DTP'nin istediği İspanya örneği

7 Aralık 2007

Yön Anlaşılıyor ki, DTP, İspanya'daki Bask sorunu ve "özerklikler" sistemini yeni bir politika olarak gündeme sürüyor.Güneri Cıvaoğlu, dünkü "PKK ve ETA kahveleri" başlıklı yazısında değinmişti.PKK ile ETA, DTP ile Bask milliyetçisi partiler arasında bazı karşılaştırmalar, değerlendirmeler elbette yapılabilir.ETA ve Bask konusunda değerli bir kaynak, emekli Büyükelçi Akın Özçer'in "Çoğul İspanya" adını taşıyan kitabıdır. (İmge Yayınları, 2006)Büyükelçi Özçer, İspanya'da yaşanan sorunu tarihi gelişimiyle birlikte ve her yönüyle ortaya koyuyor. Bu konuyla ilgilenenlerin Özçer'in kitabını incelemesinde büyük fayda var. Geçtiğimiz günlerde DTP Grup Başkanı Ahmet Türk, "İspanya'nın 1978 anayasasını getirin, kabul ederiz" anlamında bir demeç verdi. Türk'ün atıf yaptığı, İspanya'nın 1978 tarihli anayasası, ülkeyi 17 özerk bölgeye ayırıyor. İspanya'nın 17 bölgeye ayrılmasıyla, DTP'nin Diyarbakır bildirisinde yer alan Türkiye'nin "bölgelere ayrılması" talebi örtüşüyor. Bildiri sadece Güneydoğu için değil diğer yöreler için de "özerk bölgeler" olabileceğini belirtiyor.Esasen İspanya'da olduğu gibi Türkiye'de de ülkenin diğer yörelerinin "özerk bölgelere" ayrılması "sorunlu bölgenin

Yazının Devamı

Dini ve etnik siyasetin sakıncaları

6 Aralık 2007

Yön Son dönem Türk siyasetindeki hâkim tartışmalar, maalesef, bu iki alanda yoğunlaşmış durumda.Dini ve etnik motiflerle siyaset toplumu çok tehlikeli biçimde kutuplaşmaya doğru sürükleyecektir.Türkiye'nin en önemli avantajı, gündelik yaşamında dini veya etnik ayrışmaya düşmemiş olmasıdır. Birlikte, barış içinde yaşamayı başarmış olması, toplumumuzun en önemli hasletidir. Ancak, siyasetin, sürekli dini ve etnik araçlarla yapılması, sosyolojik ayrışmayı körükleyecektir.Türkiye'de herkes dini ve etnik kışkırtıcılıktan kaçınmalıdır. Aksi halde ayrışmanın gündelik yaşama girmesi gibi bir risk söz konusu olacaktır. Türkiye'yi bekleyen en önemli sorun, siyasetin dini ve etnik ölçülere göre yapılmasının doğuracağı sakıncalardır. İktidar olarak AKP'ye düşen görev siyasetin elini dinin üzerinden çekilmesini sağlamak olmalıdır. Din ve dince kutsal sayılan değerler ve simgeler üzerinden siyaset yapma, siyasi varlık nedeni olarak bu değerlere yaslanma toplumda kamplaşma doğuruyor. Son yıllarda siyasi tartışmaların eksenini ve hedefini dinin ve dini simgelerin oluşturması, kamuda bu ölçüyle tercihler kullanılması ciddi sakıncalar ortaya çıkarmıştır.İnsanımızın diniyle ve ibadetiyle bir sorunu

Yazının Devamı

Başı örtülü memur

5 Aralık 2007

Yön Araştırma sonuçlarına göre, son 4 yılda başını örtenlerin oranı yüzde 64.2'den yüzde 69.4'e çıktı. Türban örtenlerin oranı ise yüzde 3.5'ten yüzde 16.2'ye yükseldi.Erdem'e göre, başını örtenlerin oranında son 4 yılda görülen artışın en önemli nedenlerinden biri AKP'nin iktidarda oluşu. Erdem'e göre iktidarda, bu kültürde bir siyasi partinin bulunması önemli bir faktör.Erdem, kurduğu bu bağlantıya örnek verirken de şunları söyledi:"AKP bu kültürdeki insanların kurduğu bir parti. Bunu zaten gizlemiyorlar. Eskiden liderler peşlerine kamera takarak namaza gitmezlerdi. Bugün cuma namazlarına liderlerin böyle gittiğini görüyoruz. Liderlerin cumaya gidişleri bir şekilde ekrana yansıyor."İktidarın örtünmeyi özendirdiğine ilişkin başka örnekler de vermek mümkün. AKP'nin kamu yönetiminde de fiilen "başörtüsü"nü bir atama ölçüsü gibi kullandığını söylemek yanlış olmaz. Önemli görevlere atanan isimlerin ortak özelliklerinden biri eşlerinin örtülü olması. Keza küçük memuriyetlerde de bu tercih rahatlıkla gözlenebilir. Tarhan Erdem yönetimindeki KONDA'nın Milliyet için yaptığı, "Gündelik Yaşamda Din, Laiklik ve Türban" konulu araştırma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. KONDA veya güvenilir bir

