İhtiyatlı iyimserlik

31 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın İsviçre'de sunduğu planın dördüncü versiyonuna Türk tarafının yaklaşımı, "ihtiyatlı iyimserlik" olarak tanımlanabilir.
Planın genel dengesi İsviçre'deki Türk heyetinde iyimser bir beklenti yaratmakla birlikte itiraz ve tereddüt noktaları da ihtiyatlı bir bakışı gerekli kılmış görünüyor.
İsviçre'deki Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Gül, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş'a hakim olan bu havanın KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ta da bulunduğunu söyleyebiliriz.
Planın dördüncü versiyonunun taraflara sunulmasından itibaren İsviçre'deki Türk heyetiyle KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş arasında da yoğun bir telefon ve yazışma trafiği yaşandı. Planı inceleyen Cumhurbaşkanı Denktaş ve danışmanlarının itiraz, görüş ve önerileri İsviçre'deki Türk heyetine aktarıldı. KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat ve Dışişleri Bakanı Serdar Denktaş, sık sık telefonla görüş alışverişinde bulundular. Bu yoğun temas trafiği sonunda Türk tarafının görüşü Annan'a sunuldu. Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'ün ortaya çıkan ortak yaklaşım çerçevesinde

Yazının Devamı

Baykal: Umutsuzluğa gerek yok

30 Mart 2004

Dün yaptığımız görüşmede, sonuçları değerlendirirken, yorumcuların sonuçları beklemeden erken çıkarımlarla CHPyi mahkum ettiklerini, oysa, kesin sonuçlar ortaya çıkınca, kamuoyuna yansıtıldığı gibi bir çöküş, bir erime olmadığının anlaşıldığını vurguluyor. Baykal, yorum yapılırken elmalarla armutların toplandığını belirterek şöyle diyor:"Doğru karşılaştırma yerel seçimlerle yerel seçimlerin karşılaştırılmasıdır. Ama bunun yerine 3 Kasım 2002 genel seçimleriyle karşılaştırma yapıldı. Bu hatalıdır. Buna rağmen CHP il genel meclisinde aldığı yüzde 18 oy, 2002 genel seçiminde aldığı oydan bir puan aşağıdadır ki, katılmadığımız yerler dikkate alınırsa bir bunun da nedeni anlaşılır. Belediye başkanlığı seçiminde ise 2002ye göre oylarımız iki puandan fazla artmış görünüyor. Yüzde 19dan yüzde 21e çıkmış durumda. Dolayısıyla ortada alelacele kamuoyuna yansıtıldığı gibi bir erime, bir çöküş yok, hatta doğru karşılaştırma ile 1999 yerel seçimlerine göre CHPnin oylarında 8 - 10 puanlık artışlar söz konusu. Bu koşullarda aldığımız bu sonuç umutsuzluğa gerek olmadığını gösteriyor. 1999 yerel seçimleriyle karşılaştırıldığında bu seçimde başarılı gibi gösterilen DYP ve MHPnin oylarında ise düşüş

Yazının Devamı

Baykal: Umutsuzluğa gerek yok

30 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Yerel seçim sonuçlarının CHP açısından bir "çöküş" olarak nitelenmesini "haksızlık" ve "insafsızlık" diye değerlendiriyor CHP lideri Deniz Baykal...
Dün yaptığımız görüşmede, sonuçları değerlendirirken, yorumcuların sonuçları beklemeden erken çıkarımlarla CHP'yi mahkum ettiklerini, oysa, kesin sonuçlar ortaya çıkınca, kamuoyuna yansıtıldığı gibi bir çöküş, bir erime olmadığının anlaşıldığını vurguluyor. Baykal, yorum yapılırken elmalarla armutların toplandığını belirterek şöyle diyor:
"Doğru karşılaştırma yerel seçimlerle yerel seçimlerin karşılaştırılmasıdır. Ama bunun yerine 3 Kasım 2002 genel seçimleriyle karşılaştırma yapıldı. Bu hatalıdır. Buna rağmen CHP il genel meclisinde aldığı yüzde 18 oy, 2002 genel seçiminde aldığı oydan bir puan aşağıdadır ki, katılmadığımız yerler dikkate alınırsa bir bunun da nedeni anlaşılır. Belediye başkanlığı seçiminde ise 2002'ye göre oylarımız iki puandan fazla artmış görünüyor. Yüzde 19'dan yüzde 21'e çıkmış durumda. Dolayısıyla ortada alelacele kamuoyuna yansıtıldığı gibi bir erime, bir çöküş yok, hatta doğru karşılaştırma ile 1999 yerel seçimlerine göre CHP'nin oylarında 8 - 10 puanlık artışlar söz konusu. Bu

Yazının Devamı

Seçim sonuçları

29 Mart 2004

Bu sonuç da gösteriyor ki, 17 aylık iktidar süresi AKP hükümetinde bir yıpranmaya yol açmamış. Aksine halkın beklentileri devam ediyor.Bu sonucun bir anlamı da, 3 Kasım 2002 seçim sonuçlarını büyük ölçüde belirleyen iki büyük ekonomik krizin yol açtığı tepkinin devam ettiğidir. Krizin yol açtığı AKP tercihi daha güçlenmiş durumda.Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu bir diğer gerçek de, anketlerde yansıtıldığı gibi bütün partilerin silineceği, yüzde 70lere varan bir tek parti tercihinin ortaya çıkacağı tahmininin doğru olmadığı. Bu seçimlerde bazı muhalefet partilerinin oylarını artırması bunu kanıtlıyor.Partiler açısından tek tek ele alındığında, şu sonuçlara varılabilir.AKP, seçimlerden güçlenerek çıkmıştır. Geçtiği ikinci seçimle desteğini güçlendirerek tazelemiştir.Ana muhalefet Partisi CHP, genel seçimdeki oylarını koruyamamış görünüyor. CHPnin bunun nedenleri üzerinde durması gerekiyor. Solda en büyük parti konumunu sürdürmekle birlikte, DYP ve MHPdeki oy artışı muhalefetin CHPye yönelmediğine işaret ediyor.Sağdaki partilerden DYP ve MHPnin de anketlerde sunulduğu gibi erime içinde olmadıkları, aksine bir yükselme sürecine girdikleri görülmüştür.DYPnin merkez sağda toparlanma

