<#comment>#comment>29. Olağan Kurultay'da ortaya çıkan görünüm, CHP'nin sorununun yapısal nitelikte olduğunu bir kez daha gösterdi.
CHP yeniden açıldığı günden bu yana, 1980 öncesinden beri taşıdığı "parti içi çatışma" sorununu aşamadı.
Parti içi çatışma ve iktidar mücadelesinin bir fikri temele dayanmayışı, sorunun kendini tekrarlaması ve kadroların bir o yana, bir bu yana savrulup dağılması sonucunu doğuruyor.
CHP'nin SHP ile birleşmesinden sonraki süreçte bir kaynaşma ve bütünleşme sağlanamadığı, bugün SHP kanadının parti dışında kalmasından, parti içinde kalan ayağının da ayrı bir kadrolaşma çabası içinde bulunmasından belli.
CHP lideri Deniz Baykal'ın, genel başkanlığa yeniden dönüşünden bu yana geçen süre içinde de "kucaklayıcı, birleştirici, bütünleyici" bir politika izlemediği, başlayan ve devam eden kopmalardan anlaşılıyor. Bu hava dünkü kurultaya da yansımıştı.
Kurultayın heyecansız, sönük ortamında CHP'lilerin hesapları yine "liste"ler üzerineydi. Kurultay salonu dışına taşmayan izleyici sayısı, CHP'nin halktaki tepkiyi sivil toplum kuruluşları kadar bile yanına çekemediğinin işaretiydi.
400 milyar dolarlık altın rezervi, krizdeki Türkiye'yi kurtarabilir Başbakan Bülent Ecevit, bu konuda kendisine sunulan "altın projesi" nin Türkiye'yi sağlam ve kalıcı bir ekonomik kaynağa kavuşturacağı düşüncesinde.Ancak, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin Bergama altın işletmesi için verdiği iptal kararı, bu alandaki mevcut ve muhtemel girişimleri riske sokmuş durumda. Kesin karar, Danıştay tarafından verilecek. Ekonomik krizden çıkış için kalıcı alternatif kaynaklar arayan hükümetin üzerinde durduğu projelerden biri de Türkiye'deki altın rezervini ekonomiye kazandırmak. Birinci Güney Afrika MTA ve ODTš'nün araştırmalarının yanı sıra DSP milletvekilleri Erol Al ve Hasan ™zg"bek'in çalışmaları da Başbakan Ecevit'e sunulmuş durumda.Başbakan Ecevit'e sunulan bilgilere g"re Türkiye, dünyada Güney Afrika'dan sonra ikinci en büyük altın rezervine sahip ülke. Dünyada saptanan 43 bin ton altın rezervinin 20 bin tonuna sahip olan Güney Afrika birinci sırada yer alırken, 6 bin 500 tonla Türkiye ikinci, 4 bin 770 tonla da ABD üçüncü sırada bulunuyor. Hukuki alandaki çalışmalar sürerken, Ankara'da bir yandan da Türkiye'nin altın rezerviyle ilgili projelendirmeler de yürütülüyor. ABD 340 ton
<#comment>#comment>
Ekonomik krizden çıkış için kalıcı alternatif kaynaklar arayan hükümetin üzerinde durduğu projelerden biri de Türkiye'deki altın rezervini ekonomiye kazandırmak.
Başbakan Bülent Ecevit, bu konuda kendisine sunulan "altın projesi"nin Türkiye'yi sağlam ve kalıcı bir ekonomik kaynağa kavuşturacağı düşüncesinde.
Ancak, İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin Bergama altın işletmesi için verdiği iptal kararı, bu alandaki mevcut ve muhtemel girişimleri riske sokmuş durumda. Kesin karar, Danıştay tarafından verilecek.
Hukuki alandaki çalışmalar sürerken, Ankara'da bir yandan da Türkiye'nin altın rezerviyle ilgili projelendirmeler de yürütülüyor.
