AB’nin geleceği tartışmaya açılacak

14 Mart 2021

Avrupa Birliği’nin (AB) geleceğini şekillendirecek olan konferansın çerçevesi nihayet belirlendi. AB kurumları ile üye ülkeler iki yıldır usül tartışmaları yapıyorlardı. Konferansın nasıl işleyeceği, kimlerin temsil edileceği gibi tartışmaların geç sonuçlanmasında pandemi süreci de rol oynadı. Konferans fikri Fransa tarafından gündeme getirilmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mart 2019’da Avrupa’nın önde gelen gazetelerinde bir makale yayınlayarak “2. Dünya Savaşından bu yana AB’ye bugünkü kadar ihtiyaç duyulmadığını, ancak 2.Dünya Savaşından bu yana da AB’nin bugünkü kadar tehlikede olmadığına” dikkat çekmiş ve AB’nin yeniden düşünülmesi ve yapılanması gerektiği çağrısında bulunmuştu.

Brexit olarak bilinen İngiltere’nin AB’den ayrılma süreci, ekonomik kriz, yasadışı göç gibi konular 27’lerin AB’yi sorgulamalarına neden oldu. AB geleceğini ilk defa tartışmıyor. 2000 yılında AB’nin geleceğine yönelik bir konvansiyon çalışması

Yazının Devamı

AB’de kim kime dum duma...

7 Mart 2021

Avrupa Birliği‘nde (AB) işler pek iyi gitmiyor maalesef. Topluluk güven telkin etmiyor. Aşı tedariki konusunda skandalsız bir gün geçmiyor. Altın üçgen olarak tarif ettiğim Berlin-Londra-Viyana ekseninde dünyanın ‘en’leri yer alıyor. Tasarrufun en yüksek olduğu, altyapının en güçlü olduğu, hızlı tren, otoyol gibi lojistik hatların en gelişmiş olduğu üçgen burası. Ar-Ge, mali hizmet, sağlık, ilaç ve türevi alanlardaki ‘en’ler de yine burada. Ancak ortada hala aşı yok. Üstelik AB kurumlarına ev sahipliği yapan Belçika, AB’nin kabul ettiği üç aşıdan ikisinin üretim merkezi. Aşı konusundaki tedarik sorunu o kadar büyük ki, İtalya bile kendi ülkesinde üretilen ve Avustralya’ya gönderilmesi öngörülen AstraZeneca menşeili aşıların ihracatını engellemek mecburiyetinde kaldı. Avustralya Başbakanı,  İtalyan meslektaşının kararını anlayışla karşıladığını açıkladı.

Belçika’dan örnek vermek gerekirse,  yaşlılar yurdunda kalan kişiler aşı oldular. Ancak sağlıklı olduğu

Yazının Devamı

AB’nin Stratejik Pusulası ve Türkiye

28 Şubat 2021

Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin devlet ve hükümet başkanları geçtiğimiz perşembe ve cuma günü video konferans yöntemiyle olağanüstü toplanarak hem aşılama çalışmaları hem de ‘Stratejik Pusula’ adlı belge konusunda kat edilen yolun bir bilançosunu yaptılar. AB’nin aşı tedarik politikası ve aşı kampanyası hakkında söylenecek yeni bir unsur yok. Önceki yazılarımda da dile getirdiğim üzere bir fiyasko olmaya devam ediyor. Bu yüzden AB’nin Stratejik Pusula çalışmalarına ağırlık ağırlık vermekte fayda var. İlginç gelişmeler yaşanıyor.

Bilindiği üzere Kovid-19 salgınının başlamasıyla birlikte AB’nin Çin gibi üçüncü ülkelere aşırı derece bağımlı olduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca ABD’nin Donald Trump gibi bir kişi tarafından yönetilmesi halinde Washington ile Brüksel’in stratejik çıkarları örtüşmüyordu. Bu çerçevede AB liderleri geçtiğimiz Haziran ayında AB’nin savunma ve dış politikasına yön verecek Stratejik Pusula adlı bir belge

Yazının Devamı

ABD, Avrupa ve devlet politikası

21 Şubat 2021

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) yönetimin değişmesi Brüksel’de bir çok beklenti yarattı. Malum, Donald Trump döneminde Washington ABD’nin geleneksel devlet politikasından çok uzaklaşmıştı. Trump yönetimi müttefiklerini taciz eden, ABD’nin NATO’ya olağan taahhütlerini pazarlık meselesi yapan bir tutum sergilemişti. Trump döneminde ABD bürokrasisine yapılan üst düzey atamalar da tartışma konusuydu. Biraz İznik İmparatorluğu döneminde hükümdar olan II.Theodoris’in atamalarını andırmıyor değildi. Çocukluk arkadaşı Georgios Mouzalon’u üst düzey bir göreve atayan Theodoros Laskaris’in bu hareketi, dönemin aristokratlarının büyük tepkisine neden olmuştu. Edremit doğumlu Mouzalon’un ailesinin aşağı tabakadan olması değildi tepkinin nedeni. Liyakat esasına göre atanmadığı ve sadece ahbap-çavuş ilişkisi çerçevesinde, biyata dayalı olarak atandığı için tepkilere neden olmuştu. Aristokratlar  Mouzalon’un, II.Theodoros’un İznik İmparatorluğu’nun devlet

