ALMANLARIN duyarlı sinir uçlarının Nazilerin ırkçı cinayetleri olduğunu ıssız bir gecede gözlemledim.
Rezil bir geceydi.
Yunan adası Simi’nin arkasında bir koy vardır.
Geceleri ıssızdır.
İn cin top oynar.
Sadece birkaç teknenin yanaşabileceği iskelesinde gecelemek, denizin şığırtısını dinlemek hoştur.
Musevi bir arkadaşımız, eşi ve iki kızıyla, eşim ve ben yelkenliyle gece yarısı iskeleye yanaştık.
CHP‘ye dudak bükmek “post modem ana akım...”
CHP’ye ve kurultayına “siyaset hurdası” muamelesi çekiyorlar.
Oysa...
Şöyle de bakabilseler...
Her 4 seçmenden 2’si AK Parti’ye oy verdi övgülerine karşılık her 4 seçmenden 1’i de CHP’ye oy vermedi mi? CHP cumhuriyetin omurgasıdır. Demokrasiyi getiren partidir.
CHP, cumhuriyetle yaşıttır.
Nice büyük arasında varlığını sürdüren tek partidir.
FUTBOL Federasyonu’na başkan seçimi Simon Kuper’in “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” adlı kitabından, sanki bir bölüm...
Yıldırım Demirören çok büyük olasılıkla başkan seçilecek.
Ansızın 20 dolaylarında başkan adayı da ortaya döküldü.
İçinde “aslan besleyenler” ne kadar çokmuş!
Demirören ise üzerindeki baskılara rağmen “peki” deyinceye kadar uzun süre düşündü.
Birkaçı dışında diğer adayların ilk adım olan 61 imzayı bulmaları bile mümkün değil.
1970‘li yıllardı. Taksim’de çok katlı dünya markası otelin en üst katındaki bardaydık.
Bir Amerikalı gazeteciyle laflıyorduk.
Sigarası bitmiş...
Garsondan markasını söyleyerek Amerikan sigarası istedi.
Cevap “sadece Türk sigaralarımız var” oldu.
Bana döndü, sordu:
Kendilerine özgü tarzlarıyla dikkat çeken iki isim... Elif Şafak ve Hayko Cepkin...
Elif Şafak, 30 dile çevrilen kitaplarını yazarken sessizliğe bürünmüyor. Aksine rock müzik dinleyerek, bazen bir cafede, bazen ekmek kokuları arasında bir fırında yaratıyor kahramanlarını...
“Sert müzikleri dinlemeyi seviyorum. Onun verdiği enerji hoşuma gidiyor. Sessizlikte yazmak çok ürkütücü geliyor. Şehrin sesi içeri dolsun” diye anlatıyor.
Elif Şafak Londra-Türkiye arasında hayat yaşıyor.
En çok İstanbul’u seviyor.
“İstanbul’la aramda duygusal bir sarkaç var. Her seferinde özlüyorum, bir süre sonra uzaklaşma gereği duyuyorum” diyor.
CEMAATLE iktidar arasında “kara kedi” yorum çeşitlemeleri yoğun.
Aslında birincisi “sosyal” ikincisi “siyasal” eksenli oldukları için “çatışmak” değil birbirini “tamamlamak” durumundadırlar.
Düz mantık bunu gerektiriyor.
Sosyal yapılanma üzerinde siyaset projesi gerçekleşebilir.
Cemaatin 3 sütunu “İslam, Milliyet, Çağdaşlık” diye tanımlanıyor.
Fethullah Gülen Hoca’nın “altın nesli” bu 3 ilkeyle örülmekte.
Batı’nın her alanda ilmi alınacak, ama İslam inancı ve bu toprakların insan değerleriyle içselleşecek.
ŞENEZ Erzik Türkiye’nin “uçan büyükelçisidir (flying ambassadeur).”
Yıllardır Türkiye’yi üst düzeyde temsil eder.
Dünyada ve özellikle Avrupa’da spor soyağacının kişiliğini kabul ettirmiş saygın ismidir.
Geniş ve etkin çevresini yılların ilmikleriyle goblen gibi işlemiştir.
“Uluslararası” olmak uzun ve yoğun süreci gerektirir.
Bu karatta bir insanımızı TFF’nin -hele şu balçık haliyle- başkanı görmek düşüncesi tedirgin ediyor.
“Önce... Balçıkta yürüyenin ayaklarına da çamur bulaşır” kaygısının altını çizmeliyim.
BUGÜN köşemi RADİKAL Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can’a bırakıyorum.
Satırları çoğumuzun ortak duygularını yansıtmakta.
Bakın nasıl?
NE DEĞİŞTİ
Free Zone filminin şu sahnesini izleyin... Emin olun hiçbir tartışma programında bulamayacağınız cevapları bulacaksınız...
Bir kadın camdan dışarı bakıyor...
Böyle başlıyor film.