Yön Baykal, "ya kesin sonuç ya harekât" diyor.CHP lideri Baykal'la, dünkü sohbetimizde, bu görüşünü açmasını istediğimde şu analizi yaptı:"Türkiye'nin iki seçeneği var. Ya Kuzey Irak'ta kesin sonuç alacak ya da daha önce kamuoyuna açıkladığı gibi askeri seçeneğin gereğini yapacak. Ama hiçbir şekilde sonuç alamaz ve bir şey yapmazsa Türkiye'nin bütün caydırıcılığı yok olur." CHP lideri Deniz Baykal, sınır ötesi harekât ve Kuzey Irak politikası konusunda son gelişmeleri analiz etti. Baykal, sınır ötesi harekât yetkisi içeren tezkerenin çıkarılması ve PKK'nın Gabar ve Dağlıca saldırılarından sonraki gelişmeleri şöyle değerlendirdi:"TBMM hükümete sınır ötesi harekât yetkisi verdi. Başbakan Erdoğan, çok üst düzeyden ve kesin bir dille kamuoyu karşısında ve dış dünyada angajmana girdi. Başbakan, Türkiye'nin sınır ötesi harekât yapacağı konusunda kararlı olduğunu defalarca söyledi. ABD'nin tutumu ne olursa olsun bu yetkiyi kullanacaklarını vurguladı. Ayrıca, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da TSK'nın hazır olduğunu birkaç kez beyan etti. Son olarak Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ da sınır ötesi operasyon konusunda uygulama sürecine girildiğini söyledi.
Yön Önce Org. Başbuğ'un ne yapılması gerektiğine ilişkin önerisine bakalım:1- PKK'ya katılım engellenmeli,2- PKK'nın dağ kadrosu çözülmeli.Org. Başbuğ, bu iki amaca yönelik önlemler alınmasının gereğinden söz etti.Kara Kuvvetleri Komutanı'nın bu saptamaları ve önerisi, önümüzdeki dönemde terörle mücadele açısından sivil alanda yapılabileceklere dönük işaretler olarak görülebilir. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, KKTC'nin kuruluş yıldönümü resepsiyonunda ileriye dönük çok önemli işaretler verdi. Org. Başbuğ, PKK'ya katılımın engellenmesi ve dağ kadrosunu çözecek önlemlerden söz ederken ne kastediyor?Kara Kuvvetleri Komutanı, 27.9.2007 günü Kara Harp Okulu'nun açılış töreninde, terörle mücadele güvenlik alanında sürdürülürken, eşzamanlı ve koordineli olarak ekonomi, sosyokültürel ve psikolojik alanlarda da önlemler alınması gerektiğinin altını çizmişti.Org. Başbuğ'un bu sözleri, sivil alandaki önlemlerin çerçevesini çiziyordu.Bunlar neler olabilir?Bu sorunun yanıtı da Org. Başbuğ'un, Genelkurmay İkinci Başkanı'yken yaptığı 19.7.2005 tarihli basın sohbetinde var.Org. Başbuğ, şöyle konuşmuştu:"Örgütün yapısına baktığımızda yüzde 40'ının 20-25 yaş arasında, yüzde
Yön Org. Başbuğ, gazetecilerin sorularını yanıtlarken "bilgi kirliliği"ne dikkat çekti. Sınır ötesi harekât ve Dağlıca saldırısıyla ilgili gerçek bilgilere dayanmadan yorum yapan, eleştiride bulunan veya öneriler sunan yorumcuları ağır bir dille eleştirdi. Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ, KKTC'nin kuruluş yıldönümü resepsiyonunda önemli mesajlar verdi. Org. Başbuğ, sınır ötesi harekât konusunda televizyon ve gazetelerde bilgiye dayanmadan yorum yapanlara, harekât planı önerenlere de sert eleştirilerde bulundu ve şu değerlendirmeyi yaptı:"Sınır ötesi harekât yetkisini içeren tezkere TBMM'den geçti. Bakanlar Kurulu'na yetki verildi. Sınır ötesi harekât konusu uygulama sürecinde bu süreçte karar vericileri rahat bırakın, serbest bırakın. Sivil ve asker karar vericileri rahat bırakın. Sınır ötesi harekât konusunda yakamızı bırakın." "Yakamızı bırakın" Org. Başbuğ, 23 yıllık mücadeleye rağmen terör örgütünün halen neden bitmediğine ilişkin soruyu yanıtlarken önümüzdeki dönemde yapılması gerekenler konusunda iki önemli saptamada bulundu:1. Örgüte katılım engellenmeli.2. Aynı anda örgütün dağ kadrosu çözülmeli.Org. Başbuğ, önümüzdeki dönemde bu iki sonucu sağlayacak
