Kontrol mühendisleri ne iş yapar?

6 Şubat 2002

Deprem b"lgesine giden arkadaşlarımızın bildirdiğine g"re sitenin yıkılan duvarları toz halinde...Tek katlı bir yapının tuz gibi dağılmasını nasıl izah edersiniz?Eğer, deprem iş gününde olsaydı ve bu sitede çalışan yaklaşık 500 kişi yaşamını kaybetseydi, bunu nasıl izah ederdiniz?Afetin tatil günü meydana gelmiş olmasına şükretmekten başka elden bir şey gelmiyor.Türkiye'de deprem manzaraları g"steriyor ki, insan yaşamının hiç değeri yok. İnşaatların çürük yapılmasının en "nemli nedeni olarak müteahhitlerin malzemeden kazanmaları, halk diliyle "malzemeden çalmaları" g"sterilir. Bunun bir gerçek olduğu herkesçe biliniyor.Ancak bunun bir de denetim tarafı yok mu?Var...Her inşaatın bir kontrol mühendisinin g"zetiminde yapılması zorunlu olduğuna g"re en az müteahhit kadar bu mühendislerin de sorumlu olması gerekmez mi?™rnek bina diye yapılan ancak bütün duvarları toz halinde dağılıp ç"ken Çay ilçesinin sanayi sitesinin kontrol mühendisi bu durumu nasıl açıklar?Kontrol mühendisleri Türkiye'de ne iş yapar?Bu nasıl "kontrol" dür ki, bırakın depremi sert bir rüzgar estiğinde binalar dağılıp gidebiliyor?Bir de şu gerçek var...Türkiye'de bazı mesleklerle "rüşvet" bir arada

Yazının Devamı

Kontrol mühendisleri ne iş yapar?

6 Şubat 2002


<#comment>Afyon'un Çay ilçesindeki sanayi sitesi, tek katlı bir yapı olmasına karşın, 6 büyüklüğündeki depremde tümüyle yıkıldı.
Deprem bölgesine giden arkadaşlarımızın bildirdiğine göre sitenin yıkılan duvarları toz halinde...
Tek katlı bir yapının tuz gibi dağılmasını nasıl izah edersiniz?
Eğer, deprem iş gününde olsaydı ve bu sitede çalışan yaklaşık 500 kişi yaşamını kaybetseydi, bunu nasıl izah ederdiniz?
Afetin tatil günü meydana gelmiş olmasına şükretmekten başka elden bir şey gelmiyor.
Türkiye'de deprem manzaraları gösteriyor ki, insan yaşamının hiç değeri yok. İnşaatların çürük yapılmasının en önemli nedeni olarak müteahhitlerin malzemeden kazanmaları, halk diliyle "malzemeden çalmaları" gösterilir. Bunun bir gerçek olduğu herkesçe biliniyor.

Yazının Devamı

Ecevit: Sorun inşaatlarda

5 Şubat 2002

Deprem 6 büyüklüğünde olmasına karşın yine birçok bina yerle bir oldu.Tek teselli, K"rfez depreminde deneyimli olan idarenin çok daha çabuk müdahale edebilmesi, kurtarma çalışmalarına başlanılabilmesiydi.Deprem günü b"lgeye giden Başbakan Ecevit'e dün izlenimlerini sorduk, şu yanıtı verdi: "Allah'tan deprem tatil günü oldu. Yoksa can kaybımız daha da artabilirdi. Bu g"zlemim şu ki, asıl sorun inşaatlarda. Yapıların çürüklüğünde. Yoksa 6 büyüklüğünde bir deprem çok da şiddetli sayılmıyor. ™rneğin, Japonya'da 7 - 8 büyüklüğündeki depremlere binalar dayanabiliyor, yıkılmıyor. Bu nedenle de can kaybı olmuyor. Ama Türkiye'de çok daha az şiddetteki depremlerde binalar yıkılıyor. Afyon depreminde de bunu g"zledim. ™reğin bir sanayi sitesi olduğu gibi yıkılmış. Yerle bir olmuş. Anlaşılıyor ki, sorun yapılardan kaynaklanıyor." Başbakan Ecevit, yapılacak incelemeler sonucunda bu inşaatların sorumlularının belirleneceğini ve gereken işlemlerin yapılacağını ekliyor.Büyük Marmara depremi de Türkiye'deki temel sorunun yapılardan kaynaklandığını ortaya koymuştu. Gecekondulaşma, gecekondu gibi apartmanlaşma sonucunda en küçük bir sarsıntıda binalar insanların başına yıkılıyor. "Malzemeden çalma"

