Kayra’nın her tadımındaki geleneksel fotoğraf.
Bodrum Türkbükü’nde lacivert kadife bir gece. Maça Kızı’ndayız.
Gündem, Mey’in bu yılki “Imperial’i.”
Her yıl Mey İçki şarap çeşitlerinden sadece biri ve Kayra’nın şarap yapım uzmanı Daniel O’Donnell’e göre “en iyisi” seçiliyor.
“Imperial” etiketiyle şişeleniyor.
Suriye Başkanı Esad’ın “kalbi” sayılan salondaki patlama, sadece en üst düzeydekilerin ölmeleri ve yaralanmasıyla “di’li geçmiş zaman kipi” değildir.
“Ağır uyarıdır.”
Esad’a ,“senin de başına gelecek olan budur” mesajı çok ciddi verildi.
“Rusya ve Çin seni B.M. Güvenlik Konseyi’nde koruyabilir. Yaptırımları engelleyebilir. Dış müdahalelere karşı silahlı güçleriyle engelleme yapabilir ama suikasttan kurtaramaz. Sen ve ailen bir anda paramparça edilirsiniz.
İyisi mi, direnmeyi bırak.
Aileni de alıp güvenliğinin sağlanacağı bir ülkeye uç.
Kan dursun.”
CHP için “değişmek” ve “dönüşmek” söylemleri -bana göre- güzel değil.
“Yeni CHP” de öyle...
“CHP’nin geçmişini infaz” hissini veriyor.
Elbette, aslında, geçmişe “saygısızlık” ve “vefasızlık” gibi bir durum yok ama satır aralarında “tarihi yargılanan bir CHP hissiyatı” bu partiye 50 yıldır oy vermiş Atatürkçü nesillerin içini acıtıyor.
“Siz onlarca seçimde yanlış bir CHP’ye oy verdiniz” gibi itelenmenin burukluğu bu...
“CHP’nin köklerinden koparılmakta olduğu” hissiyatı da yaşanıyor.
Yanlış anlaşılmasın.
Kurultay notlarına bir “tipik CHP profili çizen” satırlarla başlayayım.
“CHP’de oyunlar bitmez!..”
Yıl 1999...
Genel seçimlerde Deniz Baykal başkanlığındaki CHP yüzde 10 barajı geçememiş, Meclis’e girememiş.
Siyasette patlayan bir mayın bu.
Olacak şey değil.
Cumhuriyet’le yaşıt parti, nasıl Meclis’e giremez?
CHP cephesinde yeni bir şey yok. Beklenen oldu. Yazının rotasını “güzel şeylere” çevirelim.
Bu gece Bodrum /Turgutreis D-Marin’de Fazıl Say çalıyor...
Önce Çaykovski’nin Piyano Konçertosu...
Ardından...
2. senfoni “Mezopotamya”sını çalacak.
Güneydoğu’nun notalarla anlatımı bu; “Ovada 2 çocuk... Dicle... Ölüm Kültürü Üzerine... Melodram... Ay... Güneş... Kurşun... Fırat... Savaş Üzerine... Mezopotamya Türküsü.”
Fazıl’a eşlik eden Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nı Gürer Aykal yönetecek.
Osmanlı’da hukuk “kürtajı” ya da o dönemlerin ifadesiyle “ıskat-ı cenin (cenini kovmak)” durumunu bakın nasıl düzenlemiş.
2012 Türkiye’sinde hala tartışılan “kadının kendi bedeni üzerinde karar hakkı sınırları” Osmanlı köklerine kadar iniyor.
Anlatayım:
Annemin ve babamın nüfus kâğıtlarında “dini İslam” ve “mezhebi Hanefi” yazardı.
Sonraları nüfus kâğıtlarında bu bölümler kaldırıldı.
Aradan çok yıllar geçti.
Geçenlerde “Hanefiliğin” İslamiyet’in “göreceli (nispeten)” liberal hukuk okullarından olduğunu okudum. Hanefi hukuku Osmanlı hukuk sisteminin de temeliymiş. (*)
Hiç yapmamaya özen gösterdiğim halde bugünlük bir istisna!.. Sayfada ‘iki resmim birden var’. Ama... Bar Refaeli ve Milla Jovoviç arasında tercih yapamadım.
Erkek okurlarıma sesleniyorum. Sanırım...
Benim yerimde olsanız siz de yapamazdınız.
Biri açık kumral, diğeri siyah saçlı iki güzel, zarif ve ünlü genç kadın.
Onların ötesinde başka ilgi odakları da vardı.
Hukukun “fevkalade hal” tanımındaki “sıfıra yakın” ihtimal bir yana bırakılırsa “2014’te Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı...”
Burada oyunun AK Parti için hedefi Erdoğan’ın birinci turda seçilmesi...
İkinci tura kalmaması.
Birinci turda seçilmek de “kısa menzil” sayılıyor. Referandumda alınan yüzde 58’in bir çıt yukarısına kitlendi çabalar ve hesaplar.
Biraz açayım...
Anayasa değişikliğiyle 12. Cumhurbaşkanı halkın oyuyla seçilecek.
Adaylardan biri yüzde 50’nin üzerinde oy alırsa, Çankaya’ya çıkacak.