnımın teriyle kazanıp kendi paramı harcıyorum.
*Hiç linç yemedim. Argo konuşsam bile öpüyorlar. Kalbimi biliyorlar çünkü benim.
Bugün farkına vardım; Türk popüler müziğine şahane şarkılar sunan birbirinden kıymetli erkek besteciler var. İçlerinde popülerliği yakalayan ilk isim şüphesiz "beste fabrikatörü" unvanıyla Serdar Ortaç. Özellikle 2000'li yıllarda birbiri ardına hit kazanmış eserler üretti. Europop denen tarzı en çok besleyen isim oldu. Besteci yönü, şarkıcı kimliğinin önünde oldu.
İlerleyen yıllarda şampiyonlar liginde denge değişti. Oyuna daha fazla erkek oyuncu katıldı. En başta gelen isimlerden Sinan Akçıl -müzisyen babanın müzikal donanımlı oğlu- milyonlarca dinlenen çok fazla hite imza attı. Aklıma gelen Sinan Akçıl fabrikasından çıkan şarkıları sıraladım. Eminim okurken birçoğunuz 'bunu da mı Sinan Akçıl yapmış!' diyeceksiniz.
*Ajda Pekkan - Arada Sırada
*Bengü - Aşkım, Gelen Seni Soruyor, Saat 03.00
*Demet Akalın - Ders Olsun
*Ebru Gündeş - Ağlamayacağım, Bir Devir Bitti, Çabuk Unutma
*Ebru Yaşar - Kararsızım
*
TEDxİstanbul "Altüst Et" temasıyla haftasonu Zorlu PSM'de gerçekleşti. Her yıl ses getiren hikayelerin paylaşıldığı bu önemli buluşmanın önüne geçen bir isim oldu; Gülben Ergen. Bilet paralarını geri isteyenler, onun TEDx'te ne işi var diye köşesine taşıyan köşe yazarları... Bayılıyorum böyle gündemlere. Allah insanımıza başka dert vermesin.
Bu kadar tepkinin hakkı var mıydı anlamak için açtım TEDx'in sayfasını. Paylaşmaya değer fikirlerin dile getirildiği yerel bir program; yeni fikirler, ilham veren konular ve heyecan verici konuşmalarla zenginleşen bir dünya yaratır diyor. Şimdi geri dönüyorum vaka olan isme; dizi-filmler çekmiş, müzik kariyerini devam ettiren, kitap yazmış, en büyük gazetelerden birinde yazan, Anadolu'ya gidip insanlarla söyleşen, 40 anaokulu açmış.. yani var da var özgeçmişinde.
Şimdi geliyorum soruna; ortada bir sorun yok. Şöhretli bir kadının kendini geliştirip farklı işlerde adını görmek, o gün TEDx tanımları dahilinde çıkıp hikayesini anlatmak için yeterli bir neden. Ötesi, berisi, özel hayatı bizi ilgilendirmez. Bu olay TEDx'in haber değerini de önemli oranda arttırdı. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. Belirmek isterim; sahneyi kullanım, konusuna hakimiyet ve hitabet olarak belki de en başarılı anlatıcıydı kendisi. Tebriklerimi iletirim.
TEDx 2020'nin konuşmacı listesinde farklı sektörlerden isimler gördüm. Edebiyat, resim, müzik, sağlık, bilim, magazin, teknoloji, iş dünyası. Herkesi memnun edecek en az 3 içerik vardı. Ben tüm konuşmaları dikkatle takip ettim. Çoğu hikayenin ortak paydasında benzer cümleler vardı; "Türkiye'de Fizikçi mi olacaksın, kadın halinle resim mi yapacaksın, şarkıcı olup ne yapacaksın, edebiyattan Türkiye'de para kazanamazsın, magazin mi yapacaksın seni aşağı görürler.." Bu bizim hayatlarımız için de geçerli değil mi; etrafınızda kaç kişi sizi yüreklendiriyor? O ne der, bu ne düşünür kalıplarına takılmadan inandığımız işleri yapmaya devam edersek bir gün sahnede kitlelere anlatacağımız en az bir hikayemiz olacaktır.