Yazının Devamı

Ecevit: Sorun inşaatlarda

5 Şubat 2002


<#comment>Afyon depreminde 44 yurttaşımızı yitirdik. Ülke bir kez daha deprem yasına büründü.
Deprem 6 büyüklüğünde olmasına karşın yine birçok bina yerle bir oldu.
Tek teselli, Körfez depreminde deneyimli olan idarenin çok daha çabuk müdahale edebilmesi, kurtarma çalışmalarına başlanılabilmesiydi.
Deprem günü bölgeye giden Başbakan Ecevit'e dün izlenimlerini sorduk, şu yanıtı verdi:
"Allah'tan deprem tatil günü oldu. Yoksa can kaybımız daha da artabilirdi. Bu gözlemim şu ki, asıl sorun inşaatlarda. Yapıların çürüklüğünde. Yoksa 6 büyüklüğünde bir deprem çok da şiddetli sayılmıyor. Örneğin, Japonya'da 7 - 8 büyüklüğündeki depremlere binalar dayanabiliyor, yıkılmıyor. Bu nedenle de can kaybı olmuyor. Ama Türkiye'de çok daha az şiddetteki depremlerde binalar yıkılıyor. Afyon depreminde de bunu gözledim. Öreğin bir sanayi sitesi olduğu gibi yıkılmış. Yerle bir olmuş. Anlaşılıyor ki, sorun yapılardan kaynaklanıyor."Başbakan Ecevit, yapılacak incelemeler sonucunda bu inşaatların sorumlularının belirleneceğini ve gereken işlemlerin yapılacağını ekliyor.
Büyük Marmara depremi de Türkiye'deki temel sorunun yapılardan kaynaklandığını ortaya koymuştu.

Yazının Devamı

DSİ mühendisleri

4 Şubat 2002

DSİ mühendisleri ücretlerinden "rnekler vererek en büyük haksızlığın kendilerine yapıldığını "ne sürüyorlar.Başta GAP projesi olmak üzere Türkiye'nin en "nemli yatırımlarında emeği bulunan mühendislerin şikayeti, yıllar içinde ücretlerinin başka kurumlarda g"rev yapan meslektaşlarının çok gerisinde kaldığı, hatta, aynı kurumda ilkokul mezunu olan ancak toplu s"zleşmeden yaralanan işçi arkadaşlarından bile çok düşük maaş almaları...Verdikleri "rneklerden birkaçı ş"yle: "Aynı kıdemde aynı işi yapan bir mühendis TPAO ve BOTAŞ'ta 1 milyar 335 milyon lira, TEAŞ, TEDAŞ'ta 944 milyon lira alırken, bunca baraj, sulama ve enerji tesisinin etüt, proje ve kontrollük sorumluluğunu taşıyan DSİ'deki bir mühendis 540 - 650 milyon lira arasında ücret alabilmektedir. Bu durum hak ve hukuk ilkelerine, ILO ilkelerine ve çağdaş standartlara aykırı bir durumdur. Bu nedenle değişik ücret alan biz mühendislerin ücretli emsallerimizin seviyesine "ncelikle çıkarılmalıdır. Biz DSİ mühendislerine reva g"rülen ikinci sınıf mühendis muamelesi uygulamasına artık son verilmelidir.İlkokul mezunu vasıfsız bir işçinin yarısı kadar maaşla diplomalarımızdan utanır hale sokulduğumuz gibi bizim ve çocuklarımızın en

