Baykal: Erdoğan minderden kaçtı

1 Şubat 2006

Erdoğan'ın grup konuşmasını dikkatle dinledik. Erdoğan, mal varlığını açıklamadı. Bunun "gizli" olduğunu söyledi. Mal bildirimiyle ilgili yasayı okudu. Kimlerin nereye mal bildiriminde bulunması gerektiğini anlattı.Kişisel görüşlerini açıkladı ama kişisel malvarlığını açıklamadı.Erdoğan, ayrıca, CHP'ye yüklendi. Kürsüden Atatürk'ün vasiyetini okuduktan sonra, CHP'yi bu vasiyeti yerine getirmemekle suçladı. CHP'nin dünyadaki tek "banka sahibi parti" olduğunu söyledi. Atatürk vasiyet etmiş olmasına karşın, CHP'nin Türk Tarih ve Türk Dil kurumlarına gerekli payları aktarmadığını, mahkeme kararına karşın CHP'nin 110 trilyon liralık payı bu kurumlara vermediğini söyledi.Erdoğan, Atatürk'ün vârislerinden birinin de CHP'ye başvurduğunu, parasını alamayınca, kendilerine başvurarak şikâyette bulunduğunu da açıkladı. Liderler arasındaki mal varlığı tartışması nedeniyle, dün gözler, AKP grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapacağı konuşmadaydı. Başbakan'ın bu iddialarını, Atina'dan konuştuğumuz CHP lideri Deniz Baykal tek tek yanıtladı.Baykal, iddiaların yanıtlanmasına geçmeden önce şu değerlendirmeyi yaptı:"Önce şu saptamayı yapalım: Başbakan Erdoğan mal varlığını

Yazının Devamı

Malvarlığı oyunu

31 Ocak 2006

"Ben malvarlığımı açıklayacağım demedim, ama bugün bütün gazeteler açıklayacağımı yazıyor" dedi.Bu konuyu basın için bir "çelik çomak"a da benzetti. Ellerine bir çelik çomak geçti, oynasınlar anlamında...Başbakan Erdoğan'ın bu sözleri üç noktadan eleştiriyi hak ediyor:1 Liderlerin malvarlığı konusunu kamuoyunun gündemine getiren basın değil, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'dır. CHP lideri Deniz Baykal'ı yıpratmaya dönük olduğu anlaşılan ve Unakıtan'a atfedilen sözler üzerine, Erdoğan hariç diğer liderler banka hesaplarını açıklamışlardır.2 Bu tartışmalar nedeniyle Başbakan Erdoğan, AKP'nin hesap durumunun internet sitesinde yer aldığını belirtmiş, ayrıca "Kişisel noktada da ben salı günü açıklamalar yapacağım" ifadesini canlı yayında telaffuz etmiştir.3 Başbakan'ın, liderlerin, bakanların, milletvekillerinin, kamu ekonomisi ve maliyesi üzerinde yetki sahibi bürokratların malvarlıkları konusundaki tartışmalar ciddi konulardır, çelik çomak oyunu değildir. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, malvarlığı tartışmalarının faturasını yine basına kesti. Başbakan, liderler, bakanlar, milletvekilleri, akçalı konularda yetkili bürokratları holding yöneticisi ve sahibi gibi görmeleri yanlıştır. Akçalı

Yazının Devamı

Mal varlığı değil kaynakları önemli

29 Ocak 2006

Türkiye, maalesef "nüfuz ticareti"ne açık bir ülke oldu her zaman...Yolsuzlukların, suiistimallerin, banka boşaltmaların ekonomik krizleri tetikleyecek boyutlara ulaştığı bir "yolsuzluk cenneti" olarak görüldü Türkiye..."Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali" olaylara da tanık oldu Türk kamuoyu... Türk siyasi yaşamında liderlerin, bakanların mal varlıkları her zaman tartışma konusu olmuştur. Bazılarının mal varlıklarının kaynakları hakkında da kuşkular tümüyle giderilememiştir. Bu tartışmaların bir faydası, her lider hakkında bir imajın yerleşmiş olmasıdır. Kamuoyu vicdanında her liderin akçalı konularda bir notu vardır. Türkiye, siyaset-ticaret iç içeliği sorununu çözemedi. Bu konudaki duyarlılıklar "çağdışı" ilan edildi, siyasetle ticaretin kol kola gezmesine övgüler yağdırıldı. Ya bizzat siyasiler ya da yakın çevreleri "ticaret"in içinde oldu. Hem ticaret hem siyaset hem de liderlere danışmanlık yapmak, işadamlarının herkeste bulunmayacak "meziyet"leri olarak sayıldı.Danışmanların siyasetten çok ticaretten anlamaları ve ticaret erbabı olmaları -o kadar yoğun ticari faaliyetlerinin arasında lidere danışmanlık yapmaya zaman ayırmaları- "takdir" gördü.Şimdi yine liderlerin mal

