Şimdi “hesap zamanı”! Öyle “buçuk” puan falan değil... “Kim birinci kim üçüncü olur” hiç değil. Cumartesi tansiyon, finalde atraksiyon, hepsi gelir geçer, önemli değil.
“Esastan” sorgulama, esas hesaplaşma; “futbol denilen temaşa ve keyif eyleminde -ki, kargalar güler buna- memleket niye bu durumda”?
Yani... Koskoca camiaları yönlendirenlerin “durdukları yerin” hesabını verme zamanı!
Geldi çattı “tavır terazisi”...
“Ufuk cetveli” ölçmeye hazır.
Vizyon ve misyonun foyasını kazımak an meselesi.
Aykut Kocaman, Şenol Güneş’in “ne demek istediğini” anlayamamış ama ben anladım!.. Zeki olduğumdan değil, anlamak niyetiyle dinlediğim için.
Güneş’in konuşması Karadeniz’in dereleri gibi dörtnala aksa da, Trabzonsporlu bazı taraftarların “Adalet için kan mı dökelim hocam” cümlesini yakaladım ve dehşete kapıldım.
Futbolda adaletsizliğe uğradıklarını düşünen ve meseleyi “kanla” çözmeye ciddi ciddi planlayan insanlar var belli ki.
Haykırmışlar Hoca’ya:
“Kan mı dökelim”?..
Durum bu kadar vahim.
Aykut Kocaman gibi “makara geçilecek” bir şey değil yani...
“Her şeyden önce ahlak gelir” diyene boynumuz kıldan ince...
Futbolumuz kirlenmişse, kirleteni hapislerde çürütelim. Alanı-vereni-aracılık edeni süründürelim. Nemalanan takımları amatör kümeye düşürelim.
UEFA’yı falan beklemeyelim. “Bize üç-beş sene müsaade; temizlenip gelelim” diyelim.
Sonuna kadar haklılar.
* * *
“Futbol batmasın, en ufak zararla atlatalım” fikrindekilere de saygı duyarım.
Hiçbir şeyi de beğenmiyorsunuz birader!.. Futbol Federasyonu bir yerinden başladı işte.
“58. madde giyotin gibi” değil miydi? Değişti.
“Şüpheli kulüpler mi vardı”? Buyurun; 16’sı birden Disiplin Kurulu’na sevk edildi.
“Geç kalındı”?
Eee, geç kalındıysa hiç yapılmasın mı yani?
* * *
Buradan Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimlerini uyarıyorum; Karadeniz’de yakalanan hamsilerden bir an önce örnek alsınlar ve didik didik incelesinler!..
Artık ağır metal mi taşıyor, lodos mu kimyasını bozdu bilemem. Lakin şüphelerim var.
Bir değil iki değil, bir şeyler oluyor oralarda ve aklıma gıdaların sorumlu olmasından başka gerekçe gelmiyor.
* * *
Şu hale baksanıza, Trabzonspor Kulübü “a’dan z’ye” kendisi dışındaki her olaya yorum getiriyor.
Hani “üstüne vazife olmayan işlere” derler ya... İşte öyle.
Üstelik “taraf” olacak, “düşman edinecek” yorumlar. “Getirisi“ yok, “götürüsü“ çok.
Galatasaray seyircisi derbiden önceki koreografi ile Fenerbahçelileri incitmiş ve tahrik etmiş!..
Mehmet Topuz, Melo’nun pitbul gösterisini tekrarlayarak rakiple dalga geçmiş!
Arena’nın santrasındaki Fenerbahçe sevinci etik değilmiş!
Fatih Terim, sürekli Galatasaray taraftarının tebrik edildiğini söyleyerek Fenerbahçelileri ima etmiş.
Galatasaray tribünlerinin centilmenliği dezavantajmış.
KÜLLERİNDEN DOĞAN FUTBOL
Galatasaray-Fenerbahçe derbisinden bu sonuçları çıkaran kafa, ya az çalışıyordur ya da art niyetlidir.
Artık yeni bir konsept var maç izleme eyleminde... Hakeme, federasyona sallamak geride kaldı.
Neden?..
Neden olacak. Federasyon Başkanı da, MHK Başkanı’da sapına kadar Beşiktaşlı; Beşiktaş iki maçtır ofsayt golle kaybediyor!..
Demek ki, “kurgulama” falan palavra.
Eee, ateşli bir taraftar için “çatacak” kim kaldı? Futbolcular ve hocalar. Belki alakasız unsurlar!!!
İnanmayacaksınız, ama köşeye sinmiş bir-iki Galatasaraylı tarafından Fenerbahçe kalecisi Volkan’ın “büyü yapmakla” suçlandığını, Fenerbahçeliler’in ise spikerin Galatasaraylı olmasından şikayet ettiğini işittim kulağımla.
* * *
Irkçılık ve ayrımcılık zehri” illaki “farklı” olanı aşağılamakla enjekte edilmez damarlara; bazı insanları “yüceltmek” ve “dokunulmaz kılmak” da aynı anlamdadır.
Racon böyle...
Önce “üstün” olacak, sonra “aşağılanan”!..
Bu memlekette “ırkçılık ve ayrımcılık” adına bir örnek arıyorsanız, Emre’nin adrenaline bulanmış patavatsızlığından hepimize “Ku Klux Klan kukuletası” dikmek yerine, Emre ve benzeri futbolcuların etrafındaki “koruma kalkanına” bakmanız lazımdır.
Bariz ve derin ayrımcılık burada.
* * *
Ya yapılmıştır ırkçılık, ki cezası bellidir.