Şener, Davutoğlu'nu savundu: Aşiret devleti değiliz

19 Şubat 2006

Meşal'in Ankara'ya davet edilmesi fikri, Davutoğlu'ndan mı çıktı? Kararı Davutoğlu mu verdi?Davutoğlu'nun sorumlu gösterilmesine ilk karşı çıkan Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener oldu. Hamas lideri Halid Meşal'in Ankara ziyaretinin sorumlusu olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dış politika danışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu gösteriliyor. Ziyarete karşı olanlar faturayı Prof. Dr. Davutoğlu'na çıkarıyorlar. Şener, "Olur mu öyle şey" diyerek tepki gösterdikten sonra şu değerlendirmeyi yaptı:"Türkiye Cumhuriyeti aşiret devleti değildir. Tek kişi karar verebilir mi? Böyle kararlarda bütün devlet kurumlarıyla gerekli iletişimin sağlanmış olması normaldir. Bu bağlamda Bakanlar Kurulu'nda da konuşulması olağandır."Şener, bu değerlendirmesiyle Prof. Dr. Davutoğlu'na yönelik eleştirilere karşı çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet geleneği olan bir ülke olduğuna işaret ediyor, bu tür konularda güvenlik ve istihbarat kurumlarıyla iletişim halinde değerlendirme yapıldığını vurguluyor. 'Aşiret miyiz?' Hamas'ın Ankara'ya davet edilmesi fikri kimin?Fikir, Prof. Dr. Davutoğlu'ndan veya bir başka Ankara yetkilisinden çıkmış değil. Ziyaret fikrinin sahibi bizzat Hamas. Teklif Hamas'tan

Yazının Devamı

Hamas ziyaretinin perde arkası

18 Şubat 2006

Hamas ziyaretinin perde arkası bazı soruların yanıtlarını da taşıyor. Hamas lideri Halid Meşal'in Ankara ziyareti büyük yankı uyandırdı. Ankara'ya en sert tepki İsrail'den geldi. İsrail, Ankara'nın Hamas'ı ağırlamasına PKK benzetmesiyle tepki gösterdi: Türkiye için, İsrail'in Abdullah Öcalan ve PKK'yı ağırlaması neyse, bizim için de bu ziyaret o anlama gelir, mesajı verdi. Ankara'nın bu benzetmeye tepkisi sert oldu. Başbakanlık kaynakları, Meşal ziyaretinin, "diplomatik özen" içinde programlandığını belirtiyorlar. ABD'ye ve İsrail'e bilgi verildiğini, ziyaretin resmi olmadığının vurgulandığını aktarıyorlar. Bu arada Başbakan Erdoğan'ın da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'la biri geçen hafta, ikincisi ise ziyaretten bir gün önce olmak üzere iki kez telefonla görüştüğünü anımsatıyorlar. Erdoğan-Abbas görüşmesinde ziyaretin ele alındığını ve Filistin Devlet Başkanı'nın da, Ankara'nın olumlu katkısı olacağı düşüncesini yansıttığını belirtiyorlar. Erdoğan-Abbas teması Ankara kulislerine göre, Rusya'dan önce Türkiye ile temas etmek isteyen Hamas'ın ısrarlı talebinin olumlu karşılanmasında, Ankara'ya gösterilen güvenin etkisi büyük. Türkiye'nin ziyareti kabul etmemesi halinde

Yazının Devamı

Hamas'ın Ankara ziyaretinin hassas yönleri

17 Şubat 2006

Meşal'in bu kritik ziyaretinin hassas yönleri var:1 Hamas, ABD, AB ve İsrail tarafından "terör örgütü" olarak tanımlanıyor. Terör listesinde yer alıyor.2 Ankara, bu nedenle Hamas'la resmi temas kurulmayacağı yönünde ABD ve İsrail'e güvence verdi. Ziyaret öncesinde iki ülkeyi bilgilendirdi. Meşal, Ankara'ya hükümetin değil AKP'nin davetlisi olarak geldi. Böylece Türkiye görüntüde resmi temas kurmamış oldu.3 Ziyaretin gayri resmi olduğu vurgulanmakla birlikte Dışişleri heyeti Hamas lideri ve heyetiyle görüştü. Başbakan Erdoğan Meşal'le görüşmezken, AKP'nin ikinci adamı konumundaki Dengir Mir Fırat'ın heyetle parti genel merkezinde görüşmesi programlandı.4 Ankara'nın bu özenine karşın İsrail baştan itibaren resmi tepkisini sert biçimde gösterdi. ABD ise ziyaretten memnun olmadığını hissettirirken, çok sert bir tepki göstermedi. Bu durum ABD'nin Hamas'tan beklentileri ve bu beklentilerin karşılanmasında Ankara'nın katkısı olabileceğinin düşünüldüğünü gösteriyor. Aynı şekilde Hamas da Ankara'nın aktif rol oynamasını ve Hamas'ın beklentileri konusunda devrede olmasını istiyor.5 Ankara da bu role talip olduğunu bu ziyaretle ve daha önceki tutumuyla yansıtmış oldu.6 Hamas'ın Türkiye