Yazının Devamı

Biden Avrupa’yı kucakladı

20 Şubat 2021

ABD Başkanı Joe Biden, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada ABD’nin Transatlantik ilişkilere yeniden döndüğünü ve NATO üyesi tüm ülkeleri yeniden kucaklayacağını söyledi. Biden, Avrupa ile yeniden yapıcı bir diyaloğa girme konusunda kararlı olduklarının altını çizdi

Sanal ortamda düzenlenen Münih Güvenlik Konferansı özel oturumuna katılan ABD Başkanı Joe Biden, ABD’nin Transatlantik ilişkilere yeniden döndüğünü açıklayarak, NATO üyesi tüm ülkeleri yeniden kucaklayacağını açıkladı. Washington yönetiminin Avrupa’yla yeniden yapıcı bir diyaloğa girme konusunda kararlı olduğuna vurgu yapan Biden, Avrupa ile Amerika arasındaki işbirliğinin 21’inci yüzyılın önemli bir köşe taşı olduğuna dikkat çekti.

Bu çerçevede ABD’nin Washington Anlaşması’nın 5’inci maddesine bağlı kalacağına vurgu yapan Biden, bir müttefiğe saldırının tüm müttefiklere saldırı olarak değerlendirileceğinin altını çizdi. Trump döneminde ABD’nin

Yazının Devamı

NATO 2030 ve yeniden yapılanma süreci

14 Şubat 2021

ABD Başkanı seçilen Joe Biden’ın NATO’dan beklentilerinin çerçevesi kesinlik kazanıyor. Donald Trump döneminde çok yıpranan İttifakta dengelerin yeniden kurulması bekleniyor. Trump, görev süresi boyunca külfet paylaşımına çok önem verdi. Müttefiklerin savunma yatırımlarına para ayırmaları talebinin hukuki zeminini, NATO’nun kurucu belgesi Washington antlaşmasının her üye ülkenin kendi savunmasını üstlenebilmesini amaçlayan 3’üncü maddesi oluşturuyordu. Aslında Trump, Ronald Reagan veya Bill Clinton hatta Barack Obama’dan farklı bir hususa dikkat çekmiyordu. Üslubu biraz avam kaçıyordu. Biden yönetimi ise NATO’nun yeniden yapılanması konusunda kararlı. ABD’nin 3’üncü madde konusundaki ısrarından vazgeçmeyecek. Daha sakin bir şekilde dile getirecek.



Biden’ın Washington antlaşmasının 1,2 ve 12’inci maddelerine de odaklanması bekleniyor. Hatırlatılacak olursa birinci madde “...uluslararası anlaşmazlığı, uluslararası barış, güvenlik ve adaleti tehlikeye sokmadan barışçıl

Yazının Devamı

Borrell zor durumda

10 Şubat 2021

Avrupa Birliği içerisindeki Rusya tartışması giderek büyürken, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Moskova ziyaretinde yaşananlar krize neden oldu. Rusya AB diplomatlarını sınır dışı ederken, Borrell’in sessizliği büyük tepki çekti.


İstifasını isteyen milletvekillerinin eleştirilerine karşı kendini savunan Borrell, Moskova’ya giderek risk aldığını, AB’nin Rusya ile ilişkilerde “dönüm noktasında” olduğunu söyledi.

Avrupa Birliği (AB) Dış Politika Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in Rusya’nın başkenti Moskova’da gerçekleştirdiği ve diplomatik gerilimle noktalanan ziyaretinin yankıları sürüyor. Borrell’in Moskova’daki temasları sırasında Rusya’nın Almanya, İsveç ve Polonya’nın Moskova’daki elçiliklerinde görev yapan birer diplomatı sınır dışı etme kararını sosyal medya üzerinden duyurması, Brüksel ile Moskova arasındaki gerilimi tırmandırdı. Rusya, Moskova’da görev yapan sözkonusu üç yabancı diplomatın 23 Ocak’ta “izinsiz protestolara”

Yazının Devamı

“Macron ülkeyi yönetemiyor”

7 Şubat 2021

Fransa’da hükümete yönelik eleştiriler her geçen gün artıyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Kovid-19 krizini yönetemediğinden şikayetçi olan kanaat önderleri, küresel salgını bahane göstererek olağanüstü hal yönetimine geçme kararı alan Macron’u demokratik hakları sınırlamakla itham ediyorlar. Macron ise “ülkede 66 milyon savcı bulunuyor” şeklindeki açıklamasıyla eleştirileri elinin tersiyle itiyor.

Ancak muhalefet partilerinin temsilcileri, Macron’un ülkeyi adeta bir imparator veya bir kral gibi yönetmeye çalışmasını ve parlamentoyu devre dışı bırakmış olmasını eleştiriyorlar. Ayrıca ülkenin bir hükümet tarafından değil adeta Ulusal Savunma Konseyi’nin tekelinde yönetildiği eleştirisini yöneltiyorlar. Olağanüstü halin uzatılmasını da Macron’un anti demokratik iştahının bir göstergesi olarak değerlendiriyorlar. Ülkenin en önemli sağlık kuruluşu olan ve geçmişte dünyaya aşılar mal eden Pasteur ile Sanofi’nin Kovid-19’a karşı aşı geliştirememiş olmaları

Yazının Devamı