Hedef tartışması

22 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
İstanbul'da gerçekleşen bombalı saldırıların hedefi konusunda tartışmalar sürüyor. Saldırıların Türkiye'yi mi hedef aldığı, yoksa ABD, İngiltere ve İsrail'e mi mesaj anlamı taşıdığı konusunda farklı görüşler var.
Hedef Türkiye'ydi veya diğer ülkelerdi, diyerek bir ayırıma yönelmek anlamlı değil. Saldırıların birden fazla hedef güttüğü, bunlar arasında kuşku yok ki Türkiye'nin de bulunduğunu kabul etmek gerekir.
Bombalı eylemlerin seçtiği hedeflerin sinagoglar ve İngiliz konsolosluğu ve bankası olması, ABD, İngiltere ve İsrail'e yönelik mesaj niteliği taşıdığını gösteriyor. Ayrıca eylemlerin İstanbul'da gerçekleşmesi, yine kuşku yok ki, Türkiye'nin hedefler arasında olduğuna işaret ediyor.
Bu nedenle ayırım yapmak yerine birden fazla ülkenin hedeflendiği sonucuna varmak daha gerçekçi...
Hedefi sadece Türkiye olarak veya AKP hükümeti olarak yorumlamak yanıltıcıdır. Eğer böyle olsaydı, istediği hedefe eylem yapabildiği anlaşılan teröristlerin, sinagog ve konsolosluk yerine, doğrudan Türkiye'ye mesaj verecek nitelikte başka bir hedef seçmeleri gerekirdi. Oysa seçilen hedefler, sadece ve doğrudan Türkiye'ye değil, ABD, İngiltere ve İsrail'e mesaj

Yazının Devamı

Kıvrıkoğlu'nun açıklaması

20 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
'Sivil Darbe Girişimi ve Ankara'da Irak Savaşları' konulu kitabıma ilişkin dizi yazımızda Genelkurmay eski Başkanı Org. (E) Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun görev süresinin uzatılması girişimine de yer vermiştik. Kıvrıkoğlu, telefonla arayarak bu girişimle ilgili aydınlatıcı bilgiler verdi. Genelkurmay eski Başkanı Kıvrıkoğlu, bu girişime başından itibaren karşı olduğunu ve gerekçelerini de Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Ecevit'e aktardığını kaydederek şöyle dedi:

"Ben görev süresinin uzatılmasına hep karşı oldum. Benim görev süremin uzatılması girişimi şöyle oldu: 15 Temmuz 2002 günü beni aradılar ve Başbakan Sayın Ecevit'in görüşmek istediğini söylediler. Konuyu sordum. Irak ve Kıbrıs olduğunu belirttiler. Akşam saat 18.00'de, Başbakanlık Konutu'na gittim. Sayın Ecevit'in yanında Sayın Şükrü Sina Gürel de vardı. Konuyu doğrudan Sayın Başbakan açtı. Yaklaşmakta olan Irak krizine, aralık ayında AB doruğuyla bağlantılı olarak Kıbrıs sorununa dikkat çekerek, görev süremi uzatmak istediklerini iletti. Tabii ben Sayın Başbakan'ın teveccühüne teşekkür ettim. Ancak kararı takdirlerine bırakmak şeklinde değil, böyle bir girişimin doğuracağı sakıncaları anlatarak

Yazının Devamı

Küresel boyut

17 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
İstanbul'da sinagoglara yapılan saldırıları "küreselleşme" olgusuyla birlikte değerlendirmek gerekir.
Küreselleşme süreci terörü de küresel boyuta taşımıştır. Gerek finans kaynakları gerek insan kaynakları bakımından terör örgütleri ve eylemleri de küreselleşmiş durumdadır.
Tek süper güç olarak sermayenin küreselleşmesi ve buna dayalı yeni siyasal dünya düzenine öncülük eden ABD'nin, karşılaştığı direnç unsurlarından biri olarak terör de küresel niteliklidir.
ABD'nin, terörü gerekçe göstererek Afganistan'ı ve Irak'ı işgal etmesi terörü durdurmaya ve kurutmaya yetmemiş görünüyor. Bu da terörün küreselliğini gösteren bir başka olgudur.
ABD'nin tezi terörü güç kullanarak önlemenin mümkün olduğudur. Nitekim bu tezi kullanarak ve bahane ederek Afganistan'dan sonra Irak'ı işgal etmiştir. Oysa, terör sadece güç kullanarak önlenemez. Çünkü terörün nedenleri salt askeri güçle ortadan kaldırılamaz. Neden ortadan kalkmadıkça teknoloji, finans ve insan kaynaklarının küresel niteliklerinden faydalanan terör örgütlerinin, eyleme geçmeleri tümüyle önlenemez. Bugün terörün kimi, ne zaman ve nasıl vuracağının belli olmayışı da bunu gösteriyor.

