İrtemçelik sorunu var mı?

4 Haziran 2006

Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier'in Ankara ziyaretinde Berlin Büyükelçi'miz Mehmet Ali İrtemçelik'le ilgili yeni bir sorun yaşandı mı? Başbakan Erdoğan veya Dışişleri Bakanı Gül, İrtemçelik'e dönük tavır aldılar mı?Berlin'deki sorunun aslında Berlin'de çözüldüğünü, İrtemçelik'in sunduğu bilgi ve belgeler üzerine Başbakan Erdoğan'ın Büyükelçi'nin haklı olduğunu kabul ve ilan ettiğini biliyoruz. İrtemçelik'in ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in görüşünü aldığını ve Cumhurbaşkanı'nın Büyükelçi'nin tutumunu onaylaması üzerine de sorunun çözüme kavuştuğunu söyleyebiliriz. Başbakan Erdoğan'ın Berlin toplantısındaki tutumundan kaynaklanan sorun Ankara'da da devam etti mi? Berlin süreci böylece kapandıktan sonra Ankara'da ne oldu? İrtemçelik'le ilgili yeni bir sorun kamuoyuna nasıl yansıdı?İrtemçelik'in rahatsız olduğu izleniminden yola çıkarak kamuoyuna yansıtılan ve bu soruların yanıtını oluşturan olayların iki boyutu var:1- Başbakan Erdoğan'ın, Almanya Dışişleri Bakanı'yla yaptığı görüşmeye Berlin Büyükelçisi İrtemçelik'i almaması.2- Gül ve Steinmeier'in ortak basın toplantısı sırasında İrtemçelik'in dışarı çıkması... Ankara'da ne oldu? Başbakan Erdoğan, Alman

Yazının Devamı

TÜSİAD'dan hükümete hem eleştiri hem destek

3 Haziran 2006

TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı'nın yaptığı konuşmanın büyük bölümünü hükümete yönelik eleştiriler oluşturdu. Konuşmasında fazla yer tutmayan ama hükümet için büyük önem taşıyan bölüm ise, eleştirilerin etkisini neredeyse sıfırlayacak kadar değerliydi. TÜSİAD erken seçime karşı olduğunu altını çize çize bir kez daha açıkladı.Bugün hükümetin bütün gücünü erken seçime gitmemek için seferber ettiği düşünülürse, TÜSİAD gibi bir kurumdan böyle bir destek alması kuşkusuz çok değerli olmalı. Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı'ndan önemli siyasi mesajlar çıktı. TÜSİAD, hükümete bir yandan ağır eleştiriler yöneltirken, bir yandan da en çok ihtiyaç duyduğu alanda güçlü bir destek verdi. Sabancı, konuşmasında önceliği eleştirilere ayırmıştı. TÜSİAD Başkanı, Türkiye'nin reformları konuşacağı yerde laiklik, türban gibi konulara takılıp kaldığını vurguluyordu.Türkiye'nin reformlara devam etmesi, eğitim gibi temel sorunlarını konuşması yerine bu konuları konuşmasının yanlışlığına dikkat çekiyordu.Hükümeti eleştirirken bizden olanlar-olmayanlar ayrımı yapıldığını, Avrupa Birliği (AB) konusunun geri plana itildiğini, bu konuda bir isteksizliğin göze

Yazının Devamı

İstikbal hâlâ göklerde

2 Haziran 2006

20. yüzyıl "İstikbal göklerdedir" diyen Büyük Atatürk'ü doğruladı. 21. yüzyılın bu uzgörü açısından daha da güçlü kanıtlarla dolu olacağına kuşku yok. Türk Hava Kuvvetleri'nin 95. yılı dün sessiz sedasız kutlandı. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), kuvvetlerin kuruluş yıldönümlerini dışa açık törenlerle kutlamıyor. Böyle bir geleneği yok. Türk Hava Kuvvetleri'nin, neredeyse dünya havacılık tarihiyle yaşıt olduğunu söylemek abartı sayılmaz. Wilbur ve Orwilli Wright kardeşlerin ilk motorlu uçağı uçurmayı başardıkları 1903'ten, çok değil, 8 sene sonra Türk Hava Kuvvetleri'nin nüvesi kurulmuştu.Türk Hava Kuvvetleri, 1909-1912 arasında kurulan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Avusturya hava kuvvetleriyle aynı yaştadır. Dünyanın ilk hava kuvvetlerindendir.Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa'nın emriyle 1911'de kurulan "Havacılık Komisyonu", Türk Hava Kuvvetleri'nin kuruluşu olarak kabul edilir. Aynı yıl, sınavla seçilen Yüzbaşı Fesa Bey ve Teğmen Yusuf Kenan Bey, Fransa'ya pilotluk eğitimine gönderilmişlerdir. 1912'de eğitimini bitiren bu iki subay, Türk ordusunun ilk pilotlarıdır. Fesa Bey, Fransa'nın 780., Türk ordusunun da 1. brövesini, Yusuf Kenan Bey ise, Fransa'nın 797.