Yazının Devamı

CHP'nin Unakıtan kuşatması

16 Şubat 2006

Aralarında iş bölümü yaptıkları anlaşılan CHP'li Haluk Koç ve Kemal Kılıçdaroğlu, Unakıtan'ı iki yönden sıkıştırdılar:1- Dini ve siyasi önderlerden örneklerle siyasi etik,2- Unakıtan ve oğlu hakkında belgeli iddialar. CHP, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan hakkında verdiği gensoruya iyi hazırlanmıştı. CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç, konuşmasını, AKP'de ve AKP tabanında etkili olacak örneklerle güçlendirdi.Hz. Muhammed'den ve Hz. Ömer'den örnekler sundu. Peygamberimizin, "helal-haram" konusundaki duyarlılığını yansıttı. Hz. Ömer'in devlet işlerinde kullandığı mumu, özel işlerinde kullanmadığını anlattı. Hz. Ömer'in çadırda devlet hesabı tutarken, gelen birinin selamını önce almadığını; mumu söndürdükten sonra selamı aldığını söyledi. Hz. Ömer'in bu tavrını açıklarken, "Senin özel iş için geldiğini biliyordum, devletin mumu yanarken özel işini görüşemezdim" dediğini aktardı. Hz. Ömer anlayışı Koç, Adnan Menderes'in, ticaret yapmak isteyen oğluna, "Sermayeyi nereden bulacaksın?" diye sorduğunu; bana sağlayacaklar, yanıtını alınca da, "Bu bana para vermek anlamına gelir, yurtdışında okudun Dışişleri'ne gir, çalış" yanıtı verdiğini anımsattı. Keza, İsmet İnönü'nün, kardeşine şirket

Yazının Devamı

Kurtlar Vadisi Irak'ın mesajları

15 Şubat 2006

Kurtlar Vadisi Irak filmiyle ilgili saptamalarımızı ve izlenimlerimizi paylaşalım: Kurtlar Vadisi Irak filmi geniş yankı uyandırdı. Televizyon dizisi olarak da sinema filmi olarak da büyük ilgi gördü. Başına çuval geçirilmesini kabullenemeyen ve intihara karar veren üsteğmenin odası...Üsteğmen intihar etmeden önce, Polat Alemdar'a makamı olduğu anlaşılan masasından mektup yazıyor. Makam masasının arkasındaki duvarda iki madalya görünüyor. İstiklal Madalyası'nı andıran, çerçeve içinde, biri sağda biri solda iki madalya. Böyle bir odada insanın gözü iki madalya arasında Atatürk portresi arıyor. Ama yok. Onun yerine Kapadokya'yı andıran bir manzara görüntüsü var. Üsteğmenin arkasında bir Atatürk resminin olmayışı olağan sayılmaz. Hele bu oda bir bölük komutanının odasını andırıyorsa... Atatürk yok Filmin teması çuvalın intikamını almak. ABD askerlerinin kafasına çuvalı geçirivermek, onları da aynı duruma düşürmek. Ancak, Polat bunu başaramıyor. ABD'li görevliyi karşısına oturtuyor, çantadan çuvalları çıkarıyor. Patlayıcı yerleştirdiği oteli havaya uçurmamanın karşılığı olarak ABD'li görevli (herhalde çuvalcı Albay Mayville'i simgeliyor) ve askerlerinin başlarına çuvalları geçirip

Yazının Devamı

'Karar idare lehine, neden şikâyetçiler?'