Yazının Devamı

Sanayide 5N, 1K dönemi

4 Aralık 2007

Yön Çağlayan, sanayi projelerini değerlendirirken, bürokratlarından, gazetecilikteki 6 sorunun yanıtının da aranmasını istiyor:"Ne, neden, nerede, ne zaman, nasıl ve kim?"Bu soru hem mevcut sanayi işletmeleri için sorulacak hem de yeni projeler için... Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, hem sanayi envanteri hem de sanayileşmeyi özendirme açısından gazetecilikteki, "5N, 1K" ilkesini esas aldığını söyledi. Sanayiden gelen biri olarak sektörün sorunlarını bilen Çağlayan'ın ilk hedeflerinden biri Türk sanayisinin gerçek bir envanterini çıkarmak. "5N, 1K" ilkesiyle bu çalışmayı başlatmış durumda.Sanayi envanterinin önemini şöyle açıklıyor Çağlayan:"Düşünün ki, bir ordu elinde ne kadar tank, top, tüfek, uçak, uçaksavar var, bilmiyor. Miktarını bilse nerelerde olduğunu bilmiyor. Hangi amaçla nerelere konuşlandığını bilmiyor. Böyle ordu olur mu? Olmaz. İşte sanayi de öyle. Bir ülke sanayisinin gücünü, işlevini, dağılımını bilemezse sanayi stratejisi ve politikalarını doğru belirleyemez. Bizim öncelikli hedeflerimizden biri bu envanteri doğru biçimde çıkarmak." Envanter yok Çağlayan, Türkiye'nin sanayileşme açısından ihtiyacını da şöyle tarif ediyor:"Yüksek teknolojisi, verimlilik,

Yazının Devamı

Emanet canın sorumluluğu

2 Aralık 2007

Yön Yaşananlar bir oyun, bir dizi değildi.Yolcu yakınlarının yaşadıkları dramın, insani tepkilerinin detaylı ve bazen abartılı bir senaryo eşliğinde tekrar tekrar yayımlanması "habercilik" açısından ne kadar doğruydu, bu hâlâ tartışılan bir konu.Uçak parçalarının ellenmesi, kurcalanması, neyin parçası olduğuna ilişkin muhabir yorumları yapılması, enkaz parçalarının yerlerinin değiştirilmesi, altını da göstereyim derken devrilmeleri, işte tam da buraya çarptı, şurada ikiye ayrıldı, burada üçe ayrıldı gibi tamamen tahmine dayalı "kaza senaryoları"nın üretilmesi "habercilik" miydi?Kaza kırım raporu olmadan, yeterli bilgi sağlanmadan tahmin veya yorum yapamam diyen uzmanların, mantığı zorlayan sorularla, "kaza şöyle olmuştur, sorumlusu da budur" demeye zorlanmaları da sorgulanması gereken bir "habercilik" değil miydi?Kuşkusuz meslektaşlarımızın mesleki çabaları saygıdeğerdir. Görevlerinin, sorumluluklarının gereğini yerine getirmeye çalışmaları takdir edilmelidir. Ancak, çabaların bu sınırlar içinde olması gerekir.Medyanın bu tür facialarda geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarması, çalışma kuralları belirlemesi ve bunlara uyması gerekir. Isparta'da meydana gelen uçak kazasında 57

