Gizli servisler (!)

24 Şubat 2006

Fotoğrafı netleştirmekte fayda var............................1- Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ılımlı kişiliği ve üslubuyla hiç örtüşmeyen ve doğrusu kendine hiç de yakışmayan bir söylemde bulundu."Türk medyasını, yabancı istihbarat servislerinin ve diplomatların yönlendirmesine" açık olmakla suçladı."Hamas'ın, topraklarını işgal eden İsrail'e karşı savaştığı ve PKK'yla mukayese edilemeyeceği, çünkü Türkiye'nin kendi topraklarında işgalci olmadığı" mesajını verdi. "Türk medyasının kullandığı bu başlığı, İsrail basını kullanmadı" yorumunu yaptı.Gazetecilik meslek örgütleri tepkilerini ortaya koydular ve Türk medyasının "yabancı diplomatlar ve istihbarat örgütleri tarafından manipüle edildiği" iddiası için kanıt istediler.Elbette böyle bir kanıt yok... Olamaz da...Bunu düşünmek bile yanlış."İsrail hükümeti PKK başkanıyla konuşsa.........." diye başlayan söyleme gelince... Böyle bir çarpık paraleli kuran, Türk medyası değil. İsrail hükümet sözcüsü tarafından bir Türk TV'sine demeç olarak dile getirildi.Türkiye medyası bu söylemi, haber olarak sayfalarına ve TV ekranlarına taşıdığı içindir ki, İsrail fazla ileri gittiğini anlamış ve geri adım atmıştır.Türkiye

Yazının Devamı

Rum oyunu

23 Şubat 2006

"1- Rum tarafı, Ek Protokol'e dayanarak şu sıralar birkaç gemisini Türkiye limanlarına gönderebilirdi. Türkiye reddedince, AB'ye dönerek yaygara koparırdı; 'Türkiye, Kıbrıs'ı da kapsadığı halde imzaladığı Ek Protokol'ü uygulamıyor... Müzakereler durmalı' diye tuttururdu.2- Türkiye, Ek Protokol'ü TBMM'de hâlâ onaylamadı. AB 'onaylayın' diye bastırıyor, limanlar ve havaalanları için de uygulamanın başlaması gerektiğinin altını çiziyor. Ankara sıkışmakta."Ve işte aradan 1 ay bile geçmeden Kıbrıs Rum bandıralı bir konteyner Mersin Limanı önüne demirledi. Malını boşaltmak başvurusunda bulundu.Türkiye'nin baş ağrısı olan "Ek Protokol"ün bütün AB ülkelerini ve bu bağlamda Güney Kıbrıs'ı da kapsadığı iddiası, fiilen işleme konulmuş oluyor.Türkiye, böyle bir olasılığı gördüğü içindir ki, kısa süre önce BM Genel Sekreteri Annan'a yeni bir plan sunmuştu.Kıbrıs Rumlarının Türkiye limanlarına bir şileple dayanması gibi bir oldubitti yapmasını bu planla göğüslemek öngörülmüştü.Rum tarafı, bu planı "konuşmaya bile gerek yok" diyerek reddetmişti.Ama...Rumların Ek Protokol şemsiyesi altında Türkiye limanlarına şilep ya da Türkiye havaalanlarına uçak göndermek oldubittisine karşı, "Bu ihtilaflı bir

Yazının Devamı

Öldüren kartlar

22 Şubat 2006

Bir ülke düşünün ki, işportada kredi kartı dağıtılıyor. Hepimizin gördüğü ve yaşadığı manzaradır bu.Banka şubelerinin önüne bir işporta, arkasına da bir delikanlı ya da genç kız... Gelen geçeni çevirerek "Bankamızın kredi kartını verebilir miyiz?" diye soruyorlar. Yanında da üstünde bankanın adı yazılı bir çanta ya da kalemler, anahtarlık gibi promosyonlar...Önceleri postadan hazırlanmış kredi kartlarını göndermeye başlamışlardı. Peki kim istedi bu kartı?.. İsteyen yok ama gönderiyorlar..........................Olur şey değil.Ne postayla kart gönderilenin ve işportadan kart verilenin mali durumu, belirli bir gelirinin olup olmadığı araştırılıyor ne de etik değerleri... Sanki bayram şekeri dağıtılıyor... Daha acısı... Bu tür yöntemler, "kartla harcama bağımlılığı yaratmak tuzağı" gibi de algılanabilir.Başka bağımlılıkları oluşturmak için de önceleri ücretsiz sunumlar yapılmıyor mu?Kartı alan, bir anda önüne masal kapılarının açıldığını sanıyor.Vitrinler önünde sadece içi sızlayarak seyrettiği giysilere, bakkallarda, marketlerde çocukları için alamadığı yiyeceklere bir imzayla ulaşıvermek, rüya gibi bir yeni yaşam.Bakkala, hazır giyimciye veresiye için baş eğmek yok. At imzayı, al

