Ahmet Necdet Sezer'in karşı oy yazısı

8 Şubat 2008

Yön AKP ve MHP'nin bu girişimi, Anayasa Mahkemesi'nin iki kararını gündeme taşıdı. Bu kararlardan birincisi, YÖK Yasası'na eklenen, "Yükseköğretim kurumlarında, dershane, laboratuvar, klinik, poliklinik ve koridorlarında çağdaş kıyafet ve görünümde bulunmak zorunludur. Dini inanç sebebiyle boyun ve saçların örtü veya türbanla kapatılması serbesttir" hükmünü taşıyan ek 16. maddeyi Anayasa'ya aykırı bularak iptal eden 1989 tarihli karardır.İkincisi ise YÖK Yasası'na ek 17. madde olarak eklenen, "Yürürlükteki kanunlara aykırı olmamak kaydı ile: Yükseköğretim kurumlarında kılık kıyafet serbesttir" hükmünü Anayasa'ya aykırı bulmayan, ancak 1989 tarihli karar gereğince türban yasağının sürdüğü yorumunu yapan, 1991 tarihli karardır.Anayasa değişikliği girişimi nedeniyle bu kararlar ve bu kararlarda kimin nasıl oy kullandığı da merak edilen konular arasında. Üniversitelerde türbanı serbest bırakmayı amaçlayan anayasa değişikliği ilk tur oylamada 400 civarında bir oyla kabul edildi. Cumartesi yapılacak ikinci tur oylamadan da benzeri bir sonuç çıkacaktır. Anayasa değişikliğinin ardından YÖK Yasası'nın ek 17. maddesinde başın nasıl örtüleceğini hüküm altına alan bir değişiklik yapılması

Yazının Devamı

Türban oturumu değil, laiklik oturumu

7 Şubat 2008

Yön Gerginlik TBMM dışında da hâkimdi. Ankara, türban görüşmeleri nedeniyle düne sıkı güvenlik önlemleriyle başladı.Bu girişimi protesto etmek isteyen grupların Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve TBMM'ye yönelmelerini engellemek için önlemler alınmıştı. Bu kurumların önünde olağandışı sayılacak sayıda güvenlik gücü görevlendirilmişti.TBMM'ye giriş ve çıkışlar, her zamankinden daha sıkıydı. Milletvekillerini ziyarete gelen vatandaşlar, TBMM'nin iki giriş kapısında da güvenlik önlemiyle karşılaştılar. Çok sıkı arandılar, kontrol edildiler. TBMM binasına girmesine izin verilenlere görevliler eşlik etti. TBMM'de, üniversitelerde türbanı serbest bırakmayı amaçlayan anayasa değişikliği çalışmaları ilk gününde gergin başladı. Genel Kurul çalışmaları başladığında, türban için açılan oturum, laiklik oturumuna dönüştü.AKP ve MHP sözcülerinin konuşmaları, türban serbestliğinden çok, önerilerinin Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı olmadığı savunmasına dayanıyordu. AKP Grup Başkanvekili Sadullah Ergin, örneklerle girişimin laiklikle ilgisi olmadığını kanıtlamaya çalıştı. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de aynı çerçevede konuştu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır, MHP'nin laikliğe

Yazının Devamı

Baykal din karşıtlığı tuzağına düşmedi

6 Şubat 2008

Yön Bu konuda, bir yandan ilahiyat profesörleri ve eski Diyanet İşleri başkanlarının görüşlerini alıyor, din otoriteleriyle temas ediyor, bir yandan da Din İşleri Yüksek Kurulu'nun kararlarını inceliyordu.Baykal'ın bu yoğun çalışması, dün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya da yansıdı.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Sen ne anlarsın o işlerden" sözüne açıkça atıfta bulunmadı ama konuya hâkim konuşması, din otoritelerine yaptığı göndermeler, bu söze yanıt niteliğindeydi.Baykal'ın konuşmasının en önemli yönü ise belki de, "din karşıtlığı tuzağına düşmeden, dini, dince kutsal sayılan değerleri, sembolleri ve din duygularını rencide etmeden, inançlara saygılı biçimde" türban konusundaki görüşlerini aktarmasıydı. CHP lideri Deniz Baykal, bir haftaya yakın süredir evinde ve makamında "başörtüsü ve örtünmenin İslamdaki yeri" konusunda çalışıyordu. Baykal, din âlimlerinden alıntılar yaptığı konuşmasında, saçın görünmesi konusunda din otoriteleri arasında bir görüş birliği bulunmadığını belirtti. Baykal, Ebu Hanefi'nin namazda kadınların saçının dörtte birinin görünebileceğini, Ebu Yusuf'un ise yarısına kadar görünebileceği görüşünde olduklarını söyledi. Baykal, daha katı

