"Arjantinli olmaktan utanıyorum." Bunu s"yleyen bir kadın.Meslek sahibi. Çok iyi İngilizce biliyor. Aylardır işsiz.Marketleri yağmalayanlar 100 binlerden biri. 4 çocuğunu doyurmak için marketin kapısını kıran, raflarını yağmalayanlar arasında - yaptığından utanarak - o da var. Arjantinliler kıtanın gurur simgesi gibidirler. Güney Amerika' da nüfusu yerlilerle ve siyahlarla karışmamış tek ülke Arjantin' dir.Kıtanın asilleri olarak g"rürler kendilerini. Arjantin İkinci Savaşı' na kadar Dünyanın en zengin 10 ekonomisinden biriydi.Yakın zamanlara kadar en sağlam ve yaygın orta sınıf Arjantin' deydi.Tangosu, dünyanın en lezzetli etleri, uçsuz bucaksız çiftlikleri, yazar - çizerleriyle Arjantin dünyaya tepeden bakanların ülkesiydi. Ama, yıllar boyu hazır yiyen, evdeki tabloları, gümüşleri de sattıktan sonra borç çamuruna batan eski soylu ailelerin acıklı g"rüntüsünde artık. Dünkü New York Times' ta yayımlanan şu s"ylem tokat gibi: "Gurur"dan "Utanç"a... Uluslararası Basın Enstitüsü' nün Fransa' nın Bordo kentindeki toplantısındaydık.Yemek masamızda Arjantin' den ünlü bir yazarla, bir TV'ci vardı.šlkelerindeki yüzde 5000' i bulan enflasyonu anlatıyorlardı.Telefon, su, gaz
<#comment>#comment>Dünkü New York Times'ta yayımlanan şu söylem tokat gibi:
"Arjantinli olmaktan utanıyorum."Bunu söyleyen bir kadın.
Meslek sahibi. Çok iyi İngilizce biliyor. Aylardır işsiz.
Marketleri yağmalayanlar 100 binlerden biri.
4 çocuğunu doyurmak için marketin kapısını kıran, raflarını yağmalayanlar arasında - yaptığından utanarak - o da var.
Arjantinliler kıtanın gurur simgesi gibidirler.
Gilbert Becaud, Paris' te Sein' e bağlı yeşil beyaz penişinde (*) bizi bıraktı.Gitti.Sevgilinin ardından o hep yaşayacak olan şarkı "Ve şimdi"yi (Et Maintenant) s"ylüyoruz. "Ve şimdi...Ne yapacağım?Ağlamamak için güleceğim.VeŞimdi...Boş". >Gençliğinde solcu ve aşık olmayanın adamlığı tartışılır derler. Paris ve Moskova' da harmanlanırdı bu s"ylemin hayali. Gilbert Becaud, "kırık" sesiyle bütün bu hardal gibi lezzetleri vermiştir. Ve şimdi... (Et Maintenant...)Ya da ""nemli olan güldür" (C'est la rose qui est importante)... Avusturalya yerlisi aborijenlerin yüzlerce kilometre uzaktan telapatiyle konuşmaları gibi, ancak aşıkların kalp iletişimiyle algılayabildikleri "ilahilerdir."Paris kokar.Ve sol duygusallığını cinsel sosla fena halde azdırmış "Nathalie..."Kremlin duvarları ardından... Bomboş Kızıl Meydan... Puşkin Kahvesi... Ve güzel Rus rehberi Nathalie...Bir parantez daha açayım.Bomboş meydanlar onun tutkusuydu. 1988' de sabahın 6' sında sunucu Michel Drucker' le Paris' in kalbi Etoile Meydanı'nda Champs - Elysees' ın ortasında masa kurdurmuştu. TV programı yapıyordu.O bir çılgındı. Gilbert Becaud' un ardından "ve şimdi ne yapacağım" diye kimler
<#comment>#comment>Bay 100 bin volt söndü...
Gilbert Becaud, Paris'te Sein'e bağlı yeşil beyaz penişinde (*) bizi bıraktı.
Gitti.
Sevgilinin ardından o hep yaşayacak olan şarkı "Ve şimdi"yi (Et Maintenant) söylüyoruz.
"Ve şimdi...Ne yapacağım?Ağlamamak için güleceğim.VeŞimdi...Boş".>Gençliğinde solcu ve aşık olmayanın adamlığı tartışılır derler.
Paris ve Moskova'da harmanlanırdı bu söylemin hayali.