14 Şubat 2006

Danıştay Başkanı Çetinkaya: Başbakan'ın ve bakanların kararı özel hayata ve sokağa müdahale olarak değerlendirmeleri, Danıştay'a göre "zorlama yorumlar"dan kaynaklanıyor. Okula gidiş-gelişlerinde türban takan ve Bayrak Garnizonu'ndaki anaokulu müdürlüğü görevine başlamak üzere giriş kapısına başı kapalı eski kimliğini gösterdiği için içeri alınmayan öğretmen Aytaç Kılınç'la ilgili Danıştay kararına Başbakan ve bakanların verdiği sert tepki tartışmalara yol açtı. Danıştay Başkanı Ender Çetinkaya, dün makamında yaptığımız görüşmede, Danıştay kararının, "dava konusu işlemle sınırlı" olduğunu vurguladıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı:"Kararın sokakla, vatandaşın özel hayatıyla veya sokaktaki haliyle bir ilgisi yok. Karar, dava konusu olan işlemle ilgili ve o işlemle sınırlıdır. Danıştay, dava konusu edilen işlemin hukuka uygun olup olmadığına bakar ve yasal dayanaklara göre karar verir. Bu bakımdan bu kararı veren Danıştay üyelerinin de sokakla ilgili bir karar vermek gibi amaçları yoktur. Danıştay'ın sokağı düzenlemek gibi bir amacı olamaz. Sokak, Danıştay'ın konusu değildir." 'Sokakla ilgili değil' Çetinkaya, hukuki prosedürle ilgili bilgi verirken de karardan idare anlamında

Yazının Devamı

Hükümetle devlet arasındaki türban çatışması

12 Şubat 2006

Kılınç'la ilgili Danıştay kararı siyasi cephede sert tepkilere neden oldu.Tepki verenler Başbakan, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı...Özetle hükümet...Devleti yürüten ve yöneten erk hükümettir. Adı üzerinde yürütme...Ancak demokratik rejimler, üç erke ve bunlar arasında kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanır. Nedeni, siyasi otoritenin denetim ve hukuk dışına çıkarak, tahakküm kurmasını önlemektir.Türkiye'deki türban tartışmalarına baktığımızda, sorunun bir boyutunun hükümet-devlet çatışması eksenine oturduğunu söyleyebiliriz.Hükümetten bağımsız bir erk olarak yargı ile hükümetten kısmen bağımsız, kısmen özerk olan devlet kurumlarının, siyasi otorite ile karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Öğretmen Aytaç Kılınç, okula gidip gelirken türban taktığı için davalık oldu. Kılınç, aleyhindeki Danıştay kararı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracağını açıkladı. Açıkça söylemek gerekir ki, bugünkü hükümet, özgürlükler bağlamı dışında siyasi tercih olarak türbandan yanadır.Bugün, "kamu alanı" tartışmalarına baktığımızda, siyasi otoritenin, türbanın kamu alanında kullanılmasında da bir sakınca görmediğini hatta bunu savunduğunu da söyleyebiliriz.Yargıçlar,

Yazının Devamı

Çiçek: Danıştay kararı keyfiliğe yol açar

11 Şubat 2006

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Danıştay'ın bu kararının "yaşamın bütün alanını kamu alanı saymak" anlamına geldiğini ve "özel yaşama ve özel yaşamın gizliliğine müdahale" niteliği taşıdığını vurguladı.Çiçek, okulda başını örtmeyen ancak gidiş gelişlerde örttüğü gerekçesiyle Gölbaşı Anaokulu Müdürlüğü'nden Aytaç Kılınç'ın başka yere tayinini iptal eden Ankara 6. İdare Mahkemesi'nin isabetli karar verdiğini, buna karşılık, tayini uygun bulan Danıştay 2. Dairesi'nin sorunu daha da karıştıracak bir karar verdiğini söyledi. Danıştay 2. Dairesi'nin, bir öğretmenin okula gidiş gelişlerinde türban takmasını laikliğe aykırı bulan kararı tartışma yarattı. Çiçek, Danıştay 2. Dairesi'nin kararıyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:"Bir türban sorunu var ve zaman zaman gerginlikleri neden oluyor. Danıştay'ın kararı sorunu çözmüyor, aksine daha da karmaşık hale getiriyor. Bu karar ortalığı, günlük yaşamı karıştıracak, olumsuz etkileyecek, keyfi işlemlere vesile olabilecek bir karardır. Bence 6. İdare Mahkemesi'nin öğretmen hanımı haklı bulan kararı doğrudur. Bu mahkememizin başkanı da bir hanımdır. Okul içinde başının açık olduğu zaten sabit. Ama siz okul dışında, yaşamının diğer alanlarına da

Yazının Devamı