2019 her yönüyle eşsiz bir yıldı. Benim açımdan ilk yarıyı tökezleme, ikinci yarıyı olgunlaşma süreciyle tanımlayabilirim.
Yılın son yazısı yılın en iyi albümü seçtiğim Tuğba Yurt - Sığınak hakkında olacak. Albümde 12 şarkı var. Bu dönemde albüm çıkarma riski konusuna katılmıyorum çünkü tam bu dönemde uzunçalar proje yapanlar kazanacak. Single'ı evde oturan da yapıyor.
*Vur kaç şüphesiz çıkış için tasarlanmış şarkı. Klibi de iyi ama playback görüntülerin olmaması riskli. Düzenlemedeki gitar ve keman seslerine bittim. Celil Yavuz bu konuda çok iyisin, kulaklarına sağlık.
*Albümde Tuğba'nın ses renginin her tonunu duyabileceğimiz şarkılar var. Bu yüzden iyi sesten öte Tuğba müthiş bir yorumcu. Söz müzik ordusunu albümde detaylıca görebilirsiniz
*Şarkı sıralamasında bir şeylerin değişmesi gerekmiş sanki. Mesela yas neden ilk sırada?
*Sezen Aksu'dan gelen sıfır kilometre şarkı 'Çürüdüm'de 'saçım ağrıyor' cümlesine düştüm. Bunu duymak için bile döndür döndür dinle.
*Slow şarkılar albümde öne çıkıyor. Hangisine klip çekeceği konusunda Tuğba'da kararsız kaldı. Ben ona hep sığınak diyorum ama takipçilerinin yazdıklarına bakınca taş yürek diyen var, adı aşk diyen var, yas diyen var.
*Geliyo geliyo bir Onurr şarkısı. Tam bir tribün şarkısı. Bakalım hangi takım erken davranıp şarkıyı kapacak?
Harbiye'de bi' ben kaldım konser vermeyen derken Oğuzhan Koç'un açıkhava konserini en önlerde izlerken buldum kendimi. Kabul ediyorum konserden önce önyargılıydım. Ama bunun Oğuzhan'ın şarkıcılığıyla ilgisi yoktu. Sadece açıkhava konseri verecek kadar şarkısı, kıdemi var mıydı emin değildim. Fakat her şey beklediğimden farklı gelişti. Genellikle konserlerden ilk yarıdan önce ayrılan ben, uzun zaman sonra sonuna kadar eğlendiğim bir performans izledim. Sahnede ne güzel şeyler oldu. Protokol yıldızlar geçidiydi; Acun Ilıcalı, Şenol Güneş ve milli takım oyuncuları, Murat Dalkılıç, Murat Boz, Aslı Enver, Reynmen, Zeynep Bastık, İbrahim Büyükak, Eser Yenenler, Fettah Can, Cansu, Bensu Soral, Demet Özdemir, Aynur Aydın ve çok daha fazlası...
Oğuzhan ekibiyle kafa kafaya vermiş sahneye nasıl girsek diye kafa patlatmış. En son kanat takıp uçalım fikrine kadar gidilmiş ama nihai kararı 'efendi efendi yürüyerek gireyim' diye vermiş. Bunu anlattığında seyirci neden bu kadar alkışladı bilmiyorum. Sanırım anahtar kelime 'efendi efendi'. Türk halkı sever böyle amiyane tabirleri.
İlk yarıya Oğuzhan'ın kendi şarkıları hakimdi. Murat Boz'a daha önce verdiği bir şarkıyı 'yüzüm kalmadı' birlikte söylediler. Akabinde Murat Boz, Fettah Can'ı sahneye çağırıp hep birlikte 'Özledim'i söylediler. 'Özledim' Murat Boz'un müzik kariyerindeki en iz bırakan şarkılarından biri. Şarkının sözü ve müziği Fettah Can'a ait. Prova yapılmadığından olabilir Murat Boz'un canlı performansında hatalar duydum.
