Zirvenin kararı: ™nce güven

19 Temmuz 2001

Zirveye, katılanların piyasalardaki olumsuz gelişmelerin kaynağının "güven sorunu" olduğu konusunda g"rüşbirliğine vardıklarını ve bundan sonra atılacak her adımın kamuoyunda "güven" oluşturmaya y"nelik olacağı kararı aldıklarını s"yleyebiliriz.Koalisyon liderleri Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz'ın, piyasalardaki dalgalanmaya ilişkin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Kemal Derviş, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Hazine Müsteşarı Faik ™ztrak ve Bankacılık šst Kurulu Başkanı Engin Akçakoca, sorunun "güven ortamının sağlanması" olduğu noktasında birleştiler. Serdengeçti, ™ztrak ve Akçakoca, kendi alanlarında yaptıklarını anlattılar ve liderlere ayrıntılı bilgi verdiler.Devlet Bakanı Kemal Derviş ise sorunu ve ç"züm yolunu ş"yle "zetledi: "Bu son dalgalanmaları gerektirecek bir ekonomik ve mali tablo yok. Sorun tümüyle siyasi güven sorunundan kaynaklandı. Eğer güven fikrini kamuoyuna yerleştirebilirsek sorun kendiliğinden ç"zülür." Zirveye katılan üst düzey bürokratların da katıldığı bu saptama, liderlerce de kabul g"rdü. Zirvede, bu amaçla Başbakan Ecevit, başbakan yardımcıları Bahçeli ve Yılmaz'ın, teknik kadro tarafından daha sık ve daha detaylı bilgilendirilmelerine

Yazının Devamı

Zirvenin kararı: Önce güven

19 Temmuz 2001


<#comment>Enis Öksüz'ün Ulaştırma Bakanlığı'ndan istifasından sonra dün ekonomi bürokratlarıyla birlikte toplanan liderler zirvesinde soruna teşhiş konuldu ve öncelikli hedef belirlendi.
Zirveye, katılanların piyasalardaki olumsuz gelişmelerin kaynağının "güven sorunu" olduğu konusunda görüşbirliğine vardıklarını ve bundan sonra atılacak her adımın kamuoyunda "güven" oluşturmaya yönelik olacağı kararı aldıklarını söyleyebiliriz.
Koalisyon liderleri Ecevit, Bahçeli ve Yılmaz'ın, piyasalardaki dalgalanmaya ilişkin sorularını yanıtlayan Devlet Bakanı Kemal Derviş, Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, Hazine Müsteşarı Faik Öztrak ve Bankacılık Üst Kurulu Başkanı Engin Akçakoca, sorunun "güven ortamının sağlanması" olduğu noktasında birleştiler. Serdengeçti, Öztrak ve Akçakoca, kendi alanlarında yaptıklarını anlattılar ve liderlere ayrıntılı bilgi verdiler.
Devlet Bakanı Kemal Derviş ise sorunu ve çözüm yolunu şöyle özetledi:
"Bu son dalgalanmaları gerektirecek bir ekonomik ve mali tablo yok. Sorun tümüyle siyasi güven sorunundan kaynaklandı. Eğer güven fikrini kamuoyuna yerleştirebilirsek sorun kendiliğinden çözülür."Zirveye katılan üst düzey

Yazının Devamı

™ksüz'ün istifası

18 Temmuz 2001

Bunlardan birincisi, MHP Lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin, "Derviş - ™ksüz" çatışmasına hükümeti feda etmediği. Bahçeli, partisi ve tabanından gelecek tepkiyi g"ğüslemeyi g"ze alarak, hükümetin ve belki de daha "nemlisi programın devamından yana ağırlık koymuş oldu.Kısa bir süre "nce, Derviş'in hükümetten ayrılması halinde TELEKOM'u DSP'ye verme "nerisinde bulunduğunu açıklayan Bahçeli'nin, dünkü "piyasa şoku" karşısında ™ksüz'ü feda etmesi üzerinde durulması gereken bir olaydır. Bunun bir anlamı da Bahçeli'nin devlet adamlığı "lçüleriyle hareket etmesidir. Ekonominin dün girdiği türbülansta kendisinden istenini yapmıştır.™ksüz'ün istifasının bir diğer "nemli mesajı da tıpkı Yüksel Yalova'nın istifasında olduğu gibi koalisyon liderlerinin programı herşeyin üzerinde tuttuklarıdır. Programla ve Kemal Derviş'le çatışmaya giren bakanların kabineden istifa ettirilerek uzaklaştırılmaları, "siyasi destek ve kararlılık" mesajıdır. Ulaştırma Bakanı Enis ™ksüz'ün istifa etmesinin birkaç anlamı var. IMF ve ABD'nin mesajı Artık, IMF ve Dünya Bankası yardımının Derviş'e endekslendiği s"ylenebilir. Derviş, programın ve yardımın simgesi haline gelmiş durumdadır. Rahatsız

