Nasıl bir çözüm?

14 Mayıs 2009

Herkesin ağzında bir “çözüm” sözüdür, gidiyor.    Çözüm de nasıl bir “çözüm”?
Bu sorunun yanıtına geçmeden önce çözülecek sorun nedir? Önce bunun ortaya konulması gerekiyor. Bugüne kadar sorun çoğunlukla “PKK’nın gözüyle” tarif edildi.

PKK’ya göre
PKK’ya göre sorun, Kürtlerin bağımsız devlet kurmasıydı. Sonra şartlar değişince Anayasa’da Kürtlerin Türklerle birlikte iki kurucu ortaktan biri olarak yer almasıydı. Federasyon tartışılmalıydı. Sonra yine şartlar değişince, bu kez çözüm, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratikleşmesiydi.
Anayasa’da “Farklı kültürler Anayasa güvencesindedir” hükmünün konulmasıydı. Nihayet, Güneydoğu’ya “demokratik özerk Kürdistan” adı altında özerklik verilmesiydi. PKK ve DTP şimdi bu noktada. Sorunu tarif edişleri ve istedikleri çözüm bu...

Yazının Devamı

Özkök: Problemlerden korkmamak gerekir

13 Mayıs 2009

Türkiye’de Kürt sorunun çözümüne ilişkin olarak dalgalar yükseliyor. Sorun çözüm yoluna girdi, giriyor havası esiyor. Sonra arkası gelmiyor.
Bu kez de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün ve ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla bu dalga yeniden yükseldi. Murat Karayılan’ın Hasan Cemal’e verdiği mülakat, gündemi sardı. Yeniden bir “çözüm” beklentisi yayıldı.

Bahçeli’nin sert çıkışı
Şu anda gözler Cumhurbaşkanı Gül’e çevrilmiş durumda. Önce CHP lideri Deniz Baykal, Gül’ün “ne demek istediğini” açıklamasını talep etti. “Bizden istenen nedir, çözüm denilen nedir?” diye sordu.
Ardından MHP lideri Devlet Bahçeli çok sert sayılabilecek bir üslupla Cumhurbaşkanı Gül’ü ve Başbakan Erdoğan’ı eleştirdi. Bahçeli, Gül’ü kastederek, “Varılan mutabakat nedir, tarafları nedir, fırsat denilen nedir?” diye arka arkaya sorular sıraladıktan sonra,

Yazının Devamı

Gül’ün umudu ve PKK’nın beklentisi

12 Mayıs 2009

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ikinci kez Kürt sorununun çözümüyle ilgili umutlu açıklamalar yapıyor. İlkinde, bu sorunun çözümünde “Güzel şeyler olacak” ifadesini kullanmıştı. Bu kez de Prag yolunda meslektaşlarımıza Kürt sorununun Türkiye’nin en önemli sorunu olduğunu belirterek ve çözüm bağlamında umut yansıtan ifadeler kullandı. Anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanı Gül, 2009 yılını bu sorunun çözümü yolunda bir fırsat olarak görüyor ve bazı gelişmeler bekliyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da bazı adımlar atmaya niyetli olduğunu, Radikal’de İsmet Berkan’ın izlenimlerinden öğrendik. Berkan, Başbakan Erdoğan’la yaptığı görüşmeden Kürtçe yayınların genişletilmesi, Kürtçe köy isimlerinin geri verilmesi gibi adımlar atabileceği, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’le görüşebileceği izlenimi edinmiş.
Bu konunun yeniden gündeme gelmesinde kuşkusuz Hasan Cemal’in, Kandil Dağı’nda Murat Karayılan’la yaptığı ve Milliyet’te 10

Yazının Devamı

Taksim tabusu yıkılırken

3 Mayıs 2009

Taksim Meydanı bir tabu haline geldi. Kanlı 1977 1 Mayıs’ından sonra son kutlama 1978 yılında yapılmıştı. Sıkıyönetim ve 12 Eylül müdahalesinden sonra Taksim işçilere kapalıydı. Taksim Meydanı 31 yıl sonra sınırlı bir şekilde de olsa 1 Mayıs’ta işçilere önceki gün açıldı.
Yıllardır sendikalarla hükümetler arasında tartışma konusu olan Taksim Meydanı’nın 5 binden fazla işçiye açılması bir tabunun yıkılması anlamında önemli bir gelişmeydi. Taksim Meydanı’nın işçiler için kanlı 1 Mayıs’tan kalma manevi bir değeri var. 1977’de yaşamını yitiren 36 kişinin işçilerin omuzlarına yüklediği manevi bir sorumluluktu bu...
Görüldü ki Taksim Meydanı’nın açılması ve 1 Mayıs’ın kutlanması büyük facialara yol açmadan da mümkün olabiliyor.
Önceki gün emekçilerin Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs’ı kutlamaları kansız geçti denilebilir. Kortejlerin güvenliğini sağlayan İstanbul Emniyeti ve kortejleri yöneten sendika liderleri başarılıydı.
Özellikle sendika