İlk yarının sonunda Murat Dalkılıç'ın sürpriz şekilde sahneye çıkmasıyla 'Bu Nasıl Aşk', 'Aşinayız' düetleri yapıldı. -Hareketli şarkılar söyleyen pop sanatçılarının en büyük sorunu sahnede sopa yutmuş gibi durması. Üstelik playback yaparken bile yerinden iki adım öteye gitmeyenler var.- Murat Dalkılıç bu konuda aşmış. Sahne performansı inanılmaz. Bir uçtan bir uca, üstelik canlı söylüyor. Hatta herkesin playback yaptığı plaj konserlerinde bile kendisi orkestrayla canlı performans yapıyor. Tam bir sahne adamı. Oğuzhan'ın konseri olduğu için biraz daha geri planda kalmaya çalıştığını gözlemlesem de enerjisiyle ister istemez hakimiyeti eline alıyor.
İkinci yarıda en az ilk yarı kadar sürprizli anlar yaşandı. Oğuzhan smokinini giymiş Türk Sanat Müziği eserleriyle karşımıza çıktı. Ben sesine yakıştırdım. Birkaç tane türkü söyleyip tadında bırakarak kendi şarkılarıyla devam etti. 'Bulutlara Esir Olduk' şarkısını seslendirirken sahnede dans eden ikiliye kilitlendi gözler. Hem yorum hem de şov nefisti. Oğuzhan'ın sesine en çok böyle şarkıları yakıştırıyorum. Laf aramızda gözlerim doldu.
'Benim babam düz bir adam öyle etliye sütlüye karışmaz... bildiğimiz tipik baba yani ama sesi çok güzeldir' diyerek babasını hazırlıksız sahneye davet etti Oğuzhan. Galiba konserin en duygu dolu anlarıydı bu dakikalar. Sonrasında Şenol Güneş, Emre Belezoğlu ve Cenk Tosun sahneye çıkıp Oğuzhan yazılı formayı takdim etmek üzere sahneye çıktılar. Öyle bir alkış koptu ki sesi Anadolu yakasından duyulmuştur.
Bir ara kostüm değiştirmek için kulise geçen Oğuzhan sahneyi tekrar Fettah Can'a bıraktı. Fettah Can'a ilgi çok fazla. Seneye bir açıkhava konseri versin, rahat doldurur. Smokinden daha rahat bir kılığa geçiş yapan Oğuzhan Fettah Can'ın hayat arkadaşı Cansu Kurtçu'yu doğum gününü kutlamak ve beraber bir şarkı seslendirmek için sahneye davet etti. Bu ikilinin bilmediğim bir düet yapmamışlardı sanki diye düşünürken haksız çıkmadım. Söyledikleri şarkı 'Aşkla Aynı Değil'. Sözü müziği kendisine ait bu şarkıyı Oğuzhan daha önce Gülben Ergen'le seslendirmişti. Gözlerim şarkıyı ilk söyleyen olduğu için Gülben Ergen'i aradı. Cansu çok zarif bir kadın ama bu şarkıyı kendisiyle bütünleştiremedim. Seyirci arasında dönen bir konu Gülben Ergen neden dün bu konserde yoktu. Unutmadan yaz boyu neredeyse tüm açıkhava konserlerine konuk olan Zeynep Bastık, dün sahneye çıkıp şarkı söylemedi. Açıkçası iyi oldu. Kendisi zaten Harbiye Açıkhava'da iki konser birden verecek. Burada da boy göstermeye gerek yoktu.
Solo ve düet performanslar... bazen yükselen enerji bazen de artan duygu yoğunluğu, sürprizler, heyecanlar derken ben bu yıl bitmesini hiç istemediğim bir 2,5 saat yaşadım. Diğer binlerce kişi de benle aynı fikirde olacaklar ki bittikten sonra iki kere Oğuzhan'a bis yaptırdılar. Her şey bir yana,