MGK Genel Sekreterliği'nden bir ilk daha

14 Haziran 2006

"Atatürk'ün Doğumunun 125. Yıldönümü Nedeniyle" Avrupa Birliği (AB) paneli düzenledi. Panelin konusu, "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin Atatürk'ün çağdaşlaşma düşüncesi çerçevesinde değerlendirilmesi"ydi.Konu gibi konuşmacılar da iyi seçilmişti.AB sürecine yıllarını vermiş, ikisi de Başkent Üniversitesi'nden sıkı AB'ci sayabileceğimiz Prof. Dr. Haluk Günuğur da vardı, bu sürece ilişkin sıkı kuşkuları olan Prof. Dr. Ünsal Yavuz da...ODTÜ'den Prof. Dr. Atilla Eralp ile Bilkent'ten Prof. Dr. Duygu Sezer, Atatürk'ün çağdaşlaşma düşüncesiyle AB üyelik hedefinin uyumlu olduğunu değişik açılardan çok güzel ortaya koydular.Paneli yöneten Prof. Dr. Yavuz ile Prof. Dr. Günuğur'un birbirlerini ustaca iğnemeleri ise, bir dersin öğrencinin kafasına nasıl yerleştirileceğinin düzeyli ve çarpıcı bir örneğiydi.Panelin davetlileri ise, asker-sivil üst düzey bürokrasi, bilim adamları, gazetelerin Ankara temsilcileri, Milli Güvenlik Akademisi öğrencileriydi. Büyükelçi Yiğit Alpogan'ın göreve gelmesinden sonra MGK Genel Sekreterliği, dün bir ilke daha imza attı. Prof. Dr. Atilla Eralp, Atatürk'ün çağdaşlaşma düşüncesi ile AB üyeliğini, Büyük Önder'in "Yurtta barış, dünyada barış" deyişinden

Yazının Devamı

AB'nin Güney Kıbrıs sorunu

13 Haziran 2006

Zaman zaman böyle bir izlenim doğsa da aslında KKTC, her zaman Ankara'yla uyumlu politika izlemiştir.Bugün, AB-Güney Kıbrıs ilişkilerine baktığımızda, bu benzetmenin çok daha rahat kullanılabileceğini söyleyebiliriz."Küçücük Güney Kıbrıs, koca Avrupa Birliği'ni (AB) burnundan tutmuş istediği yöne sürüklüyor."Bu sürüklenmeyi bazen AB istiyor olsa da manzara böyle...Türkiye ile AB arasında müzakerelerin fiilen başlaması aşamasındaki soruna bakalım.Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, "Bilim ve Teknoloji" faslının açılıp kapanmasına tek başına direndi. Arkasında Yunanistan veya başka ülkeler var mıydı, yok muydu, ayrı sorun ama yaşanan bu oldu. Türkiye, Kıbrıs davasını savunurken zorluklarla karşılaşıldığında, "KKTC, koca Türkiye'yi burnundan tutmuş istediği yöne sürüklüyor" diye yakınmalar olurdu. Olayın özüne bakıldığında şu söylenebilir:Bilim ve Teknoloji faslı teknik bir konu. Türkiye ile 24 AB üyesi, bu faslın açılıp kapatılarak geride bırakılması gerektiğinde mutabık ama Güney Kıbrıs değil.Neden?Bilim ve Teknoloji faslında Güney Kıbrıs'ın gördüğü bir eksik mi var?Hayır.Güney Kıbrıs, bu teknik fasla siyasi koşul getiriyor. Türkiye, limanlarını açsın diye diretiyor. AB'ye bu anlamda 21

Yazının Devamı

AB içinde Türk-Yunan sütunu olur mu?

11 Haziran 2006

İki bakan da sıcak mesajlar verdi.Ege'de kısa süre önce iki ülke savaş uçaklarının çarpışmasını krize dönüştürmeden aşmayı başaran Ankara ve Atina, İstanbul buluşmasında sık sık yakınlaşmadan söz etti. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, İstanbul'da Türk-Yunan medya forumunda buluştular. Dışişleri Bakanı Gül, İstanbul konuşmasında Yunan meslektaşına bir çeşit öneride bulundu. Gül, yakınlaşmış Türkiye-Yunanistan ve birleşmiş bir Kıbrıs'ın Avrupa Birliği (AB) içinde bir sütun oluşturabileceklerini söyledi.Çok iyi niyetli ve sıcak bir öneri bu...AB içinde bir blok gibi hareket eden Türkiye, Yunanistan ve Birleşik Kıbrıs.Tarihi, kültürel, coğrafi ortak özelliklere bakıldığında uygulanabilir bir yakınlaşma projesi olarak duruyor bu öneri.Gül, bu iyi niyet açılımını yaptığı sırada Kıbrıs Rum Yönetimi ise Brüksel'de AB Daimi Temsilciler Komitesi'nde Türkiye ile AB arasında fiili müzakerelerin başlamasını engellemekle meşguldü. AB üyeliği kartını Türkiye aleyhine kullanmaktan çekinmeyen Rum Yönetimi ve onu destekleyen Yunanistan'ın bu tutumuyla Bakoyannis'in söylemi örtüşmüyor doğrusu... Türk-Yunan bloku Türk-Yunan, Türk-Rum ilişkilerine AB