Yazının Devamı

CHP, Wilson'a tepkili

1 Aralık 2007

Yön CHP Genel Başkan Yardımcısı, deneyimli diplomat Onur Öymen, Wilson'un bu davetinin uygun bir davranış olmadığını söyledi.Wilson'un ABD'li Kongre üyesi Christopher Shays'la birlikte konutunda düzenlediği kahvaltıyı savunmasının da tatmin edici olmadığını belirten Öymen, büyükelçilerin "Türk milletinin hassasiyetlerine" karşı özenli davranması gerektiğine dikkat çekti. CHP, ABD Büyükelçisi Ross Wilson'un Kürt kökenli milletvekillerine verdiği kahvaltıya tepkili. Öymen, Wilson'un, "Diplomatların görev yaptıkları ülke hakkında doğru bilgi için mümkün olduğu kadar çok insanla görüşmesi görevidir, ayrıca biz etnik kökene dayalı etkinlikler yapmıyoruz" dediğini anımsatmam üzerine, şu yorumu yaptı:"Elbette diplomatlar bulundukları ülkelerde politikacıları da davet edebilirler. Çeşitli temaslar yaparlar. Ama burada uygun olmayan belli bir etnik gruba mensup siyasetçi ve milletvekillerinin çağrılmış olmasıdır. Büyükelçiler, bulundukları ülkede milletvekillerini etnik kökenine göre kategorize edemezler. ABD Büyükelçisi'nin davet ettiği milletvekillerinin ortak paydası etnik kökenleri. Bu açık. Bizim garipsediğimiz, yadırgadığımız bu." Etnik grup daveti Öymen'e, davete katılanlar arasında

Yazının Devamı

Etnik terörizmin psikolojisi

30 Kasım 2007

Yön Uluslararası sorunlarda, "psikolojik faktörler" üzerinde durdu. Bu sorunların çözümünde, "politik psikoloji"nin ne tür katkılar sağladığına ilişkin deneyimlerini anlattı. Camp David süresinde İsrail-Filistin anlaşmazlığı, Sovyetler'in dağılma sürecinde yeni devletlerin sorunları konularında üstlendiği görevleri, meslektaşlarıyla gördükleri işlevi yansıttı.Söz konusu konferansı düzenleyen ve Prof. Dr. Volkan'ı davet eden Ankara Tıp Fakültesi öğretim üyesi ve Politik Psikoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Abdülkadir Çevik'in, "etnik terörizmin psikolojisi" bağlamında PKK analizinin de terörle mücadele açısından dikkatle incelenmesi gerekiyor. Politik psikoloji alanında uluslararası üne sahip Prof. Dr. Vamık Volkan, TOBB Üniversitesi'nde dar bir gruba bir konferans verdi. Politik psikolojinin kavramlarını basit örneklerle açıklayan Prof. Dr. Volkan'ın analizleri etkileyiciydi. Prof. Dr. Çevik'in piyasaya yeni çıkan, "Politik Psikolojisi" kitabında yer alan PKK analizinde, Güneydoğu'nun teröre uygun psiko-sosyal yapısı ortaya konulduktan sonra, etnik terörizmin psikolojisi de herkesin anlayacağı bir sadelikte aktarılıyor.Prof. Dr. Çevik'in bölgenin psiko-sosyal yapısına ilişkin

Yazının Devamı

TSK ve İngiliz ordusu

29 Kasım 2007

Yön TSK, bu konularda örnek gösterilen bir ordu. Buna rağmen son dönemlerde TSK'yı hedef tahtasına oturtma gayretleri dikkat çekecek kadar sıklaştı. Bu çabalarda, TSK'nın varlığının, yapısının, cumhuriyetin temel niteliklerine ve Atatürk ilkelerine bağlılığının, bazı hedefler açısından engel olarak görülmesinin payı büyük.Bu hedef gizlenerek, her fırsat ve her bahane TSK'nın yıpratılması için kullanılıyor. En sık başvurulan "bahane"lerden biri, Genelkurmay Başkanı veya Kara Kuvvetleri Komutanı'nın görüş açıklamaları, gazetecilerin sorularını yanıtlamaları. Sadece komutanlar değil gazetecilere de, "Komutanlara niye soru soruyorsunuz?" gibi mantık ve meslekten uzak eleştiriler de yöneltiliyor.Bazen kıyamet koparılıyor.Oysa Genelkurmay Başkanı ve Kara Kuvvetleri Komutanı'nın, görüş belirttikleri konular, terör örgütü, terörle mücadele, ulusal güvenlik, ulusal bütünlük, devletin ve ulusun bekası, cumhuriyetin nitelikleri gibi alanlarla ilgili oluyor. Ve buna dahi tahammül gösterilmiyor.Konu ne olursa olsun, demokratik bir ülkede, "Asker niye konuşuyor?" tepkisi veriliyor. Oysa demokrasi askerin hiçbir konuda ağzını açmaması anlamına gelmiyor. Yüksek Askeri Şûra (YAŞ), bugün yılın

Yazının Devamı