Yazının Devamı

Bülent Arınç MGK’da

2 Mayıs 2009

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kabinede beklenenden daha geniş çaplı bir değişiklik yaptı. Erdoğan kabineye 9 yeni bakan atarken, 8 bakanı kabine dışı bıraktı. Bülent Arınç ve Ömer Dinçer’in bakan olması kabinenin daha muhafazakârlaştığı biçiminde yorumlandı.
Arınç ve Dinçer’in kabineye alınması Saadet Partisi faktörüne de bağlanabilir. Saadet Partisi’nin 29 Mart yerel seçimlerinde elde ettiği başarının Başbakan Erdoğan’ı kabineye muhafazakâr isimleri almaya yönelttiği söylenebilir.

Bülent Arınç ve MGK
Kabine değişikliğinin en çok dikkat çeken ismi eski Meclis Başkanı Bülent Arınç. Meclis Başkanlığı döneminde de bu görevden ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamalarla AKP’nin tutucu kanadının sözcüsü konumunda olan Bülent Arınç’ın Başbakan Yardımcısı olarak kabineye girmesi Başbakan Erdoğan’ın muhafazakâr kanattan gelen baskıyı önemsediği anlamına geliyor.
TBMM Başkanlığı görevi süresince yaptığı açıklamalarla özellikle Türk

Yazının Devamı

Başbuğ’un darbe planlarına karşı tutumu

1 Mayıs 2009

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, basın toplantısında demokrasiden yana, darbe girişimlerine karşı açık bir tutum aldı. Darbeye karşı tutumu o kadar açıktı ki, bu konudaki sorularda “darbe” sözcüğünün geçmesini bile yüzünü asarak yanıtladı. Başbuğ, bu kavramları tartışmak bile istemiyor. Nitekim basın toplantısında da bu tartışmadan rahatsız olduklarını söyledi. Daha önce de bu konular geçtiğinde yüzünü buruşturduğuna tanık olmuştuk.

Yeni pozisyon alma
Org. Başbuğ, TSK’nın pozisyonunu yeniden belirliyor. Özellikle günlükler ve Ergenekon soruşturması sürecinde ortaya atılan iddialar, TSK’yı eleştirilerin hedef tahtası haline getirmişti. TSK’yı yıpratmak için gösterilen özel gayretler ve yayınlar dışında Ergenekon süreci kamuoyunda TSK’yla ilgili bir algı oluşturmuştu.
Başbuğ, bu algıyı büyük ölçüde dağıttı. Sadece basın toplantısındaki değerlendirmeleriyle değil. Göreve gelir gelmez başlattığı yeni uygulamalarla da TSK’nın imajını hızla toparlamaya başladı.
Bunların

Yazının Devamı

Başbuğ, demokrasiye bağlı, darbeye karşı, Ergenekon’a mesafeli

30 Nisan 2009

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, basınla ikinci toplantısını acılı bir günde yaptı. Toplantı öncesinde Diyarbakır-Lice’de 9 askerin şehit olduğu haberi geldi. Toplantı devam ederken de Bilkent’te eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’e karşı girişilen canlı bomba eyleminin haberi geldi.
Org. Başbuğ’un mesajlarını şöyle sıralayabiliriz:

Demokrasiye bağlılık
1- Org. Başbuğ, basın toplantısı sırasında ve sonrasındaki kapanış konuşmasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin demokrasiye bağlı ve saygılı olduğunu sık sık vurguladı. Demokratik rejime aykırı faaliyetleri anımsatarak kavramların tartışılmasından bile rahatsızlık duyduğunu ifade etti.

Darbecilere sert mesaj

Yazının Devamı

Bostancı operasyonundan çıkan dersler

29 Nisan 2009

İstanbul Bostancı’daki hücre evine yapılan operasyon birçok açıdan derslerle doluydu. Operasyon, 6.5 saat süren çatışmadan sonra Orhan Yılmazkaya isimli teröristin öldürülmesiyle sonuçlandı. Ancak, çatışma sırasında Emniyet Amiri Semih Balaban ve Mazlum Şeker isimli vatandaş hayatını kaybetti. NTV kameramanı İlhan Kandaz ve 7 polisimiz yaralandı. Hücre evinde ele geçen silahlar ve patlayıcılar ve teröristin hareket tarzı önemli bir felaketten dönüldüğünü gösteriyor.
Teröristlerin planladığı eylemlerin önlenmiş olmasının yanı sıra hücre evinin bulunduğu apartmanda yaşayanların yaşamına mal olacak patlamalar olabilirdi. Böyle bir felaket yaşanmadan operasyonun bitirilmiş olması önemli bir sonuç. Ancak 2 ölü, 8 yaralı bulunması herkesi derinden üzdü. Şehit emniyet amiri ve yaşamını yitiren vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. 

Emniyet yönünden
Bostancı operasyonu hem güvenlik güçleri hem basın hem de

Yazının Devamı