Yön CNN Türk'te önceki akşam Ahmet Hakan'ın "Tarafsız Bölge" programında yine bu konuyu tartıştık.Tartışmanın eksenini daha çok başta Kenan Evren olmak üzere komutanların, Türkiye'nin izlediği politikalara dönük eleştirileri oluşturdu. Evren'in "Kürtçeyi yasakladık, hata yaptık" sözleriyle, Aytaç Yalman Paşa'nın, "Sorunu sosyal aşamadayken görememişiz" ifadesi, üzerinde en fazla durulan alanlar oldu.Komutanların, anadilin konuşulmasına, öğrenilmesine, kültürlerin yaşanmasına, yaşatılmasına bir itirazları yok. İtiraz, bu taleplerin siyasal alanda, ayrılıkçı hedefler için, üniter yapıda, ulus devlet niteliğinde gedik açılmasının araçları olarak kullanılması...Komutanlar PKK ile halkın birbirine karıştırılmaması gerektiğini savunuyorlar. PKK ve destekçilerinin marjinalize edilmesi amacıyla silahsız alanda da mücadele edilmesinin önemine dikkat çekiyor. "Komutanlar Cephesi" adıyla kitaplaşan, eski komutanlarla yaptığım röportajlarla ilgili tartışma devam ediyor. Komutanlar Cephesi'nde, "Türkiye'nin yaptığı hatalar" başlığıyla yer verdiğim, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'un saptamasını bir kez daha anımsamakta fayda var.İlker Paşa, "Terör örgütü hâlâ niye bitmedi?" sorusunu
Yön Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla yapılan üçlü zirvede, zor koşullar altında yaşam mücadelesi veren binlerce Filistinliye iş sağlaması öngörülen sanayi bölgelerinin kurulmasına ilişkin Ankara Forumu Mutabakat Anlaşması imzalandı. Peres ve Abbas, dün ayrıca Gül ile birlikte gittikleri TBMM'de de sırayla Türk halkının temsilcileri olan milletvekillerine hitap ettiler. Hem İsrail hem de Filistin liderinin Ankara'da verdikleri mesajların ortak noktası, iki halkın "barış" beklentisi oldu. Son dönemde Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ve Suudi Arabistan Kralı Abdullah gibi Ortadoğu'nun önemli aktörlerini ağırlayan Ankara, dün de İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ile Filistin Ulusal Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas'ı aynı anda konuk etti. Türkiye, Arap-İsrail uzlaşmazlığının iki ana tarafı olan İsrail ve Filistin arasında ekonomik alanda sağlanacak işbirliğinin, kalıcı barışa ulaşmada çok önemli role sahip olacağı inancıyla o dönem Dışişleri Bakanı olan Gül'ün inisiyatifiyle Ankara Forumu'nu başlatmıştı. Gül, Filistin bölgesine kurulacak sanayi bölgeleriyle Filistin halkının refahının gelişeceğine, bunun dolaylı sonucu olarak bölgede istikrar ve güvenliğin