AB zirvesinde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlaması, ilk kez bir AB belgesinde yeraldı.Açıklamanın "b"ylece Türkiye'nin Avrupa'ya tam üyeliği için müzakerenin açılması yaklaşmıştır" s"ylemi altı çizilerek okunmalıdır.™zellikle Türkiye' nin Avrupalı olabileceğine bir "serap" g"züyle bakanlar tarafından...Aldığım izlenimlere g"re eğer, Türkiye bu kararlı çizgisini sürdürürse 2002 sonlarında müzakeler başlayabilir. Dışişleri Bakanı İsmail Cem' i, AB nezdindeki Büyükelçi Nihat Akyol' u, Türkiye' yi dünya birinci liginde oynatmak için yüreğini ve beynini koyan herkesi, Anayasa' daki son değişiklikleri yapan TBMM' yi - ihtiyatlı iyimserlikle - bizim nesil ve gelecek kuşaklar adına yürekten kutluyorum.Ve bir başka konu... "Çanlar kimin için çalıyor diye sorma; çanlar senin için çalıyor" dizeleri 11 Eylül' den sonra küresel uyarıya d"nüştü. Usame bin Ladin' in yanındakilerle binlerce masumun katlinden s"z ederken sırıtışları, bu vahşeti "Allahın lütfu" olarak yorumlamaları iğrençliğin "tesinde, yansıttığı küresel tehdit nedeniyle ürperticiydi.Bu ter"r çılgınları yerkürenin her ülkesinde, belki de her kentinde d"şenmiş mayınlar gibi. "Çanlar hepimiz
<#comment>#comment>Dün Türkiye'nin Avrupa yol haritasında çok önemli bir etabı geride bıraktık.
AB zirvesinde Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin başlaması, ilk kez bir AB belgesinde yeraldı.
Açıklamanın "böylece Türkiye'nin Avrupa'ya tam üyeliği için müzakerenin açılması yaklaşmıştır" söylemi altı çizilerek okunmalıdır.
Özellikle Türkiye'nin Avrupalı olabileceğine bir "serap" gözüyle bakanlar tarafından...
Aldığım izlenimlere göre eğer, Türkiye bu kararlı çizgisini sürdürürse 2002 sonlarında müzakeler başlayabilir.
Dışişleri Bakanı İsmail Cem'i, AB nezdindeki Büyükelçi Nihat Akyol'u, Türkiye'yi dünya birinci liginde oynatmak için yüreğini ve beynini koyan herkesi, Anayasa'daki son değişiklikleri yapan TBMM'yi - ihtiyatlı iyimserlikle - bizim nesil ve gelecek kuşaklar adına yürekten kutluyorum.
Bu vahşeti üstlenen vampiri lanetleyeceklerine bizden de birileri "montaj" iddialarıyla korumaya kalkışıyorlar.Demokrasi ve insanlık zihniyetlerinin çukuruna dünyadan seslenişleri yansıtalım...Dünkü New York Times' ta Elisabeth Bumiller' in yazısından "zetler ş"yle: "Bulunan ve ABD'ye verilen video bant için bedel "denmemiş.CIA tarafından çevirtilmiş. 29 Kasım'da Başkan Bush'a bantın ele geçirildiği bildirilmiş. 30 Kasım'da Beyaz Saray'daki brifingde izlenmiş.Başkan izledikten sonra bantın tam ve orijinalliği için çifte denetim yaptırılması uygun g"rülmüş.CIA bantta Bin Ladin g"rüntülerinde hiçbir oynama, bozulma, değişiklik olmadığını saptamış.Savunma Bakanlığı bununla yetinmemiş, Diplomatik Lisan B"lümü'nden George Michael ve Johns Hopkins šniversitesi Uluslararası İlişkiler Arap Dilleri program koordinat"rü Kassem M. Wahba'ya, Bin Ladin ve yanındakilerin konuşmaları yeniden tercüme ettirilmiş.Daha "nceki tercümeyle karşılaştırılmış.İkisinin de aynı olduğu saptanmış.Daha sonra CIA uzmanları banttaki Bin Ladin sesiyle, Bin Ladin'in daha "nceki video bantlardaki seslerini karşılaştırmış. Her olasılık g"z "nüne alınarak 'sesler aynı' sonucuna varılmış." Yani... Bu bantın
<#comment>#comment>Usame bin Ladin'in, 11 Eylül kıyımının kendi planı olduğunu video bantta görüntülü itirafı güya "montajmış!.."Bu vahşeti üstlenen vampiri lanetleyeceklerine bizden de birileri "montaj" iddialarıyla korumaya kalkışıyorlar.
Demokrasi ve insanlık zihniyetlerinin çukuruna dünyadan seslenişleri yansıtalım...
Dünkü New York Times'ta Elisabeth Bumiller'in yazısından özetler şöyle:
"Bulunan ve ABD'ye verilen video bant için bedel ödenmemiş.CIA tarafından çevirtilmiş. 29 Kasım'da Başkan Bush'a bantın ele geçirildiği bildirilmiş. 30 Kasım'da Beyaz Saray'daki brifingde izlenmiş.Başkan izledikten sonra bantın tam ve orijinalliği için çifte denetim yaptırılması uygun görülmüş.CIA bantta Bin Ladin görüntülerinde hiçbir oynama, bozulma, değişiklik olmadığını saptamış.Savunma Bakanlığı bununla yetinmemiş, Diplomatik Lisan Bölümü'nden George Michael ve Johns Hopkins Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Arap Dilleri program koordinatörü Kassem M. Wahba'ya, Bin Ladin ve yanındakilerin konuşmaları yeniden tercüme ettirilmiş.Daha önceki tercümeyle karşılaştırılmış.İkisinin de aynı olduğu saptanmış.Daha sonra CIA