Yazının Devamı

Öksüz'ün istifası

18 Temmuz 2001


<#comment>Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz'ün istifa etmesinin birkaç anlamı var.
Bunlardan birincisi, MHP Lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'nin, "Derviş - Öksüz" çatışmasına hükümeti feda etmediği. Bahçeli, partisi ve tabanından gelecek tepkiyi göğüslemeyi göze alarak, hükümetin ve belki de daha önemlisi programın devamından yana ağırlık koymuş oldu.
Kısa bir süre önce, Derviş'in hükümetten ayrılması halinde TELEKOM'u DSP'ye verme önerisinde bulunduğunu açıklayan Bahçeli'nin, dünkü "piyasa şoku" karşısında Öksüz'ü feda etmesi üzerinde durulması gereken bir olaydır. Bunun bir anlamı da Bahçeli'nin devlet adamlığı ölçüleriyle hareket etmesidir. Ekonominin dün girdiği türbülansta kendisinden istenini yapmıştır.
Öksüz'ün istifasının bir diğer önemli mesajı da tıpkı Yüksel Yalova'nın istifasında olduğu gibi koalisyon liderlerinin programı herşeyin üzerinde tuttuklarıdır. Programla ve Kemal Derviş'le çatışmaya giren bakanların kabineden istifa ettirilerek uzaklaştırılmaları, "siyasi destek ve kararlılık" mesajıdır.

IMF ve ABD'nin mesajı

Yazının Devamı

'Karıştırmak istiyorlar'

17 Temmuz 2001

Başbakan Ecevit, dünkü g"rüşmemizde bu soruya yanıt verirken şu değerlendirmeyi yaptı: "IMF ile ilişkiler normal seyrine girdi. Krediler açıldı. Ancak ortalık yine karmakarışık. Bu hafta bunun nedenlerini inceleyeceğiz. Benim düşüncem, olumsuzluk, ekonomik gerekçeler ve g"stergelerden değil, psikolojik ve siyasi etkilerden kaynaklanıyor. Ekonomik g"stergeler olumlu olmasına karşın, olumlu tepkiler gelmeyişinin nedeni büyük "lçüde çıkarılan siyasi s"ylentiler. Gerçekçi olmayan bir takım tartışma ve "neriler." IMF'nin kredileri serbest bırakmasına karşın piyasaların olumlu tepki vermeyişi Ankara'da "neden" sorusunu gündeme getirdi? ARA REJİM TARTIŞMALARI "™rneğin ara rejim çağrışımları yapacak bazı tartışmaların açılması. Ortalığı karıştırmak isteyenler var. Demokrasiye bilerek veya bilmeyerek zarar veren tartışmalar. Teknokrat hükümet "nerileri ve tartışmaları gibi. Tabii, bu tartışmaları açanların hedeflerine ulaşmaları için ortalığın karışması, bulanması gerekiyor. Sanıyorum bu amaçla bu tür "neriler gündeme getiriliyor." Başbakan Ecevit, demokrasinin, demokratik kurumların düzgün bir biçimde işlediğini de anımsatıyor: Başbakan Ecevit'e, neyi kasetettiğini sorduk. Şu yanıtı

Yazının Devamı

'Karıştırmak istiyorlar'