Yazının Devamı

Erken depar

21 Şubat 2006

Sadece Filistin ve İsrail değil, Ortadoğu ve Balkanların en sağlıklı tapu kayıtları da Türkiye'dedir.Körfez şeyhlikleri arasında Kardak kayalıklarına benzer bazı kayalıklar nedeniyle "aidiyet" anlaşmazlıkları olmuş ve Türkiye'deki kayıtlar incelenerek çözüm bulunmuştur. Çünkü... Petrol damarları nedeniyle kıyılar ve sahildeki kayalıkların aidiyeti bile çok önemli.Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, hatta Sırbistan'da yüzyıllar ötesine uzanan tapu kayıtları da Türkiye'dedir.Ancak... Artık Balkan ülkelerinde bu tür tapu ve sınır anlaşmazlıkları olmuyor.Tapu kayıtları sadece tarihi değeri olan arşiv değerleri... Zaten sınırlar da etnik ve tarihi bazı ölçütlerle çizilmiş.Bu karşın... Ortadoğu'da hâlâ bazı tapu ve sınır anlaşmazlıkları için Türkiye'deki kayıtlara başvurulmakta.Dünya Savaşı galiplerinin cetvelle çizdikleri sınırlar, bu kayıtlara uymayabiliyor.1919'da Kudüs'ün anahtarlarını teslim edip Osmanlı geriye bakmadan gitmiş.On yıllarca Arap dünyasıyla ilgilenmemiş.Ne var ki... 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in söylemiyle, "Tarih Türkiye'yi paçasından çekiyor."Bazen tapu kayıtları, bazen diğer bağlarla Türkiye kendisini Ortadoğu'nun sorunları dışında

Yazının Devamı

Makyavel demokraside

19 Şubat 2006

'Amaç için aracın temizliğini' sorgulamaz. Hedef, iktidarı ele geçirmek ve sonuna kadar elde tutmaktır. Makyavel, geçmiş dönemlerin otoriter yönetimleri için bu hedefe odaklı "fırsatçılık" denebilecek ilkelerini sıralamıştı."PRENS" böyle yazılmıştı.Ama demokrasi çok şeyi değiştirdi.Politika artık, krallardan, prenslerden ya da Lenin, Stalin, Hitler, Saddam gibi diktatörlerden esin alamaz. "Korkutmak" eksenli olamaz.Tam tersine "korkutmamak"tır rota... Araç "hoşa gitmek, hoşnut etmektir." Peki Makyavel sağ olsaydı, halkı hoşnut etmek için politikacıya hangi öğütleri verirdi?.........................Kitabı, Fransa'nın eski başbakanlarından Edouard Balladur yazmış. Orhan Aker dostum göndermiş. Düşünerek, gülerek okunacak, derinliği olan bir yapıt..........................PRENS'te "iktidarı almak ve elinde tutmak" için bir avuç "güçlü" ile mücadelenin korkutmaya ve yok etmeye dayalı yöntemleri sıralanıyordu.Demokraside de bunun türevleri hâlâ yok mu? Örneğin... Çevrende senden akıllı başın bulundurulmaması...Ve bir dizi paralel............................Ama...Demokraside, politikayı daha zor hale getiren şey, bir avuç güçlü ile entrikaların ötesinde asıl toplumu hoşnut etmek ve

