Kerameti nereden

27 Mart 2003

Ya memleketi batırırken o laflardan servet kazananlar da olamaz mı?Sözgelişi... "Türkiyenin moratoryuma gideceğini", yani Türkiyenin borçlarını çeviremeyecek hale düşeceğini, devletin iflasını iddia etmek... Lafla devleti batırmak değil de nedir?Bunu söyleyebilenin kamu vicdanındaki cezası - ömür boyu - lanetlenmektir.TCKda ise kamu düzenini karıştırmak ve yersiz heyecana, karmaşaya neden olmak suçunun karşılığı 3 buçuk yıl ağır hapistir.Suç, yayın yoluyla işlenmişse ceza daha da ağırlaşır.Düşünün...Bu zevzeklik dünyanın en büyük gazetelerinden birinde yayımlanmıştır.Ya sözlerin sahibinin önceki hükümetlerde uzun süre başbakanlık yapmış birinin yeğeni olması... Ve iş dehası(!) olarak genç yaşta bir menkul değerler sihirbazı haline gelmiş bulunması! Bu özellikleri, ona daha da kulak verilmesini sağlıyor.Ve her zamanki gibi, zevzekliğin sahibi "sözlerinin çarpıtıldığını, yanlış anlaşıldığını" söylemiştir.Yaptığının üzerine böylece, alameti farikası olan tüyü dikmiştir.Aman diğerlerinden ayrılsın...Bu, bildiğiniz diğer haltlardan değil.Prens herzesidir.O laflar bu para sihirbazını zengin etmiş de olmaz mı? Memleket laftan battı derler. Rakamların dili Rakamların dili hiç de öyle

Yazının Devamı

Kerameti nereden

27 Mart 2003


<#comment>     Memleket laftan battı derler.
     Ya memleketi batırırken o laflardan servet kazananlar da olamaz mı?
     Sözgelişi... "Türkiye’nin moratoryuma gideceğini", yani Türkiye’nin borçlarını çeviremeyecek hale düşeceğini, devletin iflasını iddia etmek... Lafla devleti batırmak değil de nedir?
     Bunu söyleyebilenin kamu vicdanındaki cezası - ömür boyu - lanetlenmektir.
     TCK’da ise kamu düzenini karıştırmak ve yersiz heyecana, karmaşaya neden olmak suçunun karşılığı 3 buçuk yıl ağır hapistir.
     Suç, yayın yoluyla işlenmişse ceza daha da ağırlaşır.

Yazının Devamı

Kargalar

26 Mart 2003

Türkiye böyle çıkışlara alışıktır. Örneğin 1960lı yıllarda Başbakan İsmet İnönü de ünlü Johnson mektubu üzerine patlamıştı. "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye oradaki yerini alır" demişti. Çünkü... Dönemin ABD Başkanı Johnson, mektubunda, İnönüye "NATO için size verdiğimiz silahları, Kıbrıs Rumlarına karşı kullanamazsınız. Bu yüzden başınız Sovyetler Birliği ile derde girerse sizi korumayız" diye yazmıştı.İnönünün kükremesi üzerine Cumhuriyet tarihinde ilk kez Ankara caddelerinden gençler, ABD Büyükelçiliğine akmıştı."Go home" diye ilk kez haykırılıyordu.ABD ile Türkiyenin arası açıldı, ama İsmet Paşanın "Türkiye de oradaki yerini alır" dediği yeni dünya, hiçbir zaman kurulmadı.Dünya çoktan paylaşılmıştı da ondan.Şimdi de 1i kapanırsa 13 kapı açılmaz. Şimdilerde ABDye posta atarcasına büyük AKP büyükleri "1 kapı kapanır 13 kapı açılır" lafları ediyor. Kırık anahtar "Ho Shi Minhin önünde aşılması çok zor duvarlar yükseliyor.Oysa, Türkiye için sorun çok daha kolay.Anahtarı çeviririz. Kapı açılır. Duvarın öbür tarafına geçeriz."Duvarın öbür tarafı... Yani, Sovyet bloku.Eceviti böyle konuşturan da ABDnin densizliğiydi.Makarios - Sampson ikilisinin Kıbrıs Türklerine toplu kıyıma

Yazının Devamı

Kargalar

26 Mart 2003


<#comment>     Şimdilerde ABD’ye posta atarcasına büyük AKP büyükleri "1 kapı kapanır 13 kapı açılır" lafları ediyor.
     Türkiye böyle çıkışlara alışıktır.
     Örneğin 1960’lı yıllarda Başbakan İsmet İnönü de ünlü Johnson mektubu üzerine patlamıştı. "Yeni bir dünya kurulur, Türkiye oradaki yerini alır" demişti. Çünkü... Dönemin ABD Başkanı Johnson, mektubunda, İnönü’ye "NATO için size verdiğimiz silahları, Kıbrıs Rumlarına karşı kullanamazsınız. Bu yüzden başınız Sovyetler Birliği ile derde girerse sizi korumayız" diye yazmıştı.
     İnönü’nün kükremesi üzerine Cumhuriyet tarihinde ilk kez Ankara caddelerinden gençler, ABD Büyükelçiliği’ne akmıştı.
     "Go home" diye ilk kez haykırılıyordu.
     ABD ile Türkiye’nin arası açıldı, ama İsmet Paşa’nın "Türkiye de oradaki yerini alır" dediği yeni dünya, hiçbir zaman kurulmadı.