Yazının Devamı

Yeni düzenleme hastaları nasıl etkiliyor?

10 Haziran 2006

Maliye Bakanlığı çıkardığı uygulama talimatıyla sağlık harcamalarını yeniden düzenledi.Türkiye Cumhuriyeti'nin pek anımsanmayan temel niteliklerinden biri de "sosyal" devlettir.Genel bir bakışla, temel nitelikler arasında en az uygulama alanı bulan niteliğin sosyal devlet ilkesi olduğu söylenebilir. Çok daha dikkat çekici olan ise en fazla kamu açığının da bu alanda veriliyor olmasıdır.Bu çelişki çok anlam ifade eder.Kıt kaynakların nasıl bol keseden çarçur edildiğinin, çoğu kez siyasete, siyaset-ticaret ilişkisine kurban edildiğinin de göstergesidir sosyal güvenlik açıkları.Son olarak IMF'nin saptamasıyla sağlık harcamaları kısıldı.Kamu harcamalarında tasarrufa gidilmesi, desteklenmesi gereken bir anlayıştır. Ancak bunun isabetli yapılması, kamu kaynaklarının hortumlanmasının önlenmiş olması ve zaten zor geçinen alt gelir düzeyindeki vatandaşın sağlık ve eğitim hizmetlerinden iyice mahrum edilmemesi gerekir.Son düzenleme de bu açıdan bakıldığında önemli şikâyetlere yol açtı.Yasayı dolanmak, sağlık elemanlarıyla iş çevirmek gibi amacı olmayan sıradan vatandaşın sağlık hizmetini aksatan, üniversitelerin yeniden geri teknolojiyle ameliyat yapmalarına neden olan düzenlemenin gözden

Yazının Devamı

Ankara'nın Lüksemburg toplantısına bakışı

9 Haziran 2006

12-13 Haziran tarihlerinde Lüksemburg'da Türkiye ile AB'nin 25 üyesi arasında gerçekleşecek buluşma, konuyu yeniden gündemin üst sıralarına çekti. AB'den gelen eleştiriler ve zaman zaman kendini hissettiren soğuk rüzgârlar Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün Lüksemburg'a gitmeyebileceği olasılığını da gündeme getirmişti. Ancak, özellikle dün öğleden sonra Ankara'ya ulaşan haberler Dışişleri çevrelerinde bazı pürüzlerin aşıldığı ve Gül'ün Lüksemburg'a uçma olasılığının çok güçlendiği biçiminde yorumlandı.Ankara, bazı alanlarda eleştiriler gündeme getirilse de, Lüksemburg toplantısından süreci erteleyecek bir sonuç çıkmasını beklemiyor. Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri son dönemde muhalefetin temel eleştiri konularından biri oldu. Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere muhalefet partileri, hükümetin AB ilişkilerini savsakladığını, soğuttuğunu, sahipsiz bıraktığını dillendirmeye başladı. Lüksemburg'da 25 AB üyesinin dışişleri bakanları ile Türkiye adına Dışişleri Bakanı Abdullah Gül arasında iki buluşma gerçekleşecek:1- Türkiye-AB Ortaklık Konseyi, 2- Hükümetler Arası Konferans (HAK)Düne kadar Lüksemburg toplantısının HAK bölümünü zora sokacak olan gelişme Fransa'nın müzakere