Yazının Devamı

Şener: Galataport ihalesi durmuştur

28 Ocak 2006

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, dün sabah Davos'tan katıldığı canlı yayında, ihalenin iptal edilmesi durumunda "hayal kırıklığına uğrayacağını" açıklayan Eyal Ofer'e hak verirken, atılacak adımı belirlemek üzere kendisine bağlı Özelleştirme İdaresi'nde yapılan değerlendirmelerin sürdüğünü anlatıyordu.İsrailli işadamı Sami Ofer'in, oğluyla birlikte aldığı ihalenin sonuçlanması Yüksek Planlama Kurulu'nun (YPK) onayına bağlıydı.Bu nedenle de gözler, YPK sekreteryasının bağlı olduğu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'deydi. Şener, Unakıtan'ın Davos'ta dün sabah yaptığı açıklamaların hemen ardından makamında gerçekleştirdiğimiz görüşmede, "Galataport'u YPK üyesi bakanların imzasına açamayacağını, işlemin durduğu"nu belirterek tartışmalara son noktayı koydu. Ankara'da, ihale edildiğinden beri tartışmalara neden olan Galataport projesinin akıbeti merak ediliyordu. Şener, Galataport ihalesiyle ilgili işlemlerin yargı kararları nedeniyle durdurulduğunu vurguladıktan sonra şu bilgileri verdi:"Galataport'la ilgili olarak dört dava vardı:1- Anayasa Mahkemesi'nde Kıyı Kanunu'yla ilgili dava,2- Danıştay 6. Dairesi'nde imar planıyla ilgili dava,3- Danıştay 13. Dairesi'nde

Yazının Devamı

Güler: Doğalgaz sözleşmeleri kötü yapılmış

27 Ocak 2006

Rusya'dan ve İran'dan gelen miktarın azalmasıyla baş gösteren doğalgaz sıkıntısının krize dönüşmesi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın aldığı acil önlemlerle şimdilik önlenebildi. Havaların soğumasıyla birlikte başlayan doğalgaz sıkıntısı endişe yarattı. Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, dün İran'ın Ankara Büyükelçisi'ni makamına davet ederek, İran hattındaki kısıntının nedenleri hakkında bilgi aldı.Güler'le, büyükelçiyle yaptığı görüşme sonrasında konuştuk. Güler, İran'dan kaynaklanan sıkıntının politik bir yönü olmadığını, basında yer aldığı gibi İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad'in, Çankaya'dan randevu talebine Ankara'nın soğuk baktığı, bu nedenle gazın kısıldığı yönündeki haber ve yorumların gerçeği yansıtmadığını belirtti. İran büyükelçisiyle görüşmesinde böyle bir bilgi ve izlenim edinmediğini vurguladı.Güler, İran'dan gelen gazın azalmasının asıl nedeninin aşırı soğuklar olduğunu, zaman zaman arızaya da düşüldüğünü, büyükelçinin bu yönde bilgi verdiğini kaydetti. İran'da havaların ısınmaya başladığını, gaz akışının kısa sürede normale dönmesini beklediklerini de belirtti.Güler, Rusya-Ukrayna hattındaki sorunun da esas itibariyle havaların çok soğuk olmasından