Yazının Devamı

Kırmızı teğel

25 Mart 2003

"Dün, sayıları 1000in altında ABDli, bizim Kuzey Iraktaki havaalanlarımıza indi. Daha fazla olabilirdi ama Türkiye karadan geçiş vermediği için dar olanaklı havaalanlarımıza böyle küçük sayılarla geliyorlar."Bu ABD silahlı birlikleri ne yapacak?"Erbil - Kerkük ve Erbil - Musul arası tampon bölgeyi tutacak."Ya siz Kürtler?"Biz ABDnin partneriyiz. Koalisyon üyesiyiz. Ortağımız olarak ABDnin duyarlı hatları tutması bizim için yeterli güvencedir."Bu söylem çok şeyi ortaya koymakta.Türkiye - daha önce girmiş az sayıda birliğin dışında - neredeyse bölgede yok.Bushun Kuzey Irak Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad ile dün Ankarada yapılan görüşmeler sonucu belki birkaç bin kişilik silahlı gücümüz daha girecek ama duyarlı bölgeleri denetleyecek mevzilerde bulunmayacak.ABD ile dirsek temasında kalacak.Yöredeki Barzani ve Talabani güçleri ise ABDnin başını çektiği koalisyonun asli ortağı.Yeniden yapılanma aşamasında koalisyon ortaklığı, herhalde Kuzey Irak Kürtleri için artılar üretecek. Kuzey Irak Kürt bölümü kurmaylarından dinliyorum: Kürtler savaşacak mı? Kuzey cephesinde ABD ile birlikte sıcak çatışmaya girecekler mi?İlke olarak... Hayır.Onların görevi bir kısım Irak birliğini kuzeye

Yazının Devamı

Kırmızı teğel

25 Mart 2003


<#comment>     Kuzey Irak Kürt bölümü kurmaylarından dinliyorum:
     "Dün, sayıları 1000’in altında ABD’li, bizim Kuzey Irak’taki havaalanlarımıza indi.
     Daha fazla olabilirdi ama Türkiye karadan geçiş vermediği için dar olanaklı havaalanlarımıza böyle küçük sayılarla geliyorlar."
     Bu ABD silahlı birlikleri ne yapacak?
     "Erbil - Kerkük ve Erbil - Musul arası tampon bölgeyi tutacak."
     Ya siz Kürtler?

Yazının Devamı

O 3 oy var ya!..

23 Mart 2003

Türkiyede tüyler diken diken olmuştu.ABD bir kez gelmeye görsün... Gitmek bilmezdi ki. 12 yıldır, İncirlik üzerinden Kuzey Irakı denetliyordu.Bu şemsiyenin gölgesinde Barzani ve Talabani kabak çiçeği gibi açılmışlardı.Silahlanmışlar, yeniden yapılanmışlar. Adı konulmamış devlet haline gelmişlerdi.150 bin Amerikan askeri, Kuzey Irakta Türkiyenin tribüne çekilmesi demek olurdu.Bu sayı hiçbir zaman Kuzey Iraktaki TSK varlığının üstünde olmamalıydı.ABD, direnmedi... Basamak basamak 30 - 40 bine geriledi. Türkiyeden "full cooperation" (tam işbirliği) istediği zaman, ABD, Güneydoğudan geçireceği asker sayısı için kapıyı 150 binden açmıştı. Püf noktası Hesap bu muydu? Elbette hayır. Türkiye, sıcak çatışmada yer almamakta kesin kararlıydı. Bunu her vesileyle ABDye bildiriyordu.O halde Kuzey cephesindeki sayısal eksik, Barzani ve Talabani kuvvetlerince karşılanmalıydı. Zaten bir yıla yakın süredir sayıları 10 bini bulan ABD özel birlikleri, Kuzey Irak Kürtlerini eğitmekteydi. Kürtler ileri teknolojide silahlandırılmışlardı.İşte, o zaman, Kuzey Irak Kürtlerine silahların nasıl dağıtılacağı, savaştan sonra nasıl geri alınacağı tartışmaları gündeme geldi. Kürtler, böyle bir taahhüde

Yazının Devamı

O 3 oy var ya!..

23 Mart 2003


<#comment> Türkiye’den "full cooperation" (tam işbirliği) istediği zaman, ABD, Güneydoğu’dan geçireceği asker sayısı için kapıyı 150 binden açmıştı.
Türkiye’de tüyler diken diken olmuştu.
ABD bir kez gelmeye görsün... Gitmek bilmezdi ki. 12 yıldır, İncirlik üzerinden Kuzey Irak’ı denetliyordu.
Bu şemsiyenin gölgesinde Barzani ve Talabani kabak çiçeği gibi açılmışlardı.
Silahlanmışlar, yeniden yapılanmışlar. Adı konulmamış devlet haline gelmişlerdi.
150 bin Amerikan askeri, Kuzey Irak’ta Türkiye’nin tribüne çekilmesi demek olurdu.

Yazının Devamı