Güneri Cıvaoğlu

Sultanahmet’te canlı bomba hem kendini hem “şanssızlığı orada bulunmak olan” insanları bu dünyadan kopardı.

Çok sayıda insanı yaraladı.

“Yayın yasağı sınırlarını” aşmamak için ayrıntıya girmeyeceğim.

Olayın kendisini çok aşan büyük fotoğrafı görebilmeliyiz.

YENİ TERÖR

GENELLEME olarak “fütürist (gelecek bilim)” kitaplara ilgi duyarım.

Çok yıllardır altlarını çize çize, notlar çıkararak okurum

Türkiye’ye “yeni anayasa” için“Her şey bitti de sıra buna mı geldi” diyenlere karşın “Tam tersine, asıl şimdi sırasıdır.”

Gerçi...

“Güney-doğu’da PKK’nın hendekleri arasında sıkışmış mahalleler varken... Onları temizlemek için güvenlik güçleri canları pahasına çatışmadayken... Her gün şehit cenazeleri kalkarken... Nevruz’la birlikte hendek eylemlerinin büyük şehirlere yayılmasının kara tezgâhları konuşulurken... PYD’nin son kanton zincirinde son halka olan Fırat’ın batısı bir tehdit olarak büyürken”yeni anayasanın ve başkanlık sisteminin gündemde “öncelik alması” yadırganıyor olabilir.

Ama...

Türkiye’nin diğer siyasi ve yapısal sorunlarının yanı sıra özellikle “PKK kalkışımı”çözümü için de“yeni anayasa” bir“sol anahtarı” gibidir.

“Ses kaosunun”bir “düzenli” notalar akışına evrilmesini açacak o baştaki “sol anahtarı...”

Şeffaf Oda’nın bu haftaki konsepti; aşk... Konuklarım; “Aşk İçin Gelmişiz” albümüyle Mustafa Ceceli ve süper model Tülin Şahin.

Mustafa albümü 11 günde hazırlamış ama planlama aşaması5 yıl sürmüş.

Gönül dünyasında farklılıkları ortaya çıkaranların eserlerinden oluşuyor.

Mustafa albümü için “Yüzyıllardır ortak dilimiz olan aşka yazılmış en güzel şarkılardan oluşuyor” diyor.

“Her kime sultanım diyorsanız o kabul etsin bu şarkıyı” diyor ve programa Sultanım’la başlıyor.

..........................

Mustafa müziğe annesinin örgü şişleriyle tava çalarak başlamış. Piyano, ut, perküsyon, bateri, gitar, darbuka da çalıyor.

Son enstrümanı da “soda şişesi.”

Avrupa’da “Din Savaşları” diye anılan 30 yıllık süreç 1648 yılında sona ermişti.

Hıristiyanlığın Katolik mezhebine bağlı ülkelerle Protestanlığı kabul edenler 1618’den başlayarak 30 yıl süreyle savaştılar.

Mezhep uğruna çok kan döküldü.

1648 yılında imzalanan “Vestfalya Anlaşması” noktayı koydu.

Avrupa’da her iki mezhepten çok sayıda devlet ortaya çıktı.

Ama...

“Aydınlanma” çağı başlamıştı.

Luther’in başlattığı ve Bacon’ın, Decartes’ın sürdürdüğü “Tanrı ile insan arasına kimse giremez. Her birey, kutsal kitap İncil’i kendi aklı ve vicdanıyla yorumlar” diye özetleyebileceğim akım Protestan görüşü olmakla beraber, Katolikler üzerinde de etkili oldu.

Aşağıdaki yazıdan “spotlar” sunayım önce.

- ABD Genelkurmay Başkanı Dunford Türkiye’ye bir şey istemek için gelmedi, Türkiye davet ettiği için buradaydı.

- ABD, güney sınırından Türkiye’yi kuşatan PYD’yi terörist DEAŞ’la (IŞİD) mücadele eden seküler Kürt güçleri olarak pazarlıyor.

- PKK-PYD’yi şımartan da bu. Sırtını ABD’ye ve Rusya’ya dayamış olan Kandil Güneydoğu’da şehir savaşlarını başlattı ve sürdürüyor. (Cemil Bayık’ın açıkça “Silah bırakmamız için hiçbir sebep yok” söyleminin arkasında bu destek var. G.C)

- ABD, Türkiye’nin hassasiyeti nedeniyle SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ adı altında bir oluşum meydana getirdi. Bel kemiği PYD olan ve etrafına Arapların, Türkmenlerin yerleştirildiği bir yapı bu.

- DEAŞ’le mücadele görüntüsü altında SURİYE DEMOKRATİK GÜÇLERİ Araplara ve Türkmenlere ait köyleri boşaltıyor, Kürtleri yerleştiriyor. Hedef 25 Ocak’ta Suriye müzakereleri başlamadan Kuzey Suriye’de demografik yapıyı değiştirmek.

ABD Genelkurmay Başkanı’na PYD’nin kuzey Suriye’de boşalttığı ve Kürt nüfusu yerleştirdiği mezra, köy, ilçe ve şehirler ayrıntılı bir şekilde isim isim haritada gösterildi.

- Ankara’nın ‘güvenli bölge’ olarak planladığı ve kırmızı çizgileri içine aldığı Cerablu

HDP eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın “dokunulmaz-lıklarının kaldırılması” gündemde.

Hukukçu şapkamı giyiyorum, “Herkes kanun önünde eşittir. Suçsuz ceza ve cezasız suç olmaz” ilkesini düşünüyorum.

Ancak...

“Gerçekten bir suç işlenmiş mi ve eğer öyleyse bunun kararını verecek merci mahkemedir.”

Milletvekilleri “dokunulmazlık” zırhı içinde oldukları için mahkemelerde yargılanmaları yolu “şartlı” kapalıdır.

O şart ise TBMM Genel Kurulu’nun karar vermesidir.

Fezleke yazılır. Önce Adalet Bakanlığı’na gönderilir.

Adalet Bakanlığı bu fezlekeyi Meclis Başkanı’na sunar.

KIŞIN bastırdığı, soğuğun bıçak gibi kestiği, iliklere işlediği şu aylarda Güneydoğu’daki Kürt yurttaşlarımız evlerinden kaçmak zorunda kaldılar.

Yanlarına yerleşecekleri bir akraba evi olmayanlar, devletin gösterebildiği az sayıda otel odasına geçmek şansı olmayanlar perişan.

Okullara, camilere sığınıyorlar.

Evlerinde kalabilenler ise elektriksiz, yakıtsız...

Açlık sınırındalar.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün grupta Güneydoğu’dan gelen bazı mektupları okudu.

Durumları içler acısı...

Burada Kılıçdaroğlu’nun bir önerisini altını çizerek vurgulamak istiyorum.

Yılbaşını Çek Cumhu-riyeti’nin başkenti Prag’da geçirdim.

Alandan otele giderken şoförümüz “Pavel”le lafladık.

“Prag ekonomisini” sordum.

Birinci sırada “turizm...” (*)

Dünyanın her tarafından, her dilden turist akıyor Prag’a.

Bir yazar, bir kentin ekonomisine bu kadar mı katkı yapabilir?

Kafka, Prag’ı çekim alanına dönüştürmüş.

Büyük yazarın doğduğu, yetiştiği, eserlerini yazdığı Prag okurlarının görmek tutkusuna düştüğü bir kent.