Yazının Devamı

DSİ mühendisleri

4 Şubat 2002


<#comment>Kamuda ücret dengesizliğini gidermeyi amaçlayan düzenleme gündeme geldiğinden bu yana DSİ mühendislerinden ısrarlı mektuplar, mesajlar geliyor.
DSİ mühendisleri ücretlerinden örnekler vererek en büyük haksızlığın kendilerine yapıldığını öne sürüyorlar.
Başta GAP projesi olmak üzere Türkiye'nin en önemli yatırımlarında emeği bulunan mühendislerin şikayeti, yıllar içinde ücretlerinin başka kurumlarda görev yapan meslektaşlarının çok gerisinde kaldığı, hatta, aynı kurumda ilkokul mezunu olan ancak toplu sözleşmeden yaralanan işçi arkadaşlarından bile çok düşük maaş almaları...
Verdikleri örneklerden birkaçı şöyle:
"Aynı kıdemde aynı işi yapan bir mühendis TPAO ve BOTAŞ'ta 1 milyar 335 milyon lira, TEAŞ, TEDAŞ'ta 944 milyon lira alırken, bunca baraj, sulama ve enerji tesisinin etüt, proje ve kontrollük sorumluluğunu taşıyan DSİ'deki bir mühendis 540 - 650 milyon lira arasında ücret alabilmektedir. Bu durum hak ve hukuk ilkelerine, ILO ilkelerine ve çağdaş standartlara aykırı bir durumdur. Bu nedenle değişik ücret alan biz mühendislerin ücretli emsallerimizin seviyesine öncelikle çıkarılmalıdır. Biz DSİ mühendislerine reva görülen ikinci sınıf mühendis

Yazının Devamı

Türk tankları Bağdat'a girecek mi?

3 Şubat 2002

Bu s"zler, dünyanın en saygın gazetelerinden New York Times'ın ünlü yazarı William Safire'e ait...Safire, daha "nce de "bür dünyadan eski başkan Nixon'la hayali bir r"portaj yapmış, Kerkük ve Musul'un, Türkiye'ye verilmesinin "uygun" olacağını dolaylı biçimde gündeme getirmişti.šnlü yazar Türkiye'yi Irak'a sokmaya kararlı g"züküyor!Bu kez, Türk tanklarını Bağdat yoluna çıkarırken, kendinden emin bir ifadeyle, bu konuda Washington'da anlaşmaya varıldığını da belirtiyor. Hayli iddialı bir yaklaşım. Safire, Ecevit'in Washington ziyaretini kastederek kısa süre "nce b"yle bir anlaşmanın yapıldığını "ne sürüyor.Safire'in bu yazısı Başbakan Ecevit'i de şaşırtmış g"rünüyor. "B"yle saygın bir gazetenin b"yle saygın bir yazarı nasıl bunları yazabiliyor, şaşıyorum" diyor, dünkü g"rüşmemizde. "Kesinlikle b"yle bir anlaşma yok" diye ekledikten sonra şunu s"ylüyor: "Tam aksine biz Irak'a bir müdahalenin yanlışlığı üzerinde duruyoruz. Tüm gücümüzle müdahaleyi "nlemeye çalıyoruz. Bunu Washington'da da defalarca dile getirdik. Türkiye'nin Irak'ta bir savaşa karşı olduğunu herkes biliyor. Washington da biliyor." Ecevit, b"ylece William Safire'i kesin bir dille yalanlıyor.Safire'in tezlerinin

Yazının Devamı

Türk tankları Bağdat'a girecek mi?

3 Şubat 2002


<#comment>"Bahse girerim ki, kısa bir süre önce Washington'da anlaşmaya varıldığı gibi Türk tank tugayları ve ABD özel birlikleri Bağdat yolunda olacak. Saddam bir yerlerde Usame ve Molla Ömer'e katılıp saklanacak."Bu sözler, dünyanın en saygın gazetelerinden New York Times'ın ünlü yazarı William Safire'e ait...
Safire, daha önce de öbür dünyadan eski başkan Nixon'la hayali bir röportaj yapmış, Kerkük ve Musul'un, Türkiye'ye verilmesinin "uygun" olacağını dolaylı biçimde gündeme getirmişti.
Ünlü yazar Türkiye'yi Irak'a sokmaya kararlı gözüküyor!
Bu kez, Türk tanklarını Bağdat yoluna çıkarırken, kendinden emin bir ifadeyle, bu konuda Washington'da anlaşmaya varıldığını da belirtiyor. Hayli iddialı bir yaklaşım. Safire, Ecevit'in Washington ziyaretini kastederek kısa süre önce böyle bir anlaşmanın yapıldığını öne sürüyor.
Safire'in bu yazısı Başbakan Ecevit'i de şaşırtmış görünüyor.
"Böyle saygın bir gazetenin böyle saygın bir yazarı nasıl bunları yazabiliyor, şaşıyorum" diyor, dünkü görüşmemizde.

Yazının Devamı