Yön Hemen belirtmek gerekir ki, Baykal'ın bu yaklaşımı yeni değildir. Bir anda bir değişim sonucu ortaya çıkmış öneriler değildir. Baykal, PKK ile Kürtlerin birbirinden ayrılması gerektiğini yeni söylemiyor. 1989'da SHP'nin bu konudaki raporu hazırlanırken taşıdığı düşünceleri bugün de dile getiriyor.O yaklaşımın özü PKK ile Kürt vatandaşların, Kuzey Irak'taki Kürtlerin ayrı tutulmasıdır. PKK ile silahlı ve silahsız mücadele sürerken, Kürtlerle barış ve dostluğa dayalı, ekonomik kalkınmayı, refah artışını hedefleyen ilişkiler kurulması ve geliştirilmesi. Baykal'ın söylediklerinin özeti budur. CHP lideri Deniz Baykal'ın, Kürt politikasıyla ilgili önerileri büyük ilgi gördü. CHP liderinin, Irak ve Kuzey Irak'taki gençlere Türkiye'de eğitim olanağı sağlanmasından ekonomik işbirliği yapılmasına kadar uzanan öneri paketini gündeme getirmesi, "Baykal değişti mi, yoksa sınır ötesi operasyona karşı mı?" gibi sorulara neden oldu. Baykal'la, dün bu konuda sohbet ederken şu vurguyu yaptı:"Türkiye, Türk düşmanı değildir. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Bizim, Kürt kökenli vatandaşlarımızla da Kuzey Irak'taki Kürtlerle de bir sorunumuz yok. Bizim, PKK'yla sorunumuz var. Ben, önerdiğim
Yön Yazı dizisinde yer alan, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren, eski Genelkurmay Başkanları Doğan Güreş, İsmail Hakkı Karadayı, Hilmi Özkök, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman'ın görüş ve önerileri ileriye ışık tutmaları açısından büyük değer taşıyor. Komutanların yansıttığımız görüşleri, "Komutanlar Cephesi" adıyla yeni çıkan kitaptaki bölümlerin dizi yazının elverdiği ölçüde yansıttığımız özetleri mahiyetindeydi. Kitapta ayrıca 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in ve terörle mücadelede Asayiş Bölge Komutanı olarak görev yapan emekli generaller Necati Özgen, Hasan Kundakçı ve Altay Tokat'ın anlatım, analiz ve önerileri de yer alıyor. 24 yıl boyunca terörle mücadeleyi yürüten ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yöneten eski komutanların deneyim, analiz, görüş ve önerilerini içeren yazı dizimiz çok büyük ilgi gördü. Geniş bir yelpazede tartışıldı. Bu arada daha önce sunduğumuz Hilmi Özkök Paşa'yla ilgili yazı dizisinde olduğu gibi bu dizinin zamanlamasına da özel anlamlar yükleyenler oldu. Hükümetin sınır ötesi harekât yetkisi aldığı bir sırada komutanlarla görüşüldüğü öne sürülerek eleştiriler yapıldı. Bu eleştiriler haksız ve yersizdir. Bu çalışma bütün yaz boyunca sürmüştür.
Yön İşadamlarıyla birlikte ilk resmi ziyareti Azerbaycan'a yapan Gül, kısa aralıklarla Türkmenistan, Kırgızistan, Özbekistan ziyaretlerinin planlanması için talimat vermiş durumda.Gül, Demirel'in Hançıcna ziyareti sayılmazsa, Azerbaycan'da Bakü dışında bir ile giden ilk Türk devlet adamı oldu. Ermenistan sınırı yakınındaki Gence'yi de ziyaret eden Gül, bu tarihi kentte önemli mesajlar verdi. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye Cumhuriyeti'nden önce ilan edilen ilk bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti'nin merkezi olan Gence'den, "Kafkasya'da kılıcınız hep kınında olacak" diyen Cumhurbaşkanı Gül, Azerilere moral verdi.Gence'de, tarihi bir hamamdan dönüştürülen müzeyi gezerken kendisine hediye edilen kılıç büyüklüğündeki, "Kafkas hançeri"ni kınından çıkaran cumhurbaşkanı, gazetecilerin, "Kılıcı da çektiniz, hem de bu coğrafyada" demesi üzerine, "Kılıç hep kınımızda. Kafkasya coğrafyasında kılıcın hep kınında durması gerekir" karşılığını verdi. Gül, "Bu coğrafyada hep tetikte olacaksınız" mesajının yanı sıra Türkiye'nin desteğini de yineledi.Gül, Türk dünyasındaki ilişkilerin İngiliz Uluslar Topluluğu benzeri bir işbirliği içinde bulunmamaları için hiçbir nedenin olmadığına da işaret