Başbakan Bülent Ecevit, dün bu sorumuza gülerek şu yanıtı verdi:- Sayın ™zkan'ın yoğun çabaları ve sabrı sonucunda ç"züldü. Tabii Sayın Bahçeli'nin g"sterdiği olgun yaklaşımı da belirtmek gerekir.Ecevit, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin ™zkan'ın iki gün boyunca, gece - gündüz Derviş - ™ksüz ve Bahçeli arasında yürüttüğü 'mekik diplomasisi' ne dikkat çekerek, "sonuçta koalisyon uyumu galip geldi" diyor ve bu uyumun artık piyasalara güven verdiğini şu "rnekle açıklıyor:- Telekom'da yaşanan bu sorun nedeniyle doğrusu piyasaların olumsuz tepki vereceğini düşünüyorduk. Ama "yle olmadı. Borsada çok olağanüstü oynamalar olmadı. Sonra borsa uzmanlarının yaptıkları analizleri dinledim. Dediler ki: 'Biz fazla etkilenmedik, çünkü, daha "nce de b"yle sorunlar çıktı ama sonunda hep ç"züme ulaşıldı, bu kez de "yle olur, diye düşündük.' Artık borsa uzmanları bile sonuçta sorunların koalisyon uyumuyla ç"züldüğünü g"rmüşler ve buna olan güvenleri nedeniyle olağanüstü tepkilerin doğmadığını s"ylüyorlar. Bu sevindirici bir gelişme. Demek ki, hükümetin sorunları mutlaka ç"zeceği yolunda artık bir güven oluşmuş durumda.Başbakan Ecevit, ayrıca, Telekom Y"netim Kurulu'na yapılacak atamaların
<#comment>#comment>Hükümeti krizin eşiğine sürükleyen Telekom sorunu son anda nasıl çözüldü?
Başbakan Bülent Ecevit, dün bu sorumuza gülerek şu yanıtı verdi:
- Sayın Özkan'ın yoğun çabaları ve sabrı sonucunda çözüldü. Tabii Sayın Bahçeli'nin gösterdiği olgun yaklaşımı da belirtmek gerekir.
Ecevit, Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'ın iki gün boyunca, gece - gündüz Derviş - Öksüz ve Bahçeli arasında yürüttüğü 'mekik diplomasisi'ne dikkat çekerek, "sonuçta koalisyon uyumu galip geldi" diyor ve bu uyumun artık piyasalara güven verdiğini şu örnekle açıklıyor:
- Telekom'da yaşanan bu sorun nedeniyle doğrusu piyasaların olumsuz tepki vereceğini düşünüyorduk. Ama öyle olmadı. Borsada çok olağanüstü oynamalar olmadı. Sonra borsa uzmanlarının yaptıkları analizleri dinledim. Dediler ki: 'Biz fazla etkilenmedik, çünkü, daha önce de böyle sorunlar çıktı ama sonunda hep çözüme ulaşıldı, bu kez de öyle olur, diye düşündük.' Artık borsa uzmanları bile sonuçta sorunların koalisyon uyumuyla çözüldüğünü görmüşler ve buna olan güvenleri nedeniyle olağanüstü tepkilerin doğmadığını söylüyorlar. Bu sevindirici bir gelişme. Demek ki, hükümetin sorunları mutlaka çözeceği yolunda artık
1984 yılından beri giderek şiddetlenen ve yabancı ülkelerin desteğinde tırmandırılan ter"r olayları, jandarmanın olanaklarını aşan bir mücadele gerektirmiş ve Kara Kuvvetleri birlikleri bu mücadelede g"rev ve sorumluluk almışlardı.Şimdi, ter"rün geriletildiği boyut, başta Güneydoğu olmak üzere bütün Türkiye'de asayiş hizmetlerini jandarmanın devralacağı bir düzeyde g"rülüyor.Kara Kuvvetleri birlikleri aşamalı olarak asayiş hizmetlerini Jandarma Genel Komutanlığı'na devredecekler.