Yazının Devamı

Talat: Dünya Rumlara 'Artık yeter' demeli

26 Ocak 2006

Rum lider Papadopulos'un, bu ziyareti bahane ederek Straw'la görüşmeyeceğini açıklaması etkili olmadı. Straw'un ziyaretinden sonra görüştüğümüz KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, şu değerlendirmeyi yaptı:"Rumların çıkardığı gürültü olmasa Sayın Straw'un beni ziyareti olağan sayılacaktı. Ama Rumların tutumu yüzünden bu ziyaret olağandışıymış gibi algılandı. Tabii ki Straw'un, KKTC'de cumhurbaşkanlığı makamına yaptığı ziyareti bu açıdan önemsiyorum. Rumların çözüm karşıtı tutumlarını bu ziyaret de bir anlamda ortaya koymuş oldu." İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'un, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ı, Rumların muhalefetine karşın, makamında ziyaret etmesi, Türk tarafına moral verdi. Talat, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün açıkladığı eylem planının, Türk tarafının çözümü istediğinin kanıtlarından biri olduğunu vurgulayarak, Birleşmiş Milletler'den (BM) ve Avrupa Birliği'nden (AB) destek beklediklerini de belirtti. Straw'un ziyaretinde de Türk tarafının bu adımının destek göreceği izlenimi edindiğini kaydeden Talat, şöyle konuştu:"Rumlar hiçbir şeye yanaşmıyorlar. Çünkü Kıbrıs Türk'üne hiçbir hak vermek istemiyorlar. Dünya artık Rumların bu tutumunu görmeli. Kıbrıs'la ilgili

Yazının Devamı

Savcıyı görevden alan, yargıcı da denetlemeli

25 Ocak 2006

Milliyet'in seri haber ve fotoğraf yayınlarıyla ortaya çıkan gerçek, Adalet Bakanlığı'nı ve Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nu harekete geçirdi.Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Canpolat hakkında soruşturma başlattı. İki müfettiş görevlendirildi. Hazırladıkları ön rapor, Çiçek tarafından Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na sevk edildi. Kurul, soruşturmanın selameti ve yargının itibarının korunması bakımından Canpolat'ı görevden uzaklaştırdı.Adalet Bakanlığı ve Yüksek Kurul'un işlemleri, kamuoyu vicdanını rahatlatan ve yargıya güveni artıran işlemlerdir. Canpolat'ın görevden uzaklaştırılması, savcıların da denetlenebildiğini ortaya koydu.Bakan'ın harekete geçmesi ve Yüksek Kurul'un aldığı karar, yargıya güven açısından isabetlidir. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, hayali ihracatçı Turan Çevik ile şüpheli ticari ilişkilere giren Beyoğlu Başsavcısı Ünal Canpolat'ı görevden aldı. Bu işlemlerin yapılması sırasında dikkat çeken bir yön de Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga'nın kararların dışında kalmalarıdır.Bakan ve müsteşarın, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nda üye olmaları en çok eleştirilen konuydu. Bakan ve müsteşarın, kurul üyesi olmaları,

Yazının Devamı

Yeni Irak'ta 'Sünni Arap' faktörü

24 Ocak 2006

Sünnilerin seçimlere katılması, Türkiye ve ABD'nin de isteğiydi. Bu katılımla hem meşruiyet tartışmalarının sona ermesi hem de Şii + Kürt ağırlığının dengelenmesi hedefleniyordu. Tabii, Sünnilerin seçime katılmasının direniş kaynaklarını da azaltacağı hesabı yapılıyordu. Irak seçimlerinin sonuçları açıklandı. Hâlâ kesinleşmeyen sandalyeler var. 15 Aralık seçimlerinin bir öncekine göre en önemli farkı "Sünni Araplar"ın seçime katılmaları oldu. Sünnilerin katılımı, sonuçları da değişirdi. Gerek Şiilerin gerek Kürtlerin milletvekili sayısı azaldı. Sünnilerin ağırlığı Irak Meclisi'ne yansıdı. Kesinleşmiş sandalye dağılımı Irak'ta yeni hükümetin "milli koalisyon" biçiminde oluşturulması beklentisini ve bu yöndeki gayretleri artırdı. Yeni mecliste Şiilerin 128, Kürtlerin, 53, Sünni İslamcıların 44, Sünni Baasçıların 11, Laik ittifakın (Allavi) 25 ve Irak Türkmen Cephesi'nin 1 milletvekili olacak. Kesinleşmeyen sandalyelerin bu tabloyu fazla değiştirmeyeceği tahmin ediliyor.Bu tabloda yeni faktör olan Sünnilerin toplam 55 sandalyesi önemli bir ağırlık oluşturuyor.Bağdat'taki çabalar bütün partilerin katılımıyla bir milli koalisyon kurulmasına yönelik. Sünnilerin de hükümete girmesiyle

Yazının Devamı