Yazının Devamı

Baykal: Başbakan İslam'a şart ekliyor

4 Şubat 2008

Yön Baykal, Erdoğan'la din üzerinden siyasi polemiğe girmeyi uygun bulmuyor. Ancak, salı günü kaynakları ve kanıtlarıyla türbanın İslamdaki yerini anlatarak Başbakan Erdoğan'ın yaklaşımını yanıtlayacak. CHP lideri Deniz Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, "Sen ne anlarsın o işlerden, Peygamber gelip gelmediğini öğrenemedin mi?" sözlerine, salı günü CHP grubunda "Türbanın İslamdaki yeri"ni konu alan konuşmasıyla yanıt verecek. CHP lideri Baykal, dünkü görüşmemizde, Başbakan Erdoğan'ın İslamın şartlarına yeni şart eklediği eleştirisinde bulundu. Baykal, şu değerlendirmeyi yaptı:"Sayın Başbakan, İslamın şartlarına bir şart daha ekliyor. Türbanı İslamın şartı haline getirmeye çalışıyor. İslam dinini türbana indirgiyor. Din üzerinden siyaset yapıyor, siyaset yaparken de İslama kendine göre şart getiriyor. İslamda başörtüsünün durduğu yer nedir? Buna bakmak lazım. Erdoğan, sanki İslamın başka konusu yokmuş, tek konusu türbanmış gibi davranıyor. Örtünme İslamiyetten önce de vardı, sonra da var." 'Türban İslam'ın şartı mı?' Baykal, Başbakan Erdoğan'ın, türban üzerinden başlattığı tartışma ve girişim karşısında, CHP'yi "din karşıtı" gibi göstermeye, konuyu dine karşı bir yaklaşımla ele aldırmaya

Yazının Devamı

Atatürk'ün huzurunda türban tepkisi

3 Şubat 2008

Yön Çağdaş Yaşamı Destekleme derneği ile Cumhuriyet Kadınları Derneği'nin öncülüğünde 50'ye yakın sivil toplum örgütünün organize ettiği dünkü gösteriye katılım yoğundu. Kalabalık Anıtkabir'in dışına taşmıştı.Atatürk'ün huzuruna çıkan katılımcılar, sorunu üniversitelerde türban-başörtüsünün serbest bırakılmasının ötesinde "laiklik sorunu" olarak tanımladılar. Anıtkabir defterine yazılanlar, katılımcıların tepkileri, yorumları, atılan sloganlar; AKP ve MHP'nin girişiminin "laiklik karşıtlığı" olarak algılandığını gösteriyordu.Gösteriye katılan sivil toplum örgütünün başkanlarında ve konuşan kadınların çoğunluğunda, Türk kadınını çarşaftan çıkaran, ona Avrupa'dan çok önce seçme ve seçilme hakkı tanıyan Atatürk'ün ve onun en büyük eserim dediği cumhuriyetin temel taşı olan laikliğin "yerinden oynatıldığı" görüşü hâkimdi. Anıtkabir'deki dünkü manzara, 22 Temmuz seçimleri öncesindeki cumhuriyet mitinglerine benziyordu. Cumhuriyet mitinglerinin ilki de 14 Nisan'da Ankara'da, Tandoğan Meydanı'nda yapılmıştı. Anıtkabir'de dün gördüğümüz manzara, türban serbestliğine yönelik girişimin toplumun bir kesiminde önemli bir kaygı oluşturduğunun kanıtıydı. Katılımcılar, bu serbestliğin