Yazının Devamı

Kopya lider

18 Şubat 2006

İlginç buldum, yansıtıyorum... Yerküre liderlerinin birer canlı kopyasını oluşturuyorlar. Yani... Bir ülkenin liderinin adını X kabul edelim. MOSSAD'daki canlı kopya, X'in yaşamını, bilgilerini, dosyalarını neredeyse birebir paylaşıyor. Tabii MOSSAD'ın haber alma olanaklarının el verdiği ölçüde...Böylece... Herhangi bir sorun oluştuğunda X'in olası düşünceleri, tavırları, izleyeceği politikalar hakkında yaklaşık öngörü sağlanabiliyor. Elbette İsrail için stratejik önemde olan liderlerden söz ediyorum...........................Bu yöntemin, "Türkiye istihbaratı tarafından da uygulanması" için dönemin bir başbakanına öneri yapıldığını dinledim. Ankara reddetmiş.Fantezi görünüyor. Sanki şaka.Ancak... Çok çok da uzak bir olasılık değil. İsrail, Yom Kipur Savaşı'na kadar askeri istihbarata önem vermiş ve bunun ne kadar eksik olduğunu savaşın başlamasıyla anlamış. İsrail böyle bir savaşı, askeri değerlendirmelerle hiç beklemiyormuş ama karar siyasi olmuş. Politik istihbaratın daha önemli olduğu kanısına varılmış.Yerküredeki -İsrail için- stratejik liderlere bu "simülasyon" yöntemi devreye sokulmuş. Liderlerin psikolojilerini, davranışlarını sürekli

Yazının Devamı

Hamas sancısı

17 Şubat 2006

Bu ölçüsü fazla kaçmış bir paralel.Terör eylemlerini elbette kınıyorum ve politikalarına, söylemlerine de hiç katılmam ama Hamas, kendi topraklarında düzenlenen seçimi kazanmış radikal de olsa bir parti. PKK'yla ne ilgisi var.Ancak... Bu Hamas grubu ziyaretinin, Türkiye'nin başını çok ağrıtacağı söylenebilir.Ziyaret saklanmış, kimse Türkiye'den aracılık istememiş, Hamasçıları kimlerin çağırdığı belli değil. Üstelik gelenler de hükümeti kuracak olanlar değil, Şam'a sığınmış kaçak yaşayanlar...Durduk yerde bir gerilimin odak noktası oluşuyor.Telaviv'den, Washington'dan, Berlin'den, Brüksel'den ilk sesler hiç de iç açıcı değil.Sanki Türkiye'nin Hamas yönetimini ilk tanıyan devlet olması gibi bir görüntü çok mu gerekliydi?Kaldı ki, seçim kazanmış bile olsa Hamas'ın, Filistin'de ayağını çok sağlam bastığı söylenebilir mi?............................Türk psikologları Filistin'de yaşanan acıların travma izlerini silmek üzere, zaman zaman Filistin'de çalışmalar yapıyorlar. Hamas'ın seçimleri kazandığı günlerde de oradaydılar.Halka psikolojik yardım katkılarının yanı sıra, Filistinli psikologları -bir bakıma- eğitiyorlar.Davranış Bilimleri Enstitüsü Başkanı Psikolog Emre Konuk'tan Filistin

Yazının Devamı

Kepenk katsayısı

16 Şubat 2006

"Kepenk kapattırma" eylemleri, bir kez daha vizyonda...PKK bildirimleriyle Güneydoğu'da hatta İstanbul'un bazı yörelerinde kepenkler indirildi. Devletin egemenliğindeki topraklarda meşruiyet dışı bir örgütün hâlâ dayatarak sonuç alabilmesi ne yazık...Hele... Namlu zorunun ötesinde "PKK propagandasının" etkisiyle kepenk indirenler de varsa, bu daha da acı.........................Çok zorlu bir sorun bu."İrtica" bile daha az tehlikeli.Çünkü... Ekonomik kalkınma ve aydınlanma, irticanın kabuklarını kırabiliyor. Dini inançlara dayalı yargılara esneklik kazandırabiliyor.Ekonomik kalkınmanın beraberinde getirdiği kültürel aydınlanma da, dinde irticaya varan taassubu çözerek muhafazakâr kapitalist topluluklar oluşturuyor.Ama... "Etnik ulusçuluk" öyle değil.Ekonomik kalkınma, kültürel gelişim, eğitim, aydınlanma, demokrasi "etnik ulusçuluk" saflarını sanıldığı gibi gevşetmiyor. Tersine, o safları sıklaştıracak, ayrılıkçı fikirler üreterek etki yapacak "kanaat önderleri" de yaratıyor.Türkiye'de kabul etmek gerekir ki, aynı süreç "yaşanmıyor" denemez.Dünyanın diğer ülkelerinde de bu gerçek yaşanıyor. Sardunya Adası, İtalya'da en varlıklı yörelerden biridir ama ayrılıkçı rüzgârlar güçlü

Yazının Devamı