Yazının Devamı

Terör ve kaos

16 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
İstanbul'da iki sinagoga yapılan bombalı saldırının bilançosu ağır: 20 civarında vatandaşımız yaşamını yitirirken, 250 civarında vatandaşımız da yaralandı.
Musevi vatandaşlarımızın ibadetleri sırasında gerçekleşen bu saldırıyla yaşamını yitirenlere Tanrı'dan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara sağlık diliyoruz.
Eylemlerin bomba yüklü araçlarla gerçekleştirilmesi, intihar eylemi izleniminin güçlenmesi, son zamanlarda başta Irak olmak üzere birçok ülkede görülen eylem yöntemine benziyor.
Eylemi kimin ve kimlerin ne amaçla gerçekleştirdiklerine ilişkin kesin bilgiler yok. Yöntem benzerliği dışında yetkililerin aktardığı kriminal kanıt ve bilgiler de henüz ortaya çıkmadı.Bu nedenlerle olayı değerlerirken yanlışa düşme olasılığı yüksek...
Kesin kanıt ve bilgilere ulaşılması için güvenlik güçlerinin çalışmalarını beklemek gerekiyor. Bu kanıt ve bilgiler açığa çıktıktan sonra olayın aydınlatılması ve doğru yorumlanması mümkün olacak.

Yazının Devamı

Denktaş'ın formülü

15 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bugün KKTC'yi ziyaret edecek. KKTC'nin kuruluş yıldönümü törenlerine katılacak. Kuşku yok ki KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'la Kıbrıs sorununu ve izlenebilecek politikaları da detaylı şekilde ele alacak.
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Annan planıyla ilgili kaygılarının dikkate alınması halinde görüşme yapılabileceğini de açıkladı. Gerek Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'nda, gerekse KKTC'de alternatif çözüm formülleri ve planları üzerinde çalışılıyor. Bu çalışmalar Annan planından da esinleniyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın danışmanı Prof. Dr. Mümtaz Soysal da bu çalışmaları doğrulayan açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Soysal'ın açıklamaları KKTC'nin Kıbrıs'ta Belçika modeline yakın durduğu şeklinde yansıdı.
Prof. Dr. Soysal'la, Denktaş ve KKTC'nin üzerinde çalıştıkları modelin ana hatlarını konuştuk. Soysal şu bilgiyi verdi:
"Belçika modeli yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Biz devlet yapısı olarak Belçika modelini savunmuyoruz. Sadece Avrupa Birliği ile ilişkiler açısından bir örnek olarak söyledim. Belçika'da iki bölge vardır. AB gerektiğinde bu bölgelerle temasa geçer. Sadece bir bölgeyi ilgilendiren konuları o

Yazının Devamı

Direniş...

14 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Irak Geçici Yönetimi'nden Ahmet Çelebi de ABD'yi eleştirdi:
"Biz ABD'nin Saddam güçleriyle savaşmasını istedik, Irak'ı işgal etmesini değil."
Çelebi'den önce de KDP lideri Barzani ABD'yi eleştirmişti:
"Zamanında yönetimi devretmediler kurtarıcıyken işgalci duruma düştüler."
ABD'nin işbirlikçisi durumundaki bu liderlerin ABD'yi, "Irak'ı işgal etmekle suçlamaları" da neyin nesi?

Yazının Devamı

Irak'taki yönetim

13 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Irak'taki geçici yönetim ABD'nin ayağına dolanmaya başladı. ABD güçlerinin yöneticisi Bremer, bir hafta arayla iki kez Washington'a çağrıldı.
Irak'taki durum Washington'u giderek sıkıştırıyor. Tablo, Bremer yönetiminin de başarılı olamadığını gösteriyor.
Irak Geçici Yönetimi'nden ise ABD'ye karşı çatlak sesler yükselmeye başladı. ABD atadığı yönetimle bile uyum içinde değil.
Son olarak KDP lideri Barzani, Hasan Cemal'e ABD'yi şikayet ediyordu:
"Yönetimi zamanında Iraklılara bırakmadılar, kurtarıcıyken işgalci duruma düştüler."

Yazının Devamı

Irak ve Kıbrıs

12 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Gelinen nokta gösteriyor ki, Ankara'nın bundan sonra Irak'ta askeri güçle desteklenmiş bir diplomasi yürütmesi zor, hatta olanaksızdır.
Kabul etmek gerekir ki, ABD'nin Irak'ı işgal sürecini en iyi değerlendiren ve en büyük siyasi başarıyı elde edenler Talabani - Barzani ikilisidir.
Zebari'nin Irak Dışişleri Bakanı olması gibi Talabani'nin Ankara'ya geçici de olsa "Irak başbakanı" sıfatıyla gelecek olması bu başarının en somut göstergeleri.
Talabani - Barzani ikilisinin sekiz ayda aldıkları mesafe ortada. ABD'nin de müttefik olarak en fazla Kürtleri himaye ettikleri, Dışişleri Bakanı Gül tarafından da ifade edildi.
Türkiye'nin bundan sonraki süreçte Irak'ın yapılanmasını kendi ulusal çıkarlarıyla paralel biçimde etkileyecek, yönlendirecek bir işlev göreceğine inanmak gerçekçi olmaz.

Yazının Devamı