Yazının Devamı

Seçim sonuçları

29 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Yerel seçim sonuçları, 3 Kasım 2002 genel seçimlerindeki tercihin değişmediğini ortaya koydu. İktidar partisi AKP, yerel seçimlerden oyunu artırarak çıktı.
Bu sonuç da gösteriyor ki, 17 aylık iktidar süresi AKP hükümetinde bir yıpranmaya yol açmamış. Aksine halkın beklentileri devam ediyor.
Bu sonucun bir anlamı da, 3 Kasım 2002 seçim sonuçlarını büyük ölçüde belirleyen iki büyük ekonomik krizin yol açtığı tepkinin devam ettiğidir. Krizin yol açtığı AKP tercihi daha güçlenmiş durumda.
Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu bir diğer gerçek de, anketlerde yansıtıldığı gibi bütün partilerin silineceği, yüzde 70'lere varan bir tek parti tercihinin ortaya çıkacağı tahmininin doğru olmadığı. Bu seçimlerde bazı muhalefet partilerinin oylarını artırması bunu kanıtlıyor.
Partiler açısından tek tek ele alındığında, şu sonuçlara varılabilir.

Yazının Devamı

Üç yasa...

28 Mart 2004

Yüksek oranlı devalüasyon yapıp da yerinde kalan iktidar yok.Türk siyasi tarihi bunun örnekleriyle dolu:1958, 1970, 1980, 1994 ve nihayet 2001 devalüasyonları...Hepsinin ardında iktidar ya müdahale ya da demokratik yoldan değiştirilmiş. Çoğunda değişim iktidarla da sınırlı kalmayıp rejim değişikliğine doğru da hamleler yaşanmış...AKPnin 2002 seçimlerinde elde ettiği başarıda "devalüasyon yasası"nın büyük payı vardır.Bu itibarla AKP iktidarı, "ne oldum" demeden, "nasıl oldum"u hiç aklından çıkarmamalıdır. İki büyük ekonomik krizin yere serdiği yoksulların oyuyla iktidara gelmiştir.İktidarını "devalüasyon yasası"na borçludur. Bu yasanın yerel seçimlerde de işleyeceği kuşkusuzdur.Yalçın Hocanın, devalüasyon yasası analizine katkıda bulunmak amacıyla son zamanlarda giderek belirginleşen iki "yasa"dan daha söz etmek mümkündür ki, bu ikisi de ilk yasayla bağlantılıdır...Bunlardan birisine, "hortumculuk veya hırsızlık yasası" diyebiliriz...Yoksul halk kitlelerinin oyuyla iktidara gelip de, onlar için değil, güç odakları için çalışan, iktidar olanaklarını bu odakların Hazineyi, bankaları hortumlaması için kullandıran, hırsızlara göz yuman, kayırmacılık yapan, kendine bağımlı zengin

Yazının Devamı

Üç yasa...

28 Mart 2004

<#comment>
<#comment>
Yalçın Küçük Hoca, Tekeliyet'in Birinci Cildi'nde "devalüasyon yasası"nı çok iyi izah etmiş...
Yüksek oranlı devalüasyon yapıp da yerinde kalan iktidar yok.
Türk siyasi tarihi bunun örnekleriyle dolu:
1958, 1970, 1980, 1994 ve nihayet 2001 devalüasyonları...
Hepsinin ardında iktidar ya müdahale ya da demokratik yoldan değiştirilmiş. Çoğunda değişim iktidarla da sınırlı kalmayıp rejim değişikliğine doğru da hamleler yaşanmış...

Yazının Devamı

Referandum öncesi onay

27 Mart 2004

Garantör devletler olarak Türkiye, Yunanistan ve İngiltere, referandumdan önce "onay taahhüdü" verecekler. Kıbrıs Türk ve Rum tarafları da buna katılınca ortaya "beşli antlaşma" çıkacak. Bu antlaşma referandumdan önce TBMM ve diğer ülkelerin parlamentolarından geçirilecek. Böylece, garantör devletler, KKTC halkı ile Güney Kıbrıs halkına referandumda "evet" mesajı vermiş olacaklar.Bu yöntemle Annan planının dördüncü versiyonunun referandumdan geçmesi büyük ölçüde garanti altına alınmaya çalışacak...Annanın İsviçrede onay altına almaya çalışacağı bu mekanizma, liderlere gönderdiği davet mektubundan da anlaşılıyordu.Bu yöntemde kritik soru şudur:İsviçrede verilecek taahhütten sonra, referandumdan önce, antlaşma ve ekleri TBMMden de geçirilecek midir?Geçirilebilir mi? Geçirilirse bunun anlamı ne olur?Annanın yaptığı takvim 9 Nisanda, metnin Türkiye ve Yunanistan parlamentolarından geçirilmesini öngörüyor. Ancak, bu öngörüye Türkiye, Anayasaya uygun olmadığı gerekçesiyle itiraz etmiş ve itirazının kabul edildiğini açıklamıştı. Buna karşılık İsviçrede ön onay, ardından TBMMde onay aşamalarından söz edildiğine göre, hükümet, nasıl bir yol izleyeceğine açıklık getirmeli. TBMMnin onayını

Yazının Devamı