Yazının Devamı

Terörist Faaliyetler İçin Hayati Bir Zemin: Medya

8 Haziran 2006

Başta NATO ülkeleri olmak üzere çeşitli ülkelerden akademisyen ve medya mensuplarının konuşmacı olarak katıldığı çalıştayda oturum başkanlığını Radikal gazetesi yazarı Mehmet Ali Kışlalı yaptı."Terörist faaliyetler ve terörle mücadele açısından medyanın önemi" ekseninde yapılan konuşma ve tartışmalarda, "medyanın tutumu" temel tartışma konusuydu.Turkish Daily News'ten Yusuf Kanlı konuşmasında, medyanın alması gereken tutumun çerçevesini şöyle çizdi:"Medya, bilgi alma hakkı ve bilgi verme görevi çerçevesinde olayı haberleştirmelidir ancak ceset, kan görüntüleri yayımlamamalıdır. Acıyı yansıtmamalıdır. Çünkü bu tam da teröristlerin istediğidir." Genelkurmay Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi tarafından NATO sponsorluğunda düzenlenen "Terörist Faaliyetler İçin Hayati Bir Zemin: Medya" konulu uluslararası çalıştay dün başladı. Kanlı, bu dengenin gözetilmesini vurgularken, terörün uluslararası ortak bir tanımı olmadığı için de terminolojide kafa karışıklığı yaşandığına dikkat çekti. Kimine göre terörist, kimine göre kurtuluş savaşçısı olarak yansıtılan faaliyetlerin nasıl ayrıma tabi tutulacağının medya açısından sorun oluşturduğunu söyledi. Kıbrıs'tan örnek verirken, saldırıya

Yazının Devamı

Baykal'ın (B) planı

7 Haziran 2006

Bu soruya "Hayır" yanıtını veriyor Baykal...Dünkü görüşmemizde bu çağrının basit bir "taktik" çağrı olmadığına vurgu yaptı. Ve çağrıyı, "ulusal bir zorunluluk" olarak gördüğü için hemen her gün yinelediğini belirtti.Baykal'ın son atağının iki hedefi var:1- Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesi,2- Bu yıl içinde seçime gidilmesi.CHP liderinin bu iki hedefe ulaşmak için izlediği politika (A) planını oluşturuyor. CHP lideri Deniz Baykal'ın son günlerde yoğunlaştırdığı çağrıları, sağa açılma, sağda ama laikliğe inanmış olanlardan da oy almakla sınırlı bir atak mı? CHP lideri, dün hükümete yedi maddelik bir acil eylem planı önerisinde bulundu. Cumhurbaşkanının uzlaşmayla seçilmesi, terör yasasının Meclis tatile girmeden çıkarılması da bu öneriler arasında yer alıyor.Kuşkusuz, odak noktasını cumhurbaşkanı seçimi oluşturuyor.Baykal'ın Başbakan Erdoğan'a yaptığı öneri, adayın uzlaşmayla belirlenmesi. Bu yaklaşım, son dönemde TÜSİAD tarafından da sık sık dillendiriliyor.CHP liderine göre, bu talep giderek toplumsal bir talebe dönüşüyor. Sivil toplum kuruluşlarının açıklamaları bunun göstergesi.Baykal, uzlaşma ve seçim taleplerinin, kriz doğurmadan, Çankaya seçiminin aşılmasını hedeflediğini

Yazının Devamı

Kürt Sorununu Yeniden Düşünmek

6 Haziran 2006

Avrupa Birliği süreci dahil bu sorun çok boyutlu bir nitelik taşımaktadır.Türkiye, terör boyutunu büyük ölçüde etkisiz hale getirmiş silahlı mücadeleyi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) büyük özverili çabalarıyla kazanmış durumdadır.Ancak, silahlı mücadele cephesinde elde edilen başarının yarattığı süreler sosyal, kültürel, ekonomik, siyasi alanlarda istenilen düzeyde bir sivil onarım süresi olarak değerlendirilememiştir. Bu süreler, kısmen rehavet, kısmen sembolik araçlarla yapılan iç politika çalışmaları içinde kaybedilmiştir.Bugün Kürt sorunu olarak adlandırılan konunun Türkiye'nin geleceğinde önemli alanlardan biri olacağı görülüyor.Kürt ve Türk milliyetçiliğini karşılıklı olarak körükleyen süreç birbirini beslemeye devam eder, sorun sosyolojik yapıya yansır ve yaygınlaşırsa, Türkiye enerjisini bu konuya ayıracak demektir. Ayrıca, bu süreç telafisi olanaksız sonuçlar da doğurabilecektir. Kürt sorunu 1980'lerin ortalarından bu yana Türkiye'nin gündeminde. İster PKK'nın uyguladığı şiddetli terör sonrası kısmen de olsa siyasallaşan sorun bağlamında, ister terör dışında sosyoekonomik bağlamda ele alınsın, şurası bir gerçek ki, bu konu Türkiye'nin geçmiş 20 yılında olduğu gibi

Yazının Devamı