Yazının Devamı

Baykal'ın çağrısının Ecevit modelinden farkı

1 Haziran 2006

"Kim olursan ol, gel. Bugüne kadar bizimle olmamış ama laik cumhuriyeti sahiplenen muhafazakâr, liberal veya sağcı herkesi çağırıyorum."Baykal bu çağrıyla, kendini sağcı veya solcu, muhafazakâr veya liberal nasıl tanımlarsa tanımlasın, "demokratik, laik cumhuriyeti" vazgeçilemez ortak payda olarak gören herkesi CHP'ye oy vermeye çağırıyor.Bu çağrıdan hareketle yürütülecek mantık şunu ortaya koyuyor:Baykal, önümüzdeki seçimde temel sorunu laik cumhuriyeti korumak olarak görüyor ve siyasi yelpazede ayrım gözetmeksizin seçmenleri CHP öncülüğünde toplanmaya çağırıyor. Baykal ve CHP'nin AKP'yi ve iktidarını, laik cumhuriyet için bir tehdit olarak gördüğünü ve siyasi kampanyasını bu saptamasına oturtacağı anlaşılıyor. CHP lideri Deniz Baykal, "Laik cumhuriyeti bu kez sandıkta kurtaracağız" diyerek Mevlana söylemiyle bir çağrıda bulundu: DSP'nin Onursal Başkanı Bülent Ecevit ise, beyin kanaması geçirmeden önce gündeme yeni bir model getirmişti. Ecevit, AKP'ye karşı bir çeşit ittifak önermişti. (Yılmaz Büyükerşen'in ismi etrafında partilerin ittifak geliştirmesi) Bu modelinin detaylarını açıklama olanağı bulamadan rahatsızlandı.Baykal'ın çağrısı ile Ecevit'in modelini karşılaştırdığımızda

Yazının Devamı

İrtemçelik: Cumhurbaşkanı tutumumu uygun buldu

31 Mayıs 2006

Almanya Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'ye yapacağı ziyaret için Ankara'da bulunan İrtemçelik, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'i ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü bu ziyaret için bilgilendirirken, Berlin'de yaşananlar da konu edildi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Berlin'deki toplantıda türbanlı bir kadının şikâyeti üzerine Büyükelçi İrtemçelik'e karşı tutumu ve vatandaşların protestosu "Büyükelçi istifa mı edecek?" sorusunu ve yorumlarını gündeme getirmişti. Berlin Büyükelçimiz Mehmet Ali İrtemçelik dün konuğumuzdu. Büyükelçi İrtemçelik, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'le yaptığı görüşmede bu konunun açılıp açılmadığını sorduğumda şu yanıtı verdi:"Önce şunu belirtmek isterim ki, istifa konusu, o toplantıdan sonra basının ve kamuoyunun algılama biçimiyle gündeme geldi. Böyle olunca ben de devleti ve Cumhurbaşkanı'nı temsil sıfatı taşıyan biri olarak emanetin asıl sahibi olan Sayın Cumhurbaşkanı'nın benim tutumumu uygun görüp görmediğini öğrenme ihtiyacı duydum. Düşündüm ki, eğer Sayın Cumhurbaşkanı benim tutumumu uygun görmemiş ise temsilde bir kusur vardır ve bu halde benim o sıfatı taşımaya hakkım olmaz. Bu itibarla Sayın Cumhurbaşkanımıza görüşünü öğrenme ihtiyacımı arz