Yazının Devamı

YÖK üyesi Serim'den sert tepki

2 Şubat 2008

Yön Bülent Serim, uzun yıllar Anayasa Mahkemesi Raportörü ve Genel Sekreteri olarak görev yaptı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer, cumhurbaşkanı seçilince, Serim'i de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı olarak görevlendirdi. Serim, Sezer'in görev süresi bitinceye kadar bu görevini sürdürdü. Sezer, görevinden ayrılmadan önce de Serim'i YÖK üyeliğine atadı.Serim, üniversitelerde türban-başörtüsü serbestliği için yapılan anayasa ve YÖK Yasası değişikliği girişimi karşısında YÖK'ün "sessiz" kalmasına itiraz ediyor. Serim, türban-başörtüsü konusunun YÖK'ü doğrudan ilgilendiren bir konu olduğunu, buna karşın, gelişmeleri kenardan seyrettiğini vurguluyor. YÖK üyesi Bülent Serim, anayasa hukukuna hâkim bir isimdir. Kamuoyu Serim'i, Anayasa Mahkemesi ve Çankaya Köşkü'ndeki görevleri ile Atatürkçülük konusundaki makaleleriyle tanır. YÖK üyesi Serim, YÖK'ün bu tutumunu şu sözlerle eleştirdi:"Türban konusunda YÖK'ün suskunluğu -kendini doğrudan ilgilendiren bir konu olduğu halde- beni çok üzüyor. Konu tümüyle rektörlere ve üniversitelere bırakıldı. Oysa diğer kurumların da sorumluluğu var. Tarih önünde bizim de sorumlu olduğumuz kesin." 'Üzülüyorum' Serim, YÖK'ün görevini

Yazının Devamı

Özbudun'un Refah davasındaki görevi ve yaklaşımı

1 Şubat 2008

Yön Özbudun Hoca, AKP ve MHP'nin, Anayasa'nın 10. ve 42. maddeleri ile YÖK Yasası'nın ek 17. maddesine önerilen hükümlerle ilgili vicdani bir rahatlık içinde görünmüyor. Bazı itirazları da var.Üniversitelerde türban-başörtüsü serbestliğini savunan Prof. Dr. Özbudun, buna karşılık, önerilen başörtüsü tarifini sakıncalı buluyor. Düzenlemede eksik bulduğu önemli hususlardan biri de başı açık öğrencileri koruyacak bir hüküm bulunmayışı. Özbudun, bu öğrencileri koruyacak bir hüküm olması gerektiğini savunuyor. Bu yaklaşımı, Özbudun'un, başörtüsü-türban serbest bırakılınca, başı açık öğrenciler için bir tehlike veya tehdit oluşacağı algısı içinde olduğunu gösteriyor.Özbudun'un bu kaygısı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından da paylaşılıyor. Nitekim, AİHM, Leyla Şahin davasında bunu açıkça belirtiyor ve laiklik açısından Refah Partisi'nin kapatılmasıyla ilgili kararına da atıf yapıyor.İşin ilginç yanı, AİHM'nin Anayasa Mahkemesi'nin Refah Partisi'ni kapatması üzerine AİHM'ye açılan davada, Refah Partisi'ne karşı Türk hükümetini Prof. Dr. Ergun Özbudun'un savunmuş olması. Değerli anayasa hukukçumuz Prof. Dr. Ergun Özbudun, AKP için yeni anayasa taslağı hazırlayan bilim

Yazının Devamı

Orgeneral Büyükanıt'ın iki cümlelik duruşu

31 Ocak 2008

Yön "Türk toplumunun bütün katmanlarında askerin düşüncesini bilmeyen yok. Bir şey söylememiz malumu ilamdan öteye gitmez." Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, hem Türk hem de yabancı basında türban konusunda büyüyen "Acaba TSK ne diyecek?" merakını iki cümleyle giderdi: Org. Büyükanıt, onlarca canlı yayın aracının hazır bulunduğu ortamda neden iki cümlelik açıklamayla yetindi? Soru sorulmasını beklemeden neden kısa bir açıklamayla konuyu kapattı?Bu sorulara şu yanıtlar verilebilir:1- Org. Büyükanıt bu kısa açıklamayla TSK'nın türbana karşı görüşünü anımsatmış oldu. Böylece Türk basınında ve yabancı basında günlerdir dile getirilen, "Acaba TSK ne diyecek? TSK herhalde görüşünü belli edecektir" sorusuna ve beklentiye yanıt vermiş oldu. Ayrıca kamuoyunun sivil ve askeri kesimindeki merakı da giderdi.2- Soru ve yanıtlarla detaylı, uzun bir açıklama yapmayarak, tartışmaya girmedi. Böylece, 22 Temmuz seçimleri öncesinde doruğa çıkan "Asker siyasete neden müdahale ediyor?" eleştirilerine fırsat tanımadı. Her fırsatta bu tür açıklamaları TSK'ya yüklenmek için bahane olarak kullanan kesimlere fazla malzeme vermedi.Anayasa Mahkemesi süreci3- Org. Büyükanıt'ın bu özenli, dikkatli

Yazının Devamı