İlk devir 1 Eylül 2001 tarihinde 6. Kolordu'nun sorumluluk b"lgesinde yapılacak. Bu tarihte merkezi Adana olan 6. Kolordu'nun sorumluluk alanına giren 6 ilde, asayiş hizmetleri jandarmaya verilecek. Kara Kuvvetleri birlikleri asıl g"rev ve işlevlerine d"necekler.Bir süre sonra aynı uygulama 9. Kolordu sorumluluk b"lgesinde yapılacak. B"ylece 2. ve 3. Ordu'ya bağlı Kara Kuvvetleri birlikleri, asayiş hizmetlerinden çekilmiş olacaklar.Ter"rün uzun yıllar hüküm sürdüğü Doğu ve Güneydoğu b"lgelerinde artık jandarma asayişi sağlayacak ve gerilemiş olan ter"rle mücadeleyi de sürdürecek.İç güvenlik ve asayiş hizmetleri, bu g"rev için teşkilatlandırılmış ve teçhiz edilmiş olan Jandarma Genel Komutanlığı,
<#comment>#comment>İçişleri Bakanı Rüştü Kazım Yücelen, Türkiye'nin terörle mücadelede elde ettiği başarılı sonuçlara değinirken, başta Güneydoğu olmak üzere asayiş görevinin jandarmaya devredileceği bir aşamaya gelindiğini vurguladı.
1984 yılından beri giderek şiddetlenen ve yabancı ülkelerin desteğinde tırmandırılan terör olayları, jandarmanın olanaklarını aşan bir mücadele gerektirmiş ve Kara Kuvvetleri birlikleri bu mücadelede görev ve sorumluluk almışlardı.
Şimdi, terörün geriletildiği boyut, başta Güneydoğu olmak üzere bütün Türkiye'de asayiş hizmetlerini jandarmanın devralacağı bir düzeyde görülüyor.
Kara Kuvvetleri birlikleri aşamalı olarak asayiş hizmetlerini Jandarma Genel Komutanlığı'na devredecekler.
İlk devir 1 Eylül 2001 tarihinde 6. Kolordu'nun sorumluluk bölgesinde yapılacak. Bu tarihte merkezi Adana olan 6. Kolordu'nun sorumluluk alanına giren 6 ilde, asayiş hizmetleri jandarmaya verilecek. Kara Kuvvetleri birlikleri asıl görev ve işlevlerine dönecekler.
Bir süre sonra aynı uygulama 9. Kolordu sorumluluk bölgesinde yapılacak. Böylece 2. ve 3. Ordu'ya bağlı Kara Kuvvetleri birlikleri, asayiş hizmetlerinden çekilmiş olacaklar.
<#comment>#comment>Meclis Uzlaşma Komisyonu'nun hazırladığı Anayasa değişikliği taslağı, Fazilet Partisi'nin kapatılması davasında karar aşamasına gelindiği günlerde gündeme gelince, "zamanlama" tartışmasına yol açmıştı. Koalisyon liderlerinin Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi karar vermeden gerçekleştirmeye dönük girişimleri, sonuç vermedi. Fazilet Partisi ise kapatılma kararından sonra Anayasa değişikliği gerçekleşinceye kadar bağımsız milletvekilleri olarak Genel Kurul çalışmalarına katılmayacaklarını açıkladılar. Kapatılan Fazilet Partisi'nin Genel Başkanı Recai Kutan'ın ortaya çıkan durumdan Meclis'teki iktidar gruplarını sorumlu tutması ise koalisyon liderlerinin tepkisine yol açtı. Başbakan Ecevit, Anayasa değişikliğinin siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştıracak şekilde çok önce Meclis gündemine getirildiğini ancak Fazilet Partisi'nin bu girişime engel olduğunu anımsattı. Bu nedenle de Anayasa Mahkemesi'nin mevcut hükümlere göre kapatma kararı vermesinde Fazilet Partisi'nin sorumluluğu olduğunu da ifade etti.
Şimdi ne olacak?
Liderler, Anayasa değişikliği taslağını ele almış durumdalar. Başbakan Ecevit, öteden beri parti kapatılması yerine, suçu sabit görülen