Yazının Devamı

İrtemçelik'in tavrı

30 Mayıs 2006

Bir türbanlı vatandaşın şikâyeti üzerine büyükelçiye dönerek anında, "hesap sorar" bir edayla yanıt istemesi ve bunu kamuoyuna açık biçimde yapması Türkiye Cumhuriyeti adına yerinde bir davranış değildi.Başbakan'ın bir vatandaşın şikâyetiyle büyükelçi düzeyinde bir devlet görevlisini mahkûm eder tutuma girmesi, o büyükelçinin şahsını değil, devleti rencide eden bir görüntüdür.Sonrasında vatandaşın değil, büyükelçinin haklı olduğunu Başbakan'ın da kabul ve beyan etmesi attığı taşın ürküttüğü kurbağaya değmediğini de göstermiştir ki o işin bir başka tarafı...Berlin gerginliğinin iki önemli yönünden biri, canlı yayın sırasında Başbakan'ın tavrının Türkiye açısından dış dünyada iyi bir izlenim bırakmadığıdır. Üzerinde durulması gereken diğer yön ise, toplantı salonunda bulunan vatandaşların, Başbakan'ın tavrını ve üslubunu gördükten sonra büyükelçiyi yuhalamaları, protesto etmeleridir. Kuşku yoktur ki, vatandaşlar bu cesareti Başbakan'ın tutumundan almışlardır. Başbakan Erdoğan'ın Almanya gezisinde Büyükelçimiz Mehmet Ali İrtemçelik'e karşı takındığı tavır ve kullandığı üslup hoş değildi. İrtemçelik'in Başbakan'ın tutumunu gördükten sonra istifa edeceği, bazılarına göre de etmesi

Yazının Devamı

Kıbrıs'ın romanı

29 Mayıs 2006

Yaşı ilerlemiş olanlara göre 1963'te, orta yaş kuşağına göre 1974'te doğmuştur Kıbrıs.Ve hem Kıbrıs'ta hem dünyada, 40 yıl, bir "savunma davası" olarak geçmiştir Kıbrıs Türkü için...Peki gerçek böyle midir ?Kıbrıs 40 yıllık bir tarih midir?Elbette değil..Yüzyıllar yaşındadır Kıbrıs...Bu davayı 40 yıldan fazla her cephede gütmüş olan bir Türk diplomatı, Alp Arslan Yücesoy, tam on yıl süren bir araştırmayla, iğneyle kuyu kazar gibi bulup çıkarmış Kıbrıs'ın yaşsız tarihini... Kıbrıs 1963'te mi doğmuştur, 1974'te mi ? "Bir Başından Bir Sonuna Kıbrıs'ın Romanı" adını vermiş bu eserine.Yakında Doğan Kitap'tan piyasaya çıkacak olan bu dev çalışma; Kıbrıs tarihini mitolojik öykülere öyle yerleştirmiş ki, sadece tarihi değil, iyi okunması gereken ruh halini de sermiş gözler önüne. O ruh hali ki, Elen dünyasının, Batı nezdinde üstünlük kompleksine, Kıbrıs'ta Türk dünyasında ise aşağılık kompleksine nasıl dönüştürdüğünü de sokuyor gözünüze...Avrupa'nın bile adını aldığı, yüzyıllardır peşinden koştuğu bu ruhun, aslından üç yüz yıl (1571-1878) Osmanlı idaresinde, Türk kültürüyle, Türk medeniyetiyle nefes alıp yaşam bulduğunu anımsatıyor.Bunu öyle lezzetli öykülendiriyor ki, kitap okunduğunda,

Yazının Devamı

Ecevit acıya tepki verdi

28 Mayıs 2006

Yaşam destek ünitesinde yaşama tutunmaya çalışıyor.GATA her gün kısa bir açıklama yapıyor. Sağlık durumunda bir değişiklik olmadığını bildiriyorlar. Doktorluk mesleğinin titizliği ve sorumluluğu içinde yorumsuz ve kısa açıklamalar yapılıyor.Başta Rahşan Hanım olmak üzere GATA'nın içinde ve dışında günlerdir nöbet tutanlar sabırla bekliyorlar. Bülent Ecevit'in GATA'daki yaşam mücadelesi sürüyor. Bugün 82'nci yaş günü. Ecevit'in durumunda büyük değişiklikler yok. Ama küçük küçük nabızda kıpırtılar var. Beynin kanamadan etkilenmemiş tarafındaki merkeze gönderilen sinyallere tepki geliyor. Örneğin doktorların yaptığı acı testine Ecevit yanıt veriyor. Sol omuz ve kolda küçük kıpırdanmalar gözleniyor.Acıyla da olsa bu yaşam sinyalleri bekleyenlerini sevindiriyor. Büyük umutlar yaratmasa da bekleyenlere güç ve moral veriyor.Bu kıpırdanmalar doktorlar için ne anlam ifade ediyor bilemiyoruz ama bugün yaş gününü kutlamaya hazırlananları sevindirmiş durumda. Küçük kıpırdanmalar var Ecevit'in rahatsızlandığı 18 Mayıs'tan bu yana adeta GATA'ya taşınmış olan DSP Genel Merkezi, Bülent Bey için sade bir yaş günü düzenledi. Ecevit için GATA'nın önünde bir yaş günü pastası kesilecek sağlığına

Yazının Devamı