YENİ Şafak ve Yeni Akit gazetelerine saldırıları en güçlü tepkimle kınıyorum.
Her iki gazetenin camialarına “Geçmiş olsun” dileklerimi sunuyorum.
.....................
Medya “özgür” olduğu ölçüde “demokrasi” de güçlüdür.
Medyaya patlayıcılarla, namlularla ya da diğer “baskı yöntemleriyle” ayar vermek “demokrasi kirlenmesini” üretir.
O “kirli demokrasi” dokularında oluşan virüsler sadece tek tarafa saldırmaz.
Mutasyon geçirerek başka adreslere de vurur.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la bir önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün “sürpriz” görüşmeleri yankılar yaptı.
Başkentin kulislerinden edindiğim izlenimlere göre, “davet” Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelmiş.
“Doğrulaya-bilmiş” değilim.
Çeşitli konular arasında “parti içindeki ters seslerin de konuşulmuş olabilme” ihtimali yüksek.
Yani...
“Önce Bülent Arınç’ın, ardından Hüseyin Çelik’in AK Parti yerleşik düzenini sarsan söylemleri...”
İkisi de AK Parti’nin kuruluşundan itibaren önemli görevler yüklenmiş, partide kökleri olan isimler.
TEDAVİSİ tamamlandı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısına gelerek konuştu.
Önce...
“Geçmiş olsun” ve “şifa” dileklerimi sunuyorum.
Allah uzun ömür versin.
Bahçeli dirayetli ve sağduyulu, liderlik vasfı olan saygın bir politikacıdır.
Bütün tahriklere rağmen ülkücü gençliği sokağa indirmemiş, çatışmaların dışında tutabilmiştir.
Koalisyon hükümetlerinde çok zor olan “uyumu” sağlamıştır.
HENDEK stratejisini kırmak yolunda güvenlik güçleri hayli mesafe aldı.
Bu mücadelenin zor tarafı 3-5 keskin nişancı, birkaç 100 hendek, 300-500 PKK’lı değil.
Güvenlik güçleri dağda ve kırsalda çok daha fazlasının üstesinden geldi.
Ama...
PKK’nın -kendine göre- “özerklik” ilan ettiği o mahallelerde 10 binlerce sivil var.
Yaşlılar, kadınlar, çocuklar, PKK tarafından içeride bir bakıma “canlı kalkan” gibi tutuldular.
Güvenlik güçlerinin PKK’lılardan kurtardıkları sokaklar, caddeler ve mahallelerdeki siviller evlerinden ayrılıp daha emniyetli bölgelere geçebildiler.
Yani...
Şeffaf Oda konuklarım; “Olan Var Olmayan Var”şarkısı dillerde dolaşan Beyza Durmaz ve “Filinta” dizisinin Bıçak Ali’si Cem Uçan...
Programa elbette “Olan Var Olmayan var”la başlıyoruz.
Beyza Durmazve Ali Cem Çehreli imzalı bu şarkı 50 milyon tıklanmış. Google’da en çok aranan şarkı listesinin de 8. sırasında...
Beyza müziğe 2 yaşında başlamış.
Lise döneminde şan, gitar, piyanove Türk sanat müziği eğitimleri de almış. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde okuduğu yıllarda, türküleri yeniden düzenleyerek konserler veren Grup Nefes’e solistlik yapmış.
Beyza 7 dilde şarkı söylüyor. Türkçe, Arapça, İtalyanca, İspanyolca, İngilizce, Hintçe veYunanca.
Şeffaf Oda’da da 4 dilde şarkı söylüyor.
JİNAN, 18 yaşındaki bir Ezidi -yeni evli- kadın.
Onun hayatı, IŞİD’in “insanlık suçu davası” için “kanıt dosyalardan” biri büyük ihtimalle.
“IŞİD elinde 11 hafta köle olarak” kalmış, kaçmayı başarabilmiş.
Onun anlattıklarını Fransız gazeteci Thierry Oberle kitap haline getirmiş. (*)
Avrupa Parlamentosu dün “IŞİD’in soykırım yaptığı” kararını aldı.
Böylece “Jinan Dosyası” tarihi bir yargılamada kanıtlar arasında olabilecek.
Kitaptan bazı satırlar yansıtayım...
Siyah bayraklı araçlar, paralel yol üzerinden bizi solluyor, şeridin başına doğru süratle yol alıyorlar. Onlarca cihat savaşçısı konvoya saldırıya geçiyor. Arabalardan ateş ediyorlar......havaya ateş açılmasına rağmen donakalıyoruz.
GÜNEYDOĞU için çok gerçekçi bir söylem:
“Güvenlik olmadan çözüm olmuyor ama çözüm sağlanmadan da bu işin içinden çıkılmıyor.” (*)
.......................
Gerçekten...
Güvenlik sağlanmadan çözüm sürecinin geldiği yer işte ortada.
Süreç boyunca -iktidar sözcülerinin de dile getirdikleri gibi- PKK şehirleri silah, patlayıcı, mühimmat deposu haline getirdi. Hendeklerin bir kısmı daha o zamanlar kazılmaya başlanmıştı.
PYD’nin sokak savaşlarında deneyim kazanan PKK kadroları Güneydoğu şehirlerine gelmiş, PKK’nın gençlik yapısına eğitim vermişti.
Gene iktidar sözcülerinin de belirttiği gibi, güvenlik güçleri bu hazırlıkları valilere bildiriyor ama -sürece zarar vermemesi için- bir göz kapatılıyormuş.
TÜRKİYE’nin Güneydoğu’sunda PKK’nın “özerklik ilanına” kalkıştığı ilçeler güvenlik güçlerince temizlenmekte.
Ama bu kadar bile nasıl direnebildiler?
“Zagros, Kanas (keskin nişancı tüfeği) ve Sırp keskin nişancılar” gibi söylemler medyada dolaşıyor.
Ama...
Bunlar “buzdağının” görünen küçük kısmı.
Özel kuvvetlerden TSK emeklisi Abdullah Ağar’ın satırları dikkat çekici. Özetle, buzdağının tamamını yansıtayım:
.......................
Gazete manşetlerine, televizyon ana haberlerine, sosyal medyaya bir fenomen gibi dalan PKK’nın şu dandik silah yani namıdiğer “Zagros”, -boş- bir şehir efsanesine dönüşmüş durumda.