17 Temmuz 2001


<#comment>
IMF'nin kredileri serbest bırakmasına karşın piyasaların olumlu tepki vermeyişi Ankara'da "neden" sorusunu gündeme getirdi?
Başbakan Ecevit, dünkü görüşmemizde bu soruya yanıt verirken şu değerlendirmeyi yaptı:
"IMF ile ilişkiler normal seyrine girdi. Krediler açıldı. Ancak ortalık yine karmakarışık. Bu hafta bunun nedenlerini inceleyeceğiz. Benim düşüncem, olumsuzluk, ekonomik gerekçeler ve göstergelerden değil, psikolojik ve siyasi etkilerden kaynaklanıyor. Ekonomik göstergeler olumlu olmasına karşın, olumlu tepkiler gelmeyişinin nedeni büyük ölçüde çıkarılan siyasi söylentiler. Gerçekçi olmayan bir takım tartışma ve öneriler."

Başbakan Ecevit'e, neyi kasetettiğini sorduk. Şu yanıtı verdi:

Yazının Devamı

Küreselleşme ve Türk ekonomisi

16 Temmuz 2001

Prof. Dr. Yeldan'ın bu çalışması, ekonomik krizle ilgili olarak yapılan günübirlik ve sığ tartışmaların ve "nerilerin bilimsel gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu da ortaya koyuyor.Yeldan çalışmasında, Türkiye'nin bugün yaşamakta olduğu krizin tarihsel süreç içinde ele alınması gerektiğini ve bu süreçteki veriler ışığında analiz edilmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye'nin 1990'lardan itibaren, "İstikrarsızlık - kriz - büyüme - istikrarsızlık" sarmalında bir kısır d"ngü içine itilmiş olduğu saptamasını yapıyor ve bunun nedenlerini irdeliyor.Dünyanın ikinci küreseleşme dalgasını 1970'lerden itibaren yaşamaya başladığına dikkat çeken Prof. Yeldan, şu saptamayı yapıyor:"Türk iktisat yazınında yapılan tartışmalar, krizin ana nedenini sadece bir kamu maliyesi sorunu olarak g"rmekte ve krizi doğrudan doğruya kamu ekonomisinin büyüklüğüne ve beceriksizliğine bağlamaktadır. Bu oluşumun ardında da, KİT açıkları ve kamu personel "denek ve kaynaklarını israf eden, piyasa denetiminden yoksun her türlü kamu harcaması "rnek g"sterilmektedir. Ancak bu tür açıklamalar kamu finansmanındaki bu gelişmeleri Türk sosyo -ekonomik yaşamından tamamen soyutlayarak, sanki tek başına, kendiliğinden bir

Yazının Devamı

Küreselleşme ve Türk ekonomisi

16 Temmuz 2001


<#comment>Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof Dr. Erinç Yeldan'ın "Küreselleşme Sürecinde Türkiye Ekonomisi, Bölüşüm, Birikim ve Büyüme" isimli kitabı, Türkiye'nin yaşamakta olduğu krizin doğru algılanması açısından önemli bilgiler içeriyor.
Prof. Dr. Yeldan'ın bu çalışması, ekonomik krizle ilgili olarak yapılan günübirlik ve sığ tartışmaların ve önerilerin bilimsel gerçeklerden ne kadar uzak olduğunu da ortaya koyuyor.
Yeldan çalışmasında, Türkiye'nin bugün yaşamakta olduğu krizin tarihsel süreç içinde ele alınması gerektiğini ve bu süreçteki veriler ışığında analiz edilmesi gerektiğini vurguluyor. Türkiye'nin 1990'lardan itibaren, "İstikrarsızlık - kriz - büyüme - istikrarsızlık" sarmalında bir kısır döngü içine itilmiş olduğu saptamasını yapıyor ve bunun nedenlerini irdeliyor.
Dünyanın ikinci küreseleşme dalgasını 1970'lerden itibaren yaşamaya başladığına dikkat çeken Prof. Yeldan, şu saptamayı yapıyor:
"Türk iktisat yazınında yapılan tartışmalar, krizin ana nedenini sadece bir kamu maliyesi sorunu olarak görmekte ve krizi doğrudan doğruya kamu ekonomisinin büyüklüğüne ve beceriksizliğine bağlamaktadır. Bu oluşumun ardında da, KİT açıkları ve

Yazının Devamı